MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu`nun Danıştay`ın 146. kuruluş yıl dönümü törenindeki konuşmasının kışkırtıcı olduğunu belirterek, "Yüksek yargı organlarının özel ve kutlama günleri siyasete ayar verilecek u
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu`nun Danıştay`ın 146. kuruluş yıl dönümü törenindeki konuşmasının kışkırtıcı olduğunu belirterek, "Yüksek yargı organlarının özel ve kutlama günleri siyasete ayar verilecek ucuz yerler değildir ve böyle de görülmemelidir" dedi.
Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı`nda yaptığı konuşmada, yarının Dünya Çiftçiler Günü olduğunu, çiftçilerimiz birçok külfet ve zorluğa katlandığını söyledi.
AK Parti iktidarının Türk çiftçisine yüz çevirdiğini ifade eden Bahçeli, "Tarlasına bir yanda ümit eken, diğer yanda çile kaldıran çiftçilerimizin feryat ve şikayetleri hiç duyulmamaktadır" dedi. Çiftçi borçlarının son 12 yılda 80 kat arttığını belirten Bahçeli, "77 milyonu doyuranlar açlıkla mücadele etmekte, yoklukla, yoksullukla cebelleşmektedir" diye konuştu.
Bahçeli, Mart ayının sonundaki donun fındık, erik, şeftali, kiraz, badem, üzüm, çay, kayısı, elma ve ceviz üreticilerini mağdur ettiğini dile getirerek, hükümetin çiftçilerin zararlarını telafi etmesini istedi.
Danıştay`ın 146. kuruluş yıl dönümü töreninde Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu arasında yaşanan tartışmaya değinen Bahçeli, otoriter rejimlerle demokratik yönetimleri ayıran başlıca unsurun görüşlerin, fikirlerin çoğulculuğu ve çeşitliliği olduğunu söyledi.
Türkiye`nin uzun süredir antidemokrat iktidar anlayışının tekelinde olduğunu savunan Bahçeli, "Başbakan Erdoğan’ın kaba üslubu, ötekileştiren, dışlayan ve anında kutuplaştıran tavrı demokrasiyi tehdit etmekte ve yıpratmaktadır" dedi.
Başbakan Erdoğan`ın muhalif duruşlara bıçkın olduğunu ifade eden Bahçeli, "Başbakan ile Türkiye Barolar Birliği Başkanı arasında yaşanan söz düellosu, edep ve haya sınırlarını ihlal eden dalaşma kesinlikle tasvip edilemez çirkinliktedir. Bu yüzden siyasi seviye ve medeni tutum Danıştay Salonu’nda iflas etmiştir. Burada hukuk yutkunmuş, adalet bir kez daha yara almıştır" diye konuştu.
Erdoğan ile Feyzioğlu`nun samimi şekilde buluştuğunu, 4 Ocak 2014`teki görüşmelerinin de yapıcı geçtiğinin açıklandığını anlatan Bahçeli, tartışmanın kendileri açısından kuşkulu olduğunu belirtti.
Feyzioğlu`nun Danıştay’daki konuşmasını hem süre, hem sınır, hem de kapsam açısından uzun tuttuğunu ve kendisine verilen demokratik imkanı istismar ettiğini dile getiren Bahçeli, şunları söyledi:
"Şüphe yok ki Baro Başkanı, Danıştay’ın kuruluş yıl dönümünün anlam ve önemine uygun hareket etmemiş, bir saate varan konuşmasıyla sabırları zorlamıştır. Bu çok açık bir gerçektir. Yüksek yargı organlarının özel ve kutlama günleri siyasete ayar verilecek ucuz yerler değildir ve böyle de görülmemelidir. Her önüne gelen siyasi terziliğe soyunamaz, işgal ettiği kürsüyü fırsat bilerek polemik yapamaz, yapmamalıdır. Bu itibarla Baro Başkanı’nın ucu açık, her konuya girip çıkan konuşması alenen kışkırtıcıdır.
Anayasa Mahkemesi’nin 52. kuruluş yıl dönümünde eleştiri yağmuruna tutulan ve bundan dolayı zorda kalan Başbakan, yeni bir yarma harekatına sessiz kalamamış, Barolar Birliği Başkanı’nın gollük pasını kendince iyi değerlendirmiştir. Başbakan Erdoğan öfke patlaması yaşamış, neredeyse Barolar Birliği Başkanı’nın üzerine yürümek için yerinden kalkmaya bile teşebbüs etmiştir. Barolar Birliği Başkanı’nın kendini beğenmiş tarzı, provokatif ve her satırı siyaset kokan açıklamaları Başbakan’ı tahrik etmiş ve kızdırmıştır. Kısaca söylemek gerekirse Baro Başkanı çalmış, Başbakan oynamıştır. Danıştay’da herkes rolünün icabını yapmış, mayasının ve mizacının gereğini yerine getirmiştir.
Danıştay’daki dramatik tören ister mizansen, ister kurgu, ister proje, isterse de anlık gelişen bir olay olsun, kesinlikle skandaldır, kesinlikle sokak jargonuyla söz kesenlerin ayıbıdır. Normal şartlarda, Başbakan`ın konuşmacıyı sağduyu ve olgunlukla dinlemesi gerekirdi. Katılmadığı, onaylamadığı, doğru bulmadığı, ağrına giden herhangi bir taraf varsa, ya bunu konuşmacı kürsüden indikten sonra direk kendisine söylemeli ya da yalaka medya vasıtasıyla iletmeliydi. Ne var ki Başbakan oturduğu yerden şeklen öfkelenmiş ve yüzü kıpkırmızı kesilerek, gündemi lehine çevirmek istemiştir. Şayet Başbakan katıldığı toplantılardaki konuşmacılara artık doğrudan müdahale edecek bir psikolojiye sahipse, tavsiyemiz, sinirlerini kontrol ettirmesi, mümkünse de istirahate çekilmesidir. Başbakan yakında Meclis Grup salonlarını basmaya kadar işi götürürse kimse şaşırmamalıdır."
Bahçeli, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül`ün de törene katıldığını ve diğer katılımcıların da buna uygun hareket etmesi gerektiğini belirterek, "Cumhurbaşkanı, bulunduğu salonu terk etmeden devlet ve siyaset adamlarının kalkıp gitmeleri terbiye eksikliğidir. Başbakan’ın düzmece kavga sahnesinde, ayağa kalkarak başta Sayın Gül’ü el hareketleriyle dışarıya davet etmesi büyük bir nezaketsizliktir. Sayın Gül’ün ve Sayın Genelkurmay Başkanı’nın, Başbakan’ın ardı sıra çıkıp gitmeleri, kendileri adına hüsran ve utanç vericidir" dedi.
Danıştay`da yaşananların devlet ciddiyetini buharlaştırdığını ifade eden Bahçeli, "Başbakan’ın, devleti Hababam Sınıfı`na çevirmeye ne hakkı vardır?" diye sordu.
Cumhurbaşkanı Gül`ün tavrını da eleştiren Bahçeli, "Sayın Gül niçin böylesi bir maskaralığa ortak olmuştur? Böylesi bir trajikomik tiyatroda Sayın Cumhurbaşkanı’nın ne işi vardır? Cumhurbaşkanlığı her rüzgara yelken açacak, her akıntıya kapılacak, her maskaralığa göz yumacak bir görev midir? Cumhurbaşkanlığı; onun bunun arkasından sürüklenecek kadar işlevsiz, etkisiz ve edilgen bir makam mıdır? Başbakan Erdoğan ali kıran baş kesen, onu takip edenler de seve seve baş vermeye hazır, iradeleri tutsak edilmiş zavallı bir güruh mudur?" sorularını sıraladı.
Bahçeli, iktidar yanlısı gazetelerin konuyla ilgili "van minute" başlıkları attığını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Danıştay’daki rezilliğe `van minute` diyebilmek için insanın zihinsel özrü olması yeterlidir. Davos’taki sahtekarlığın bir benzeri 10 Mayıs 2014 tarihinde tekrarlanmak istenmiştir. Fakat Barolar Birliği Başkanı Şimon Peres, Barolar Birliği de İsrail değildir. Küstah ve köhnemiş yandaşlar yeni bir van minute serüveni için emir alsalar da buna inanacak kimseler kalmamıştır.
Güya Başbakan haksızlıklara itiraz ediyormuş. Güya Başbakan edepsizliklere dayanamıyormuş. Aşırı tepkisinin altında da bu özellikleri yatıyormuş. Başbakan Erdoğan haksızlık yapan birisini arıyorsa içtiği sudan yansıyan simaya bakmalıdır. Cumhurbaşkanı olamayacağını şimdiden gören bu şahıs gittikçe çirkefleştiğinin farkına varmalıdır. Çok cepheli sürdürdüğü husumet mücadelesini her geçen gün derinleştirmekte ve genişletmektedir. Başbakan ister Anayasa Mahkemesi’nde bardak gibi dolsun, ister Danıştay’da eften püften şekilde boşalsın, isterse de Dolmabahçe’de avucuna aldıklarıyla orta oyununda figüran olsun, Cumhurbaşkanlığı kendisine 10 gömlek bol gelecektir.
Sayın Başbakan artık çırpınma, uğraşma, tezgahlarınla bu milleti yorma. Yalvarsan da yakarsan da kızsan da köpürsen de değil ikincisini, yüz kere van minute parodisi yazsan da senden bir yol olmaz, Cumhurbaşkanlığı görevi sana düşmez." Dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55