Tarih: 28.10.2013 10:48

HASTALANMAMAK İÇİN HASTANEYE GİDİLİYOR!

Facebook Twitter Linked-in

Dahiliye uzmanı Doktor Necdet Tamamoğulları, yıllarca hasta ve sakat olmayan insanların sağlıklı sayıldığını fakat günümüzde ise tam tersi hastalanmamak için doktora başvurulduğunu açıkladı.

Dr. Tamamoğulları, “Hasta veya sakat olmamak kişilere sağlıklı olmak açısından yetmiştir. Belki de bu yaklaşım sağlık hizmetlerinin geçmiş dönemlerde daha pahalı ve hemen ulaşılabilir bir hizmet olmamasından da kaynaklanmıştır. Günümüzde ise sağlık “Yalnızca hastalık ya da sakatlığın olmaması değil, bedensel, ruhsal ve sosyal yönden tam bir iyilik hali” şeklinde tanımlanmaktadır. Hatta bu tanıma siyasal açıdan da tam bir iyilik halinde olma da eklenmiştir. Yani kişinin kendi entelektüel düzeyi ve sınıfsal kökenine göre kendini ifade edebilmesi, toplumsal kanalların demokratik zeminde kendini ifade etmeye açık oluşu da kişinin sağlığını doğrudan etkileyen bir öğe olarak belirlenmiştir. Böylece sağlık kavramının hem bireysel-fiziksel-biyolojik, hem sosyal-kültürel-çevresel-mekânsal, hem de siyasal-bireyin kendini gerçekleştirme boyutlarıyla toplumda algılanandan çok daha geniş bir kavram olduğu da ortaya konmuştur” diye konuştu.

“DEĞİŞİME HEKİMLERDE UYUM SAĞLADI”

Hastalanma konusunda zamanın değişimine hekimlerinde uyum sağlamak zorunda kaldığını ifade eden Tamamoğulları,Hekimlik mesleğinin sadece tedavi eden kişilerin mesleği olmadığını vurguladı. Tamamoğulları, “ Tedavi edici hekimlik, hekimlik mesleğinin en son noktasını oluşturur. Hastanın yaşadığı çevre, ekonomik durumu, zihinsel ve entelektüel durumu, ekonomik koşulları da sağlık olgusunu doğrudan etkileyen durumlar olduğundan hekimin de bu durumlara duyarlı olması mesleğinin başarısı açısından son derece önemlidir. Bu noktada kişilerin hastalanmadan önce sağlık konusunda eğitilmesi de hekimlerin üzerinde önemle durması gereken bir konudur. Sağlık konusundaki eğitim temel sağlık bilgileri, hastalıklardan korunma, hastalığı yenme ve hastalıkla birlikte yaşama gibi çok temel kavramları içeren bir öğrenim ve eğitim konudur. Temel eğitimle doğrudan ilgilidir. Ancak eğitimcilerinin arasında hekimlerin de olması gereken bir konudur. Özellikle hekimin hastaya önerdiği bilgilerin hasta açısından çok daha etkili olduğu yapılan bir çok çalışmada ortaya konmuştur. Örneğin çağımızın vebası sigara konusunda bir hekimin yaptığı uyarının hastanın sigarayı bırakmasında sigara bırakma kampanyalarından %70 daha etkili olduğu saptanmıştır. Bu örnekteki yaklaşım hastayı biyolojik, ruhsal ve sosyal açıdan bir bütün olarak görmenin gereğidir. Hasta bir takım hastalıkların bulgu ve belirtilerini taşıyan bir kişi olmakla birlikte aynı zamanda belirli bir ruhsal yapıyı taşıyan, belli sosyal ve kültürel değerleri olan bir varlık olarak değerlendirilmelidir” şeklinde konuştu.

“MEKÂN SEÇİMİNDE SAĞLIKÇILARA DANIŞILMALI”

Yaşanılan ortam ve mekanın sağlık açısında önemine değinen Dr. Tamamoğulları, sağlıklı yaşam için mekan seçimlerinde ve tasarım sürecinde hekimlere danışılmasını önerdi. Tamamoğulları, “Belirli bir mekanda yaşayan bir bireydir. Yaşadığı mekanın hem kendi biyolojik ve ruhsal yapılanması üzerinde, hem de hastalığının şekillenmesi üzerinde etkileri olacaktır. Bu açıdan mekanların tasarımlarında mutlaka sağlıkçıların görüşü alınmalıdır. Örneğin kent mekanlarının tasarım süreçlerinde sağlıkçıların mutlaka rolü olmalıdır. Hekimler bunu mesleğinin bir gereği olarak görmelidir ve bu süreçlere katılmaya gönüllü olmalıdır. Gelişmiş ülkelerde kentsel mekanların tasarımında “Sağlık Etki Değerlendirilmesi” kavramı kullanılmaktadır. Sağlık Etki Değerlendirilmesi kavramı Çevre Etki Değerlendirmesine benzer bir kavramdır, ancak ondan çok farklı noktaları içerir” diye konuştu.

 

AHA/BEDİA BARAK/MERSİN




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —