III. Uluslararası Kadın ve Adalet Zirvesi’nde konuşan Dünya Aile Örgütü Başkanı Dr. Deisi Kusztra, kadın hakları olmadan insan haklarının düşünülemeyeceğini ,söyledi.
“Çatışmaların ve Yoksulluğun Aile Üzerindeki Etkisi” konulu oturumu Ürdün Eski Sosyal Kalkınma Bakanı Reem Abu Hassan yönetti. Hassan, Ürdün’de birçok stratejileri olduğunu belirterek, “Hükümetler olarak yoksulluğu, şiddeti ve sosyal sorunları çözmemiz gerekiyor. Yoksullar birçok şeyden mahrum bırakılıyor. Eziliyorlar ve suçlanıyorlar. Uzun vadeli değil kısa vadeli çözümler üreterek bu konuları çözmeliyiz” dedi.
Güvenli evler sağladık
İlahiyatçı Sabiha Husic, savaştan sonra Bosna’da sivil toplum hareketinin başladığını belirterek, “Medica Zenitsa adında bir derneği temsil ediyorum. Amacımız savaş travmalarını gidermek. Öncelikle kadın ve çocuklar için güvenli evler sağladık, psikolojik danışmanlık hizmetlerine başladık. Binlerce kadın aile fertlerini kaybetmişti. Ailelerini geçindirmek zorundaydılar. Bu nedenle meslek kurslarına başladık. Aile içi şiddet için bir telefon hattı açtık. Sağ kalanlar sorunlarla baş etmek için ailelerin yardımıyla tedavi edildi. İyi bir iş birliği kurduk devlet organlarıyla. Güçlü kadın, güçlü aile, güçlü devlet istiyorsak kadınların sesini yükseltmeliyiz. Bosnalı kadınlar bu sürece çok destek oldular. Dünyanın her yerinde dehşet verici tecrübelerini anlattılar” diye konuştu.
Hiçbir aileyi geride bırakmayacağız
Dünya Aile Örgütü Başkanı Dr. Deisi Kusztra Weber, istediğimiz geleceği ancak ve ancak ailelerin refahı olursa inşa edebileceğimizi belirterek, şunları söyledi:”Biz ailelerin savunucularıyız. Hiçbir aileyi de geride bırakmayacağız. Bu 2030 programının gündemidir. Adalet, ortaklık gibi konular bizim için çok önemli. Yoksulluğun olmaması için ailelerin refahı sağlanmalıdır. Bunun için eğitim açığını ve açlığı gidermeliyiz. Sağlık sorunlarını ortadan kaldırmalıyız, çalışma koşullarını iyileştirmeliyiz. Bu stratejiler yoksulluğun sonunu getirecektir” dedi.
Dünyada 5 milyon Filistinli mülteci aile var
Filistin Eski Adalet Bakanı Dr. Ali Khashan, kadın hakları olmadan insan haklarının düşünülemeyeceğini vurgulayarak, “Toplumun temel yapı taşı ailedir. Ama uygulamaya baktığımızda bunun teoride kaldığını, insan hakları beyanının da sözde kaldığını görüyoruz. Baktığımızda birçok göçmen aile Trump politikası nedeniyle Amerika’yı terk etmek zorunda kaldı. Bu durum, bütün uluslararası sözleşmelere ve kanunlara aykırı. Filistinliler ise 1948 yılından itibaren göçe zorlandılar. Dünyada, 5 milyon Filistinli mülteci aile var. BM’ye göre Filistinli göçmenlerin statüsü de farklı.. Bulunduğumuz toprakların Yahudilere kalması isteniyor. Mültecilerin en büyük sorunları da çifte standart. Avrupa, Suriyeli mülteciler için verdiği sözleri yerine getirmemektedir. Filistinliler öldürülüyor, saldırı altındalar. İnsan haklarını konuşmak mesele değil, bunları fiiliyata geçirmek gerekiyor” diye konuştu.
Sosyal korumaları artırmalıyız
Dr. Zitha Mokomane, ekonomik zorluğu azaltmanın çeşitli yöntemlerinden birinin de sosyal koruma olduğunu belirterek, “Sosyal koruma dünyada yüzde 50’nin altında. İstikrarlı ve işlevsel ailelerin olması için sosyal kalkınmanın sağlanması gerekiyor. Ailenin ekonomik ve sosyal güçlenme açısından rolü vardır. Bir diğeri manevi roldür. Dolayısıyla ailelerin fiziksel ve duygusal ihtiyaçları sosyal koruma altına alınmalıdır. İş yüküne katılmaları sağlanmalıdır” diye konuştu.