DEM Parti Şırnak Milletvekili Keziban Konukçu Kök,TBMM Başkanlığına hitaben,Emekli Maaşlarının Yükseltilmesi Hakkında Araştırma ve Soru Önergesi Verdi
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Türkiye’de her geçen gün yükselen enflasyona bağlı olarak katlanarak artan gıda fiyatları, zamlar ve sağlık için yapılan ödemeler karşısında maaşları asgari ücretin dahi altında olan emekli ya da hak sahibi yurttaşlarımız satın alma güçleri düşen işsizlerden sonra en yoksul kesimi oluşturan grup olarak hükümetin en fazla mağdur ettiği ve pahalılığın yükünü en çok çeken kesimlerden biri haline gelmiştir. Sosyal devletin temel ilkeleri ve Anayasa’nın 2. maddesi ile güvence altına alınan “insanca yaşam hakkı”, özellikle emekli yurttaşlarımız açısından fiilen ortadan kalkmış durumdadır. Bu bağlamda, toplumsal adalet, sosyal haklar, insan onuru ve sosyal devlet ilkesi gereği emekli yurttaşlarımızın karşı karşıya bırakıldıkları yoksulluk, güvencesizlik, kayıt dışı istihdam, iş cinayetleri gibi konuların görüşülmesi, enflasyon karşısında eriyen emekli maaşlarının ülkenin ekonomik durumu göz önüne alınarak reel enflasyon oranında iyileştirilmesi, aynı koşullarda emekli olanlar arasındaki uçurumun giderilmesine yönelik Meclis çatısı altında kalıcı çözüm önerilerinin geliştirilmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci İçtüzüğün 104’üncü ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederim.
Kezban KONUKÇU
İstanbul Milletvekili
Gerekçe;
Türkiye’de 28 Haziran – 4 Temmuz tarihleri arası Emekliler Haftası, bu haftanın içinde 30 Haziran tarihi ise Emekliler Günü olarak kutlanmaktadır. Türkiye’de her geçen gün yükselen enflasyona bağlı olarak katlanarak artan gıda fiyatları, zamlar ve sağlık için yapılan ödemeler karşısında maaşları asgari ücretin dahi altında olan emekli ya da hak sahibi yurttaşımız satın alma güçleri düşen işsizlerden sonra en yoksul kesimi oluşturan grup olarak hükümetin en fazla mağdur ettiği ve pahalılığın yükünü en çok çeken kesimlerden biri haline gelmiştir.
Ancak, Türkiye’de iktidarın sosyal güvenlik sistemini neoliberal politikalarla tasfiye ettiği, sosyal devletin temel ilkelerini sistematik biçimde ortadan kaldırdığı ve emeği değersizleştiren sosyal yıkım politikaları ile asgari ücretin altında emekli aylığı ile geçinmeye çalışan milyonlarca emekli yurttaşımız için artan yaşam maliyetleri karşısında eriyen maaşlar, sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sorunlar ve sosyal dışlanma gibi temel sorunlar daha da derinleşmekte ve emekliler adeta yoksulluk ve yoksunlukla hayatta kalma mücadelesine mahkûm edilmekte, anayasal hakları olan onurlu bir yaşam standardından mahrum bırakılmaktadırlar. Bununla birlikte, sağlık sisteminde uygulanan muayene katkı payları, ilaç katkı payları, reçete bedelleri ve tetkik ücretleri, emeklilerin sağlık hizmetlerine erişimini de zorlaştırmaktadır. Kronik hastalıklarla baş etmek zorunda kalan yaşlı bireylerin sağlık hizmetlerine erişimi, ekonomik imkânsızlıklar nedeniyle sekteye uğramaktadır. Bu da yalnızca bireysel değil, toplumsal düzeyde de ciddi bir halk sağlığı sorununa yol açmaktadır.
Öte yandan, yaşlılık döneminde dinlenme hakkı anayasal bir güvence olmasına rağmen, yüzbinlerce emekli yaşamlarını sürdürebilmek için ilerlemiş yaşına rağmen çalışmaya mecbur bırakılmakta, çalışmak zorunda kalan emekliler ise genellikle güvencesiz, düşük ücretli ve ağır çalışma koşullarına sahip işlerde istihdam edilmekte, çalışırken iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybetmektedir. İktidarın tercih ettiği ekonomi politikalarının doğrudan sonucu olarak bu tabloya verilecek acı örneklerden bir tanesi, 19 Haziran 2025 tarihinde Yozgat Sarıkaya’da bir inşaatta kayıt dışı olarak işe başlayan 71 yaşındaki emekli Selami Şimşek’in, 6. kattan düşerek yaşamını yitirmesidir. Bu vahim örnek ekonomik zorunluluk nedeniyle çalışma yaşamına geri dönen emeklilerin maruz kaldığı güvensiz koşulları, iş güvenliği eksikliklerini ve “hayatta kalmak için çalışmak zorunda bırakılan” emeklilerin hayatının nasıl riske atıldığını gözler önüne sermekte, toplumun en kırılgan kesimlerinin bile iktidar eliyle yok sayıldığı vahim tabloyu ortaya koymakta, sosyal güvenlik sisteminin çöküşünü ve devletin yükümlülüklerini yerine getirmediğini göstermektedir. Yıllarca prim ödeyerek emeğini değere dönüştüren emekçilerin bugün bu kadar güvencesiz şartlarda çalışmaya mahkûm edilmesi ne sosyal adaletle ne insan onuruyla bağdaşmaktadır. Sosyal devlet ilkesine göre, devletin en temel görevi emeklilerin onurlu bir yaşam sürmesini sağlamak ve onları bu tür felaketlerden korumaktır.
Emeklilerin yaşamlarını tehdit eden bir diğer önemli sorun da intibak adaletsizliğidir. Aynı çalışma koşullarında ve süresinde emek vermiş yurttaşların, emekli oldukları tarihe göre farklı maaşlar alması, adalet duygusunu yerle bir eden, eşitlik ilkesine açıkça aykırı bir durumdur. Bu sorun yıllardır görmezden gelinmekte, milyonlarca insanın hakkı gasp edilmektedir.
Emeklilerimizin hak ettiği insanca yaşam koşullarına kavuşması, sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir.
DEM Parti olarak bizler; emekliliğin bir yoksulluk ve dışlanma rejimine değil, onurlu bir yaşam hakkına denk gelmesi gerektiğini savunuyoruz.
Tüm bunlardan hareketle; emekli aylıklarının insanca yaşanacak bir seviyeye çıkarılması, emeklilere ödenecek aylıkların alt sınırının asgari ücretle eşitlenmesi ve yoksulluk sınırının altında olmaması, enflasyon karşısında eriyen emekli maaşlarının reel enflasyon oranlarında iyileştirilmesi, aynı koşullarda emekli olanlar arasındaki uçurumun giderilmesi, emeklilerin güncelleme katsayısından, milli gelirden pay almaları ve emekli yurttaşlarımızın nefes almalarının sağlanması amacıyla bir araştırma komisyonu kurulması gereği
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Aşağıdaki sorularımın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan tarafından Anayasa’nın 98’inci ve İçtüzük ’ün 96’ıncı ve 99’uncu maddeleri gereğince yazılı olarak evaplandırılmasını arz ederim.
Kezban KONUKÇU
İstanbul Milletvekili
Türkiye’de 28 Haziran – 4 Temmuz tarihleri arası Emekliler Haftası, bu haftanın içinde 30 Haziran tarihi ise Emekliler Günü olarak kutlanmaktadır.
Ancak, Türkiye’de iktidarın sosyal güvenlik sistemini neoliberal politikalarla tasfiye ettiği, sosyal devletin temel ilkelerini sistematik biçimde ortadan kaldırdığı ve emeği eğersizleştiren sosyal yıkım politikaları ile asgari ücretin altında emekli aylığı ile geçinmeye çalışan milyonlarca emekli yurttaşımız için artan yaşam maliyetleri karşısında eriyen maaşlar,sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan sorunlar ve sosyal dışlanma gibi temel sorunlar daha daderinleşmekte ve emekliler adeta yoksulluk ve yoksunlukla hayatta kalma mücadelesine ahkûm edilmekte, anayasal hakları olan onurlu bir yaşam standardından mahrum
bırakılmaktadırlar. Ayrıca, yaşamlarını sürdürebilmek için temel ihtiyaçları bile karşılayamayan emeklilerden ilaç ve muayene katkı payı adı altında yapılan maaş kesintileri zorlu yaşam koşullarında bir de sağlıklı yaşam haklarından ödün vermeleri anlamına gelmektedir
Öte yandan, yaşlılık döneminde dinlenme hakkı anayasal bir güvence olmasına rağmen,yüzbinlerce emekli yaşamlarını sürdürebilmek için ilerlemiş yaşına rağmen çalışmaya mecbur ırakılmakta, çalışmak zorunda kalan emekliler ise genellikle güvencesiz, düşük ücretli ve ağır çalışma koşullarına sahip işlerde istihdam edilmekte, çalışırken iş cinayetlerinde yaşamlarını kaybetmektedir. İktidarın tercih ettiği ekonomi politikalarının doğrudan sonucu
olarak bu tabloya verilecek acı örneklerden bir tanesi, 19 Haziran 2025 tarihinde Yozgat Sarıkaya’da bir inşaatta kayıt dışı olarak işe başlayan 71 yaşındaki emekli Selami Şimşek’in,6. kattan düşerek yaşamını yitirmesidir. Bu vahim örnek ekonomik zorunluluk nedeniyle çalışma yaşamına geri dönen emeklilerin maruz kaldığı güvensiz koşulları, iş güvenliği eksikliklerini ve “hayatta kalmak için çalışmak zorunda bırakılan” emeklilerin hayatının nasıl riske atıldığını gözler önüne sermekte, toplumun en kırılgan kesimlerinin bile iktidar eliyle ok sayıldığı vahim tabloyu ortaya koymakta, sosyal güvenlik sisteminin çöküşünü ve
devletin yükümlülüklerini yerine getirmediğini göstermektedir. Yıllarca prim ödeyerek emeğini değere dönüştüren emekçilerin bugün bu kadar güvencesiz şartlarda çalışmaya mahkûm edilmesi ne sosyal adaletle ne insan onuruyla bağdaşmaktadır. Sosyal devlet ilkesine göre, devletin en temel görevi emeklilerin onurlu bir yaşam sürmesini sağlamak ve onları bu tür felaketlerden korumaktır.
Emeklilerin yaşamlarını tehdit eden bir diğer önemli sorun da intibak adaletsizliğidir. Aynı çalışma koşullarında ve süresinde emek vermiş yurttaşların, emekli oldukları tarihe göre farklı maaşlar alması, adalet duygusunu yerle bir eden, eşitlik ilkesine açıkça aykırı bir durumdur.
Bu sorun yıllardır görmezden gelinmekte, milyonlarca insanın hakkı gasp edilmektedir.
Emeklilerimizin hak ettiği insanca yaşam koşullarına kavuşması, sosyal devlet ilkesinin bir gereğidir.
Bu bağlamda;
1- Emekli maaşlarının asgari ücretin ve yoksulluk sınırının altında kalmasının gerekçesi edir? Emekli maaşlarının insanca yaşam standartlarına uygun bir seviyeye
çıkarılması için hangi somut adımlar atılmaktadır?
2- Enflasyon karşısında eriyen emekli maaşlarına yönelik düzenli ve adil bir iyileştirme ekanizması neden oluşturulmamaktadır? Bu konuda bir çalışma yapılması planlanmakta mıdır?
3- Emeklilerin sağlık hizmetlerine erişiminde yaşanan sorunlar (randevu alamama, katkı payları, ilaç temini vb.) nasıl çözülecektir? Bu konuda Bakanlığınızın yürüttüğü çalışmalar nelerdir?
4- Emeklilere yönelik sosyal destek programları (barınma, ulaşım, kültürel faaliyetler vb.) neden yetersizdir? Bu alanda yeni politikalar geliştirilmesi üşünülmekte midir?
5- Emekli maaşlarındaki eşitsizliklerin giderilmesi ve farklı statüdeki emekliler arasında adaletin sağlanması (intibak) için hangi adımlar atılacaktır?
6- Emeklilerin örgütlenme ve taleplerini dile getirme hakkını kullanabilmeleri için Bakanlığınız ne tür kolaylaştırıcı adımlar atmaktadır?
7- Emeklilerin yaşadığı ekonomik zorlukların bölgesel farklılıklar gözetilerek ele alınması için bir planınız var mıdır? Özellikle kırsal bölgelerde yaşayan emeklilerin urumuna ilişkin neler yapılmaktadır?
8- Emekli yurttaşların kayıt dışı çalışma verisi tutulmakta mıdır? Kayıt dışı çalışan emeklilerin sayısı nedir? Emekli olduktan sonra tekrar kayıtlı çalışanların sayısı ile nasıl karşılaştırılmaktadır?
emeklilerin sayısı nedir? Emekli olduktan sonra tekrar kayıtlı çalışanların sayısı ile nasıl karşılaştırılmaktadır?
9- Emekli yurttaşların çalışma ortamında maruz kaldığı temel iş sağlığı ve güvenliği iskleri Bakanlığınızca bilinmekte midir? Bu bağlamda, emekliler özelinde yapılan enetim ve güvenlik düzenlemeleri var mıdır?
10- Emeklilerin yaşadığı yoksulluğun derinliğini ölçmeye yönelik Bakanlık düzeyinde bir çalışma veya rapor mevcut mudur? Bu kapsamda, “güvenli emeklilik” kavramı tanımlanmış ve uygulamaya konulmuş mudur?
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA