Düzensiz Göç İle Mücadele Bölge Toplantısı Şanlıurfa`da Yapıldı

Bir otelde düzenlenen toplantı, saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başladı. Toplantının açılış konuşmasını yapan Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin, düzensiz göçün Türkiye ve dünya açısından gittikçe problem haline gelen düzensiz göçün engellenmesi ve yönetimiyle ilgili bölge toplantısının Şanlıurfa’da gerçekleştirileceğini ifade ederek, toplantının hayırlara vesile olmasını diledi.

Düzensiz göçün, yasal olmayan yollarla bir ülkeye giriş yapan ve o ülkede kalmaya devam eden nüfus hareketi için kullanılan bir tabir olduğunu ifade Vali Erin, artan iletişim ve ulaşım imkânlarının bu problemi küresel boyutta bir sorun haline getirdiğini belirtti. Dünyanın her tarafıyla iletişim imkanının kolaylaşmasıyla nüfus hareketlerinin yoğunlaştığını, bir ülkenin tek başına içinden çıkamayacağı bir göç sorununun ortaya çıktığını kaydeden Vali Erin, “21’inci yüzyılda bu sorun küresel bir sorun haline gelmiştir. Dünyanın küçük bir köy haline geldiği zamanda nüfus hareketlerinin yoğunlaştığını ve arttığını görüyoruz. Küresel bir problem olması nedeniyle de uluslararası işbirliğinin, koordinasyon içinde etkin bir mücadelenin yapılması, küresel çapta alınacak önlemlerin devreye sokulması gereken bir sorunla karşı karşıyayız” dedi.
Türkiye’nin hem Asya ile Avrupa arasında hem de Afrika’nın da kesişme noktasında yer alan stratejik bir konumda yer alması nedeniyle göç gelişmelerinden en fazla etkilenen ülkelerin başında geldiğini ve düzensiz göçün etkilerini en fazla yaşayan ülkelerden olduğunu dile getiren Vali Erin, Türkiye Cumhuriyeti’nin 80’li yıllara kadar daha çok transit geçiş ülkesi halinde iken, refah düzeyinin artması sayesinde düzensiz göçün de hedefi bir ülke haline geldiğini söyledi.

Vali Erin, konuşmasına şöyle devam etti:

Sadece 2011 yılında Suriye’de yaşanan savaştan dolayı ülkemize sığınan 4 milyondan fazla insana ev sahipliği yapıyoruz. Dört milyon üzerindeki Suriyeli kardeşimizin 550 bine yakını da 7-8 senedir Şanlıurfalı kardeşlerimizin evsahipliğinde, dünyanın hiçbir tarafında görülmeyen devlet destekleriyle burada yaşamaya devam ediyor. Nüfusunun dörtte biri kadar bir nüfusa evsahipliği yapan bir şehirden bahsediyoruz. Bu aynı zamanda medeniyet iddiasında bulunan, modernleşmeden dem vuran ve refah içinde yaşayan ülkelere de bir insanlık dersidir.

 
Düzensiz göçün engellenmesi ve yönetilebilir olması için alınabilecek çok sayıda önlem var. Son dönemlerde yapılan idari düzenlemeler, kolluk kuvvetlerimiz arasındaki yakın işbirliği, sınırlarımızın kontrol altına alınmasına yönelik yatırımlar ile uluslararası camianın bu sorunla mücadeleye katılmasına yönelik Türkiye’nin yaptığı çağrılar ve destekler büyük çalışmalardır.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti, aynı zamanda sınır aşan organize suçlarla mücadele ile insan kaçakçılığı ve göçmen kaçakçılığıyla ilgili Birleşmiş Milletler protokollerine imza atmış bir ülkedir. Diğer taraftan, Türkiye yurtiçinde ve buna paralel olarak uluslararası örgütlere de üye olarak bu mücadelede kararlılığını ortaya koyan bir ülkedir. Son 15 yıldır yapılan hukuki düzenlemeler ile kararlılığını ortaya koyan ülkelerin başında gelmektedir.

TAMAMEN ÇÖZÜMÜ YOK

Konuşmasında, düzensiz göç ve buna bağlı sorunların çözümüne yönelik ülkeler arasında yakın işbirliği ve koordinasyon gerektiğini, ancak alınacak önlemlerin hiçbirinin sorunu tamamen çözüme götürmeyeceğinin de kabul edilmesi gerektiğini dile getiren Vali Erin, “Günümüz dünyası, maalesef güçlülerin, emperyalist ve sömürgeci zihniyetin dünyanın dört bir tarafına el attığı ve ülkeleri kargaşa, savaş ortamına attığı bir döneme girdi. Bu istikrarsızlıklar ve güven duygusunun yokluğu, insanları doğal olarak daha güvenli yaşayacakları limanlara doğru sürüklüyor. Öbür taraftan, üretilen gayrisafi katma değer itibariyle, insanlık tarihinin belki şahit olduğu en verimli ve en zengin olduğu bölgede yaşıyoruz. Ancak üretilen bu katma değer ve refahın dünya geneline yayılması ve paylaşımında büyük sorunların olduğunu ve bu sorunların gittikçe arttığını görüyoruz. Şu anda dünyada yaşayan 7,5 milyar insanın yarısından fazlasının yoksulluk sınırının altında olduğunu biliyoruz. Zaman içerisinde 20-30 kişinin 3 milyar kişinin sahip olduğu gelirden daha fazla gelire sahip olduğu bir dönem yaşıyoruz. Zamanın kaydettiği en büyük refah artışı ve zenginliğin olduğu bir dönemde, suni sınırların çizildiği dünyada sınırın diğer tarafında kalanların yoksulluk içinde yaşadığı bir dünyanın sürdürülebilir olmasının mümkün olmadığını kabul etmeliyiz” diye konuştu.
Gelir dağılımının kabul edilebilir şekilde adil dağıtımının sağlanamadığı, ülkelerin güçlerini başka ülkelerin kaynaklarını kullanarak sağladığı, siyasi ve ekonomik istikrarsızlaştırmanın devam ettirildiği sürece insan hareketlerinin olageleceğini öngörmek ve daha kalıcı tedbirler almak gerektiğinin altını çizen Vali Erin, görünen sebeplerin dışında düzensiz göçün kaynağını oluşturan bu ana sebepler üzerinde de yoğunlaşmak gerektiğini kaydetti.

Şanlıurfa’da 2018 yılı içerisinde 1000’den fazla düzensiz göçmenin yakalandığını, 2019 yılı içerisinde de yakalanan 300 civarında düzensiz göçmen olduğunu ifade eden Vali Erin, bölge illerinin de bu sorunun çözümüne ve etkilerinin azaltılmasına yönelik tedbirlerin uygulanmasına yönelik işbirliği ve koordinasyon içinde olacağını söyledi.

Bölge illerine önem verilmeye başlanmasıyla birlikte sahip olunan potansiyellerin değerlendirilmeye başladığını, Türkiye’de genel olarak yaşanan ekonomik sıkıntılara rağmen bölge illerinin gelişmeye, ekonomik kalkınmaya ve istihdama yönelik projelerini artırdığını kaydeden Vali Erin, uzun yıllar bölgeyi sosyal ve ekonomik olarak sıkıntıya sokan terörist faaliyetlerin de bir daha dönmemek üzere tarihe karışmasını dilediklerini ifade etti.

Bölgenin, zengin beşeri sermayesi, yeraltı, yerüstü kaynaklarıyla ülkenin gelişmesine, birlik ve beraberliğin güçlenmesine katkı sunacağını dile getiren Vali Erin, toplantıya katılanlara teşekkür etti. (103)

 

 

 

 

ARTUKLU HABER AJANSI-ŞANLIURFA