Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment ortak yapımı ile sahnelenecek “Küheylan” oyununda Hatice Aslan, Dora karakteriyle seyirci karşısına çıkacak.
Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment ortak yapımı ile sahnelenecek “Küheylan” oyununda Hatice Aslan, Dora karakteriyle seyirci karşısına çıkacak.
Tony Ödülleri’nde En İyi Tiyatro Oyunu seçilen “Küheylan”, Barış Erdenk’in rejisiyle provalarına devam ederken, Hatice Aslan şunları söyledi;
“Küheylan oyununu zaten biliyordum, hem okuduğumda hem de seyrettiğimde çok etkilendiğim oyunlardan biridir. Teklif bu yaz Kerem Alışık’tan geldi, zaten daha önce de “Dali’nin Kadınları” oyununda çalışmıştık. Şimdi de Çolpan İlhan &Sadri Alışık Tiyatrosu ve Piu Entertainment ortak yapımı olan “Küheylan” da bu kez Kerem’le birlikte aynı sahnede olacağız. Dora karakteri için en başından beri çok heyecanlandım. Kerem Alışık’tan teklif gelir gelmez de kabul ettim”.
Biletix ve Passo tarafından biletleri satışa çıkan ve 10 Şubat tarihli biletlerin 24 saatte tükenmesinin ardından “Küheylan” için 21 Şubat tarihi satışa açıldı.
“Amadeus”un yazarı Peter Shaffer tarafından kaleme alınan, 1970’li yıllarda Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde büyük tiyatrolar tarafından sahnelenen ve sinema uyarlaması yapılan oyun,10 Şubat 2023 tarihinde, HDI Sigorta’nın katkılarıyla, Zorlu PSM’de prömiyerini gerçekleştirecek.
KÜHEYLAN KONU:
Psikiyatrist Dr. Dysart (Kerem Alışık) arkadaşı olan yargıcın ricası üzerine 17 yaşındaki Alan’ın tedavisini istemese de üzerine alır. Alan, hafta sonları çalıştığı yerde demir bir çubukla sekiz atın gözünü kör etmiştir. Anne babasına göre atlara çocukluğundan beri hayran olan Alan’ın yaptığı akıl almaz bir vahşettir. Hastaneye yatırılan Alan’ın vakası Dysart’ın kariyerinde de hayatında da bir dönüm noktası olacaktır. Dysart, Alan’ı bu vahşi eylemi yapmaya iten sebepleri bir dedektif gibi açığa çıkartırken istemese de mesleğinin faydasını ve zararlarını sorgulamaya başlar. Tedavi ilerledikçe Dysart’ın mesleğinin değil bizzat hayatının temelleri de sarsılmaya başlar. Alan’la her konuştuğunda kendinden ve zihnindeki sorulardan kaçmakta zorlandığını fark eden Dr. Dysart, normal olan ve olmayan, siyasi ve dini baskı gibi kavramların tümünü yeniden düşünmek zorunda kalacaktır. Doktorun kendine sorduğu en önemli soru ise oldukça can alıcıdır: Kendisinin hiç sahip olmadığı bir tutkuya sahip olan bu genci iyileştirirse Alan hala Alan olabilecek midir? Yoksa tutku duyamayan biri, boş bir kabuktan mı ibarettir?
ARTUKLU HABER AJANSI