HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Türkiye ve Ortadoğu siyasetinin derin bir kriz ve buhran yaşadığını, ciddi bir yol ayrımında bulunduğunu ifade etti.
AK PARTİ yöneticilerinin, kutuplaşmayı, ayrışma ve gerginliği ortadan kaldırarak, sosyal uzlaşı ve toplumsal mutabakatı sağlayacaklarına, çatıştırıcı dil ve siyasetle gerginliği tırmandırdığını ve bizzat kutuplaşmanın sebebi olduklarını iddia eden Tan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kürt sorununun yıllardır içinden çıkamadığı şiddet sarmalı ve çatışmalı süreç, geçmişte on binlerce insanımızın hayatını kaybetmesine, milyonlarca insanımızın yerinden, yurdundan olmasına neden olmuştur. Maalesef ülke adım adım büyük bir kaosa, krize, keşmekeşe ve sonuçları ülkede yaşayan herkes için felaket olacak kanlı ve karanlık bir iç savaşa doğru sürüklenmektedir. Bu tarihi kavşak noktasında tüm aklıselim sahiplerine büyük görevler düşmektedir.
Bir bütün olarak Kürt siyasi partileri, çevreleri ve siyasetçileri de bir yol ayrımındadır. Şiddet, çatışma ve topyekun savaş ile demokratik ve meşru siyaset arasında nihai bir tercihte bulunmak gerekmektedir. Çare ve çözüm tüm etnik, dini, mezhebi, sınıfsal ve ideolojik farklılıkları birlikte barış içinde yaşatmayı hedefleyen demokratik, barışcı, legal, vesayetin olmadığı bir siyaset olmalıdır. Yani silahlar susmalı, fikirler ve siyasi projeler ortaya konularak, konuşulmalıdır."
Tan, son günlerde bazı aydınların yaptığı "demokrasi bloğu oluşturma" çağrısının hayati derecede önemli olduğunu savunarak, çağrıların karşılık bulmasını istedi. Açıklamalarıyla ilgili spekülatif değerlendirmelerin muhattabı olmadığını dile getiren Tan, "Bundan önce de yaptığım gibi bundan sonra da siyasi çalışmalarıma, istişare ve girişimlerime devam edeceğim." dedi.
Gazetecilerin, "Yeni bir parti kuracağınız şeklinde yorumlamalar yapıldı. Böyle bir şey var mı?" sorusunu yanıtlayan Tan, açıklamalarının net olduğunu belirterek, "Benim röportajda söylemek istediğim, Türkiye'nin mutlaka bir demokrasi bloğuna ihtiyacı olduğudur. Bunun dışında benim ağzımdan çıkan bir şey yok. Siyaset bugün Meclis'te tıkandı. Kürt siyasetinin bir tercihte bulunması lazım. Demokratik legal bir mücadele mi, yoksa topyekun bir silahlı kavga ve ülkeyi iç savaşa götürecek bir strateji mi? Bu konuda bütün bir Kürt siyasetinin, dağdaki, ovadakinin netleşmesi lazım." diye konuştu.
Partisinden ayrılıp ayrılmayacağının sorulması üzerine Tan, siyasi çalışmalarını devam ettireceğini söyledi.
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "HDP yol ayrımındadır diyenler kusura bakmasın kendileri yol ayrımındadır" açıklamasının anımsatılması üzerine Tan, "Benim durduğum, söylediğim ve yapmak istediğim çok net. 'Yol ayrımında olan Altan Bey'dir. Biz bir yol ayrımında değiliz' demişse bir arkadaşımız, o da demek ki yolunu belli etmiştir." ifadesini kullandı.
Muhafazakar Kürtlere ilişkin vurgularının hatırlatılması üzerine Tan, Kürtlerin en büyük grubunun yeni orta sınıflar olduğunu savunarak, "Bu en büyük orta sınıflar iç savaş, kavga, gerilim istemiyor. Bunu söylüyorum. Demokratik mücadele istiyor. Bu demokratik mücadeleyi güçlendirmemiz lazım." ifadelerini kullandı.
Tan, bir gazetecinin "HDP ne yapmalı" sorusuna ise "HDP, 7 Haziran'da durduğu yere devam etmeli. 7 Haziran'da biz Türkiye'ye, silahlar susacak, Çözüm Süreci devam edecek, demokratik mücadele olacak ve bu parti Türkiye partisi olacak dedik. HDP'nin 1 Kasım'da yüzde 20'yi bulacağını herkes söylüyordu, bu çatışmalı sürece girilmeseydi. PKK'nın bu çatışmalı sürecin tarafı olmakla doğru yapmadığını söylüyoruz. Röportajın birinci kısmı da budur." yanıtını verdi.
"Fikirlerini paylaşmadığınız bir partide siyaset yapmaya devam etmek ahlaken ne kadar doğrudur?" sorusu üzerine Tan, "Fikirlerini paylaşmadığın veya yanlış gördüğün bir partide susarak oturmak ve devam etmek ahlaksızlıktır." dedi.