DESAM Başkanı Avcı; :''AKP, Toplumsal İktidarını, Yarattığı Medya Simülasyonuyla Sürdürüyor!''

DESAM Başkanı Gürkan Avcı, AKP iktidarının medyayı bir propaganda aracına dönüştürerek toplumu nasıl manipüle ettiğini ifşa etmeyi amaçlayan bir basın açıklamasında bulundu.

Gündem 25.03.2025 10:21:00 0
DESAM Başkanı Avcı; :

DESAM Başkanı Gürkan Avcı, AKP iktidarının medyayı bir propaganda aracına dönüştürerek toplumu nasıl manipüle ettiğini ifşa etmeyi amaçlayan bir basın açıklamasında bulundu. Açıklamasında, “TRT başta olmak üzere AKP kontrolündeki kanallarda yayınlanan diziler, filmler ve TV programlarının, iktidarın ideolojik hegemonyasını pekiştirmek için kurgulanmış bir simülasyon evreni yarattığını” kaydeden Gürkan Avcı, kapsamlı ve analitik bir metodolojiyle sunduğu beyanatında şunları söyledi;

 

AKP’nin gerek sosyal medya gerek klasik medya araçlarıyla yapmaya çalıştığı şey tam olarak simülasyondur yani yarattığı simülasyon gerçeğin yerini alan bir yalandır. AKP, bu yalanı "dini değerler", "milli tarih" ve "aile kültürü" maskesi altında pazarlayarak toplumu bir hipergerçeklik tuzağına hapsetmektedir.

 

AKP'nin Medya İktidarı: Simülakrların İstilası

TRT'nin ve AKP medyasının son yıllarda ürettiği dizilere bakın: Tarihi çarpıtan "Diriliş Ertuğrul", gerçek dini değerleri popüler kültürle sulandıran "Uyanış: Büyük Selçuklu", toplumsal muhalefeti "terör"le özdeşleştiren "Teşkilat"... Bunlar, iktidarın gerçeği silip yerine kendi mitlerini koyduğu simülakrlardır. Bu dizilerdeki karakterler ve olaylar, gerçek tarihsel veya dini figürler değil; AKP'nin siyasi çıkarlarına hizmet eden kurgusal ikonlardır.

 

Örneğin, "Kuruluş Osman" dizisinde Osmanlı'nın kuruluşu, şiddet ve kaba erkek egemenliği üzerinden romantize ediliyor. Bu, genç dimağlara "güçlü lider" kültünü aşılamak için kasıtlı bir manipülasyondur. Peki ya "Yunus Emre" dizisi? Tasavvufun derin felsefesi, AKP'nin "dindar nesil" sloganına indirgenerek adeta tüketim nesnesine dönüştürülmektedir.

 

Toplum Mühendisliği: Ekranlarda Yeni Bir Türkiye İnşası

AKP, gerek yeni ve sosyal medya aracılığı ile gerekse klasik medya aracılığıyla toplumsal hafızayı yeniden yazmaya çalışmaktadır. Tarih, din ve kültür, AKP iktidarının çizdiği kalıplara göre yeniden üretilmektedir. AKP’nin yarattığı simülasyon, gerçeği ve hakikatleri öldürmektedir. TV ekranlarında "şehit" diye bağıran karakterler, "düşman" olarak gösterilen her kesim ve "tek adam" etrafında kurgulanan hikâyeler, toplumu kritik düşünceden uzaklaştırıp kör bir itaate sürüklemektedir.

 

Dahası, bu dizilerde dikkatle bakın kadınlar ya "fedakâr anne" ya da "iffetsiz kötü karakter" olarak resmedilmektedir. Diğer kişilik ve karakter kadınlar ya yok sayılıyor ya da "önemsiz, zayıf, ahlaksız" gösteriliyor. Bu durum, iktidarın toplumsal cinsiyet eşitsizliğini meşrulaştırma stratejisinin bir parçasıdır.

 

Direniş Çağrısı: Simülasyonu Yıkalım, Gerçeği Geri Alalım!

Türk halkının aydınlarının, düşünürlerinin, kanaat önderlerinin, bilgili donanımlı entelektüel kapasiteli siyasetçilerinin, bu manipülasyona sessiz kalmaması gerekmektedir! AKP'nin ekranlarda yarattığı simülasyon evreni, yalnızca toplumu uyutmak için değil, eleştirel düşünceyi de öldürmek için tasarlanmıştır. Aydınlarımızı uyarıyorum: AKP’nin gösteri toplumunda gerçek, bir enkaz haline gelmiştir, gelmektedir. Özellikle TRT'nin ve TV kanallarımızın tarafsız kamusal yayıncılık ilkesine dönmesini, medya üzerindeki siyasi baskının sona ermesini, toplumu manipüle eden dizilerin, sosyal medyadaki algı operasyonlarının ve sübliminal atakların denetim altına alınmasını sağlamamız gerekmektedir.

 

Bu gençlerimizin ve toplumun aklı seliminin korunması, ruh ve düşünce sağlığının tekamülü için şarttır. Ülkemizin, milletimizin, devletimizin beka ve felahından sorumlu olan ve sorumluluk hisseden kanaat önderlerimizin; "Gerçeğimizi çaldırmayacağız! AKP'nin simülasyon iktidarına karşı direnecek, toplumsal hafızayı özgürleştireceğiz,” diye haykırması ve halkı, özellikle gençliğimizi uyarması, uyandırması ve farkındalığını arttırması gibi mühim bir vecibesi bulunmaktadır. Çünkü gerçek, iktidarın tekelinde değil, aziz ve necip milletimizin ortak hafızasındadır!

 

Bağımsız ve özgür, basiretle ve ferasetle bakan her göz ve gönül iktidarın devlet imkânlarını bir ideolojik savaş makinesine dönüştürerek toplumu nasıl kuşattığını tüm çıplaklığıyla görebilecektir. AKP, elindeki onlarca TV kanalı, gazete, dergi, sosyal medya hesapları ve kamu kurumlarıyla (Diyanet, Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Bakanlıkları) topyekûn bir zihin işgali başlatmış ve sorumsuzca bu işgali sürdürmektedir. Amacı açıktır: Türkiye’yi tek renge boyamak, eleştirel düşünceyi susturmak ve gerçeği iktidarın çıkarlarına göre yeniden yazmak.

 

Medya: Gerçeğin Yok Edildiği Sanal Bir Evren

İktidar, kontrolündeki yeni ve eski medya organlarını kurgusal bir gerçeklik inşası için kullanmaktan çekinmemektedir. Ekranlarda dönen diziler, "tarih" adı altında sunulan çarpıtmalar birde utanmadan "milli değerler" kisvesi altında dayatılan egemen (virütik ve gdo’lu) ideolojik anlatılar… Bunlar, toplumu tek bir hakikat etrafında toplamak için kurgulanmış araçlardır. Tekrar örnek vermek gerekirse: "Teşkilat" dizisinde "düşman", her türlü muhalif sesle özdeşleştiriliyor. "Uyanış: Büyük Selçuklu" ile din, iktidarın siyasi söylemlerine hizmet eden bir araç haline getiriliyor. Yani ekranlarınızda gördüğünüz, gerçeğin gölgesi değil; iktidarın kurgusudur!"

 

Eğitim: Genç Dimağlara Zincir Vuruluyor

Millî Eğitim Bakanlığı, müfredatı genomisi okyanus ötesinden ısmarlama ideolojik bir kalıp haline getirmiştir. Tarih derslerinde hibrit bir Osmanlı romantizmi, din derslerinde mezhepçi yaklaşımlar, felsefe derslerinde eleştirel düşüncenin budanması… Amaç bellidir: Gençleri sorgulamayan, itaatkâr bir nesle dönüştürmek. Okul sıraları, zihinlere vurulan AKP prangaları olmasın istiyoruz.

 

Diyanet: Din, Siyasetin Kılıfı Haline Geldi

Diyanet İşleri Başkanlığı, dini söylemi iktidarın siyasi çıkarlarına endekslemiş görülüyor. Cuma hutbelerinde "itaat" vurgusu, camilerde dağıtılan broşürlerde "devlet bekası" naraları… Din, vicdanlarda değil, iktidarın politikalarında tutsak edilmiş hale gelmiştir.

 

Örneğin: 2023 Ramazan’ında Diyanet’in "İsrafa karşı tutum" fetvası, tam da iktidar yanlısı holdinglerin zam protestolarını bastırmak için kullanılmıştır. Güzel dinimiz, sevgi ve barışın, şefkat ve merhametin, adaletin ve esenliğin klavuznamesi olan dinimiz, siyasetin değil, vicdanların sesi olmalıdır!"

 

Sosyal Medya: Troll Orduları ve Algı Fabrikası

İktidar, sosyal medyayı bir nefret ve yalan makinesine çevirmiştir. "Anonim" hesaplar, troll ordular, muhaliflere yönelik linç kampanyaları… Gerçekler, "sahte haber" yaftasıyla gömülürken, iktidar yanlısı palavralar "hakikat" diye servis edilmektedir. Bir misal olsun diye paylaşmak istiyorum: 2024’te yapılan bir incelemeye göre, Twitter’da AKP lehine yapılan bot hesapların sayısı 1.2 milyonu aşmıştır. Sosyal medya, halkın değil, trollerin meydanı olmasın istiyoruz!"

 

Kültür ve Gençlik: Kimliğin İğdiş Edilmesi

Kültür Bakanlığı, kadim yurdumuz Anadolu’nun o çok renkli o çok çiçekli yapısını tek tip bir ayrıştırıcı, negatif, düşmanlaştırıcı milliyetçi söyleme indirgemek istemektedir. Gençlik ve Spor Bakanlığı ise gençleri "STK" adı altında örgütleyerek siyasi kadrolaşma aracı haline getirmek istemektedir. Yine küçük bir örnek vermek istiyorum: 2023 Gençlik Projeleri" kapsamında verilen bursların %89’u iktidar yanlısı derneklere aktarılmıştır. Oysa gençliğimiz, iktidarın değil, özgürlüğün, kardeşliğin, kucaklamanın, ahlakın ve adil olmanın sesidir!

 

Halkın Gerçeği Duyması Gerekiyor!

Bizler, DESAM olarak on yılı aşkın süredir bu karanlık tablolara karşı tüm Türkiye’yi uyanmaya davet ediyoruz. Bu basın açıklamasında da taleplerimiz çok net ve sadedir:

  1. Medya Özgürlüğü: TRT ve diğer iktidar ve muhalefet tüm medya tarafsızlaştırılsın!
  2. Eğitimde Çoğulculuk: Müfredat bilimsel ve eleştirel düşünceye açılsın! Değişmeyen özümüzle değişime ayak uyduran özgün ve rol model bir müfredat olsun.
  3. Diyanet’in Siyaset Dışı Kalması: Din, mezhep, tarikat devletin değil, bireylerin vicdanında yaşasın!
  4. Sosyal Medya Şeffaflığı: Troll çiftlikleri ve bot hesaplar temizlensin!
  5. Gençliğin Özgürleşmesi: Bakanlık bütçeleri siyasi kadrolaşmaya değil, gençlerin geleceğine aktarılsın!

 

Tekrar ifade ediyorum: "Gerçek, iktidarın tekelinde değildir! Tarihimizi, dinimizi, kültürümüzü çaldırmayacağız! Türkiye, tek adamın değil, 85 milyonun sesidir!"

 

Gerçeğin İşgali: İktidarın Simülasyon Düzenine Bilimsel ve Toplumsal Direniş!"

Değerli Kamuoyu, kasıtlı olarak eğitimsiz ve yoksul, muhtaç bırakılmış sevgili ve de asil halkımız!

Bugün sizlere, iktidarın gerçekliği yapay bir anlatılar evrenine hapsederek toplumu nasıl dönüştürdüğünü birtakım verilerle ve bilimsel gerçekler ışığında ifade etmeye çalıştım. Özetlemem gerekirse; iktidarın medya, eğitim, din ve kültür kurumları, eleştirel düşünceyi susturan, tarihi ve dini değerlerimizi araçsallaştıran bir mekanizmaya dönüştürülmüştür. Bu durum, yalnızca siyasi bir manipülasyon değil; toplumsal hafızanın sistematik bir şekilde yeniden yazılmasıdır.

 

Medyada Simülasyon: Gerçeğin Yapay İkamesi

Tam genelleme yapmak doğru değil ancak iktidar, yandaş medya aracılığıyla, muhalefet fondaş medya aracılğıyla tarihi, kültürel ve dini olguları kurgusal bir evrende yeniden üretmeye fütursuzca devam etmektedir. Bu durum bilgi çöplüğüne hapsedilen toplumun eleştirel tarih, kültür ve inanç eserlerini okumasından uzaklaştırıyor.  Kutsal dini değerlerimiz iktidarın siyasi söylemlerine hizmet eden birer simgeye indirgeniyor. Ülkemizin önde gelen üniversitelerinden olan İstanbul Üniversitesi’nin 2023’te yaptığı bir araştırmaya göre, gençlerin %68’i bu dizilerdeki tarih anlatılarını "gerçeğin tam karşılığı" olarak görüyor. Bu, simülasyonun gerçekliği nasıl dönüştürdüğünün çarpıcı bir kanıtıdır.

 

Oysa bizim öğrencilerimize tarih, kültür ve din olgularını çok yönlü analiz etme becerisi kazandırmamız gerekmektedir. Güçlü olan, sağlıklı olan bilgi böyle inşa edilir! Cuma hutbelerindeki "edilgen itaat" vurgusu, toplumu sorgulamayan bir kitleye dönüştürme amacı taşımaktadır. "İsrafa karşı tutum" fetvaları, enflasyon politikalarını örtbas etmek için araçsallaştırılmaktadır. Örneğin Ankara Üniversitesi’nin 2023 anketine göre, halkın %54’ü "Diyanet’in siyasi otoriteye bağlılığının dini özgürlükleri zedelediğini" düşünüyor. Öte yandan Kültür Bakanlığı, güzel vatanımızın güzel insanlarını tekçi bir kimlik anlatısına sıkıştırıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı ise gençleri iktidara bağımlı kılacak projelerle kadrolaştırıyor. "Gençlik Kampları" adı altında gençlere siyasi propaganda yapılıyor. Sanat etkinliklerini, devlet destekli ideolojik içeriklerle sınırlandırılıyor. Yine küçük bir örnekle; 2024’te Kültür Bakanlığı bütçesinin %72’si "milli değerler" adı altında iktidar yanlısı projelere aktarılmıştır. Oysa ayrım gözetilmeksizin insanlarımızın sanatsal üretimi desteklenmelidir. Gençlik dernekleri, siyasi otoriteden bağımsız şekilde yasal çerçevede örgütlenebilmelidir.

 

Tekrar ifade etmek istiyoruz; Gerçek, iktidarın kurgusu değil, halkın kolektif hafızasıdır! Bilimle, sanatla, özgür düşünceyle bu simülasyonu yıkmamız gerekiyor! Sorumluluğumuzu ve bu vatana olan borcumuzu, bu aziz millete olan vecibemizi yerine getirmemiz ve gerçekleri söylememiz gerekiyor. Hem halkımıza hem de iktidara doğru yolu göstermek için.

 

 

ARTUKLU HABER AJANSI

18.4° / 4.8°
  • BIST 100

    9610,8%3,35
  • DOLAR

    37,95% -0,04
  • EURO

    41,11% 0,13
  • GRAM ALTIN

    3686,54% 0,24
  • Ç. ALTIN

    5951,83% -0,18