EUROLEAGUA`DE TÜRK TAKIMLARI

Bizim gibi basketbolseverler için adeta cennet olan Euroleague özlemlerimiz Çarşamba itibariyle sona erdi. 3 temsilcimiz de maçlarını kazanırken tarihimizdeki en iyi Euroleague başlangıçlarımızdan birini yapmış olduk.

Gündem 19.10.2013 08:10:46 0
EUROLEAGUA`DE TÜRK TAKIMLARI

Bizim gibi basketbolseverler için adeta cennet olan Euroleague özlemlerimiz Çarşamba itibariyle sona erdi. 3 temsilcimiz de maçlarını kazanırken tarihimizdeki en iyi Euroleague başlangıçlarımızdan birini yapmış olduk. Özellikle bunlardan ikisinin İtalyan takımlarına karşı olması ve hatta beklenenden oldukça rahat olması İtalyanların meşhur Anneciğim Türkler geliyor lafına selam çaktı. Şimdi tek tek gruplara ve maçlara bir göz atalım:

A Grubu:

Budivelnik Kiev  84-102 Fenerbahçe Ulker

21

İlk periyodu tipik bir çözümlemeye çalışma, analiz içinde geçen maçın 2.periyodundan itibaren maçın karakteri oturmaya başladı. Beklediğimiz gibi Budivelnik 5 şut atan karakteriyle dışarı dizilip içeri sahte drivelarla dışardaki boşu bulmaya çalıştı ve burdan iyi ekmek yedi, hatta bir ara dizilmeyi bırakıp pozisyon yaratmaya çalışmadan direk Ahearn ve Strelnieks’ in zorlama üçlükleri bile girince Kiev ekibinin kendine güveni geldi. Burda maçın kilit noktası  Obradovic’ in Kiev’ li kısaları önde karşılamaya çalışıp dışa dizilen uzunların da köşelerden  tehdit içermesi sebebiyle Fenerbahçe uzunlarınca takibi sonrası boşalan boyalı alanın da Kiev tarafından kullanılması oldu. Zaten dışardan şut ritmini yakalayan Kiev’ in burdan da cevheri keşfetmesiyle birlikte 3. periyot sonunda yediğimiz sayı 77′ ydi. 4.periyotta Obradovic’ in bu ısrarından vazgeçmesi sonucu  her şey tersine döndü. Savunmada  Bo ve Vidmar’ ın önemli katkılarına Kiev’li oyuncuların zorlanmaları sonucu tecrübesizlikleriyle birlikte panik atışları da eklenince bu periyotta sadece 7 sayı yendi. 6 sayı gerideyken bile hücum düzenine sadık kalan Fenerbahçe hücumda akıllı oynamaya devam edince fark da doğal olarak ortaya çıktı ve önemli bir deplasman galibiyetiyle Euroleague’ e iyi bir başlangıç yapmış olduk.

Not: Fenerbahçe Euroleague’ de 11 maçtır deplasmanda kazanamıyordu. 102 sayıyla Euroleague’ de attığımız en yüksek sayıya ulaşmış olduk. 117 verimlilik puanıyla haftanın lideri olduk bu dalda.

Nanterre 59-62 CSKA Moskova

31

Maça sürpriz bir başlangıç yapan Nanterre maçın başından öne fırlayıp farkı açınca herkesin kafasında acabalar belirmeye başladı. Fakat önce skoru 2.yarı itibariyle yakınlaştıran CSKA sonra da maçı tecrübesiyle almayı bildi. Tabi eğer son hücumda köşeden üçlüğü sokabilselerdi Nanterre için farklı şeyler de konuşuyor olabilirdik. Ama maçı son topa kadar getirebilmeleri bile fazlasıyla beklenti dışı ve büyük bir başarı. CSKA özelinde 2 sıkıntı göze çarptı. Biri takımdaki Teodosic sorunu. Messina Teodosic’ i mecburen elde tutunca farklı bir rol verdi bu sene ona. Pargo’ nun liderliğinde yanındaki skorer 2 numara görevi. Ama hem Pargo’ nun bu şekilde kendini rahat hissetmemesi hem de Teodosic’ in artık bu takımı kendine ait görmemesi ikisinin de performans altı kalmasına neden oluyor.Diğer bir sıkıntı da Hines’ ın 4 oynadığı dakikalar. Bu dakikalarda Hines’ ın dış şutu olmaması nedeniyle alan açmakta sıkıntı yaşıyor CSKA. Aynı sıkıntı ilk başlarda Olympiakos’ ta da yaşanmıştı 2 yıl önce; fakat kurt koç Ivkovic Hines’ ı boyundan çekinmeden 5 ‘ e alıp ondan doğru verimi almayı bilmişti.

Not: Verimlilik puanları 49-77.Yani rankinglerin maç sonucuna hiç etki etmediğini görüyoruz. Nanterre’ in iyi oyunundan çok CSKA’ nın kalitesini skora yansıtamadığı ve birtakım sorunların olduğu gayet açık.

Barcelona 67-60 Partizan

41

Sezona savunma sıkıntılarıyla başlayan ama hücumda en iyi sezonlarından birine başlayan Barcelona için sürpriz bir maç oldu aslında. Partizan Euroleague’ deki en uzun boylu ve mücadeleci takımlardan biri. Uzun kollarıyla Barca hücumlarını belli bir ölçüde sekteye uğrattılar. Barca için önemli sıkıntılardan biri Nachbar’ ın 4 numara oynadığı maçlardı sene başında. Kesinlikle Wallace’ ın savunma yönünü arıyorlar burada. Pasqual bu maçta Nachbar’ ı kullanmaktan vazgeçip Lampe’yi  4′ e çekince ve Dorsey’ in de süreleri artınca 3′ te de Papanikolau gibi çok iyi bir savunmacıya  daha çok süre verilince maç tam bir savunma maçı oldu. Zaten hücumda çok etkili silahları olmayan Partizan iyice tıkandı. Hücumda Westermann ve Bogdanovic’ in eline bakan Partizan, Milosavljevic’in sürpriz katkısıyla birlikte maçı başa başa getirse de Barcelona yakın giden maçı son periyotta koparmasını bildi.

Not: Verimlilik puanları 83-49. Asist sayıları 21-10. Partizan’ ın ne kadar mücadeleyle skoru yakın bitirdiği ortada kalite farkına rağmen. Arada çok büyük fark var.

B Grubu:

Brose Baskets 84-70 Strasbourg

51

Maça Ajinca’ yı kullanarak başlayan Strasbourg maçın başında skoru ele almayı başardı Ajinca’ nın 7 sayısıyla. Gel gelelim ki nefesleri 2.periyota kadar yetti ve aradaki kalite farkı  Anton Gavel’ in liderliğinde maçı daha 2.periyotta  Brose’ ye getirmeye yetti. Maçın kilit noktası kesinlikle taraftarıyla Brose’ nin tek güç olduğu 2.periyottaki 27-8′ lik seriydi. Bu periyotta Brose’ nin baskısından bunalan Strasbourg’ un aslında ne kadar kırılgan ve bu seviyelere uzak olduğu da ortaya çıkmış oldu. Strasbourg’ da bu seviyelere aşina olan iki oyuncu eski Le Mans’ lı Diot ve Fransız milli takımdaki Ajinca  ki zaten takımdaki verimlilik puanları da takımdaki en yüksek iki verimlik puanı olmuş durumda. Bamberg’ de en dikkat çekici istatistik 24 asist gibi muazzam bir asist performansına ulaşılmış olması ve burda Goldsberry’ nin yapmış olduğu 9 asist. Jamar Smith’ in 13 dakikaya sığdırdığı 9′da 8 saha içi performansıyla ulaştığı 19 sayı da gördüğümüz en extra katkılardan biriydi.

Not: Zack Wright Beko Bundesliga’ da gördüğümde de tam devreye girebilmiş değildi. Bu maçta da sazı eline alamadı, adapte olabilmesi Brose’ nin gruptan çıkabilmesi için değerli.

Anadolu Efes 87-67 Armani Milano

71

Efes’ in  hafta sonu Galatasaray maçında çizdiği kafada inanmayan, işi bitirmiş havasından daha ilk maçında sıyrılabilmiş olması inanılır gibi değil.  Zaten rotasyonu kısıtlı olan Milano kadrosundan bir de maç başı Moss’ un sakatlık nedeniyle çıkması Milano’ yu sanki kötü etkilemişti. Efes maça fırtına gibi başladı ve ilk periyottan maçı rahat kazanacağının sinyalini verdi. Milano’ nun lideri Langford’ ın devreye girmesiyle ilk yarı itibariyle fark 7-8 civarında gezse de, ona sadece Gentile’ nin eşlik edebilmesi ve Jamon Gordon’ un artık alışıldık muhteşem performansıyla Efes maçı koparmayı başardı. Milano’ da Jerrels-Haynes ikilisinin ne kadar zayıf kalacağı da ortaya çıkmış oldu. Takımın uzun sıkıntısı  yine boy gösterdi. Takımın skor gücünü yine 2-3 numaralar çekti. Efes’ le ilgili olarak Planinic-Gordon ikilisi birarada iyi bir ikili olamıyorlar bu net ortada. Takımın liderliği bu maçta Gordon’ da olunca geçen seneki Efes performanslarını hatırlar bir maç izlemiş olduk. Planinic işi sıkıntılı olacak gibi bu sene çünkü Planinic tüm hakimiyet kendisindeyken verimli olan bir oyuncu.

Not: Jamon Gordon 16 sayı(10′da 7 saha içi isabeti), 6 ribaund, 7 asist, 4 top çalma, 2 blok gibi inanılmaz istatistiklere ulaştı. Milano’ da 3 uzunundan sadece 20 sayı bulabildi. Moss olmamasına rağmen 2-3 numaralardan toplam 39 sayı buldular(Langford 20-Gentile 19).

Zalgiris Kaunas 63-83 Real Madrid

81

Zayıflamış Zalgiris kadrosu Real’ in oturmuş savunmasına karşı daha ilk yarıda 18 top kaybı yaptı ki Euroleague rekoru bile olabilecek kadar yüksek bir sayı bu. Real hücumda çok iyi top çevirip boş şutları bulmasına rağmen çok kötü bir yüzdeyle oynadı. Eğer biraz daha yüzdeli soksalar  maç daha ilk yarıdan biterdi. İlk yarı sadece 11 sayı farkla bitti. Zalgiris’ te Dentmon 38′ lik Jasikevicius’ un bile arkasında kalarak hayal kırıklığı yarattı. İkinci yarıda Real’ in savunmadaki dominasyonuyla fark daha da açıldı ve bir daha kapanmadı. Pablo Laso İspanyollarca her zaman fazla eleştiri alan bir koç olsa da her sene Real’ in üzerine bir tık daha katıyor. Zaten istikrarla birlikte geçen sene yaşadıkları finalden sonra bu sene de zirvenin en büyük adayı olduklarını gösterdiler. Rodriguez’ in 5 top çaldığını ve Rudy’ nin de 9 asist yaptığını da ekleyelim.

Not: Maçın belirleyici istatistiği Zalgiris’ in yaptığı 27 top kaybıydı. Real’ in 17 top çalması da yaptıkları savunmanın göstergesi.

C Grubu

M.Siena 75-84 Galatasaray Liv Hospital

91

Siena’ nın bu sene salon değiştirmesiyle birlikte sıkıntı yaşayacağı açıktı. Ama bu salonda gerçekten o muhteşem ev sahibi desteğinin oldukça altında bir katkı alabildiler bu maçta. Galatasaray’ ın sürekli bire bir üzerinden rahat pozisyon bulabilmesi sayesinde şutörler çok iş yaptı maçın başından itibaren. Bunda Siena kısalarının geçen senelerdeki baskılı savunma yapıp bunaltacak oyuncusunun olmaması de önemli bir etkendi. Son kale Moss’ un da ayrılmasıyla birlikte 2-3 savunması yerlerdeydi. Green’ in hücumda etkili olması ve Hackett’ in bire birlerine rağmen savunma sıkıntısı ve kalite farkıyla devre 51-33 Galatasaray lehine bitti. Efes maçıyla devreye giren Erceg dış şutlarıyla yine günündeydi. Artı olarak 11 ribaundluk katkısı extraydı. Özellikle Arroyo’ nun orta mesafeleri ve Domercant’ in öldürücü üçlük performansına Gordon da üçlükleriyle destek verince hücumda zorlanmadı Galatasaray. İkinci yarıda Siena farkı 7-8 civarına çekmeyi başarsa da kalite farkı maçı çevirmeye yetmedi.

Not: Galatasaray’ ın fazla isolation oynaması ve üçlüğe bağlı bir takım olması eleştiriliyor. Ama ben buna katılmıyorum bu işi de belli bir kalıp ve düzen içinde yapıyorlar ve kalibre olarak Top-8 kalitesindeler. Zaten oralara gelebildikten sonra sistem takımı olsanız da elit seviyeye karşı zorlanırsınız, tarz önemli değil bana kalırsa.

Zielona Gora 73-94 Bayern Münih

900

Bayern’ in yaptığı ihtişamlı transferler ve başındaki efsanevi koç Pesic sonrası Euroleague’ e nasıl başlayacağı merak konusuydu. Gora’ nın oldukça zayıf performansıyla birlikte Bayern maça Djedovic’ in resitallik oyunuyla başlayarak daha maçın başından rakibine sen benim seviyemde değilsin mesajını verdi ve farkı 15-20 sayı civarına daha ilk yarıdan çekmeyi başardı. 3.periyotta bir ara Gora’ nın yakaladığı seriye rağmen geri adım atmayan Bayern maçı da çok rahat kazandı. Delaney Budivenik’ teki günlerine nazaran daha dağıtıcı rolde oynadı. Lig maçlarında da aslında bu görüntüdeydi. Daha ilk periyotta yaptığı 6 asist dikkat çekiciydi. Bu takımın lideri kesinlikle Djedovic, Boşnak oyuncu Pesic’ ten sorumluluğu almış ve takımdaki skorer swingman rolünde oldukça başarılıydı. Tam 5 oyuncudan çift haneli katkı aldılar. Hücumdaki akışkanlık ve tempo tam Pesic’ lik iş. Gora ise gerçekten ligdeki en zayıf takımlardan biri ne yazık ki. Kolay kolay galibiyet alamayacakları ilk haftadan önemli bir sinyal oldu.

Not: Bayern toplamda 114 verimlilik puanı alarak Fenerbahce’ den sonraki en yüksek verimlilik puanını elde etti.

Olympiakos 69-61 Unicaja Malaga

vassilis-spanoulis-olympiacos-piraeus-eb13

Plaza takımları çok iyi savunma yapan 3 numaraları, baskılı savunmaları düşük tempoları ve sezon başlarındaki muhteşem formlarıyla bilinir. Ligde ikna edici bir galibiyetle başlayan Malaga ilk yarıda aynı şekilde çok iyi başladı maça. Zoran Dragic’ in savunmada Spanoulis’ i etkisizleştirmesi ve hücumda da attığı üçlüklerle ilk yarıyı Malaga önde bitirdi.  Olympiakos Spanoulis’ ten katkı gelmeyince zorlansa da dışarıdan Pettway’ in attığı üçlüklerle oyunda kalmayı başardı. 6-0 gibi karşılıklı serilerin yaşandığı maçta üçüncü periyot sonu ve son periyot başı savunmasını sertleştiren ve Sloukas-Spanoulis ikilisinin devreye girmesiyle hücumu kontrol eden Oly 16-1 lik seriyle öne fırladı. Bu seri maçın kırılma noktası oldu. Malaga farkı indirmeye çalışsa da hücumda yakalayamadıkları akışkanlık geri gelebilmelerini de engelledi. Olympiakos’ ta Lojeski’ nin ve Pettway’ in galibiyeti getiren seride önemli payları olduğunu belirtelim. Malaga tipik bir savunma takımı ve özellikle Stimac’ ın potaaltında olduğu bölümlerde sıkıntı çekiyorlar. Hücumda da biraz kısıtlı bir takım, fazla üçlüklere bağımlı.

Not: Sloukas maçı fark ettiren oyuncu.+/- hanesi tam 22.

 

D Grubu

Kızılyıldız 84-87 Lokomotiv Kuban

6

19.000 kişinin muhteşem desteğini alan Kızılyıldız için zaten zor olan gruptan çıkma mücadelesi için Kuban maçı ilk hafta olmasına rağmen çok önemliydi. İlk Euroleague deneyimleri olduğundan heyecan doruktaydı. Maç beklendiği üzere başa baş geçti. Kuban sistem takımı hüviyetini korumayı başardı. Brown-Hendrix ikilisini kullanmak üzerine kurdukları sistem takır takır işledi. Marcus Williams’ ın son maçlarda sadece oynatması maçları kazanmaya yetiyordu. Ama bu maçta skorer yönünü de ortaya çıkarması gerekiyordu ve öyle de yaptı daha çok Kalnietis’ i dağıtıcı, Williams’ ı atıcı rolde kullandılar. 2.periyotta yaşadıkları ve sadece 8 sayı bulabildikleri 3.periyot haricinde 79 sayılık inanılmaz bir hücum performansı ortaya koydular ki bunu ateşli Kızılyıldız taraftarı önünde yapabilmek büyük başarı. Kızılyıldız cephesinde ise beklendiği gibi Blake Schilb’ in liderliğinde maçı bir önde bir geride de olsa sürekli yakın geçmeyi başarsalar da Marjanovic pota altını domine etse de hatta tam maç bitti derken sonlarda geri dönmeyi başarabilseler de hiçbiri galibiyete yetmedi ve TOP-16 şansı daha ilk maçtan çok zora girdi.

Lietuvos Rytas 84-83 Panathinaikos

7

Bramos’ un son anda kadrodan çıkmasıyla PAO savunmasının düşmesini bekliyordum ama bu kadarı fazla geldi. İlk yarı iki takım da savunmada oldukça kötüydü ve skor üretmekte zorlanmadılar. Oldukça dengeli geçen maçın ilk yarısı 43-43 biterken  Rytas daha önce yaşadığı kırılganlıkları bu sene yaşamayacağını gösterdi. İkinci yarıda iki takımın da durulmasıyla skorlar düştü ama maç hiçbir zaman maç kopmadı. Son 18 saniyeye 74-71 Rytas üstünlüğüyle girilirken Diamantidis her zaman olduğu gibi devreye girdi, 3′ lüğü yazdı ve maçı uzatmaya götürdü. Uzatmada da yakın geçen maçta son anlara 83-82 üstün giren PAO’ nun galibiyetini engelleyen isim 5 saniye kala yüksek posttan attığı isabetli şutla Seibutis’ ti.

Not: Lasme’den beklenen savunma katkısının alınamaması dikkat çekiciydi.

Laboral Kutxa 84-80 Maccabi Tel Aviv

8

Bu haftanın açık ara en zevkli maçıydı. Laboral’ ın nerdeyse bütün oyuncuları sisteme katması ve meşhur yüksek İspanyol temposuna Maccabi’ nin de bilindik temposuyla cevap vermesi maçı keyifli kılan unsurdu. Blatt’ ın Ingles’ i point forvet olarak oynatıp Smith’ i 4′ e çekmesi tutan bir hamleydi aslında.Eğer ki Rice beklenen katkıyı verebilseydi maç Maccabi lehine dönerdi bence. Hücumda yapılan hatalara Laboral’ in fast breakleri eklenince uzun süre 10 fark civarında Laboral üstünlüğüyle geçti maç. İşleri değiştiren ise Blatt’ ın Rice’ dan vazgeçip Hickman’ ı devreye sokmasıydı. Bu şekilde Laboral’ ı son periyotta yakaladı ve hatta öne de geçti Maccabi. Ama son dakika oyunlarıyla meşhur Heurtel son 2 dakikada patladı ve maçı Laboral’ e getirmeyi başardı.

Not: Maccabi’ nin uzunlarını devreye sokamadığı bir maçtı. Pleiss 18 dakikada 12 sayı 8 ribaundla pota altını domine etti ve Hamilton da 21 dakikada 15 sayı 8 ribaundla pota altını işledi. 104-79 verimlilik puanları da aradaki oyun farkının göstergesi.

 

UĞUR ORTAÇ-ANKARA


17.9° / 9.4°
  • BIST 100

    9367,77%3,72
  • DOLAR

    34,58% 0,33
  • EURO

    36,23% 0,01
  • GRAM ALTIN

    2987,83% 0,88
  • Ç. ALTIN

    4956,37% 0,00