26 Yaşındaki Genç annenin Dramı.Hayatı Kabus`a dönüştü.
26 Yaşındaki Genç annenin Dramı.Hayatı Kabus`a dönüştü.
İddialara göre, N.G henüz 26 yaşında ve ilk bebeğini dünyaya getirmenin heyecanı ile Mersin Kadın Doğum Hastanesine yattı. Her şey çok normaldi. Sancıları başlamıştı. 9 ay boyunca kontrollerinde her şeyin normal olduğunu ve bebeğinin de kendinin de çok sağlıklı olduğu söylenmişti. Sağlıklı bir bebek dünyaya getirmek için yattığı hastanede hayatının kâbus olduğu iddia edildi.
BEBEK ÖLÜM KALIM SAVAŞI VERİYOR
Normal doğum yapabilirsin onayı üzerine doğumhaneye alınan genç anne, normal doğum için rahminin çok dar olmasının geç anlaşılması nedeniyle, bebeğinin vakumla alınmaya çalışılması üzerine kendisinin ve bebeğin ölümden döndüğü iddia edildi.
Annenin iddiasına göre, yeni çıkan yasa nedeniyle sezaryen yapmak istemeyen doktorun, normal doğumda ısrar etmesi sonucu anne ölümden döndü. Fakat bebeği halen ölüm kalım savaşı veriyor.
“HAYATIMIZI KARARTTILAR”
Hem sağlığından olan hem de ölüm kalım savaşı veren bebeği için üzülen anne N.G yaşadığı acı günleri anlatarak şu iddialarda bulundu “26 yaşındayım ve tedavi olmadan, normal olarak hamile kaldım. Hamileliğimin ilk gününden itibaren düzenli olarak doktor kontrollerime gittim. Bu benim ilk bebeğim ve ilk defa anne olacaktım. Eşimde bende çok heyecanlı ve mutluyduk. Kontrollerimi Ortadoğu Hastanesi’nde yaptırdım. Doktorum Osman Nuri’dir. Doktorum aylık kontrollerimi yaptı. Bebeğimin ve benim çok sağlıklı olduğumuzu her şeyin normal olduğunu söyledi.
“ALLAHA HAVALE ETTİM”
Mersin’de bir anne adayı bebek sahibi olmayı beklerken, acı dolu günlerle karşı karşıya kaldı.
Acı dolu günler geçirdiğini anlatan anne, iddialarını şöyle sürdürdü “İkili testi yaptırdım. Üçlü teste gerek duymadı. Çünkü ikili testimizin sonucu çok iyi çıkmıştı. Doğumuma yakın doktoruma normal doğum yapmak istediğimi söyledim. Doktorum muayene edelim ona göre söylerim dedi. Muayene sonucunda normal doğumda zorlanabileceğimi söyledi. ‘Sezaryen olman gerekebilir. Normal doğum yapabilirsin ama çok hırpalanırsın. Rahim çatı dar. Gel sezaryene alalım seni’ dedi. Psikolojik olarak sarsıldım, kendimi hazır hissetmedim. Çocuğumu sancıyla doğurmak istedim. Doktoruma sancımın gelmesini beklemek istiyorum dedim. Doktorum ‘izine ayrılacağım ben yokken sancın gelebilir’ dedi. Bende Allah’a bıraktım. Salı günü için karar almıştım aslında ama sonradan kararsızlık yaşadım. Doktoruma sordum O da, Devlet Hastanesi’ne gitmemi söyledi. Bende Pazartesi günü içimi rahatlatmak için Devlet Hastanesi’ne kontrole ve doğumu orada yapacağımı söylemeye ve kaç günüm olduğunu öğrenmeye gittim. Özellikle de normal doğum yapabilir miyim diye doktora sordum. Benimle çok iyi ilgilendiler. ‘Normal doğum yapabilirsin gayet iyisin, rahim çatın dar değil ‘dedi. İçim rahatladı eve döndük.”
“NORMAL DOĞUM YAPABİLİRİM DİYE ÇOK SEVİNDİM”
Doğum zamanı gelince Hastaneye giden N.G. için kabus dolu anlar başladı. N.G yaşadıklarını gözyaşlarıyla anlatmaya devam ederek şunları iddia etti;
Saat 3.5 sıralarında suyum geldi. Suyu görünce eşimde bende panik yaşadık. Çünkü ilk bebeğimiz olacaktı ve hiçbir şey bilmiyorduk. Ayaklarımız bizi Devlet Hastanesi’ne götürdü. Gece 3.5’tan ertesi gün sabah 9’a kadar, sürekli kontrol altında tutuldum. 3 tane büyük hasta bezi dolusu suyum boşaldı. 3 tane serum takıldı. Sürekli NTS ye alındım. Hemşireler çok ilgilendiler. İlgileri beni rahatlatıyordu. İyi bir hastaneye geldiğimi düşünüyordum. Sabah 9 da direk doğuma aldılar beni. Rahimden bana suni sancı verdiler. Beni 3 defa muayene ettiler rahim 3 muayenede de 1 cm açılmıştı. Doktor M.S ‘henüz sancın gelmemiş’ dedi. Beni doğurtan doktor normal doğum yapabilir diyen doktorun dediğine göre hareket ederek beni normal doğum yaptırmaya çalıştı. Suni sancıyla rahmim 3 cm açıldı. Sancılarım artmaya başladı saat 3-4 sıralarında 9 cm açıldığını söylediler ve doğuma başladılar. Normal doğum yapacağım diye çok sevindim.”
“BEBEĞİMİN ÖLDÜĞÜNÜ SÖYLEDİKLERİNDE YIKILDIM”
İddialarına şöyle devam eden N.G. “ Ultrason çekilmeden doğum başlatıldı. NTS ye bağlandım. 5-6 hemşire ebe ve doktor yanımdaydı. Normal doğumda sadece ebe bulunurmuş. Benim zor doğum yapacağımı tahmin ettikleri için doktorda doğuma girmişti. Bebeğim hiç aşağıya inmemişti , yukarıdaydı, buna rağmen doğumu başlattılar. Sadece suni sancının etkisiyle sancılarım vardı. Karnım ağrıyordu. Belimde hiç sancı yoktu. Üzerime çıkıp karnıma bastırdılar. Ikınacak gücüm kalmadı. Öleceğimi hissettim. Çok acı çekiyordum. Bebeğimin başı çok az görünmüş. Ama gelmiyordu. Rahmimi kestiler. Ben kesmemelerini sezaryene almalarını artık dayanamadığımı söyledim. ‘Hayır yapabilirsin rahim açıldı’ dediler. Çok zorladılar ama doğum gerçekleşmiyordu. Bir alet getirdiler adı vakummuş. O aletle bir denediler olmadı. 2. defa denediler olmadı. 7 defa vakkumla çektiler. Aynı anda hemşireler üstüme çıkmış bastırıyorlardı. Dayanacak gücüm kalmamıştı. Ölüyordum nefes alamıyordum. Doktor ebeye verdi vakkumu. Kendi de üzerimden bastırmaya başladı. Acı içerisinde onları üzerimden itmeye çalışıyordum. Nefes alamıyordum. En son bebeğimin kalp sesini dinlediler kalp sesi gelmiyordu. Bebeğim ölüyordu. Bebek öldü dediler ve beni sezaryana aldılar. Ben bebeğimin öldüğünü duyunca ‘beni bayıltın’ dedim. ‘Başka bebekleri öldürmeyin’ diye bağırdım. Sonrasını hatırlamıyorum. Beni bayıltmışlar” diye konuştu.
“BEBEĞİM ÖLÜM KALIM SAVAŞI VERİYOR”
Sezaryana alınan genç anne, kendine geldiğinde bebeğinin ölüm kalım savaşı verdiğini duyunca tekrar yıkıldığını anlattı. N.G, iddialarını şöyle sürdürdü; “Bebeğimin öldüğünü biliyordum. Şuan bebeğim Tıp Fakültesinde yoğun bakım ünitesinde ölümle yaşam arasında mücadele ediyor. Benim bebeğim bir doktorun hatası yüzünden, beyni uzun süre oksijensiz kaldığı için, kendi başına nefes alamadığı için solunum cihazına bağlanmış durumda. Beyin hasar görmüş ve kafası çok vakumlanmak dolayı uzun duruyor. Teknoloji bu kadar geliştiği halde neden bize bunları yaşattılar. Bizi neden öldürmeye çalıştılar. Hangi çağda yaşıyoruz. Neden bunları yapabiliyorlar. Ben hastaneye ilk gittiğimde rahim çatımın dar olduğunu sezeryanlık bir hasta olduğumu söyledim. Buna rağmen dar değil ‘normal doğum yapabilirsin’ diye ısrar etmeleri yüzünden bebeğim belki de ölecek ya da engelli olarak kalacak. Biz çok sağlıklıydık. Bebeğim şimdi kucağımda olmalıydı. Benimde her yerimi kesmişler. Kaç dikişim olduğunu söylemiyorlar. Dosyalarımızı vermiyorlar. Bebeğim hakkında bilgi alamıyorum. Sadece doktorum çok üzgün olduğunu, kendi hatası olduğunu ama işleyişin böyle olmak zorunda olduğunu söyledi. Ne demek işleyiş böyle. Sezaryen nasıl yasak.”
“BEBEĞİMİN İSMİNİ BİLE KOYAMADIM”
3 kg 61 santim kız bebeği dünyaya getiren N.G ismini bile koyamadığı bebeği hakkında bilgi bile alamadığından yakındı. Çok üzgün olduğunu belirten N.G. Yüreğim yanıyor. Bütün ailemin, eşimin, benim psikolojimiz bozuldu. Tek istediğim bebeğimin sağlıklı olması. Bebeğim için güçlü kalmak zorundayım. Benim yaşadıklarımı başka anneler yaşamasın diye bizi bu hale getirenlerin cezasının verilmesini istiyorum.”
BEDİA BARAK/MERSİN