Toplumdan izole olma ve sosyal ilişkileri tamamen kesme durumu olarak tanımlanan Hikikomori Sendromu, başta Japonya’da görülmekle birlikte giderek dünya çapında artış gösteriyor.
İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Yasemin Kuş, toplumdan geri çekilme sendromu olarak bilinen Hikikomori’nin sosyal medyanın da içinde olduğu etkenler sebebiyle Türkiye’de de yaygınlaşmaya başladığını belirterek, gençler üzerindeki etkilerine dair kritik açıklamalarda bulundu.
Toplumdan izole olma ve sosyal ilişkileri tamamen kesme durumu olarak tanımlanan Hikikomori Sendromu, başta Japonya’da görülmekle birlikte giderek dünya çapında artış gösteriyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi Psikoloji Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Yasemin Kuş, bu sendromun Türkiye’de de genç bireyler arasında yaygınlaşmaya başladığına dikkat çekerek, sosyal baskılar, akademik ve mesleki beklentiler ile dijital dünya etkilerinin sendromun ülkemizdeki en önemli sebepleri arasında olduğunu vurguladı. Dr. Kuş, bu geri çekilme durumunun gençlerin psikolojik ve sosyal gelişimini olumsuz etkileyebileceği konusunda uyarılarda bulundu.
YETERSİZ HİSSETME DUYGUSU ÖNEMLİ SEBEPLERDEN
Türkiye’deki gençler, ailelerinden ve toplumdan gelen yoğun başarı beklentileri ve toplumsal baskılar nedeniyle ciddi bir stres altında kalıyor. Eğitim ve iş yaşamında başarıya yönelik yüksek standartların yanı sıra sosyal medyanın sürekli göz önünde olma hali, bireylerin kendilerini yetersiz hissetmelerine yol açabiliyor. Bu durum, sosyal ilişkilerden geri çekilme isteğini artırarak, Hikikomori Sendromu’na zemin hazırlıyor. Dr. Öğr. Üyesi Kuş, “Toplumsal baskı ve başarı kaygısı gençleri içe kapanmaya itiyor, bu da zamanla ciddi bir sosyal izolasyona neden olabiliyor” diye konuştu.
AİLEYLE BİLE İLETİŞİMİ KOPARIYOR
Türkiye’de Hikikomori Sendromu’na yakalanan bireylerde özellikle sosyal ilişkilerden uzaklaşma, uzun süre evden çıkmama, aileyle bile sınırlı iletişim kurma gibi belirtiler gözlemlendiğini belirten Dr. Kuş, “Bu durum, gençlerin iletişim becerilerinin zayıflamasına, kariyer hedeflerinden sapmalarına ve aile içi çatışmalara neden olabilir” dedi. Dr. Öğr. Üyesi Kuş, bu gibi durumların toplum içinde iş gücü kaybına ve sosyal ağların zayıflamasına yol açabileceği konusunda uyararak, toplumsal yapının bu sendromdan olumsuz etkilenebileceğini ifade etti.
ÇÖZÜM YİNE AİLEDE
Hikikomori Sendromu’nun bireylerin psikolojik sağlığını derinden etkilediğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Kuş, sendromun önlenmesi ve tedavi edilmesi için toplumsal bilinçlenmenin önemine değindi. Dr. Öğr. Üyesi Kuş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Psikolojik destek, bireylerin sosyal yaşama yeniden adapte olmaları açısından büyük önem taşıyor. Ailelerin ve sosyal çevrenin de bu konuda bilinçlendirilmesi, gençlerin desteklenmesi açısından kritik”
Dr. Öğr. Üyesi Kuş, gençlerin içe kapanmasını engelleyecek sosyal etkinliklerin teşvik edilmesi gerektiğini dile getirdi.
ÖNLEYİCİ VE DESTEKLEYİCİ ÇALIŞMALAR BAŞLADI
İstanbul Ticaret Üniversitesi, geçtiğimiz günlerde Hikikomori Sendromu ile mücadele amacıyla gerçekleştirilen bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nün Yeşilay iş birliğinde yürüttüğü, ‘Beyond the Doorstep’ (Kapının eşiğinde) isimli projenin tanıtım toplantısında Hikikomori Sendromu’nun internet, oyun ve kumar bağımlılıklarının bir sonucu olarak gençleri sosyal hayattan uzaklaştırdığına vurgu yapıldı.
Y VE Z kuşağı hastalığı Hikikomori nedir?
Hikikomori terimi ilk olarak 1998 yılında Tamaki Saito tarafından altı aydan uzun bir süre okula veya işe gitmeyi bırakıp evde kalan bireyleri tanımlamak için kullanıldı. Japonya’da 2019’da 600 bine yakın Hikikomori tanımına uyan bireyin yaşadığı tespit edilmişti. Hikikomori sadece gençlerin değil, tüm yaştan insanların karşı karşıya kaldığı sosyal bir problem olarak adlandırılıyor.
ARTUKLU HABER AJANSI
9226,86%-0,54
34,36% 0,11
36,49% -0,34
2871,83% -0,75
4819,40% -0,59