Yeniden Refah Partisi, Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Doğan BEKİN,28.Kuruluş Yıldönümü dolayısıyla D-8 mesajı yayınladı.
Doğan Bekin Mesajında şu ifadelere yer verdi;
‘’1815’te Viyana’da kurulan ve Avrupa Birliği’nin çekirdeğini oluşturan Metternich Sistemi, bugünkü “Yeni Dünya Düzeni” anlayışında olduğu gibi, statükonun korunmasının ancak kuvvetle mümkün olabileceğini öngörüyordu.
Bugün de Gazze Şeridi’nde, Batı Şeria’da, Doğu Kudüs’te, Keşmir’de, Arakan’da Müslümanların var olma ve yaşama hakları ellerinden alınmaya çalışıldığı gibi bunun sonucu olarak ortaya çıkan etnik temizlik dehşeti de yeni kırılmalara neden olmaktadır. Dahası, duvarlar ve dikenli tellerle çevrili alanlara sıkıştırılan mazlum insanlar sefalete ve adeta ölüme terk edilmektedirler. Bu tahakkümcü küresel güç odaklı anlayış bir domino etkisiyle birçok ülkede yeni kırılmalara neden olmaktadır.
Bu cümleden olarak, “Yeni Dünya Düzeni” anlayışı ile hareket etmeyi kendilerine vazife gören, Yalta ve Potsdam konferanslarının ortaya çıkardığı dayatmacı “beşli üstünler” tarafından oluşturulan Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin birer parçası olarak görev yapan sözde imtiyazlı kurucu beş ülke, üye ülkeler nezdinde ortaya çıkan sorunlara adil, tarafsız ve kalıcı yaklaşımlı anlayışla çözümün tarafı değil, adeta sorunun birer parçası haline gelmektedirler.
İşte bu noktada Türkiye, İslam coğrafyasındaki güçlü konumu ve tarihten gelen büyük devlet idaresi tecrübesiyle, bölgedeki zorlukların ortadan kalkmasına, Müslüman ülkeler arasındaki dayanışma ve işbirliğine vesile olabilecek güç ve kapasitede olduğu gerçeğinden hareketle 15 Haziran 1997 tarihinde İstanbul’da bir araya gelen hükümet ve devlet başkanları zirvesinde, 54. Hükümetin Başbakanı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın öncülüğünde “D-8 Ekonomik İş birliği Teşkilatı”nın resmen imza altına alınması tarihi bir dönüm noktası niteliğinde olmuştur.
Son dönemde dünyada yaşanan önü alınamaz sorunlar, çatışmalar ve savaşlar için çözüm arayışları hız kazanmışken, D-8’in önemi gün geçtikçe daha da artarak devam etmektedir. Batı’nın kendilerini sömürmesine küçük çıkarları uğruna göz yuman sözde Müslüman yöneticilerin hala kendi aralarında D-8 gibi güçlü bir ittifaka işlerlik kazandırarak güçlendirme yoluna gitmemeleri küresel yönetişimde geleceğe yönelik kaygıları daha da artırmaktadır.
Avrupa Birliği, Türkiye’yi elli yıldır Avrupa'nın kapı eşiğinde bekletiyor. Türkiye ise; AB ve ABD'yi küstürmemek adına ne olur ne olmaz babından D-8'i kapıda bekletiyor.
Türkiye’nin, Avrupa ile bütünleşme konusunda sürekli önüne konulan Kıbrıs, Kürt dosyaları gibi kronikleşmeye yüz tutmuş sorunlarla, aday ülke muamelesi görmekten uzak bir çizgide tutulmaya çalışıldığı görülmektedir.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen Türkiye, ısrarla AB ile iş birliğini güçlendirebilmek için her yolu denerken, AB ve AP ise her fırsatta Türkiye’nin “Europhoria” umutlarını bir başka bahara ertelemek uğraşısı içerisindedirler.
Ez cümle, Batı’nın kendilerini sömürmesine küçük çıkarları uğruna göz yuman bazı ülke yöneticilerinin hala kendi aralarında D-8 gibi güçlü bir ittifaka işlerlik kazandıramamaları küresel yönetişim skalasında geleceğe yönelik tehlikeli bir trendin habercisi niteliğindedir.
Şu da bir gerçektir ki, D-8, bizi “biz” yapan değerler manzumesinin öğesini oluşturan “birlikte var olma” temel yapısının önemli bir köşe taşı niteliğindedir.'' Dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
9364,55%0,16
39,40% 0,10
45,45% -0,17
4286,21% 0,05
6927,68% -0,09