Yeniden Refah Partisi, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan BEKİN,Ak Parti Hükümetinin GKRY ve Lübnan arasındaki Deniz Yetki anlaşmasına suskun kalmasına tepki gösterdi.
Yeniden Refah Partisi, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan BEKİN,Konuya ilişkin düzenlediğ basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı;
‘’Güney Kıbrıs Rum Yönetiminin 2007 yılında Lübnan ile imzaladığı “Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması” ne yazık ki Lübnan Bakanlar Kurulu tarafından imza altına alındı. Söz konusu anlaşma Lübnan Parlamentosu tarafından da onaylanması durumunda yürürlüğe girecektir.
Bu durum karşısında Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere hükümet yetkililerinin bir an önce Lübnan nezdinde gerekli girişimleri yaparak “Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması”nın Lübnan Parlamentosu tarafından onaylanması engellemelidir.
GKRY’nin Mısır, İsrail ve Lübnan ile münhasır ekonomik bölge anlaşmaları imzalaması Türkiye ve KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki yetki alanlarını kısıtlamaya yönelik bir adımdır.
Hatırlanacağı üzere, AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi ve Komisyon Başkan Yardımcısı Kaja Kallas’tan önce bu görevi yürüten Jose Borell ve AB Genişlemeden Sorumlu Komiser Oliver Varhelyi’nin 29 Kasım 2023 tarihinde açıkladıkları tavsiye niteliğindeki Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinde özellikle Doğu Akdeniz’deki Türkiye’nin doğalgaz arama faaliyetlerinin durdurulması ve Adalar Denizi üzerinde Türk savaş uçaklarının uzun bir süredir uçmaması konusunda duyulan memnuniyet ifade ediliyordu.
Keza Avrupa Birliği-Türkiye arasındaki yüksek düzeyli diyalog mekanizmasının yeniden başlatılmasının Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yeniden sondaj faaliyetlerine başlamaması ve AB üye ülkelerinin egemenlik haklarına (Ki burada Yunanistan ve GKRY vurgulanmaktadır) saygı göstermesi koşuluyla yeniden oluşturulabileceği tavsiye kararları, Türkiye’yi Doğu Akdeniz, Kıbrıs ve Adalar Denizi’nde tavize zorlayıcı politikalara yönelik idi.
Avrupa Birliği’nin, GKRY ve Yunanistan’a hamilik yapmaya kalkışması sonucu Türkiye’ye dayatmacı politikalarla Doğu Akdeniz’deki hükümranlık haklarından geri adım attırmaya çalışması kabul edilebilir bir durum değildir. AB’nin özellikle Kıbrıs’ta iki devletli çözüm yerine tek devletli çözüm dayatmaya çalışması ve bunu da AB üyeliği için olmasa olmaz şart olarak öne sürmesi kabul edilebilir bir durum olmasa gerek.
AB, bir yandan AB üyelik müzakereleri için Kıbrıs’ta iki devletli çözüm yerine tek devletli çözümü öne sürerken, aynı AB’nin işgal altındaki Filistin topraklarında iki devletli çözüm önermesi büyük paradoks oluşturmaktadır. Hükümetin, GKRY-Lübnan anlaşması karşısında sessizliği yeğlemesi Türkiye’nin milli çıkarları açısından üzerinde durulması gereken bir konudur.
Türkiye’yi Doğu Akdeniz’deki hidrokarbon yataklarından uzak tutmayı amaçlayan dayatmacı politikalara karşı Hükümetin, hiç vakit kaybetmeden bu anlaşmanın Lübnan Parlamentosu tarafından onaylanmaması için harekete geçmesi, Türkiye’nin ve KKTC’nin Suriye ve Gazze arasında “Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Anlaşması”nı hayata geçirmesi son derece önemlidir.
Keza hükümet, Müstafi Tümamiral Prof. Dr. Cihat YAYCI tarafından ortaya konulan ve ülkemizin Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz’deki deniz sınırlarını şekillendiren “Mavi Vatan Doktrini”nin mevcudiyetine göre politika ortaya koyması artık kaçınılmazdır.''Dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
10941,79%3,14
42,00% 0,15
48,85% 0,19
5486,83% -1,04
9438,39% 0,00