Tarih: 11.04.2019 12:55

HDP`DEN YSK KARARINA BÜYÜK TEPKİ

Facebook Twitter Linked-in

 YSK’nın KHK ile ihraç edilen seçilmiş belediye başkanlarına mazbata verilmeyeceğini açıklamasına HDP'den büyük tepki geldi. .HDP sözcüsü  Saruhan Oluç burada yaptığı açıklamada;''YSK Türkiye’nin büyük bir kaosa sürüklenmesi için adım atmaktadır. Bu kadar büyük bir vebal altındadır YSK’de oturan hakimler. Oyun oynanmıyor burada. Kendilerinden sonra karar alacak bir merci olmadığını düşünüyorlar, vicdansız davranıyorlar, zerre kadar vicdanları kalmamış. Bağımsız karar verecek durumda da değiller.''açıklamasında bulundu.

 

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç,HDP Genel Merkezinde düzenlediği basın toplantısında  yaptığı açıklamada, "İstanbul ve Türkiye’nin batısındaki bütün seçmenlere sesleniyoruz; batıda yaptıkları hukuksuzluklar yanında Kürt illerinde yapılan hukuksuzluklar göz ardı edilmemelidir. Bunu görün. Muş’ta, Tatvan’da, Viranşehir’de yaptıkları saymakla bitmez. YSK Türkiye’nin büyük bir kaosa sürüklenmesi için adım atmaktadır" derken, "Bu kadar büyük bir vebal altındadır YSK’da oturan hakimler. Oyun oynanmıyor burada.''Dedi.

 

 Oluç Basın toplantısında şunları söyledi: 

 

''Bugün acil bir basın toplantısı yapma ihtiyacı doğdu. Dün akşam YSK, seçilmiş olan belediye eşbaşkanlarımız hakkında bir karar verdi, bazı yerlerle ilgili. Bugün de olağanüstü MYK toplantısı yapıyoruz. Bu basın toplantısının ertesinde MYK’miz toplanacak ve bu konuda hangi adımları atacağımıza dair geniş bir tartışma yapacağız, sonrasında da son durumu sizlerle paylaşacağız.

 

Öncelikle, YSK’nin dün aldığı kararla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum. Erzurum-Tekman, Van-Edremit, Tuşba ve Çaldıran ilçelerinde, Digor’un Dağpınar beldesinde YSK, aldığı kararla seçilmiş olan belediye eş başkanlarının mazbatalarını vermeyeceğini açıkladı ve seçilmemiş olan, ikinci durumda olan, yani seçimi kaybeden kişilere mazbata vereceğini ilan etti. 

 

Bazı saptamalar yapmak istiyoruz: Birincisi, YSK'nin attığı bu adım, tasarlanmış bir siyasi komplonun parçası olmaktan başka bir şey değildir. Çok net olarak söylüyoruz: YSK, AKP-MHP ittifakı tarafından tasarlanan siyasi bir komplonun açık parçası haline gelmiştir. 

 

İkincisi, YSK tuzak kurmuştur. Diyeceksiniz ki, hakimler tuzak kurar mı? Evet, Türkiye’de hakimlerin de tuzak kurduğuna şahit olduk. YSK’nin kararı bu anlama gelmektedir. Nedir bu tuzağın anlamı? YSK, adaylıklar sırasında, KHK ile ihraç edilmiş olanların aday yapılmamasını sağlayabilirdi. Lüzumlu lüzumsuz her konuda genelge yayımlayan YSK, bu konuda bir genelge yayımlamamıştır. Ama bir genelge yayımlayabilir ve diyebilirdi ki, "bizim tartışmalarımız sonucunda KHK'lilerin aday olmasını doğru bulmuyoruz". Bu hukuk dışı olurdu, biz yine eleştirirdik, ama en azından tuzak kurmazdı YSK. 

 

Üçüncüsü, YSK halk iradesine yönelik açıkça darbe yapmıştır. YSK’nin kararlarına itiraz hakkı yoktur. Mahkemeye gidemiyorsunuz, AYM'ye gidemiyorsunuz. İşte bunu fırsat bilerek halk iradesine karşı darbe yapmıştır YSK. Bu fırsatçılığı da bir kez daha tespit etmek istiyoruz. 

 

Dördüncüsü, YSK kayyım atayıcı olmuştur. Açıkça kayyım atamıştır. Seçilmiş olana mazbatayı vermeyerek, ikinciye yani seçimi kaybetmiş olana mazbata vererek kayyım atamıştır.  

Bakın rakamlara; Tuşba’da HDP yüzde 53 almış, ikinci durumda olan yüzde 39. O partinin adını bile anmak istemiyoruz. Bu kadar onursuz bir davranışı kabul eden partinin adaylarını da anmak istemiyoruz. Edremit’te HDP yüzde 54 almış, o parti yüzde 42 almış. Çaldıran’da HDP yüzde 53 almış, o parti yüzde 43 almış. Bağlar ilçesinde yüzde 71 almış HDP, diğer parti almış yüzde 25. Halk iradesi çok açık ortada. Açık ara HDP seçimi kazanmış, ama YSK seçimi kazanan adaylara mazbata vermiyor, kaybedenlere veriyor. Kayyım atayıcı olmuştur YSK. 

 

Bu keyfi kararı ve yorumu asla kabul etmiyoruz. Bunun hukukla alakası yoktur, demokrasi ile alakası yoktur. Seçim Yasası ve Anayasa ile alakası yoktur. Bu tamamen siyasi bir komplonun tamamlanması için atılmış bir adımdır. YSK’ye Seçim Yasası ya da Anayasa, seçim sonucunda sandıktan çıkan sonucu değiştirme ve seçilmemiş olana mazbata verme hakkını vermiyor. YSK bu hakkı nereden alıyor? Eğer ortada bir sorun varsa YSK’nin yapacağı şey seçimi yenilemektir. Bunu da yapmıyor. Kendisini halk yerine koyuyor, seçilmemiş olana mazbata veriyor. 5 yıl boyunca açık ara halkın seçmediği bir kişinin orayı yönetmesine imkan sağlayacağını düşünüyor. YSK'nin bu kararı tanınamaz. 

 

YSK'den bağımsız ve tarafsız bir karar beklemiyoruz. 'Neden' diyeceksiniz, çünkü ilk icraatları değildir bu seçimle ilgili. Kaç tane itirazda bulunduk. 

İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı marifeti ile seçmen taşıması yaptılar. Belgeleri ile bu taşımalara itiraz ettik. Hani bugün İstanbul Büyükçekmece için o yalanı tartışıyorlar ya, onun doğrusunu kendileri yaptılar. 

Biz itirazlarımızı yaptık, yüzde 94’üne ret cevabı verdi YSK. Bölge illerine seçmen taşıdılar, asker polis ve özel tim taşıdılar, ilçe ilçe belgeledik, tek tek belgeledik, reddettiler. Neden? Seçim sonuçlarını belirlemek için. O yüzden onlardan bağımsız ve tarafsız bir karar beklemiyoruz.

 

Aynı YSK 96 bin seçmeni etkileyecek 973 sandıkta, 14 ilde sandık birleştirme ve taşıma kararı verdi.Biz gittik YSK ile görüştük, Sadi Güven ile görüştük. Bizzat yer aldım o görüşmede. Sandık birleştirme ve taşıma kararlarının gerekçelerinin absürt olduğunu, saçma olduğunu, hamaset olduğunu söyledik. Kendisi de ‘evet gerekçelerin bir kısmı saçma olmuş’ dedi bizimle yaptığı görüşmede. Ama buna rağmen sandık birleştirme ve taşıma kararını bu YSK aldı. Bu yüzden de YSK’den tarafsız ve bağımsız bir karar beklemiyoruz. 

 

Üçüncüsü, özellikle Kürt illerinde orantısız bir şekilde kolluk görevlendirmesi yapıldı. Bakın İstanbul’da 3 sandığa bir kolluk görevlendirirken, örneğin Diyarbakır Hazro’da bir sandığa 85 kolluk görevlendirdiler. Onlarca sandıkta bu orantısız görevlendirmeyi yaptılar, 142 belgeleri ile oy kullanılması için. Bu itirazlarımızı da yaptık, ama bunu da dinlemediler. 

 

YSK, zaten seçim güvenliğini öncesinde çiğneyen; iktidar taraflısı ve bağımlısı davranan bir kurul haline gelmiştir. Bu şekilde kendilerini eleştiriyoruz ve itiraz ediyoruz. YSK seçim öncesinde de seçim sonrasında da aldığı kararlarla seçim sonuçlarını dizayn eden bir kurul haline gelmiştir.

 

İstanbul konusunda yaşanan kepazelik hala sürüyor. Tamamen mesnetsiz iddialara dayanarak İstanbul halkının iradesi, verdiği oylar, seçim sonuçları çiğnenmektedir. Bugün 11’inci gün ve halen bir sonuç açıklanmamıştır. Zaman kazanmak ve hukuksuz bir karar almak için yapılan bir hazırlıktır. 

 

İstanbul için de kendilerinden bağımsız ve tarafsız bir karar beklemiyoruz. Böyle davranmayacaklarını biliyoruz. İstanbul ve Türkiye’nin batısındaki bütün seçmenlere sesleniyoruz: Batıda yaptıkları hukuksuzluklar yanında Kürt illerinde yapılan hukuksuzluklar gözardı edilmemelidir. Bunu görün. Muş’ta, Tatvan’da, Viranşehir’de yaptıkları saymakla bitmez. En son dün aldıkları karar ve bugün Bağlar konusunda alabilecekleri kararla ilgili söylüyorum. Bu hukuksuzluklar asla kabul edilemez hukuksuzluklardır. 

 

YSK Türkiye’nin büyük bir kaosa sürüklenmesi için adım atmaktadır. Bu kadar büyük bir vebal altındadır YSK’de oturan hakimler. Oyun oynanmıyor burada. Kendilerinden sonra karar alacak bir merci olmadığını düşünüyorlar, vicdansız davranıyorlar, zerre kadar vicdanları kalmamış. Bağımsız karar verecek durumda da değiller.   

YSK’nin önünde son bir şans var. Aldığınız bu kararları değiştirin. Madem sizden sonra başvurulacak bir hukuk merci yok, aldığınız kararları değiştirin; halkın iradesine ve sandık iradesine saygı gösterin ve bütün bu söylediklerimizin geçersiz olduğunu bize gösterin. Gösterirseniz biz özeleştirimizi yaparız, ama bu konuda zerre kadar beklentimiz yok''Dedi.

 

 

ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA. 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —