HDP'nin Êzidî Milletvekilllerinden Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca ve Mardin Milletvekili Ali Atalan tarafından Meclis Araştırma Komisyonu kurulması teklif edildi.
Ezidi Milletvekilleri Diyarbakır Milletvekili Feleknas Uca ve Mardin Milletvekili Ali Atalan tarafından TBMM Başkanlığına sunulan Araştırma Önergesi ise şöyle:
TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA
Êzidîlik inancına sahip toplumumuzun kültürünün ve kimliğinin korunması, tarih boyunca maruz kaldıkları zulüm ve şiddet politikaları ile uygulamalarının araştırılması, yargı ve tazminat yolu açılarak mağduriyetlerinin giderilmesi, inançlarının gerektirdiği şekilde yaşayabilmeleri ve haklarının iade edilmesi amacıyla Anayasa’nın 98’inci ve TBMM İçtüzüğünün 104 ve 105’inci maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılması için gereğini arz ve teklif ederiz.
Feleknas UCA Ali ATALAN
Diyarbakır Milletvekili Mardin Milletvekili
GEREKÇE
Mezopotamya’nın kadim toplumlarından Êzidîler yüzyıllardır Türkiye, Irak, Suriye, Gürcistan, Rusya ve Ermenistan'ı içine alan geniş bir coğrafyada yaşamlarını sürdürmektedir. Yüzyıllar boyunca içinde yaşadıkları coğrafyada dini inançlarından ötürü zulüm görmüştür. Türkiye'de yoğunluklu olarak Batman, Diyarbakır, Mardin ve Urfa'da yaşayan Êzidîlerin Osmanlı döneminden beri maruz kaldıkları asimilasyon politikaları Cumhuriyet Tarihi boyunca da fiilen devam etmiş, inançları yok sayılmış, toprakları ellerinden alınmaya çalışılarak tarım ve hayvancılık olan temel geçim kaynakları dahi yok edilmiştir.
40 yıl öncesine kadar Türkiye'de 80 bin civarında Êzidî’nin yaşadığı tahmin edilirken bugün bu sayının 400'ün altında olduğu bilinmektedir. 1970’li yıllara kadar feodal düzenin baskısı ve devletin farklı kimliklere uyguladığı asimilasyoncu politikalarla yıldırılmaya çalışılan Êzidî toplumu, 1975’ten sonra başta Almanya olmak üzere Avrupa’nın çeşitli ülkelerine göç etmiştir. Bunun sebeplerine bakıldığında, temel olarak inançlarının yok edilmeye çalışılması, özellikle Êzidî genç kadınların Müslümanlaştırılarak asimilasyona maruz bırakılması ve Êzidî inanç ve kültürünün hiçe sayılması olarak görülmektedir. Êzidîlerin nüfus kâğıdındaki din hanesine “İslam” ya da “Dinsiz” yazılarak, inançlarının hiçleştirildiği bilinen bir gerçektir. Bununla beraber, mülklerine zorla el koyma, arazilerini satmaya ya da kiralamaya zorlama gibi yöntemlerle de Êzidî toplumuna zulmedilerek Türkiye'de barınma şartları yok edilmeye çalışılmıştır.
Dini inançlarından dolayı geçmişte 72 kez katliama maruz kalan Êzidîlerin kaderi 21. yüzyılda da değişmemiştir. Yoğun olarak Şengal ve Behzane/Başiqa’da yaşayan Êzidîler 3 Ağustos 2014 tarihinde IŞİD’in yıkım gücü yüksek savaş araçları ve teçhizatları karşısında savunma araçlarından yoksun şekilde 73. Ferman olarak adlandırılan katliama maruz kalmışlardır. IŞİD tarafından yerlerinden ve yurtlarından edilen Êzidîler yaşamlarını devam ettirecek maddi temellerinin tamamından mahrum bırakılarak ölüme terk edilmişlerdir. Binlerce Êzidî öldürülmüş, binlerce kadın ve çocuk kaçırılmış, yüzlerce çocuk, hasta ve yaşlı açlıktan ve susuzluktan, gündüz sıcaktan gece soğuktan yaşamını yitirmiştir. IŞİD’in Şengal’de Êzidîlere yönelik gerçekleştirdiği soykırım tüm dünyanın dikkatini çekmiş, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi 15 Haziran 2016 tarihinde IŞİD’in Êzidîlere yönelik soykırım işlediğini belirtmiştir. IŞİD’in bu katliamından sonra binlerce Êzidî Türkiye’ye göç etmek zorunda kalmış Diyarbakır, Batman ve Mardin gibi illerde mülteci kamplarına yerleştirilmişlerdir. Bu kamplarda herhangi bir statüye sahip olmayan Êzidîler ciddi sorunlarla karşılaşmış ve büyük çoğunluğu Avrupa’ya geçmek umuduyla göç yollarına düşmüş ve büyük kayıplar yaşamıştır.
Öte taraftan, dini inançlarından dolayı zorunlu göçe maruz kalan yıllardır köylerinden, topraklarından uzakta yaşayan Êzidî ailelerin birçoğu ülkelerine geri dönmeyi istemekte, bu noktada gereken yasal güvencelerin sağlanmasını talep etmektedir. Bunların başında, köylerine geri dönmek isteyenler için gerekli hukuki ve ekonomik koşulların sağlanması, tahrip olmuş köylerin yeniden kurulması ve tazminat ödenmesi gelmektedir. Kimliklerinin ve dinlerinin resmi olarak tanınması, dini eğitim ve ibadetlerini yapabilecekleri koşulların sağlanması, kutsal mekânlarının koruma altına alınması, işgal ya da terk edilmiş Êzidî köylerindeki tahribatın tespit edilmesi Êzidîlerin temel talepleri olup, hükümet bu konularda somut ve kapsamlı adımlar atma sorumluluğu altındadır.
Êzidîlerin 73. Ferman olarak adlandırdığı 3 Ağustos 2014 soykırımı sonucu büyük kayıplar yaşayan, yoğun baskı ve zulme maruz kalarak ülkelerini büyük ölçüde terk etmek zorunda kalıp Türkiye’ye gelen Êzidîlerin sorunlarının tespit edilmesi, Türkiye Êzidîlerinin yıllardır gasp edilen haklarının iadesi için yargı ve tazminat yolunun açılması, kimlik ve inançlarının korunması ve tarihsel topraklarına geri dönebilmeleri için alınması gereken önlemlerin tespiti amacıyla bir Meclis Araştırması açılmasını talep ediyoruz.''Denildi
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA