Tarih: 17.03.2015 14:41

DAVUTOĞLU:``ALLAH BİR DAHA MİLLETE,İSTİKLAL MARŞI YAZDIRACAK ŞARTLAR YAŞATMASIN,``

Facebook Twitter Linked-in

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "Biz Çanakkale Savaşı'nda omuz omuza yürüyen bütün yiğitlerin torunları olarak, Türk, Kürt, Orta Asya, Mezopotamya, Anadolu halklarının ortak bayramı olarak Nevruz'u omuz omuza kutlayacağız" dedi. 

Davutoğlu, konuşmasına, toplantıda bulunan işitme engellilere "hoşgeldiniz" diyerek başladı. 

AK Parti Grup Başkanvekili Belma Satır'ın, işitme engellilerin "Türkiye sizinle gurur duyuyor, sizinle iftihar ediyoruz" dediklerini aktarmasına, Başbakan Davutoğlu, "Biz de sizi çok seviyoruz" karşılığını verdi. 

Davutoğlu, geçen haftanın ve bu haftanın birçok açıdan milli hafızayı ve ortak kaderi şekillendiren ve dünyada adalet arayışının sembolü olan yıl dönümlerini bünyesinde barındırdığını belirtti. 

"Önce Çanakkale" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti: 

"Yarın 18 mart. 100. yılında Çanakkale şehitlerini rahmetle anıyoruz. Onların emaneti, üzerimizdeki en büyük miras, en büyük sorumluluktur. Bundan yüz yıl önce bir millet tarihe terk ediliyor. O milletin kalbi olan Dersaadet, İstanbul, müstevliler tarafından işgal edildi, edilecek beklentisi içinde olanlar varken, bir millet Çanakkale'de, Gelibolu'da bir destan yazdı. Bu destanla sadece ülkemizdeki vilayetlerimizden gelenler değil sınırlarımız dışında kalmış, o kutsal mekanlardan, Bağdat, Şam, Kerkük, Musul, Filistin, Rumeli, Üsküp, Saraybosna, Kosova, Kafkaslar'dan, bu topraklara yürek, gönül vermiş bütün diyarlardan insanlar fevç fevç, omuz omuza Çanakkale'ye yürüdüler ve şahadet şerbetini içmek pahasına sadece bir milletin onurunu değil aslında insanlık onurunu korumak üzere omuz omuza yürüdüler. Allah onlardan razı olsun. Onlar yürürken dahi insanlık dersi verdiler. Bugün bu insanlık dersinin bir nişanesi olarak, yüzüncü yılda, o zaman savaştığımız orduların askerlerinin torunlarıyla 24 nisanda bir araya gelecek ve bir savaştan bir kardeşlik, dostluk destanının nasıl çıktığını tekrar hatırlayacağız. 

Omuz omuza yürüyenlerin torunları bugün bir yeni geleceğe bir istikbale yürüyorlar. Bu yürüyüş kutsaldır, büyüktür ve bu yürüyüş, yürüyüşe katılan herkesi bünyesine alacak kadar ulvi değerlere sahiptir." 

12 Mart 1921'de İstiklal Marşı'nın kabul edildiğini de anımsatan Davutoğlu, Mehmet Akif Ersoy'u rahmetle andığını söyledi. 

Davutoğlu, "İstiklal Marşı'nı yazarken Tacettin Dergahı'nda ve Ankara'da yaşadığı ruh halini şimdi biz de hissediyoruz ve onun dediğini diyoruz: Allah bir daha bu millete İstiklal Marşı yazdıracak şartlar getirmesin" diye konuştu. 

Bir milletin yükselişi, ayağa kalkışı, 1915 ile 1921 arasında, Çanakkale Savaşı ile İstiklal Marşı destanının yazıldığı dönemde yaptıkları fedakarlıklarla tarihe kazındığını, şerefli sayfalarında yerini aldığını ifade eden Davutoğlu, "O dönemin çocukları, gerek İstiklal Harbi'nde gerekse Çanakkale'de şehit düşenlerin çocukları, bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin asli ve eşit unsurlarıdır. Rumeli'den, Kafkasya'dan gelenler, Anadolu'da doğmuş olanlar, Mezopotamya kültürünü bugüne taşıyanlar, hepsi milletimizin asli unsurlarıdır. Onların arasına fitne sokmak isteyenlere hiçbir suretle fırsat verilmeyecektir" dedi. 

Nevruz'un, Orta Asya'de ve Mezopotamya'da Türklerin ve Kürtlerin bütün kadim kültürlerin kutladığı bir bayram olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Rabbimizin gündüzü ve geceyi eşit kıldığı; baharı müjdeleyerek, tabiatı, Rabbimizin lütfuyla tekrar şenlendirdiği bir kutlama" diye konuştu. 

Bu kutlamada şimdi iki taraf olacağını bir tarafın bunu sadece Mezopotamya'ya hasretmeye çalışacak ve sadece bir hikayeye dayandıracağını; bir başka kesimin de sadece Orta Asya'ya hasretmeye çalışacağını ve başka bir hikayeye dayandıracağını söyleyen Davutoğlu, "Ama biz Çanakkale Savaşı'nda omuz omuza yürüyen bütün yiğitlerin torunları olarak, Türk, Kürt, Orta Asya, Mezopotamya, Anadolu halklarının ortak bayramı olarak omuz omuza kutlayacağız" ifadelerini kullandı. 

Davutoğlu, "Nasıl Çanakkale Savaşı'nda omuz omuza yürünmüşse, Diyarbakırlı, İzmirli, Üsküplü, Bağdatlı, Kudüslü; nasıl İstiklal Harbi'nde 'Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir' emrine uyarken bütün coğrafyadan gelenler İzmir'e doğru yürümüşlerse, şimdi de biz AK Parti kadroları olarak ecdadın temsilcileri olarak 2023'e 'Ey millet hedefimiz dünyanın ilk on ekonomisi olmaktır' diye gönülden, aşkla ve büyük bir coşkuyla yürüyoruz" dedi. 

Bu hafta Dedem Korkut'un "Hanım Hey" kitabının tanıtımına katıldığını anımsatan Başbakan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Orada kadim kültürümüzün bütün unsurlarını yad etme imkanı bulduk. Bir büyük kervanın yürüyüşü, o kervanın yürüyüş esnasında bütün bir geçtiği coğrafyadan halklarla kaynaşması ve ortak bir kültürü Anadolu'ya taşıyarak Akkoyunlu, Karakoyunlu, Selçuklu, Artuklu ve bu çizgiden gelerek cihan devleti Osmanlı'nın ve inşallah küresel güç olacak olan Türkiye'nin mayasının karıldığı o güçlü kültür. Bakın Dedem Korkut duasında ne diyor: Yarlı kara dağların yıkılmasın. Gölgelice yüksek ağacın kesilmesin. Hep akan suyun kurumasın. Kanatların ucu kırılmasın. Allah seni namerde muhtaç etmesin. Koşar iken ak boz atın sürçmesin. Vuruştuğunda kara çelik öz kılıcın körelmesin. Allah'ın verdiği umudun kesilmesin. Ahir sonun ari imandan ayırmasın. Ak alnında beş kelime dua kıldık kabul olsun, derlesin, toparlasın. Günahımızı adı güzel Muhammed hürmetine bağışlasın, hanım hey.' AK Parti'nin ak kadrolarının ak alnından Dedem Korkut sesleniyor. Kimse bu milleti artık namerde muhtaç kılamayacak. AK Parti, Dedem Korkut'un duasının kabul edilmesinin tarihi adıdır. AK Parti yürüyen bu kervanın öncülerinin adıdır. Bizler, gücümüzü bir yanıyla Dedem Korkut'tan, bir yanıyla Ahmedi Hani'den, diğer yanıyla Mehmet Akif Ersoy'dan alırız. Dedem Korkut, Orta Asya'dan gelen yiğitler kervanının sözcüsüdür; Ahmedi Hani Mezopotamya kültürünün o derin irfanının sözcüsüdür; Mehmet Akif Rumeli'nin sözcüsüdür. İşte biz bu çizgiyi bir ve bütün olarak görüyoruz. Birlik ve bütünlük derken Orta Asya'dan, Mezopotamya'dan Rumeli'ye giden o köklü irfanın bütün derin izlerini yüreğimizde taşıyarak, hissederek bütün milleti kucaklayarak milli birlik ve beraberlik diyoruz. Bir olacağız, diri olacağız ve iri olacağız, Hacı Bektaş-ı Veli'nin dediği gibi. Hiçbir zaman aramıza bir olmanın karşılığı olan ikilik girmeyecek; diri olmanın karşılığı olan zayıflık gelmeyecek ve güçle olmak bizim için bir kader şeklinde Rabbimizin lütfuyla gerçekleşecek. İşte AK Parti bu büyük kaynakların, pınarların şelale haline dönmüş coşkulu şekilde tarihte akmasının adıdır. Onun için biz Çanakkale Savaşı'nda kahramanlığın, İstiklal Harbi'nde istiklal aşkının ürünü olan Türkiye Cumhuriyet devletinin onurlu fertleriyiz." 

Dedem Korkut "Allah seni namarde muhtaç etmesin" derken izzeti ve onuru öğrettiğini ifade Davutoğlu, dün ASELSAN Radar ve Elektronik Harp Teknolojileri Merkezi'nde çok özel bir törende olduklarını hatırlattı. 

"Bundan bahsedelim ki, Dedem Korkut'un duası nasıl yerine gelmiş cümlealem görsün ve bilsin" diyen Davutoğlu, şunları ifade etti: 

"1974 Kıbrıs Barış Harekatı'nda, Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca girdiği en kapsamlı askeri harekattır, en kritik anda, tam da elektronik iletişimin olması gerektiği anda silahlı kuvvetlerimizin iletişimi kesildi. Birileri bizim Kıbrıs'a gidip oradaki soydaşlarımızı, dindaşlarımızı ve mazlumları korumamızı istemedi. O zaman namerde muhtaçtık. Kimler o iletişimi kesmişlerse aslında bize bir mesaj iletmek istediler: 'Kaderiniz bizim elimizde.' Şimdi biz 40 yıl sonra, ASELSAN üzerinden elde ettiğimiz elektronik harp teknolojisiyle şunu ilan ediyoruz: Kaderimiz önce Rabbimizin sonra da milletimizin elindedir. Büyük bir ıstırap duymuştuk. Bu milletin onuru ve istiklal için çok önemlidir. 

İnsanlık tarihi boyunca milletler beka mücadelesi verdiğinde insan unsuruyla teknolojik unsuru bir arada kullandıkları zaman başarılı oldular. Eski meydan muharebelerinde kahramanlık, civanmertlik çok daha önem taşırdı çünkü savaş teknolojisi basit aletlere dayanıyordu. 'Tüfek icat oldu mertlik bozuldu' deyişi neden çıktı çünkü teknoloji değişti ateşli silahlar devreye girdi. Biz cihan devleti olurken İstanbul'a Urban'ın döktüğü topları Bizans'tan daha iyi kullandığımız için olduk. Teknolojiyi Ulubatlı Hasan'ın kahramanlığı ile bütünleştirdik. Savunma sanayini geliştirmemiş ülkelerin herhangi bir şekilde istiklal iddiaları olamaz. Daha sonra niçin devletimiz küçüldü, çünkü o teknolojiye intibak edemedik. Çanakkale Savaşı'nda büyük kahramanlık destanları yazdık, Yemen'de, Sarıkamış'ta, Galiçya'da, kanal harekatında, Kut'ül Ammare'de Birinci Dünya Savaşı'nda büyük destanlar yazdık ama sonucuna bakıldığında 1. Dünya Savaşı'nı kaybeden taraftaydık. Bütün bunlar hafızası güçlü devletler için ders mahiyetindedir. Dersimizi aldık ve kahramanlıklarımızı teknolojik üstünlükle bütünleştirme kararı verdik. 

Hava kuvvetlerinin kullanımı ve şimdi elektronik harp teknolojisi o kadar önemlidir ki ASELSAN'ın bu tesislerinde gerçekleştirilecek çalışmalarla kahraman Mehmetçiklerimizin savaşmasına bile gerek kalmadan savaşı kazanacak caydırıcı güce ulaşacağız. Elektronik harp demek savaşmadan da savaşı kazanabilecek güçlü bir teknolojiye sahip olmak demek. Yani karıştırıcılarla hava kuvvetlerimizin herhangi bir operasyon esnasında hiçbir dirençle karşılaşmaması demek. Yani uçaklarınız dünya semalarında uçarken sadece sizin bilmeniz ama hasım güçlerinin bilmemesi demek. İşte biz TSK'yı ve devletimizi öylesine muktedir hale getiriyoruz ki bütün bu çabalarla Dedem Korkut'un duası yerine geliyor. Milliyetçilik, vatanperverlik iddiasında olanlar önce bu duanın gereğini yapan bu iktidara teşekkürü bir borç bilsinler."

ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —