COVID-19 salgını uzaktan çalışmayı bir zorunluluk haline getirirken, hibrit çalışma modellerinin salgın sonrasında da kalıcı olacağı görülüyor.
Zoom, pandemi sırasında uzaktan çalışma ve video iletişim çözümlerinin ekonomik etkilerini değerlendirmek için Boston Consulting Group (BCG) ile 6 ülkenin incelendiği “Video iletişimin COVID-19 krizine etkisi” adlı küresel bir anket ve ekonomik analiz araştırması gerçekleştirdi.
Araştırmada, ekonomik durgunluk döneminde hangi endüstrilerin iletişim teknolojilerini kullanarak çalışma biçimlerini değiştirebildiği ve bunun sonucunda işlerinin devamlılığını ve hatta büyümesini sağlayabildiği ortaya çıktı.
Küresel bir sağlık krizi ve ekonomik bir durgunluk getiren COVID-19 salgını, dünyadaki tüm kurumların çalışma biçimlerini önemli ölçüde değiştirdi. Her yapıdaki ve büyüklükteki kurumlar yeni ve benzersiz zorluklarla karşı karşıya kaldı. Sosyal mesafe önlemleri insanları evde kalmaya mecbur bırakırken, kuruluşlar işlerini sürdürmeye çalışırken aynı zamanda çalışanlarını güvende, bağlantıda ve üretken tutmak için Zoom çözümlerine yöneldi. Geleneksel ve yüz yüze operasyonlar odağıyla çalışan eğitim ve sağlık hizmetleri gibi endüstrilerin çevik kalmak ve çalışmaya devam etmek için uzaktan çalışma ve video iletişim çözümlerini hızla benimsemeleri gerekti.
COVID-19 sonrası düzende uzaktan çalışan sayısı 3 kat arttı
Zoom tarafından görevlendirilen BCG, halka açık GSYİH ve istihdam verilerine dayalı bir ekonomik analiz gerçekleştirdi. Raporun anket bölümü için ise video konferans kullanan işletmelerde tam zamanlı görev alan 5820 yöneticinin görüşleri alındı. Anket, eğitim, sağlık hizmetleri, teknoloji, profesyonel hizmetler, finans sigortası, emlak, perakende ve toptan satış, kamu ve diğerleri dahil olmak üzere birçok sektördeki küçük, orta ve kurumsal ölçekli işletmelerdeki durumu örnekledi.
Uzaktan çalışma ve video konferans çözümlerinin hem şimdi hem de gelecekte insanların çalışma şeklini nasıl etkilediğini incelemek için anket katılımcılardan şirket çalışanlarının ne kadarının 2019 ve 2020’de uzaktan çalıştığı ve 2022'de tamamen veya kısmen uzaktan çalışacakların sayısını tahmin etmeleri istedi. Yöneticilere aynı zamanda bu zamanlarda video konferans çözümleriyle çalışanların oranları da soruldu.
Rapordan öne çıkan bulgulara göre, COVID-19 salgını döneminde uzaktan çalışanların sayısı 2,5 ile3 kat arasında artış gösterirken, video konferans çözümleri kullanan çalışanların sayısı ise benzer şekilde 2,4 ile 2,7 arasında arttı. Video konferans çözümleri kullanarak geçirilen süre ise 3 ile 5 kat artış yaşadı.
KOBİ’ler COVID-19 döneminde küresel olarak uzaktan çalışanlarının sayısında 2,6 kat artışa şahit olurken, eğitim sektöründen ankete katılan şirketler video konferans çözümleri kullanımlarının 3,5 kat arttığını belirtti. Yöneticilerin yüzde 70’i salgından öncekine kıyasla esnek çalışma modellerine daha sıcak bakmaya başladı. Esnek çalışma modellerini gelecekte desteklemeyi en çok planlayan ülkeler ise sırasıyla Hindistan (yüzde 92), ABD (yüzde 72) ve Almanya (yüzde 70) oldu. Öte yandan yöneticiler hibrit çalışma modellerinin kalıcı olduğu, çalışanların üçte birinden fazlasının salgın sonrasında da uzaktan çalışmaya devam edecekleri görüşünde.
Kurumların en az %64’ü salgın sonrasında da video konferanslara devam edecek
Hiçbir endüstri salgının ekonomik etkilerinden muaf değildi ancak bazıları uyum sağlamak için çalışma biçimlerinde çarpıcı değişiklikler yapabildi. Uzaktan çalışmanın uygulanması ve video konferans çözümlerinin benimsenmesiyle kuruluşların paradan ve iş yükünden tasarruf etmesine yardımcı olan dijital dönüşüm, kriz esnasında iş sürekliliğini mümkün kıldı. Zoom ve BCG rapor için sağlık, eğitim, teknoloji ve profesyonel hizmetler sektörlerinin pandemi sırasında sürekliliği sağlamak için uzaktan iş birliğini nasıl benimsediğine ve trendlerin gelecekte nasıl devam edebileceğine mercek tuttu:
Esnek çalışma modelleri kalıcı olacak
Tümleşik iletişim platformu Zoom, BCG’ye yaptırdığı araştırmanın sonuçlarını yorumladı. Buna göre, video konferans çözümlerinin büyük başarısı kurumları salgın sonrasında da esnek çalışma modellerini benimsemeye teşvik ediyor. Boston Consulting Group’un araştırma bulguları, uzaktan çalışmanın ankete katılan hemen her ülkede salgın sonrasında da yaygın olmaya devam edeceğini ortaya koyuyor.
COVID-19 salgını uzaktan çalışmayı bir zorunluluk haline getirirken, hibrit çalışma modellerinin salgın sonrasında da kalıcı olacağı görülüyor. Bazı çalışanlar pandemiden sonra ofise geri dönecek ancak geriye kalanların çoğu uzaktan veya hibrit çalışanlar olarak iş birliği yapmaya devam edecek.
Salgın, kurumların uzaktan çalışmayla gelen esneklik ve çevikliği elde etmek için çalışanların üretkenliğinden feragat etmelerine gerek olmadığını kanıtladı. Yerinde doğru çözümler ve süreçlerle çalışanların her yerden verimli bir şekilde çalışabildiği görüldü.
Hibrit çalışma modelleri gelecekte yetenekleri beslemek ve onları elde tutmak için de bir gerekliliğe dönüşecek. Salgın, coğrafi olarak daha çeşitli bir işgücü doğurdu. İnsanlar belirli bölgelerden taşındı, uzak konumlardaki işlere başvurdular veya kabul ettiler. Küresel iş gücünün geniş alanlara yayıldığı bu dönemde, başarılı olmak isteyen kurumların hibrit çalışma modelleri kurgulamaları ve benimsemeleri bir lüks olmaktan çıkıp, bir zorunluluğa dönüştü.
ARTUKLU HABER AJANSI