Adana Eski Savcısı Vahit Civelek'in başarı dolu bir hayat hikayesi bulunmaktadır.Mardin Kızıltepe doğumlu olan Civelek bir çok yardimi vakıflarda görev almıştır.Adana Mardav Vakıf kuruluşunda da bizzat görev almıştır.40 yıl Cumhuriyet Savcılığı yapan Civelek Dünyada ilk defa insanlık suçu işleyen yabancı devlet liderleri hakkında takip yaptı ve bu işte öncü oldu.Hatıralarını yazdığında: Türkiye barolar birliğinin hikaye yarışmasında mansiyon aldı.Şimdi Ankara barosunda serbest avukatlık yapan Civelek unutamadığı güzel anıları bir kitap haline getireceğini söyledi.1990-1996 yıllarında Adana Savcılığı yapan Civelek bizim de ricamız üzerine unutamadığı bir anıyı bizimle paylaştı.Ve Adanalılara kendilerini hatırlatmak istedi.
İŞte Civelek'in unutamadığı o güzel anı ;
DÜMBÜK (Bir Adana Hatırası)
1990 yılı başlarında kırk yaşını geçmiş ve Adana Cumhuriyet Savcılığına atanmıştım.Saçlarım ağarmış,hafif göbeklenmiştim.Yolun yarısını geçtiğim, dışarıdan rahatlıkla fark edilebiliyordu.Ama spor yapıp zindeliğimi korumaya çalışıyordum.Aynı odayı ,daha sonra teröristler tarafından şehit edilen Ethem Ekim ile paylaşıyordum.
Bir gün bana dikkatlice baktığını görünce sordum
-Hayırdır Ethem?
Gülerek;
-Yüzünün çizgileri senin genç olduğunu gösteriyor, amma saçların ihanet edip erken ağarmış,şunları benim gibi boyasana,hem bakımlı erkeklere metroseksüel derler
-Seksüel kelimesi hoş değil ayrıca ,Ben boyamayı bilmiyorum, ayıp olur diye de düşünüyorum
-Kendine bakmak genç ve güzel görünmek ayıp mı? Bak benim saçlarıma, diyerek kıvırcık saçlarının diplerinin beyaz olduğunu gösterdi. Ve
-Şimdi adliye’den çıkarken eczacı Okan’a uğrayıp kendime boya alacağım istersen sana da alalım. Deyince; işime gelmiş olacak ki ,birlikte dışarı çıktık…
Adliyenin karşısında Eczacı Okan’ın eczanesi vardı. Çok kalabalıktı Ben utandığımı boya almayacağımı Ethem’e fısıldadım.Ancak Ethem;
-Bir bana bir de eş’ime saç boyası alacaktım diyerek iki boya istedi.Okan:
-Eşinizin saç rengi sarımıydı, derken rahmetli Ethem bana bakınca, Okan, boyanın bana alınacağını anladı.İki paket yaptı .Benimkini verirken
-Çok yakışacak diyerek güldü.Kızardığımı hmiştim.Teşekkür edip ayrıldım.
Eve geldiğimde banyoya girip tarifinde gösterildiği gibi boyayı kullandım.Bir saat bekledikten sonra kapkara bıyıklarım ve saçımla dışarı çıktığımda önce çocuklarımın daha sonra eşimin kıs kıs güldüklerini görüp sordum .
-İyi olmuş mu ?
-Biraz koyu olmuş ama bir iki yıkamadan sonra açılır diyerek eşim teselli etti.
Ertesi gün sabah erkenden Adana eski baraj yolu civarına yürüyüş için indim.Terör saldırısı ihtimali olduğu için çimenlerde spor yapan şişman göbekli ,ben yaşlara yakın bir arkadaşa selam verip birlikte yürümeyi rica ettim.Bana baktı, biraz dikkatlice süzdükten sonra;
- Kültür fizik yürüyüşten iyidir dedi,kabul etmedi ,ben;
- Onun için böyle yağ tulumu gibi olmuşsunuz diyince diklenip
- Kalkarsam yakalarım ikiye katlarım diye tehdit etti
- Yakalayamayacak kadar kilolusun ,der demez bir ceylan çevikliğiyle yerinden fırladı ,beni kovalamaya başladı,ben de zaten birlikte koşmayı istiyordum,fakat eski pehlivan olup,Adana adliyesinde hukuk hakimliği yapan Mehmet Güler (Cığıcıklı kel Mehmet ) oralarda koşuyormuş yetişip,aramıza girdi.Bizi durdurup tanıştırdı.Meğer kültür fizik yapan kişi dünya şampiyonu İsmet Atlı imiş.Arkadaş olduk, bana;
-Özür dilerim,dedi.Fakat,eli ile saç bıyık işareti yapıp hakim Mehmet beye bir şeyler fısıldadı,
Hakim Mehmet bey(Beraber yürüyelim) diye ikimizin de koluna girdi .Araya başka laflar girince,neden ilk önce benimle yürümediğini soramadan yürüyüş bitti.
Sabah saat 09.00 sularında adliyedeki odamda suçüstü savcılığı görevine başlamıştım.Karakollardan gelen polisler geceleyin yakaladıkları suçluları ve evrakı getirmişlerdi tek tek almaya başladım. İlk dosya karısını hayati tehlike geçirecek şekilde döven bir adama aitti. Polisler elli yaşlarında güçlü kuvvetli birini önüme getirdiler,dosyasına baktım ve
-Karını dövmüşsün ?diye sordum
-Dövdüm,dedi
-Ama hayati tehlikesi varmış
-Hayır yok ,işte burada diyerek kapıdan gözetleyen baş örtülü bir hanım ;
-Kocamı bırak, benim bir şeyim yok,o istemeden oldu diye yalvarmaya başladı.
Merakla ,nasıl istemeden olduğunu sordum.Sözü sanık kocası aldı ve anlatmağa başladı.
-Efendim ben 20 yıldır bir çırçır fabrikasında çalışıyordum.Irakla savaş aşamasına gelinince patronum beni tasarruf amacıyla işten çıkarttı.Bu yüzden her gün iş aramaya çıktım.Fakat vasıfsız tarla ,inşaat işçilerinin arasına girip beklerken amele çavuşları ve iş verenler benim yaşlı olduğumu görüp almıyorlar.Eve geldiğimde karım durmadan (Utanmıyormusun ,çocukların ekmeğini mi yiyecez, git iş bul ,yakışmaz diyerek) beni inicitiyor üzüyordu.Bu gün de aynı şeyler oldu …Çok üzgün bir şekilde eli boş eve döndüm ve karım (Utanmıyormusun )der demez,elimin tersi ile vurdum.25 yıldır evliyiz,hiç vurmamıştım,vurunca sanki hırsımı alıyormuş gibi birkaç tane de tokat attım.Elim ağırdır bilirim…
- Şimdi pişmanım amma ben bu yaştan sonra saçımı bıyığımı boyayıp genç görünerek ‘dümbük’ lük mü yapayım ? Diye sordu
Bu sırada saçını ve bıyığını benim gibi boyamış Ethem Ekim bey içeri girmiş hikayeyi dinliyordu.Kızarak sordu;
-Her saçını bıyığını boyayan dümbük mü ?
Adam, ikimizin de saçının bıyığının boyalı olduğunu görünce
-Yandım Allaaah, diye bağırdı.Dışarı kaçmak istedi.Artık tutuklanacağını, kurtulamayacağını düşünmüştü.Olayı anlayan polisler kıs kıs gülerek adamı salona çektiler.
Meğer Adana da kadın satıcıları yaşlı olurmuş,genç bıçkınlar ellerinden kadınları almasınlar diye saç ,bıyık boyatıp genç görünürlermiş…
Sanığı, gülerek serbest bıraktım.Acaba şampiyon İsmet Atlı,saçı bıyığı boyalı diye mi benimle birlikte yürümemişti… Hakim Mehmet bey’e bir şeyler fısıldamış ama bana ne söylediğini bir türlü açıklamamışlardı.Bundan sonra Metroseksüel lafına da kulak asmadım.Bir daha da saçımı bıyığımı boyamadım.''
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
HABER;BEDİRHAN DİNÇEL