Ankara Gölbaşı`nda bulunan Vilayetlerevi`nde şehit aileleri ve gazi yakınları için düzenlenen iftar yemeğine katılan Başbakan Erdoğan, Türkiye`de şehitlik konusunun birileri tarafından istismar edildiğine dikkati çekti.
Ankara Gölbaşı`nda bulunan Vilayetlerevi`nde şehit aileleri ve gazi yakınları için düzenlenen iftar yemeğine katılan Başbakan Erdoğan, Türkiye`de şehitlik konusunun birileri tarafından istismar edildiğine dikkati çekti.
Vilayetlerevi`nde şehit aileleri ve gazi yakınları için düzenlenen iftar yemeğine katılan Başbakan Erdoğan, Türkiye`de şehitlik konusunun birileri tarafından istismar edildiğine dikkati çekti.
"Ölüm haktır. Öyle veya böyle hepimiz öleceğiz. Ölüm yaşla bağımlı değildir. En yaşlı olan ölür, en genç ölmez diye bir şey yok. Kimin nerede, ne zaman, nasıl öleceği belli değildir. Ne bir saat ileri, ne bir saat geri" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz Müslümanlar için söylüyorum, Müslümanlar olarak biz, buna böyle inanırız. Şu anda içimizde şehitlerimiz olduğu gibi, şehitlerimizin dışında da kim bilir bu, bir hüznün tekrarlanması olmasın ama bir gerçeği teyit etmek için, tespit için söylüyorum çocuk yaşta yavrularını kaybeden annelerimiz, babalarımız var, yakınlarımız var, değil mi? Herhangi bir hastalık sebebiyle olabilir, trafik kazası sebebiyle olabilir. Şu anda trafik kazalarında kaybettiğimiz insan sayısı teröre maalesef şehit olarak verdiğimizden çok daha fazla. Bununla ilgili feryat var mı, yok. `Trafik kazası` diyor, gelip geçiyoruz ama terörle ilgili olduğu zaman birilerini çok kaşıdığı için üzerine üzerine giderek buradan maalesef birileri bir şeyler toplamak istiyor.
Her zaman üst bu işlerde sorumlu olarak tutulur. Varsa yanlış hatta tabii ki bunların üzerine gidilir ama bir gerçeği bilmek de gerekiyor ki biz yavrularımızın eline kına yakarak askere göndeririz. Bakın İslam dünyasında hiçbir ülke askerine `Mehmetçik` adını koymamıştır. Mehmetçik ifadesi sadece bizde vardır. `Bu nereden buraya devşirilmiştir, dönüştürülmüştür` derseniz, bu, küçük `Muhammed` adına Mehmetçik`tir. Muhammed`i kullanmaz, bizim büyüklerimiz. Edebinden dolayı. Önceleri bunu `Mehemmet` olarak kullanmış, daha sonra bunu Mehmet`e dönüştürmüş ve askerde de Mehmetçik olarak bunu kullanmış. Mehmetçiğimizin şehadeti bizde o denli farklı izler bırakır. Onun için onların muhabbeti hiç bir zaman tartışılmaz."
"Her bir şehit bizim için bir ışıktır"
"Aziz şehitlerimiz şehadet mertebesine ulaşıncaya kadar sizlerin çocukları, sizlerin kardeşleri, sizlerin eşleriydi ama şimdi o aziz şehitler bizim çocuklarımızdır, bu milletin çocuklarıdır bundan kimsenin en ufak şüphesi olmasın" ifadesini kullanan Erdoğan, şunları söyledi:
"Onlar ne kadar sizin yüreğinin parçasıysa inanın o kadar da bizim yüreğimizin parçasıdır ama bu istismar konusu yapılırsa, bu bizi de üzer. Zaman zaman bu oluyor. Hele hele ölümün hak olduğuna inananlar, burada asla istismarın içine girmemelidir. Bütün mesele, buna inanılmış mıdır, inanılmamış mıdır? Biz, buna inanmışızdır. Tarih boyunca her bir şehidimiz, vatanı için, toprağı için, namusu, şerefi, istiklali için, geride kalanların huzur ve refahı için kanını akıtmıştır. Her bir şehit bizim için bir ışıktır, yolumuzu aydınlatan bir rehberdir. Şehit ve gazilerinin izinden gitmeyenler, o patikadan ilerlemeyenler kaybolmaya ve kaybetmeye mahkumdurlar. İnanın, 10.5 yıl boyunca her ne yaptıysak şehit ve gazilerimizin aziz ruhlarını incitmemeye özen göstererek yaptık. Bu vatanın, bu bayrağın bize onların bir emaneti olduğu şuurunu hiç bir zaman aklımızdan çıkarmadık. Onların izinden ayrılmamaya çok ama çok özen gösterdik."
Çözüm süreci
Çözüm sürecine de değinen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
"(Çözüm süreci) adını verdiğimiz süreç, şunu iyi bilmenizi, şundan emin olmanızı isterim ki asla ve asla şehitlerimizin ruhunu muazzep edecek, onların hatırasını incitecek bir süreç değildir. Biz, böyle bir girişimin içinde asla olmayız. Şehitlerimizin hatırasına gölge düşürecek bir adımı biz asla atmayız. Şehitlerimizin hatırası, her ideolojinin, her siyasi görüşün, her siyasi tasavvurun kat be kat üzerindedir. Bizim anlayışımız şudur, eğer bir tek şehidimizin aziz hatırası incinecekse, her şeyden hatta serimizden yani başımızdan dahi geçmek bizim varlık sebebimizdir.
Şehitlerimizin karşısında, makamların, rütbelerin, siyasi görüşlerin, siyasi rekabetin, çıkar kavgalarının hiçbir anlamı yoktur ve olamaz. Peygamberlerden sonraki en büyük mertebeye ulaşmış o aziz şehitler huzurunda hiçbir şey onların hatırasından, onların miras bıraktığı değerlerden daha anlamlı, daha önemli değildir. Biz, `çözüm süreci` adını verdiğimiz çalışmaları işte böyle bir anlayışın üzerine bina ettik.
Partimizi kurduğumuz andan itibaren şehit ve gazilerimizin ruhlarını incitmeden, onların rehberliğinde, kardeşliği hukuk çerçevesinde bu meseleyi çözmeyi kendimize gaye edindik. Birilerinin tamamen siyasi mülahazalarla tamamen çıkar çerçevesinde şehitlerimizin aziz hatırasını maalesef istismar etmek suretiyle çözüm süreci hakkında fitne, iftira ve ithamlar içinde olması lütfen sizleri yanıltmasın, aldatmasın. Bu süreç `al ver` süreci değildir. Bu süreç asla pazarlık süreci değildir. Ülkemizin istikbali, istiklali için, bayrağımızın şerefi için, milletimizin namusu için gerekirse ebediyete kadar kahramanca mücadele veririz. Biz, ecdadımızdan böyle gördük. Gerektiğinde de böyle devam ederiz ama biz ölmenin ve öldürmenin devam ettiği değil, yaşamanın ve yaşatmanın egemen olduğu böyle bir ülke böyle bir toplum istiyoruz."
"7 aydır artık şehitler gelmiyor"
Çözüm sürecinin başlamasından bu yana artık şehit haberi gelmediğine işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şurada 7 aydır artık şehitler gelmiyor. Bu, bir rahatlama değil mi? Bu, bir toplumda huzur havasının esmesi değil mi?Beklediğimiz, aradığımız bu değil mi? 76 milyonun çok büyük bir kısmı, şu anda mübarek ramazan ayında, aynı dinin, aynı kitabın emri olan orucu tutuyor. İftarın öncesinde herkes ayın sofranın başında aynı niyetle okunacak ezanı bekliyor. Iğdır`da, Ardahan`da, Van`da, Hakkari`de okunmaya başlanan ezan köy köy, ilçe ilçe tüm Türkiye`yi geçiyor, Muğla`ya, İzmir`e, Çanakkale`ye, Edirne`ye ulaşıyor. Van`da başlayan iftar Edirne`ye kadar devam ediyor. 76 milyon aynı ezanı dinliyor, aynı ezanla felaha koşuyor. Aynı ezanla bereketle kucaklaşıyoruz. Benim Afyonkarahisarlı, Yozgatlı, Konyalı, İstanbullu, Edirneli annemle, Vanlı, Diyarbakırlı, Muşlu annem aynı sofranın güzel telaşını yaşıyor. İftar sofrası sadece gıdasıyla değil, sohbetiyle muhabbettiyle huzuruyla da bereketlidir. Hiçbir anne, hiçbir baba o iftar sofrasında bir sandalyenin boş kalmasını, bir tabağın eksik kalmasını, bir kaşık tıkırtısının noksan omasını istemez. Aynı ezanla aynı besmeleyle aynı duayla oruç açanların evlatlarının birbirine kastetmesine şu yürek dayanmaz. Terörle mücadele ederiz, teröristle mücadele ederiz. Kararlıktan asla vazgeçmeyiz ama bu mücadeleyi verirken annelerin, babaların yüreklerini ferahlatmak da bizim asıl gayemiz, asıl hedefimizdir."
"Ay yıldızlı bayrağa sarılmış tabutlar gelmiyor. Aylardır sizin yaşadığınız o tarifsiz acıyı, evladını yitirmenin o büyük yürek yarasını o Denizli`deki annenin de ifade ettiği gibi `ah bu süreç şöyle 6-7 ay önce başlasaydı` ifadesi ortaya çok açık net koyuyor" diyen Erdoğan, şöyle dedi:
"Başka anneler, başka babalar bunu tecrübe etmesin istiyoruz. Rabbim hiç kimseye evlat acısı yaşatmasın. Biz, işte bu duayı edecek kadar büyük milletiz. Biz, vatanını müdaafa ederken öldürdüğü genç için de yürek sızısı hisseden o annelerin, o babaların acısını paylaşan bir milletiz. Kin ve intikam duygusu bizim millet olarak asla prim verdiğimiz duygu değildir. Elbette bize yaşatılanları unutmayacağız. Elbette bizim evlatlarımızıa kastedenleri unutmayacağız ama daha fazla ölümün, daha fazla acının, daha fazla gözyaşının önüne geçebilmek için meşruiyet dairesinde mücadeleye kararlılıkla devam edeceğiz."
Başbakan Erdoğan, sadece teröre ve teröriste karşı değil, onları kullanan, onlar üzerinden Türkiye ile hesap görmeye çalışanlara karşı da mücadele verdiklerine dikkati çekerek, şunları söyledi:
"Kanın, gözyaşının, istismarın devam etmesini isteyen, bundan her türlü çıkar devşirmek isteyen, gençlerimizin kanıyla beslenen, bunun devamını isteyen çok farklı çevreler ve odaklar var. Çözüm süreci kararlıkla devam ederken, bu odakların, bu çevrelerin de boş durmadığına şahit oluyoruz. Süreci sabote etmek için, kan akması için, gençlerin ölmesi ve öldürmesi için her türlü tahriki yapan alçakların, hainlerin işbaşı yaptıklarına da bu arada şahit oluyoruz. Biz, bunların hiçbirine boyun eğmeyiz ve eğmeyeceğiz. Tekrar ediyorum, taviz vermeyiz. Anayasa ve yasaların çinenmesine müsamaha göstermeyiz. Değerlerimizin ayaklar altına alınmasına hele hele aziz şehitlerimizin ruhlarının inciltilmesine asla göz yummayız. Bu süreci tahriklerle provokasyonlarla çirkin bazı girişimlerle akamete uğratmak isteylenler tarihe hesap veremez. Türkiye Cumhuriyeti devleti küçük hesaplar, küçük kurnazlıklar karşısında boyun eğecek bir devlet değildir."
"Sabrımızı muhafaza edeceğiz"
Erdoğan, kanın durması için samimi ve gönülden çaba gösterirken, birilerinin de siyasi rant, siyasi hesap içinde olduğunu çok iyi gördüklerini ifade ederek, "Sabrımızı muhafaza edeceğiz. Bu milletin kardeşliği için sabırla, kararlılıkla, metanetle yolumuza devam edeceğiz. Bu meseleyi Allah`ın izniyle artık rafa kaldıracak, Türkiye`nin önündeki engeli, Türkiye`nin ayaklarına takılmış prangayı mutlaka kırıp, yok edeceğiz. Sizlerden bize inanmanızı, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da bize güvenmesinizi rica ediyorum. Biz, bugüne kadar sizin başınınızı öne eğecek hiçbir girişimin içinde olmadık. Hiç şüpheniz olmasın bundan sonra da asla başınızı öne eğdirmeyeceğiz" diye konuştu.
"Dünya güçlü bir Türkiye istemiyor"
Dünyada farklı bir Türkiye konuşulduğunu dile getiren Erdoğan, dünyanın güçlü bir Türkiye istemediğine işaret ederek, bunun özellikle bilinmesini istedi. Erdoğan, "Bölgemizde oynanan oyunlar zayıflatılmış bir Türkiye içindir. Ama biz, buna da pirim vermeyeceğiz. İnşallah bunu da hep birlikte çözeceğiz. Onlar yanlış hesaplar peşindeler. Biz ise hesabımızı iyi yapıyoruz. Biz biliyoruz ki biz önce eşeği sağlam kazığa bağlayacağız, ondan sonra da Allah`a emanet edeceğiz" ifadesini kullandı.
İktidara geldiklerinde Türkiye`de yolsuzlukların diz boyu olduğunu, şimdi de "Tamamen bitti" demediğini dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Geçenlerde ben, `faiz lobisi` derken boşuna demedim. Bir şeyler bildiğim için bunları söylüyorum, zira faiz dışı gelirlerle abad olan bir lobi var. Hani şu kredi kartları falan diyorsunuz ya, bunları almayın. Bunlardan ödediğiniz paralar, sadece bir bankayı vereceğim, isim vermiyorum, 600 trilyon bir yılda geliri, faizin dışında. Bunun yanında Ziraat, Halk, Vakıf üçünün bu yandan toplam gelir 600 trilyon. Oynanan oyunun ne kadar büyük olduğunu görüyor musunuz? Kim ödüyor bu parayı? Zengin değil, benim fakir, fukara kardeşim. Allah selamet versin, bayılıyor da `bir tane kredi kartı elime alayım` diye, onunla sanki hava atıyor. Ay sonu gelmeden maaş bitiyor, faizi, şunu, bunu vesaire. Oynanan oyun büyük, bu oyunu hep beraber bozmamız lazım. Herkes ayağını yorganına göre uzatmayı bir öğrense, o zaman onlar bu parayı göremeyecekler.
Bir tanesine açık söyledim, `Allah aşkına, faizden elde ettiğin gelir tamam fakat bu faiz dışı elde ettiğin parayı gömüleceğin mezara doldursak o mezar almaz bunu. Ne yapacaksın bu parayı? Vatandaştan almayın bu paraları, komisyonları almayın...` Ama yok, doymazlar, diyorum ya onların gözünü ancak kara toprak doyuracaktır."
"Sonuçta kardeşlik kazanacak, Türkiye kazanacak"
Şehit yakını ve gazilere, "Sizin çocuklarınız, bizim çocuklarımızdır" diye seslenen Başbakan Erdoğan, "Biz yere sağlam basıyoruz, kararlı gidiyoruz ve kararlı gitmeye devam edeceğiz. İnşallah ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar da tutmuyor. Çocuklarımızın, şehitlerimizin aziz hatıralarına gölge düşürmeyecek, onların ruhlarını muazzet etmeyeceğiz. Sonuçta inşallah kardeşlik kazanacak, Türkiye kazanacak" diye konuştu.
Artık Türkiye`de Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Boşnak, Roman diye bir ayrım olmayacağını, yaradılanı Yaradandan ötürü seveceklerini anlatan Başbakan Erdoğan, "Ülkemizde mezhep ayrımı gayreti içinde olanlar da var. Reyhanlı bunun provasıdır, bunu Reyhanlı`dan gelen kardeşlerim çok iyi biliyorlar. Bütün failler yakalandı, bütün ifadelerinde de bunu açık açık ortaya koydular. Ama biz bu tuzağa da düşmeyeceğiz, çünkü bu ülkede mezhep kavgası eğer egemen olursa bundan Türkiye çok büyük yara alır. Biz, bu oyuna da gelmeyeceğiz. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, beraber olacağız ve Türkiye olarak aydınlık yarınlara yürüyeceğiz" dedi.
İftara Başbakan Erdoğan`ın eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, İçişleri Bakanı Muammer Güler ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz da katıldı.İftarda hazır bulunan dernek başkanları Erdoğan`a hediye verdi. Bazı gazi ve şehit yakınları da iftar sonrası Erdoğan ile fotoğraf çektirdi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
9549,89%1,94
34,54% 0,18
36,00% -0,62
3005,99% 1,50
5006,70% 1,01