Mersin Barosu?nun CMK eğitim seminerinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu?nu protesto etmek isteyen avukatlara, ?Demokrasinin, hukukun bekçisiyiz? denilerek kürsüden söz hakkı verildi.
Mersin Barosu’nun CMK eğitim seminerinde Türkiye Barolar Birliği Başkanı Feyzioğlu’nu protesto etmek isteyen avukatlara, “Demokrasinin, hukukun bekçisiyiz” denilerek kürsüden söz hakkı verildi.
Feyzioğlu da eleştirilere, “İfade özgürlüğünü savunuyoruz” diyerek yanıt verirken, Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, “Fikir özgürlüğünün garantisi biziz ama eleştirdiğimiz şeyleri kendimiz yapmamalıyız” dedi.
Mersin Barosu Başkanlığı’nca düzenlenen; Meslek İçi Eğitim Semineri’nin açılış konuşmasını, Türkiye Barolar Birliği (TTB) Başkanı Metin Feyzioğlu yaptı. Baro Gökdelen Hizmet Biriminde düzenlenen seminere Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen ile çok sayıda avukat katıldı.
Etkinlikte ilk olarak konuşan Alpay Antmen, Türkiye’nin anti demokratik günlerden geçtiğini söyleyerek, “Fikirlerine katılır- katılmazsınız Türkiye Barolar Birliği’ni, zapt edilmez bir kale gibi dim dik ayakta tutan, her türlü haksızlığa, kimden gelirse gelsin ayırt etmeden karşı duran sayın Metin Feyzioğlu, Mersin’e hoş geldiniz” dedi.
Bugünkü çalışmanın TBB’nin CMK ile ilgili meslek içi eğitim çalışması olduğunu aktaran Antmen, avukatların ceza hukukunu iyi bilmek zorunda olduğunu söyleyerek, “Avukatız ve müvekkillerimizi iyi savunmalıyız. Ceza doğrudan doğruya hak ihlalleri ile uğraşır. Türkiye’nin geçtiği sırat köprüsünde avukatlara çok büyük görevler düşmektedir. Eğer biz hak savunuculuğunu bırakır, CMK’yi iyi bilmezsek, vatandaşların halklarının ihlaline, ceza mahkemelerinde ezilmelerine ortak oluruz. Zulme ortak olmuş oluruz” dedi.
NİTELİKLİ AVUKATLAR OLMAK ZORUNDAYIZ
Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Berra Besler de, ülkede boyutları her geçen gün daha fazla yükselen bazı sıkıntılar yaşandığını söyleyerek, son yıllarda yargı alanında yaşanan olumsuz gelişmelerin yargı bağımsızlığı ve yargıç tarafsızlığının ve savunma hakkının hukuk devleti ve hukuk güvenliğinin yaşamsal önemini, toplumun her kesiminde anlaşılmasına sebep olduğunu kaydetti. “Adaletin gerçekleşmesi ve toplumsal barışın sağlanmasında bağımsız savunmanın taşıdığı değer, üzücü olaylar sonucu halkımız tarafından da çok iyi kavrandı” diyen Besler, savunmanın yargıdaki rolünü etkin kılmak için zengin bilgi donanıma sahip, etik kuralları içselleştirmiş nitelikli avukatlar olma zorunluluğunda olduklarını vurguladı. Bu sorumlulukla 2010 yılından buyana ülkenin çeşitli yerlerinde 595 eğitim semineri düzenlediklerini ve bu eğitimlere 75 barodan 62 bin 453 kişinin katıldığını aktaran Besler, “Bu çalışmalar devam edecek ama sizlerin katkıları ile zenginleşecek” dedi.
PROTESTOCULARA KÜRSÜDEN SÖZ HAKKI VERİLDİ
Daha sonra kürsüye davet edilen Metin Feyzioğlu ise akademisyenlerin imzaladığı bildiriye yönelik açıklamaları nedeniyle az sayıda ki bazı avukatlar tarafından protesto edilmek istendi. Salondaki çok sayıda ki avukat Başkan Feyzioğlu’na destek verirken, protesto eden avukatları kürsüye davet eden Metin Feyzioğlu, “Buradan konuşun, biz ifade özgürlüğünü savunuyoruz” dedi. Feyzioğlu, konuşma süresinin yarısını protesto eden grup adına söz alan ÇHD Mersin Şube Başkanı Mehmet Altıntaş’a verdi. Bunun üzerine kürsüye gelen avukat Mehmet Altıntaş, “Amacımız eğitimi bölmek değil. Metin Feyzioğlu’nu açıklamalarından dolayı kınıyoruz, barolar birliği dik durmalı” dedi. Altıntaş, konuşmasının sonunda Feyzioğlu’nun konuşmasını dinlemeden salondan ayrıldı. Bu esnada protestocu grubun kendi arasında, protestonun devamı ve yeterliliği ile ilgili de tartışma yaşadığı görüldü. Bu arada salonda kısa süreli gerilim yaşansa da, Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen ve yönetim kurulu üyeleri salonu sakinleştirdi.
Daha sonra kürsüye gelen Başkan Antmen, “Önce birbirimizi dinlemeliyiz. Eleştirdiğimiz şeyleri yaparak bir yere varamayız. Mersin Barosu 92 yıldır demokrasi kalesi, bunu bu kürsüden görebiliriz. Her görüş Mersin Barosu’nda açıklanır ama eleştirdiğimiz insanlarla aynı şeyleri yapmayalım. Herkes empati yapmalı, karşısındaki düşünmeli”
NEZİH BİR PROTESTO YAPILDI
Ardından kürsüye çıkan TBB Başkanı Metin Feyzioğlu, “Nezih bir protesto yapıldı. Kürsü verildi ve konuşuldu. Böylece aynı pencerelerden bakmak zorunda olmadığımızı ama pencereleri yan yana getirirsek, dünyanın daha güzel kavrayabileceğimizi göreceğiz” dedi.
Ne kendisi, ne de bir başkasının mutlak doğrulara sahip olamayacağını o yüzden düşünce özgürlüğü olduğu dile getiren Metin Feyzioğlu, ancak kendisinin yıllarca uluslar arası ceza hukuku alanında sadece teorik değil, pratik çalışmalar yapan bira avukat olduğunu söyleyerek, söz konusu bildirinin uluslar arası soncunun ne olabileceğini gördüğünü söyledi.
BİLDİRİ; ULUSLAR ARASI TALEPLER DOĞURABİLİR
“Bir bildiri gördüğümde arkasında hangi uluslar arası hukuk taleplerinin bulunduğunu görebiliyorum” diyen Feyzioğlu, akademisyenlerin imza attığı bildirinin gözlemci diye tabir edilen heyetlerin uluslar arası Kızılhaç’ı işaret ettiğini, Kızılhaç’ın ülkeye gelmesinin şartının ise savaşan taraflar statüsünün kabulüne bağlı olduğunu anımsatarak, “Ülkeye gelecek Kızılhaç’ın da Türkiye’ye barış gücü gönderilmesini tavsiye edebileceğini bilecek kadar uluslar arası hukuk içerisinde yetişmiş bir meslektaşınızınım. Bilgiye dayanan çıkışımın, düşünce hürriyetini yok sayarak sosyal lince dönüşmesine karşı çıkıyorum.
“TAHİR ELÇİ’NİN TIRNAĞINA KURBAN OLAYIM”
Zor dönemlerden geçiyoruz. Tahir Elçi’yi, tutarlılığı sebebiyle baş tacı ettim. Benim mensup olmadığım, çok farklı bir dünya görüşünde olan bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıydı. Ama buluştuğumuz nokta silahların susması noktasıydı. Tahir Elçi, bu hendeklerin şehirlerde barışın köküne dinamik koyduğunu söyleyecek, ailesi Cizre’de olduğu halde, ‘bu hendekleri kapatmazsanız, Türkiye’de barışı sağlayamazsınız. Çocuklarımız eğitim hakkından mahrum kalıyor, bu hendekleri kapatın’ diyecek kadar akıllı bir insandı. Aynı zamanda hendeğin önünde keskin nişancı teröristlerin namlusunun dibinde ‘burada silah istemiyoruz’ diyecek kadar da kahramandı. O yüzden Tahir Elçi’nin tırnağına kurban olayım. İşte odur barış elçisi.
“BU DEVLET YIKILIRSA, HEPİMİZ ALTINDA KALIRIZ”
Terör örgütüne; ‘neden 3 yıl boyunca hendek kazdın, keskin nişancı eğitimleri verdin, asfaltların altına bombaları hangi barışçıl amaçla döşedin’ diye sorgulamadan, varsa yoksa ‘devlet suçludur’ dendiğinde, kusura bakmayın ben de şunu söylüyorum; Bu devlet yıkılırsa, hepimiz ve demokrasimiz devletin altında kalırız. Bu devletin yıkılmaması için adaleti mülkün temeli haline getirmek lazım.
PKK’ya terör örgütü dedim, bu kanlı savaşın bir numaralı sorumlusu ilan ettim diye ben baskıcı faşist, ben anti demokrat mı oluyorum? Hepimizin burada tuzu kuru, yarın bu tuzların kuruluğunu ararız. Köprü insanı olmaya çalışmak zorundayız. Biz dünde siyasi iktidarın baskılarını ağır şekilde eleştiriyorduk, bugün de eleştiriyoruz. Ama devletin karşısında bilinen en kanlı, terör örgütünü bir özgürlük ve sevgi yumağı olarak göstermek isteyenlere vereceğim cevap hani oradan sende olur. Eğer bu gidişe bir son verilmez ise, Türkiye’de herkes birbirinin etnik kökenini, mezhebini sorar hale getirilirse, ne hale geleceğimize Suriye’ye, Yugoslavya’ya bakarak anlayabiliriz. İç savaşa, bölünmeye çeyrek kalmışken birbirimizi zor konularda sarf ettiğimiz tüm cümleleri dinlemeden, anlamayı reddedersek, tarih bize bunun hesabını soracaktır. Tarihe altın harflerle geçmek isteyenler köprü olmalıdır. Köprüleri yıkmayalım, daha fazla köprü inşa edelim. Türkiye, doğmamış evlatları, kaptanı, yolcusuyla uçurumun kenarında yuvarlanıyor. Vakit geç değildir. Gaflet, dalalet ve hatta hıyanet içinde olanlara ‘gelin yapmayın’ diyelim ama doğruları yanlışlardan ayıralım” dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-MERSİN
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55