Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’a mektup göndererek Marmara Denizi’ne kıyısı olan bölgelerde gerek görüntü olarak gerekse kötü kokusuyla rahatsızlık yaratan ve bir yandan da balık ölümlerine yol açan “deniz salyası” sorununun çözümü için sorular yönelten 22 ve 23. dönem CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, son bir ayda yapılan yüzeysel temizlikle ortadan kalkmış görünen müsilaj sorununun Bursa Gemlik, Kurşunlu, Gemsaz ve Kumla kıyılarında yeniden görünmesi üzerine harekete geçti.
Evsel ve sanayi atıkları arıtılmadan denize döküldükçe müsilaj sorununun da asla bitmeyeceğinin anlaşıldığını belirten Demirel şunları söyledi:
“Müsilajın sona ermesi için kalıcı ve etkin tedbirler şart. Hükümetin merkezi kararlarla bu işin öncülüğünü yapması gerekiyor. Çünkü belediyelerin imkânlarıyla tedbirlerin alınması ve Marmara Denizi’nin yeniden hayata döndürülmesi mümkün görünmüyor.”
Gemlik Kurşunlu’da basın açıklaması yaparak, müsilaj sorununun çözümü taleplerini bir kez daha gündeme taşıyan 22 ve 23. dönem CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, bazı kıyıların hala çok kirli olduğunu ve denizin dibinin de görünmediğini kaydederek, “Balıkçılarımızla görüştüm, ‘attığımız ağlar bu jelimsi sıvıyla kaplanıyor ve zarar görüyoruz’ diyorlar. Marmara Denizi’nin sadece yüzeyi temizlenerek bu sorunu aşamayacağı artık belli oldu” diye konuştu.
2008 yılından beri zaman zaman ortaya çıkan müsilaj sorununun aşılması için geçen 12 yılı aşkın süredir bu durumdan korunmak adına maalesef plan-program yapılmadığının anlaşıldığını tekrarlayan Demirel, eski bir Çevre Bakanı’nın “Arıtma tesislerini gündüz kontrol ediyoruz, gece etmiyoruz” sözlerini hatırlatarak, evsel ve sanayi atıklarını temizlemesi gereken arıtma tesislerinin son durumu ile ilgili tespitlerin neler olduğunu da sordu. İlk görüldüğü dönemde gereken tedbirler alınsa bugün müsilaj sorununun yaşanmıyor olacağını savunan Demirel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı bilim adamlarınca daha evvel yapılan açıklamalarda denize girmeyin açıklaması yapılmış, yetkililer ise denize girilebilir ve balıklar da yenebilir demişti. Kirliliğin yok olmadığı bir ortamda deniz ne kadar temiz, balıklar ne kadar sağlıklıdır?Doyurucu bir açıklama yapılmıyor. Bilim Kurulu tarafından insanlarımızın denize girdiği yerlerde tahliller, denizin temizliği ile ilgili araştırmalar yapılmış mıdır, bilmiyoruz. Marmara Denizi’nde tutulan balıklar yenebilir mi, yenmemeli mi, bilmiyoruz. Farklı açıklamalardan dolayı insanların kafası karışık. Denizin üstündeki müsilajı temizlemek yetmez, önemli olan deniz kirliliğinin engellenmesi için yapılması gereken çalışmalardır. Denizin dibindeki mevcut müsilajın temizlenmesi için bir çalışma var mı, yok mu? Kamuoyu bu konuda da aydınlatılmalıdır. Marmara Denizi’ni kirleten derelerle ilgili, örneğin Nilüfer’in islâhı ile ilgili bir çalışma var mı? Bu konuların hükümet tarafından ivedilikle ele alınması talebimizi yineliyoruz.”
Marmara Denizi’nin çevresinde 25 milyon insanın yaşadığını hatırlatan Demirel, “Marmara Denizi ve içindeki canlılar hep birlikte haykırıyorlar: İmdat! Yaşamak istiyoruz, bugün, yarın ve daima.. Bu feryada hep birlikte kulak vermeliyiz” şeklinde konuştu.
ARTUKLU HABER AJANSI-BURSA