MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Partisinin grup toplantısında yaptığı Konuşmasında:``Hükümetin gizli gündeminde, eğitim yoluyla bin yıllık kardeşliği imha etmek ve milleti 36 etnik yapıya parçalamak olduğunu iddia eden Bahçeli, milli eğitim sisteminin po
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli Partisinin grup toplantısında yaptığı Konuşmasında:``Hükümetin gizli gündeminde, eğitim yoluyla bin yıllık kardeşliği imha etmek ve milleti 36 etnik yapıya parçalamak olduğunu iddia eden Bahçeli, milli eğitim sisteminin posasının çıkarıldığını ve derisinin yüzüldüğünü söyledi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM Grup Toplantısı`nda yaptığı konuşmaya, tiyatrocu Nejat Uygur`un ölümünden duyduğu üzüntüyü dile getirerek başladı.
Bu hafta sonu, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nün kutlanacağını anımsatan Bahçeli, öğretmenlerin durumuna ve dershane tartışmalarına değindi.
``AKP hükümeti milletimizin ekonomik kaynaklarını har vurup harman savururken atama bekleyen öğretmenlere yüz çevirmesi asla doğru ve insani değildir`` diyen Bahçeli, ``AKP hükümeti Türkiye’nin ve Türk milletinin geleceği demek olan milli eğitim sistemini siyasi çıkar hesaplarıyla mahvetmiş, keşmekeşe çevirmiştir`` iddiasında bulundu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve hükümetin, "kısır siyasi hesaplaşmalarına, sinsi emellerine eğitim hayatını yüzsüzce alet ettiğini" savunan Bahçeli, şunları kaydetti;
"Başbakan Erdoğan eğitimin millik vasfını aşırı şekilde hırpalamış, değişik platformlarda öğretmenlerimizi itici ve kaba sözlerle terslemiştir.
Bu zihniyetin yeni Türkiye parolasıyla bölücülere ve teröristlere kurban vermeye hazırlandığı Türkiye Cumhuriyeti, eğitimdeki hastalıklı uygulamalarla süratle kan kaybetmektedir. Başbakan’ın hedefinde çocuklarımızın iyi yetişmesi yoktur. Başbakan’ın gelecek planlamasında, gelecek tasarımında, gelecek vizyonunda milli ve manevi değerlerle hemhal olmuş, içiçe geçmiş kuşaklar bulunmamaktadır.
Ecdadını bilen, kimliğini yaşayan, kim olduğunun, nereden geldiğinin ve nereye varmak istediğinin bilincinde; ruhen, kalben, zihnen ve fiziken donanımlı, dengeli ve düzeyli nesiller Başbakan için önemsizdir. Başbakan Erdoğan ve hükümeti, milli eğitime saldırarak, milli öğretimi sulandırarak Türk milletinin ana kaynaklarını, atar damarını kesmeyi amaçlamaktadır."
Hükümetin gizli gündeminde, eğitim yoluyla bin yıllık kardeşliği imha etmek ve milleti 36 etnik yapıya parçalamak olduğunu iddia eden Bahçeli, milli eğitim sisteminin posasının çıkarıldığını ve derisinin yüzüldüğünü söyledi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"Günlerdir dershanelerin kapanıp kapanmaması konusunda muhtelif görüşler kamuoyuna adeta ambargo koymuştur. Öğretmenlerimizin sorunları, öğrencilerin beklentileri, ailelerinin istekleri kökten çözülmüştür de bir tek halledilmesi gereken dershaneler kalmıştır.
Milliyetçi Hareket Partisi’nin bu kapsamdaki görüş ve önerileri çok açık olup hiçbir şekilde kuşkuya yer bırakmamaktadır. Gerek 2002, 2007 ve 2011 yılı Seçim Beyannamelerimizde, gerekse de konuyla ilgili değişik tarihlerde yaptığımız açıklamalarda nerede durduğumuzu net olarak ifade ettiğimiz kayıtlardadır. Nitekim 2011 tarihli Seçim Beyannamemizde; sınav sistemlerinin örgün eğitim programlarına paralel hale getirilmesini, dershanelerin ilk ve orta öğretim kurumlarının işlevini üstlenmesi önlenerek, özel okula dönüşmesinin teşvik edileceğini ifade etmiştik. Yani ilke olarak dershanelerin özel okula dönüşmesi gerektiğine inandığımızı ve bunu hedeflediğimizi daha bu tartışmalar gün yüzüne çıkmadan gündeme getirmiştik.
Ayrıca 3 Nisan 2012 tarihli Meclis Grup toplantımızda da aynen şunları söylemiştim: `Elbette milyonlarca ailemize mali külfet olan dershanelerin kaldırılması yerinde bir uygulamadır. Zira üniversite sınavının kalkacağı bir ortamda zaten dershanelere büyük oranda gerek ve ihtiyaç kalmayacaktır. Ancak binlerce dershaneyi kapatırken, önce buralarda çalışan ve hayatlarını kazanan öğretmen ve yardımcı personelin geleceğini garantiye almak ve bunları milli eğitim sistemine dahil etmek gerekmektedir. Bir diğer yandan da dershane sahiplerini mağdur etmeyecek çare ve yolları bulmak lazımdır.”
Dershane sisteminin yaygınlaşması ve öğrencilerin bu kurumlara mecbur bırakılmasının her şeyden evvel eğitim sisteminin acizliğinden ve yetersizliğinden kaynaklandığını vurgulayan Bahçeli, şunları kaydetti:
"Bu zamana kadar, evlatlarımız ilk ve orta dereceli okullarda alamadığı bilgi ve edinemediği pratikliği dershanelerde kazanmıştır. Ekonomik imkanları ölçüsünde, hemen hemen her aile çocuğunu bir dershaneye kayıt ettirmiş ve ettirmektedir.
Kesin olan bir şey varsa o da şudur: Milli eğitim müfredatında, girilecek imtihanlarla ilgili lazım gelen bilgi ve tecrübenin verilmemesi veya verilemeyişi çok ciddi bir zaaftır. Dershane tartışmasından önce bu eksikliğin karşılanması, bu ihmal mesabesindeki zayıflığın tartışılması gerekmektedir. Çocuklarımızı ve ailelerini dershane kuyruklarına sokan, buna zorunlu bırakan argümanlar, nedenler ve mazeretler tüm yönleriyle, dürüstçe ve etraflıca konuşulmadıktan ve makul şekilde halledilmedikten sonra atılacak her adım zaman israfına yenisini ekleyecektir.
Cevaplanması gereken ilk soru şudur: Öğrencilerin okulda bulamayıp da dershanelerde bulduğu, okulda öğrenemeyip de dershane sıralarından aldığı nedir, nelerden ibarettir? Dershanelerdeki öğretmenlerle milli eğitim sistemindeki öğretmenler aynı tedrisatın ürünleridir. O halde okullarımızın bu kadar geri, önemsiz ve sanki işe yaramaz gibi algılanmasına, gösterilmesine ve bu noktaya gelmesine sebep olan aymazlıklar, sorumsuzluklar hangi başlıklardan müteşekkildir?"
"Bize göre önemli ve öncelikli olan dershanelere olan ihtiyacın tamamen ortadan kalkması ve kaldırılmasıdır" diyen Bahçeli, "Bu gerçekleşmeden, bu sağlanmadan ve milli eğitim sistemi beklentilere cevap vermeden dershane sistemiyle sırf başka maksatlarla oynamak telafisi çok zor olacak boşluklara ve çalkantılara meydan verebilecektir" dedi.
Bahçeli, şöyle devam etti:
"AKP 11 yıldır hükümettedir. Recep Tayyip Erdoğan 11 yıldır Başbakan’dır. AKP 11 yıldır milli eğitim sistemini kontrol etmekte, siyasi sorumluluğu uhdesinde taşıyarak yönlendirmektedir. Sormak isterim ki Başbakan ve hükümetinin, yaklaşık son bir yıldır dershane üzerinden yürüttüğü polemiklerin esas gayesi nedir? Bu yolla neyin örtülü mesajı, kimlere, hangi niyetle verilmektedir? 11 yıldır dershaneler iyidir de şimdi mi kötü olmuştur? 11 yıldır her şey süt limandır da şimdi mi işler sarpa sarmıştır?
12 Eylül 2010 tarihli referandumla zirve yapan yakınlıklara bugünlerde nazar mı değmiştir? Dershaneleri kapatma kararı iyice yüzeye vuran bir siyasi kavganın mı, dünkü ittifakların bir mahsuplaşması mı, alttan alta devam eden restleşmenin mi, yoksa gerçekten de bir ihtiyacın mı eseridir? Başbakan Erdoğan’ı bu karara iten asıl saik nedir?
Bu soruların cevaplarını bilmek ve öğrenmek bizim olduğu kadar da milletimizin en doğal hakkıdır. Tekraren söylüyorum, dershanelerin kapatılarak özel okula dönüştürülmesi bizim yıllar öncesinden belirlediğimiz bir hedeftir. Ancak evvela dershanelere olan talep ve yönelimin bitirilmesi şarttır.
Başbakan ve hükümetini dershaneler konusunda halis niyetli görmediğimizi, tüm safhalarıyla planlamadan, ezbere ve sırf birilerini zorda bırakma maksadıyla söz konusu tasarrufun arifesinde olduğunu düşünüyoruz." dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
9659,96%1,15
34,55% 0,06
36,30% 0,91
2905,89% -3,30
4950,44% -1,62