İzmir Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Günay, "Başbakan tuzluklara bakmasın, Türkiye`de tuz kokuyor ona baksın" dedi.
İzmir Bağımsız Milletvekili Ertuğrul Günay, Meclis`te düzenlediği basın toplantısında, İzmir`de Urla`da doğal SİT alanına yapılan villalar ile Kemalpaşa`daki mozaiklerin bulunduğu alana depo yapma iddialarıyla ilgili tartışmalara değinerek, bunların iki ayrı konu ancak aynı kişiyle ilgili olduğunu söyledi.
Urla villalarının bulunduğu alanın 1995 sonrasında doğal SİT alanı olarak işaretlendiğini, birinci derece korunması ve yapılaşmadan uzak tutulması gereken yer olarak Koruma Kurulu tarafından korunduğunu anlatan Günay, 2010 yılında Kurul`un bölgenin en özellikli yeri olan Zeytineli koy bölgesinde kaçak villa yapımını tespit ederek yıkım kararı verdiğini ve uygulanması için Valilik ve alt birimlere tebliğ ettiğini anlattı. "Basında okuduğunuz o zamanki İzmir Valisi`nin yıkım girişimi, bu karara dayanıyor" diyen Günay, tebliğ edilmesine rağmen yıkımın gerçekleşmediğini kaydetti. 2011 yılı Ağustos ayında çıkan KHK ile doğal SİT alanlarının Kültür ve Turizm Bakanlığı`ndan alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na verildiğini hatırlatan Günay, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarının "Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu" haline geldiğini, tabiat varlıklarının tamamen Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı komisyona dönüştüğünü belirtti.
Günay, "O kararname çıkarken bizim bu Kültür Varlıkları Kurulu`nu tümüyle kaldırmamız istendi ama ben o zaman buna direndim, kaldırılması mümkün olmadı. Çünkü kaldırılırsa Türkiye, tarihi alanlarda ciddi bir yağma süreciyle karşı karşıya kalır. Bu alan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı`na geçince, bu kaçak villaların yapıldığı alanının SİT derecesinin düşürülmesi için çalışma başlatıldı ve 3. dereceye indirilerek yapılaşmaya imkan sunuldu. Villaların mülkiyeti konusunda tartışmalara girmek istemiyorum. Medyaya sızan bilgiler siyaset anlayışımla, tahammül sınırlarımla bağdaşmıyor" dedi.
Kemalpaşa`daki arazinin 3. derece arkeolojik tarihi SİT olarak işaretlendiğini, 2012 yılı yaz aylarında perakende satış zincirinin buraya depo yapmak istediğini, ancak depo yapılmadan önce yapılan sondaj kazılarında önemli arkeolojik buluntular ortaya çıktığını anlatan Günay, 2012 yılı sonunda araziye gittiğini, genişçe alanda yerleşim alanı olduğu belli olan duvar ve mozaikler çıktığını kaydetti. Alanın önemli buluntulardan sonra birinci derece haline geldiğini belirten Günay, mozaiklerin kaldırılmasının ancak tüm alanda çalışma yaptıktan sonra mümkün olabileceği düşüncesinde olduğunu kaydetti.
Günay, "2013 Ocak ayı sonunda bakanlık görevim sona erdi. Hem Urla`daki doğal alan hem de Kemalpaşa`daki tarihsel alan; bilgim ve dikkatimden kurtarılmış oldu. Orada depo yapısı yapılamaz. Mozaikler kaldırılsa bile, orada depo gerçekleştirilemez. Yeni bakan arkadaşıma atfedilen kayıtları okudum, şu anda depoya izin vermiş değil. Urla tartışmalarını izledim; orada da ilgili bakan arkadaşa çok üst düzeyde SİT derecesinin düşürülmesi söyleniyor. Bakan arkadaşlar bu konularda tahribat, tahrifat için özel gayret göstermiyorlar. Ama daha üst irade, hukuk geleneklerini, kamu alışkanlıklarını zorlamak konusunda bastırıyor. Tüm bu süreç daha yukarıdan iradenin kendisini koruma gayretini gösteriyor. Buna katlanmak değil, isyan etmek gerekir. Bu doğru gidiş değil" diye konuştu.
Bir soru üzerine 2011 yaz aylarında İzmir`de seçim çalışmaları yürütürken İstanbul Kazlıçeşme konutlarının yükselmeye başladığını, bunu görünce durdurulması için Kurul`dan yazı çıkardığını belirten Günay, bundan sonra Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ilişkilerinin düzelmediğini söyledi. "Ben sanıyordum ki Başbakan ile ihtilafımızın İstanbul üzerinde olduğunu sanıyordum. Şimdi anlıyorum ki Urla`da birilerinin ayağına basmışız, Kemalpaşa`da da basmak üzereymişiz" diyen Günay, bugün itiraz ettiğim her şeye Bakan iken de sahip çıktığını söyledi.
Eski bakanlarla ilgili fezlekelerin Meclis`e gelmemesinin ciddi ve kaygı verici ve olayın bireysel değil kurumsal, örgütsel ve üst iradeyi ilgilendiren boyutları olduğunu savunan Günay, Başbakan Erdoğan`ın "tuzluk" benzetmesini ciddi bulmadığını ifade etti. Bir milletvekilinin kendilerini koyuna benzettiğini ileri süren Günay, "Hani Anadolu`da bir söz var; `et kokarsa tuz var, tuz kokarsa ne var.` Başbakan tuzluklara bakmasın, Türkiye`de tuz kokuyor ona baksın. Türkiye`de siyasette böylesine çürümeyi ben yaşamadım" ifadesini kullandı.
Günay, bakanlığı döneminde kayıtlara düşen talep ya da talimatla karşılaşıp karşılaşmadığı sorusuna, "Kazlıçeşme ile ilgili kimlerle, nasıl tartıştığım temenni ederim ki kayıt altına alınmıştır" karşılığını verdi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA