Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı Metin AKGÜN`den ,Hocalı Katliamı Açıklaması

Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı Metin AKGÜN Hocalı Katliamına yönelik basın açıklamasında bulundu.

Gündem 26.02.2017 20:17:59 0
Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı Metin AKGÜN`den ,Hocalı Katliamı Açıklaması

Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı Metin AKGÜN,Hocalı Katliamına yönelik basın açıklamasında bulundu.

 

 

Eğitimde Kaliteyi Geliştirme Derneği Başkanı Metin AKGÜN açıklamasında;

''1915 de yaşananları dünyaya “SOYKIRIM” diye lanse eden ve diaspora faaliyetleri dahilinde geniş bir kabul alanı sağlanmasına karşı kendini ifade edemezken, “HOCALI SOYKIRIMI”nı anlatamamanın, haklı olmasına karşın savunamamanın bedeli de sırtımızdadır.''Dedi.

 

HOCALI’YI UNUTMADIK!

Takvimler 26 Şubat 1992'yi gösteriyordu. Hocalı’da yaşananlar bir savaş değildi..

Hocalı’da karşılıklı çatışma olmadı. Sivil halk acımasızca katledildi. Orada filmlerde bile rastlanamayacak türden bir vahşet yaşandı dünyanın gözü önünde…

O gün Hocalı’da yaşananlar; Azerbaycan ve Türk Dünyası için, tarihi derinlikte yaşanmış en acı günlerden biri olurken, insanlık tarihi için de kara bir lekedir.

Hocalının işgali sonucu sivil, eli silâhsız, Azerbaycan Türkleri çocuk, kadın, ihtiyar ve genç ayrımı yapılmadan Ermeniler tarafından katledilmişti. Resmî verilere göre, o gece 613 kişi hunharca katledilmişti;

Bunlardan 83 çocuk, 106 bayan acımasız yöntemlerle işkence yapılarak öldürülmüştü. Ayrıca, 487 kişi ağır yaralanmış ve 1275 kişi ise rehin alınmış, geri kalan nüfus da bin bir zorlukla canını kurtarmıştı. 15626 çocuk öksüz ve yetim kalmıştı.

Ermeniler, Azerilerin gözlerini oyarak, kafataslarının derisini soyarak ve vücutlarının farklı organlarını keserek öldürmüştü.

Küçücük çocukların gözleri oyulmuş, hamile kadınların karınları yırtılmış ve Türk olmaktan başka bir suçu olmayan insanlar diri diri toprağa gömülmüştü. Hatta şehitlerin birçoğunun cesetleri yakılmıştı.

Hocalıda yaşanan katliamı Ermeni gazeteci Daud Kheyriyan, For the Sake of Cross (Haçın Hatırı İçin) isimli kitabında katliamı anlatıyordu:

“...Gaflan denen ve ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı’nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. Yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. Yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa’ya döndüm. Onlar Haç’ın hatırı için savaşa devam ettiler.” (1)

Derken, yapanların nefret duygularını açığa vuran konuşma ise Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sarkisyan da İngiliz gazeteci Thomas de Vaal, dönemin Ermenistan Savunma Bakanı Serj Sarkisyan’a Hocalı Soykırımı’nın nedenlerini sorusuna karşılık, “…“Biz bu konuda yüksek sesle konuşmak istemiyoruz. Hocalı’ya kadar Azerbaycan bizim sivillere saldıramayacağımızı düşünüyordu fakat Hocalı’da biz bu klişeyi kırdık. Ayrıca Hocalı’ya saldıran birliklerimizin Bakü ve Sumgayıt’tan kaçan Ermeniler’den oluştuğu gerçeğini de kabul etmemiz gerekiyor.” Polis şefi Valeri Babayan da, “Hocalı’ya saldıran birlik Azerbaycan’ın Sumgayıt ve diğer bölgelerinden gelenlerdi.” derken Sarkisyan’ın dedikleri tasdiklenmiş oluyordu. (2)

Bizzat süreçte irade kullananların da ifadelerinde doğrulanan şekliyle HOCALI’da yaşananlar ağır bir “SOYKIRIM”dır.

Hiçbir suçları yoktu…Tek kusurları vardı, o da sadece Türk olmalarıydı.. Gözü dönmüş katiller tarafından hunharca katledilmelerinin tek sebebiydi Türk olmaları...

 

1915 de yaşananları dünyaya “SOYKIRIM” diye lanse eden ve diaspora faaliyetleri dahilinde geniş bir kabul alanı sağlanmasına karşı kendini ifade edemezken, “HOCALI SOYKIRIMI”nı anlatamamanın, haklı olmasına karşın savunamamanın bedeli de sırtımızdadır.

 

Sanmasınlar ki; biz sussak mesele kalmayacak.

Bilinsin ki;

Biz sussak tarih susmayacak!

Tarihi karartsalar, vicdan susmayacak…

Vicdanlarını karartsalar, taşlarla bastırsalar,

Kainatın sahibi Allah (c.c.) var…

Elbette onun adaleti, yaşanan zulme karşı, onun gazabı da var...

Her şey sussa, susturulsa,

Allah’ın adaletindeki karşılık susmayacak…

Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Ermenistan politikasına ilişkin vereceği her kararın, akl-ı selim kalınarak, Ermeni vatandaşlarınızı da kırmayacak, incitmeyecek, kardeş ve dost Azerbaycan'a hiçbir şekilde zarar vermeyecek, rencide etmeyecek ve incitmeyecek topyekûn Türk Milletine yarar sağlayacak düzeyde kararlarla, uluslararası hukuk temelinde hak aranması gerektiğine inanmaktayız.

Kardeşlerimizin bir gün Karabağ'da, kendi topraklarında özgür ve hür yasayabilmesi umut ve dualarımızla, bu katliamda şehit olan kardeşlerimize Yüce Mevlâdan rahmet, baki kalanlara, aziz milletimize sabr-ı cemil diliyoruz''Dedi

 

 

ARTUKLU HABER AJANSI.

 


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor