MÖ 8200?lere tarihlenen bir mezarda ortaya çıkarılan biri kadın biri erkek iki yetişkin bireyin üzerinden çıkan kolye uçları ve boncuklar Mardin Müzesi?nin kazılar salonunda sergilenmektedir.
MÖ 8200’lere tarihlenen bir mezarda ortaya çıkarılan biri kadın biri erkek iki yetişkin bireyin üzerinden çıkan kolye uçları ve boncuklar Mardin Müzesi’nin kazılar salonunda sergileniyor.
Ilısu Barajı Kurtarma kazıları kapsamında Boncuklu Tarla yerleşiminde MÖ 8200-7500 yıllarına tarihlenen bir mezarda biri kadın biri erkek iki yetişkinin üzerinden çıkan takılar Mardin Müzesi kazılar salonunda boncuklu tarla vitrininde yer alıyor.
Mardin Müzesi arkeologları tarafından Boncuklu Tarla yerleşiminde gerçekleştirilen kazılar kapsamında aynı mezar içerisinde bulunan biri kadın biri erkek iki yetişkinin mezarı, İtalya’da Valdaro’daki (Mantua) mezarlıkta ve Diyarbakır-Bismil Hakemi Use’de bulunan âşıklardan yaklaşık 2000 yıl daha eskidir. Boncuklu Tarla yerleşiminde ortaya çıkarılan mezarlarda yoğun olarak ele geçen kolyeler, kemerler ve kemer tokaları, kemik kakmalı süs eşyaları, düğmeler, küpeler ve diğer küçük süs eşyaları yerleşim yerinde Neolitik Dönem’de yaşamış olan toplulukların din-inanç, estetik, ölüm, öteki dünya gibi inanç gelenekleri ile ilgili bilgiler vermektedir. Boncuklu Tarla yerleşim yerine de ismini veren ve MÖ 8200-7000 yıllarına tarihlenen boncukların, hammadde ve tipolojileri çeşitlilik göstermektedir.
Boncuk yapımında serpantin, kireçtaşı, klorit, kumtaşı, kemik, obsidiyen, fosfat, turkuaz, bakır, malakit ve değişik çay taşları kullanılmıştır. Boğa başı, geyik, leopar, yaban keçisi biçiminde, gerçekçi hatlarla biçimlendirilmiş boncuklar (pendant) ile yılan, kuş ve akrep biçimli diğer buluntular, sembolik, ritüel, inançsal ve estetik işlevleri oldukları düşünülen buluntulardır. Boncuklu Tarla’da ele geçen hayvan biçimli ve insan biçimli boncuklar, Yakındoğu’da birçok Neolitik Dönem yerleşiminde ele geçen insan figürinleri/heykelleri, hayvan figürinleri/heykelleri, figürlü taş objeler, boyalı veya figürlü kemik plaklar, taş vazolar üzerinde işlenen motiflerle hem görsel hem de sanatsal yönleriyle benzer özellikler gösteriyor.
Çanak Çömlek öncesi Neolitik Dönem’e tarihlenen ve tamamı mermerden yapılmış 10’dan fazla kemer tokası bulunmuştur. Çeperinde birkaç adet deliğiolan kemer tokalarından biri mezardaki iskeletin pelvis bölgesinde in situ açığa çıkartılmıştır. Boncuklu Tarla’da ele geçen kemik plaklar ve kemik kakma, MÖ 9. binyıla tarihlenmektedir. Kemik plaklardan birinin üzerine yapılmış iki örümcek motifi, Yakındoğu Neolitik Dönem için ilk örnektir. Söz konusu motifler kemik plak üzerine kazılmış olan iki örümcek motifinin (kakma yuvalarının), yeşilimsi taşlara (malakit ve fosfat) kakma tekniğiyle yapıştırılmasıyla üretilmiştir. Benzer bir kakma tekniği yine bir kulak tıkacı üzerinde de uygulanmıştır. Söz konusu iki örnek Yakındoğu Neolitik Dönem kakma tekniğinin sağlam olarak ele geçmiş en önemli örnekleridir.
Mardin Müzesinde bulunan dünyanın en eski aşıklarının üzerinden çıkan takıların günümüzden 12.000 yıl öncesine ait olduğunu dile getiren Mardin Müzesi Müdürü Nihat Erdoğan, Boncuklu Tarla bu süreç içindeki ölü gömme adetleri ile beraber ilk yerleşik hayata geçişin bulunduğu bir alan. Kuzey Mezopotamya’nın en eski neolitik yerleşim yerlerinden bir tanesi boncuklu tarla. Bu alandaki kazı çalışmalarında avcı toplayıcılıktan artık Üretici hayata geçen ve organize bir köy hayatına geçişin bulunduğu bir alanı görüyoruz diye konuştu. Erdoğan, ‘’Geçmişteki bilgi bugün de var ve kullanılmaya devam ediyor. Takıların iyileştirici etkisi, takıların koruyucu etkisi nazardan saklayıcı etkisi, sosyal statü etkisi hepsi devam ediyor. Dünyanın en eski takıları en iyi işlenmiş. Mardin Müzesi’nde herkesi görmeye bekliyoruz. Dünyanın en eski aşkları aslında Hazreti Adem ile Havva’nın da bu coğrafyada olmasında aslında aşkın doğduğu bir coğrafya. Aşkın da yerleşik hayata geçtikten sonra ki ilk izlenimi de yine Mezopotamya’da görmeye devam ediyoruz. Binlerce yıl Önce aşıktılar takıları birlikte başlarına bir şey geldi, Ve öbür dünyaya yeni anne rahmindeki gibi gömülüp uğurlanan insanlar 12.000 yıl önce ki o takıları da yapıldığı haliyle Müzeye buraya baktığınızda geçmişe bir yolculuk yapabiliyorsunuz geçmişteki o insanların taktıkları takıları dokunabiliyoruz biz çok şanslıyız onların htikleri onların bütün yaşamıyla ilgili şeyi yaşanmışlıkları İnsanın aklına geliyor. Biz Mardin müzesi olarak kendi coğrafyamızdaki bütün o kültürel serüveni ziyaretçiye açıyoruz gösteriyoruz bilgi etiketiyle işte uzmanların anlatımıyla Sadece onu merak eden ziyaretçiye ihtiyacımız var müzeye bekliyoruz’’ dedi.
Müze Müdürü Nihat Erdoğan sözlerini şu şekilde sürdürdü; ‘’Ilısu barajı kurtarma kazıları kapsamında kazıların yürütüldüğü boncuklu tarlada ilk defa o yerleşik hayata geçişin organize bir şekilde konutların inşa edildiğini görüyoruz. Depo sulama alanları, organize köy hayatının oluştuğunu yuvarlak planlı ev tipolojisini kare planlı ev tipolojisine geçtiklerini görüyoruz. Burada binlerce üretilmiş boncuklar mevcut kazı alanı adını da oradan alıyor. Takıların ve süslemenin insan hayatında ne kadar önemli bir yer kapladığını o yerleşik hayatta gördüğümüz bir alan. Burada ölü gömme gelenekleri karşımıza çıkıyor herkes kendi evinin tabanında ana rahmindeki gibi gömülmüş bu evlerden 118 tane birey çıkardık. Bu evlerin içinde ana rahmindeki gibi gömülmüş yeniden öbür dünyaya doğuma inancının oluştuğunu ve ata kültü ile atasını kendi evinin altında saklama, aile aidiyetle ilgili duyguların yoğun olarak yaşandığını görüyoruz. Yine bu alanda üretici bir topluma geçişle birlikte bu süslenme kısmındaki takıların yapılması bu takıların insan hayatındaki o dönemdeki statüsüyle ilgili taşların koruyuculuğu doğa kültürü ile ilgili figürlerin yerine boncukların kullanıldığı ünik bir alan olarak görüyoruz.
Bu mezarların içinde yine özel bir mezarımız var yüz yüze gömülmüş bir kadın erkek figürünün aynı anda ölmeleri ile birlikte dünyanın en eski aşkları olarak yorumladık ve üzerindeki takılar süslenme durumları de o statüleri ile ilgili hem erkeğin, hem kadının süslendiğini ona ait boncuklar var en önemli şeylerden birisi de günümüzden hemen hemen 10. 200 MÖ 8200’lerde bakırın bakır çağı dediğimizden binlerce yıl geriye attı, bakırı kullanmış bir toplum, bakırdan boncuklar yapmışlar işlemişler.
Mezarlar antropolojik açıdan incelenmeye devam ediliyor bu bireyler bunlar üzerindeki takılarımız da Müzemizde boncuklu tarla seksiyonun içinde şuan sergiliyoruz. O dönemde kullanılmış olan bakır ve deniz kabuklarından yapılmış takılar var, emik takılar var bunların hepsi sosyal statü işte. Kendini iyi hme doğaya karşı tılsımlar, hastalıklardan kötülüklerden korumayla ilgili takıların mutlaka iyileştirici koruyucu bir etkisine inanıyorlar ki bu kadar yoğun şekilde yapmışlar muhtemelen buradan da tüm coğrafyaya bu takıların gittiği bir üretim merkezi olduğu düşünülüyor çünkü üretim aletlerini de bulduk. üretim teknolojisi açısından da en önemli. Teknolojik açıdan boyut atlattığı bir alan, kendi döneminde bu kadar eski, bu kadar ince işçilikli başka takı yapım merkezi yok yani. Takının da doğduğu bir merkezden bahsediyoruz. Binlerce takı çıkardık bu alanda bunların değişimli olarak sergiliyoruz 200- 300 parça şuan sergiliyoruz.''Dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-MARDİN