Uzun yıllardır Hollanda`da yaşayan Türk Gazeteci İlhan Karaçay,Gurbetçilerin vazgeçemediği Otomobil yolculuklarını kaleme aldı.
Uzun yıllardır Hollanda'da yaşayan Türk Gazeteci İlhan Karaçay,Gurbetçilerin vazgeçemediği Otomobil yolculuklarını kaleme aldı.
İşte Duayen Gazeteci İlhan Karaçay'ın Yazısı;
OTOMOBİL YOLCULUĞUNDAN VAZGEÇİLEMİYOR…
Tam 47 yıl önce başlamıştı Hollanda-Türkiye arasındaki otomobil yolculuklarım.
ilk otomobil yolculuğumu, 1970 yılının mayıs ayı başında gerçekleştirmiştim. Beraberimde, 23 Mayıs günü Mersin’de evlilik yapacağım eşim Jeanne vardı.
Biran önce hedefe varma ve evlilik heyecanı ile yol alırken, Niğde’ye bağlı Aksaray’a girerken korkunç bir kaza geçirdik. Yoldan çıkan Ford Eskort otomobilimiz, fırlamış olduğu tarlada taklalar atarak ve bir de hendek sıçrayışı yaparak hurdaya dönmüştü. O sırada eşim otomobilin arka camından dışarıya fırlamış, ben ise direksiyonda sıkışıp kalmıştım.
Sağ olsunlar, Samsun plakalı bir kamyondaki iki kardeşlerden biri beni kamyon ile, eşimi de bir başka otomobil ile Aksaray Hastanesi’ne götürmüşlerdi.
Otomobilden dışarı fırlayan müstakbel eşim mucizevi bir şekilde birkaç sıyrık ile kurtulmuştu. Ben de kaburgalarımdaki kırıklar ile yaşama devam edebilmiştim.
Kazadan hemen sonra oradan geçmekte olan ismini hatırlayamadığım bir adam otomobilini durdurmuş. Hollanda plakalı bir otomobil görünce, oradakilere ‘Kazayı yapanlar genç bir çift mi?’ diye sormuş ve ‘Evet’ yanıtını almış. Yatakta başucumda beliren bu adam bana, ‘ Geçmiş olsun İlhan bey. Ben Ankara Trafik Amiriyim. Birkaç saat önce Mersin’den yola çıktım. Mersin’de ağabeyleriniz ile tanışmıştım. Bana sizin yolda olduğunuzu ve yakında düğününüz olduğunu söylemişlerdi. Hatta düğüne davet de ettiler. Yolda geçerken sizin kaza yaptığınızı anlayınca Mersin Emniyet Müdürlüğü’nü aradım ve ağabeylerinize haber verilmesini istedim. Ağabeyleriniz yola çıktılar, sizi almaya geliyorlar.’ deyince çok şaşırmış ve de mutlu olmuştum.
Birkaç saat sonra ağabeylerim büyükçe bir Chevrolet ile geldiler ve bizi Mersin’e götürdüler. Mersin’deki hastanede vücudumu alçıya soktular. 45 gün alçıda kalması gereken vücudumu, sırf düğünü ertelememek için ikinci haftasında çözdürdüm ve sadece sargı bezleriyle sardırdım. O şekilde de düğünümüzü yaptık.
Bizi neredeyse ölüme götürecek olan o sürücü hatasını yapışıma çok üzülmüştüm. O zamanki haletiruhiye ile, ‘Verin şu ehliyetimi, yırtacağım ve bir daha otomobil kullanmayacağım’ diye feryat etmiştim. Öyle ya, yanımdaki müstakbel eşim ölseydi ve ben yaşasaydım, Hollanda’daki ailesine ne diyecektim?
Ama zamanla her şey unutuluyor. Bırakın otomobil kullanmamayı, aşağı yukarı her yıl otomobil ile Hollanda-Türkiye yolculuklarım devam etti. Sanırım 25 defa aynı cüreti gösterdim. Son olarak da, evliliğimizin 47’inci yılını kutlayacağımız bu yıl yine otomobil ile yolculuk yaptık.
Bu son yolculuğu sizler için yazacağım. Önce HABER Gazetesi’nde yayınlanacak olan bu yazımı, daha sonra da Mayıs Bülteni’nde servise koyacağım. Böylece yollardaki son gelişmeleri sizlere anlatacağım.
Hepinize Mersin’den sevgi ve selamlarımı sunuyorum.
Fotoğraflardan birinde, Mersin'e girişimizdeki son durum, diğerinde ise evliliğimizin 25'inci yılındaki kutlama davetiyemiz. O davetiyede üstte sargılı ve tek kollu düğün fotoğrafımız görülüyor.
ARTUKLU HABER AJANSI-MERSİN
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55