TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Mardin İl Temsilciliği yaptığı yazılı basın açıklaması ile Halkın Gıda Güvencesi ve Gıda Güvenliğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Mardin İl Temsilciliği yaptığı yazılı basın açıklaması ile Halkın Gıda Güvencesi ve Gıda Güvenliğinin tehlikede olduğu konusunda uyarıda bulundu.
TMMOB Gıda Mühendisleri Odası Mardin İl Temsilciliğinden yapılan yazılı basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi;
''Uzun yıllardır devam eden ve giderek derinleşen ekonomik krizin boyutu, son dönemde uygulanan politikalar nedeniyle büyümüş ve emeğiyle geçinen herkesin yaşamını olumsuz etkilemiştir. Başlangıçta kur artışı ve yüksek borçluluk olarak kendini gösteren kriz, uzun zamandan beri hayat pahalılığı, işsizlik, güvencesizlik, geçim zorluğu, yoksulluk ve açlık gibi sosyal boyutlar kazanmış durumdadır. Gelinen noktada bu durum geniş halk kesimlerinin en önemli sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Son zamanlarda etkisini gündelik yaşantımızda yoğun olarak hissettiğimiz yüksek enflasyon, özellikle gıda ürünlerinde %50`nin üzerinde fiyat artışlarına neden olmuştur. Halkımızın büyük çoğunluğunu oluşturan ücretli ve dar gelirli kesimlerin gelirlerinde herhangi bir artış olmamasına karşın, gıda fiyatlarındaki bu olağan üstü yükseliş, gıdaya erişimi her geçen gün zorlaştırmakta, geniş halk kitleleri için gıda güvencesi ve gıda güvenliği tehlikeye girmektedir.
Gıda fiyatlarındaki sürekli artış sonucu et ve süt ürünleri, yumurta, yağ, bakliyat, şeker gibi temel gıdalar ulaşılması zor ve lüks tüketim malı haline gelmiştir. Şu an ülkemizde yeterli ve dengeli beslenemeyen yüzbinlerce insan, yoksulluğun en alt seviyesi olan temel ihtiyaç maddelerine ulaşamama ve açlık riski ile karşı karşıya kalmışlardır.
Gıda fiyatlarındaki bu yüksek artış, bir başka sorunu da beraberinde getirmektedir. Halkımız, göreceli ucuz olduğu için merdiven altı üretim denilen, nerede ve ne koşulda üretildiği belli olmayan, büyük oranda taklit ve tağşiş yapılan ve hatta sağlık riski taşıyan gıdalara yönelmektedir. Gıda mühendislerinin çalıştırılmadığı, kayıt dışı üretim yapılan ve yeterince denetlenmeyen bu işletmelerde gıda güvenliğinin sağlanamaması, tüketicilerin hem aldatılmasına hem de sağlık riski ile karşı karşıya kalmalarına sebep olmaktadır.
Yine gıda fiyatlarındaki bu hızlı artış, stokçuluğu teşvik etmekte ve ürünlerin depolarda istiflenmesine neden olmaktadır. Bu durum, birçok fırsatçının haksız kazanç elde etmesine, üreticinin para kazanmadığı gibi; tüketicilerin de gıda ürünlerine çok daha pahalıya ulaşmasına yol açmaktadır. Stokçulukla birlikte, belli gıda maddelerinin piyasada bulunamaması, önümüzdeki süreçte yaşanacak önemli sorunlardan biridir.
Yüksek kur politikası sonucu her geçen gün yabancı paralar karşısında değeri düşen Türk Lirası nedeniyle, günlük on doların altında bir gelir ile geçinmek zorunda kalan geniş halk kitleleri için yaşam, her zamankinden daha da zorlaşmıştır. Asgari ücretin altında maaş alan emekliler için ise durum tamamen içinden çıkılamaz haldedir. Bunun sonucu, semt pazarlarında akşam saatlerinde çürük ve yerlere atılmış gıdaları toplayanların sayısının her geçen gün arttığını üzülerek görmekteyiz.
Aynı zamanda, dar gelirli aileler yeterli ve dengeli beslenememekte, çocukların bedensel ve zihinsel gelişimi için gerekli olan proteinin oranı sofrada azalmakta, buna karşılık sağlıksız gelişime neden olabilecek karbonhidrat oranı ise artmaktadır.
Diğer yandan, gıdaların üretiminde ilk aşamayı oluşturan çiftçilerimiz ise her geçen gün üretimden kopmaktadır. Mazot, gübre ve yem gibi temel girdi fiyatlarında olağanüstü artışlar sonucu, çiftçi ürettiği ürünü maliyetin altında satmak zorunda kaldığından, bir yıllık çabasının sonucunda zarar etmektedir. Dolayısıyla, almış olduğu kredileri ödeyememekte, her geçen yıl borçları artmakta ve sorun içinden çıkılmaz bir hal almaktadır. Bu olumsuz gidişatın doğal sonucu olarak, çiftçimiz üretimi terk etmektedir.
Tüm bunlar da bize, eğer kısa zamanda tarımsal üretimde yeterli ve etkili önlemler alınmaz ise gıdaya ulaşmakta daha da zorlanacağımızı, gıda egemenliğimizin çok büyük yara alacağını ve gıdada tam anlamıyla dışa bağımlı hale geleceğimizi göstermektedir.
Yaşanılabilir bir hayat ve sorunların çözümü için yapılması gerekenler:
Fiyat artışı ve hayat pahalılığı anlamına gelen enflasyon acilen dizginlenmelidir.
TL‘nin değer kaybının önüne geçilmeli ve her geçen gün halkın cebindeki paranın erimesine izin verilmemelidir.
Tüm gıda maddelerinde KDV oranı %1`e çekilmelidir.
Gıda maddeleri üretiminde kullanılan temel girdi fiyatları düşük tutularak maliyetler indirilmeli, üretim artışı desteklenmeli ve böylece stokçuluğun önüne geçilmesi sağlanmalıdır.
Acilen asgari ücret, gerçek enflasyon rakamları oranında artırılmalı, asgari ücretten alınan gelir vergisi oranı düşürülmeli, insanların alım güçlerinin geriye gitmesine engel olunmalıdır.
Çiftçilik ve besicilik yapan insanlarımız desteklenmeli, üretimde kullandıkları mazot, gübre, yem gibi girdiler sübvanse edilmeli, emeklerinin karşılığını alarak üretime daha bir istekle sarılmaları sağlanmalıdır. Bu bağlamda küçük aile işletmeleri ve kooperatifler önemli bir fırsat olarak görülmeli, işlevleri ve değerleri arttırılmalıdır.
Yüksek enflasyon ile birlikte iyice kırılgan hale gelen yoksul kesimlere, önümüzdeki kış ayları da göz önüne alınarak, özel destek programları oluşturularak yardımcı olunmalıdır.
Yurtlarda kalan öğrencilere yeterli ve dengeli beslenmelerini sağlayacak şekilde güvenli, besleyici ve yeterli gıdalar sunulmalıdır.
Güvenilir gıdaya yeterince, kolay ve sürekli ulaşmak tüm yurttaşların hakkıdır. Gıdaya erişim bir sorun ve endişe kaynağı olmaktan çıkarılmalıdır. En temel ve ertelenemez ihtiyaç olan gıdanın, herkes için kolayca, yeterince ve sürdürülebilir şekilde erişilebilecek duruma getirilmesi elzemdir. Başta iktidar olmak üzere yetkili tüm kurum ve kuruluşları asli görevlerini yerine getirmeye ve çözümün bir parçası olmaya davet ediyoruz.''Denildi.
ARTUKLU HABER AJANSI-MARDİN
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55