Türk turizminin yara almaya başladığı sırada Hollanda`ya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, bu ülkede rüzgar gibi esti.
Türk turizminin yara almaya başladığı sırada Hollanda'ya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, bu ülkede rüzgar gibi esti.
12 Ocak 2016 günü Sultanahmet Meydanı'ında patlayan bombanın, Türk turizmine de bomba gibi düştüğü sırada, büyük bir tesadüf eseri Utrecht Turizm Fuarı'nın açılışını yapan Mahir Ünal, aynı anda tüm dünyaya 'Korkmayın ve terörü her yerde kınayın' mesajını verdi.
Turizm Fuarı'ndaki saatleri, Türk ve yabancı medyanın çok büyük ilgisi ile geçiren Mahir Ünal, tüm dünyaya şu mesajı verdi:
" Bu gün ülkemizde hepimizi üzen bir terör olayına şahit olduk. Terör bu gün sadece İstanbul'u vurmadı. Terör bu gün Paris'i bir kez daha vurmuştur. Londra'yı bir kez daha vurmuştur. İnsanlılığı, özgürlüğü üzerinde yükseldiğimiz değerleri bir kez daha vurmuştur. Bu açıdan özellikle bütün dünya medyasını, Paris saldırısı sonrası gösterilen hassasiyeti bu saldırı sonrasında da bu hassasiyeti göstermeye davet ediyoruz. Çünkü, 129 kişinin hayatını kaybettiği Paris saldırısında eşini kaybeden Fransız Antonie Leer'in çocuğuna yazdığı o duygulu mektupta söylediği sözleri buradan terörü ve bu terörist eylemi gerçekleştirenlere aynı şekilde ben de tekrar etmek istiyorum. 'Bizim korkmamızı etrafımıza şüphe ile yaklaşmamamızı güvenliğimiz için özgürlüğümüzü tehlikeye atmamızı istiyorsunuz. Kaybettiniz. 17 aylık çocuğumla ben size inat yaşamaya devam edeceğim' diyordu Antonie Leirs'in. Dünyanın her neresinde olur ise olsun İster Londra'da,Paris, Newyork ve ister İstanbul'da terörün amacı aynıdır. Terörün amacı insanları korkutmaktır. İnsanları özgürlüklerinden vazgeçirmek ve insanları bir şiddet salmanın içerisine çekmektir. Ama başaramayacaklar.O yüzden burada bulunan bütün misafirlerimizi sektör temsilcilerini bu terörist eyleme karşı işbirliğine dayanışmaya birlikte karşı durmaya İstanbul saldırısını gerçekleştirenlerin hedeflerine ulaşmamaları için daha hassas davranmaya davet ediyorum. Çünkü İstanbul'da Paris, Londra ve New York gibi bütün insanların büyük bir keyif ile dolaştıkları, gezdikleri dünyanın incisi dediğimiz bir nadide şehrimiz. Ve terör olayının amacına ulaşmaması Fransız Antonie Leirs'in dediği gibi korkmadan, özgürlüğümüzü herhangi bir şeye feda etmeden, güvenlik içerisinde İstanbul'a gelebilirsiniz. Türkiye sizin evinizdir. Türkiye güvenliğinizin hiç bir şekilde tehlikede olmayacağı bir ülkedir. Ve biz terör ile mücadele eden ve terörün amacına ulaşmaması için gayret gösteren Fransa, İngiltere, Hollanda ve Belçika gibi tüm ülkeler ile birlikte teröre ve terörizme karşı mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu fuarın ve bu etkinliğin turizme ve sektöre daha çeşitlilik ve daha güzellik getirmesini diliyorum."
Mahir Ünal, fuar ziyareti sürecinde, başta Hollanda'nın TRT'si niteliğindeki NOS Televizyonu ve Hollanda'nın en büyük gazetesi De Telegraaf olmak üzere, pek çok yabancı medya ile söyleşiler yaptı.
Lahey Turizm Müşavirimiz Neşe Kıvılcım Akdoğan, fuardaki Mersin standını ziyareti sırasında İlhan Karaçay'a konuştu
Utrecht Turizm Fuarı'nın bu yılki gözdesi Türkiye idi. Olumsuz gelişmelere rağmen Türkiye standları büyük ilgi gördü. Lahey Turizm Müşavirimiz Neşe Kıvılcım Akdoğan, Mersin standında yaptığımız görüşmede şunları anlattı:'Müşavirliğimiz, bu sene 46. düzenlenen Utrecht Turizm Fuarı’na 750 metre karelik alanda yaklaşık 50 özel işletme ve sektör kuruluşu ile birlikte katılım sağlamaktadır. Bağımsız katılan diğer kurum ve kuruluşlarla birlikte Türkiye’nin temsil edildiği toplam alan yaklaşık 1300 m²’dir. Türkiye bu büyüklükteki katılımıyla Utrecht Turizm Fuarının en büyük katılımcısıdır. 2015 yılında 117.063 kişinin ziyaret ettiği Utrecht Turizm Fuarı, hem turizm sektörü kuruluşları, hem tüketiciler ve hem de tur operatörleri ve seyahat acentalarını bir araya getiren bir organizasyon olması sebebiyle çok önemli bir tanıtım fırsatıdır. Toplam 6 gün sürecek olan fuar sırasında Müşavirliğimiz standında, Maraş Dondurması ikram ve şovu, Ebru sanatı uygulamaları ile canlı müzik dinletilerine yer verilecektir.'
(Turizm Müşavirliğimizin konuyla ilgili olarak yayınlamış olduğu istatistiki bilgileri, yazımızın sonunda bulabilirsiniz)
Üç hafta önce, Ankara'daki ziyareti sırasında, Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal'ın, Hollanda'yı ziyaret etmesi için öneride bulunan, Amsterdam Türkevi Araştırmalar Merkezi Başkanı Veyis Güngör, 'Amsterdam Tartışmaları' programı çerçevesinde bir toplantı düzenlemişti. Fuar'dan çıktıktan sonra bu toplantıya gitmesi gereken Bakan Ünal, vaktin geç olmasına rağmen, 'Toplantıdan önce Türkevi'ni ziyarete gitmek istiyorum' dedi. Bu haber, toplantının yapılacağı otelde bulunan Veyis Güngör'e ulaştırıldı.
Veyis Güngör'ün, 'Zahmet etmesinler, çok geç oldu' demesine rağmen bu ziyareti gerçekleştiren Bakan Ünal, Türkevi'nde bir süre kaldıktan sonra toplantı yerine gitti. Bakan Ünal'ın Türkevi'ni özellikle ziyaret ısrarı, 'Bakan Veyis Güngör için bir yerlere siyasi mesaj mı veriyor?' sorusunu akla getirdi.
Bakan Mahir Ünal, yoğunluğa rağmen Türkevi ziyaretinde ısrar etti ve bu ziyareti sırasında Veyis Güngör'ün masasında bir süre oturdu. Bakan Ünal'ın bu israrlı tavrı, Veyis Güngör için bazı çevrelere siyasi bir mesa mıydı acaba?
Atilay Uslu ve Yıldıray Karaer'e ait Corendon'un Amsterdam’daki otellerinden biri olan De College Otel’de gerçekleşen 'Amsterdam Tartışmaları' toplantılarının 44'üncüsündeki tema, “Avrupa’da Türkiye Algısı ve Turizme Etkileri”idi. Bu programın onur konuğu Kültür ve Turizim Bakanı Mahir Ünal oldu.
Toplantı Türkevi Topluluğu Başkanı Veyis Güngör’ün selamlama konuşmasıyla başladı. Güngör, Amsterdam Tartışmaları'nın artık bir düşünce platformuna dönüştüğünü ve Avrupa için örnek teşkil ettiğini belirttikten sonra, Türkevi Topluluğu'nun çalışmalarını, Avrupa Türk diasporası perspektifinden katılımcılarla paylaştı. Güngör göçmenlikten diasporaya geçiş sürecinde, Hoca Ahmet Yesevi başta olma üzere Horasan ve Anadolu felsefesinin bizlere rehber olması gerektiğini söyledi.
Veyis Güngör konuşmasına şöyle devam etti: “Amsterdam Tartışmaları, son dört yıldır, her ay seçtiği birbirinden önemli konularla, Hollandalı Türklerin artık bir fikir alışverişi, bir düşünce platformu halini almış ve diğer Avrupa ülkelerine de örnek teşkil edecek sürdürülebilir bir etkinlik halini almıştır.
Bugün, 44. Amsterdam Tartışmalarının konuğu ikinci kez, çağdaş Türk kültür ve fikir hayatımızda önemli bir yere sahip olan Maraş’ın yiğid evladı, bir çoğumuzun TRT ekranlarından aşina olduğu 7 Güzel Adam’a ilave ettiğimiz ve kendisini Sekizinci Güzel Adam olarak ilan ederken hiç tereddüt etmediğimiz, Türkiyemizin Kültür ve Turizm Bakanı, değerli dostumuz Mahir Ünal, oldu.
Kendisine tekrar hoş geldiniz diyor, muhabbetlerimizi iletir, teşekkürlerimizi sunarız.
Türkevi olarak, geride bıraktığımız çeyrek yüzyılda olduğu gibi, bugün ve yarınlarda da, Horasan’dan Anadolu’ya, Anadolu’dan Avrupa’ya getirdiğimiz ve varolmamızın ana kriterlerini oluşturan norm ve değerlere yabancılaşmadan, ancak içinde yaşadığımız ülkenin, kültürün ve zamanın da farkında olarak, aidiyet duyduğumuz ülkeler, gruplara olan sorumluluğumuzun bilincinde olarak faaliyetlerimizi gerçekleştirmeye devam ediyoruz.
Bu doğrultuda bu toplantı için seçtiğimiz konu; Avrupa’da Türkiye Algısı, çok boyutlu, hem Türkiye’yi hem Hollanda’yı çok yakından ilgilendiren bir konudur. Ne acıdır ki, bugün Türkiye hem içeriden hem dışarıdan çetin bir taarruzla karşı karşıyadır. Bunun bir göstergesi olarak, hemen hemen her gün, her hafta Avrupa medyasında Türkiye ile ilgili olumsuz haberler yayınlanmaya devam etmektedir. Türkiye, sadece medyada değil aynı zamanda Avrupa ülkelerinin karar vericilerinin de gündeminde yerini korumaya, tartışma konusu olmaya devam etmektedir. Olumsuz yayınlar ve siyasi konuşmalar, açıklamalar elbette Avrupa kamuoyunu etkilemekte ve Türkiye hakkında düşüncelerini yönlendirmektedir.
Bunun en somut yansılamalarından bir tanesi hiç şüphesiz, bu salonda temsil edilen Turizmdir. Ben, bu konuya girmeden, sözkonusu ‘Algının’ bizi ilgilendiren yönüyle ilgili bir kaç cümle söyleyerek, sözlerime son vermek istiyorum.
Sözkonusu olumsuz durum, bizi çok derinden düşündürmektedir. Avrupa Türk Sivil toplum kuruluşları olarak misyonumuzu, çalışma metodumuzu, ilişkilerimizi yeniden gözden geçirmeyi beraberinde getirmektedir. Son 50 yıllık göçmenlik tarihimizde, daha çok içe dönük teşkilatlanmanın değişerek, daha çok kamu ve kültür diplomasisini ön plana çıkaran yeni STK’ların oluşturulmasını kaçınılmaz kılmaktadır.
Göçmenlikten Diasporaya geçmek ve diasporaların küresel sorumlulukları doğrultusunda yeni politikaların geliştirilmesi artık vazgeçemeyeceğimiz seçeneklerimizdir.
Bu duygu ve düşüncelerle, toplantının aidiyet duyduğumuz ülke ve toplumlara faydalı olmasını diler, saygılarımı sunarım.'
Turizm sektörünün önemli aktörlerinden Corendon Grubu ortaklarından Yıldıray Karaer yaptığı kısa sunumda, Corendon’un mevcut portföyü ve hedeflerini katılımcılarla paylaştı. Karaer, Hollanda’nın tatil ülkesi sıralamasında Türkiye’nin ilk sırada yer aldığını ve uzun aradan sonra geçen yıl turist sayısının % 30 oranında düştüğünü ancak hala birinci sırada olduğunu belirtti. Karaer, turizm sektörünün ve tur operatörlerinin sıkıntılarını dile getirdi. 17 milyon nüfusa sahip Hollanda’dan yılda 12.5 milyon insanın tatilini yurt dışında geçirdiğini ifade eden Karaer, “Tur Operatörlerini tercih eden Hollandalıların sayısı ise 3.5 milyondur. Bunların 800 bini Türkiye’yi tercih ederek Türkiye’yi bu konuda sıralamada birinci sıraya oturtmuştur. İkinci sırada İspanya, üçüncü sırada Portekiz, dördüncü sıra da ise Yunanistan bulunmaktadır” dedi
Corendon'un ortaklarından Yıldıray Karaer, Hollanda'nın Türkiye'ye en çok turist gönderen ülkelerden biri olduğunu belirten bir konuşma yaptı
2105 yılını turizm sektörü açısından kayıpların yüzde 30’lara ulaştığı bir yıl olarak değerlendiren Karaer, “Gerek yaşanan terör olayları, gerekse Suriyeli mülteciler Türk Turizmini yüzde 30 sekteye uğratmıştır. Biz Corendon olarak bu işe başladığımızda 100. sırada iken geçen zaman içinde birinci sıraya yükseldik. Yıllık yolladığımız 700 bin turist ile ciromuz 425 milyon avrodur. 700 bin kişinin 500 bini Türkiye’ye gitmiştir. Türkiye’nin yılda ağırladığı turist sayısını 30 milyondan 50 milyona çıkarmak için çaba sarf ederken, son yıllarda yaşanan olayların olumsuz etkisi ile mevcut durumu korumamın çabası içindeyiz” diye devam etti.
Hollanda'daki Türk seyahat şirketlerini temsilen bir konuşma yapan Komfly yöneticisi Osman Çelik, Türk tur operatörlerinin sorunları ve bunların çözümü için nelerin yapılması gerektiğini sayın Bakana arz etti. Çelik, 2005 yılında Hollanda`dan Türkiye`ye 1.353.000 turist gönderildiğini ve bunun 210.000’inin
Türk seyahatçıları adına konuşan Osman Çelik sorunları dile getirdi
o dönem sektörde aktif olan 20 Türk tur operatörü tarafından gönderildiğini belirttikten sonra 2015 verilerini ve şimdiki tur operatörlerinin bundaki payını katılımcılarla paylaştı. 10 yıl içinde yaklaşık % 50’lik bir düşüş yaşandiğını belirten Çelik, Türk tur operatörü sayısında da ciddi düşüş olduğunu söyledi. Buna gerekçe olarak da Garanti Fonunun (SGR) Türk tur operatörlerine çok ağır şartlar koymasını gosterdi. Çelik konuşmasının sonunda Bakan Ünal’a hem Hollanda nezdinde yapmalarını arzuladıkları hem de Türkiye’nin teşvik paketleri bağlamında beklentilerini sundu.
Turizm sektörünü temsilen söz alan Kamil Saygı, yaptığı kısa konuşmada, “Burada, her biri Anadolu’nun bir köşesinden gelmiş, ticari kaygıdan çok, Türkiye sevdası ile dolu, yürekleriyle ülkesinin ve milletinin tanıtımını kendine birinci vazife edinmiş insanlar var. Zatıaliniz, bakanlığımız ve hükümetimizin desteği ile uçmaya hazır Anadolu kartalları var, yeter ki onlara destek verilsin, yeter ki onlara yol verilsin” dedi.
Sektör temsilcilerinden sonra söz alan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, 'Başkalarının sizinle ilgili algısından çok sizin kendinizle ilgili algınızın ne olduğuna bakmanız gerekir' diye başladığı konuşmasında, geçmişten günümüze algı operasyonlarını örnekler vererek katılımcılarla paylaştı.
13 yıllık iktidarları döneminde her alanda ciddi gelişmeler sağlandığını ve bölgedeki tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin bölgede bir istikrar adası olarak kaldığını söyleyen Ünal, Türkiye karşıtlarıyla birlikte içerideki bir takım muhaliflerin her olumsuzluğu iktidara bağlamaya çalıştıklarını, hatta 90 yılda yapılmayan bir çok şeyin sorumlusu olarak da kendilerinin sorumlu tutulduğunu belirtti.
Ünal, son yıllardaki olumsuz Türkiye algısının değiştirilmesinin kendi elimizde olduğunu söyledi. Ünal, Türkiye’ye en çok turist yollayan iki ülkeden birisinin Rusya, diğeri Almanya olduğunu, Rus uçağının düşürülmesi sonucu Rusya’dan gelecek turist sayısında büyük düşüş olacağını ve bu düşüşü telafi etmek için dünyanın diğer bölgelerine yönelik politiklarla uğraşırken Sultanahmet’te terör saldırısı yapıldığını ve bu saldırıyla sadece Almanlar değil aynı zamanda diğer Avrupa ülkelerinin vatandaşlarının da hedef alındığı Türk turizmine dönük stratejik ve taktik bir saldırı olduğunu söyledi.
Turizmin sadece deniz, kum, güneş konseptinden çıkarılması gerektini söyleyen Ünal, her türlü kültürel ve sanatsal etkinliklere, yapılan çalışmalara ayrım yapmaksızın destek vereceklerini belirtti. Bakanlık olarak Avrupa’daki STK’larla daha sıkı işbirliği içinde çalışarak oluşan bu olumsuz havayı en kısa zamanda bertaraf edeceğiz diyen Ünal, Türkiye’yle ilgili oluşmuş ön yargıları kırmak için çözüm ortaklarıyla işbirliği halinde, doğru iletişim kanallarını kullanarak yollarına devam edeceklerini söyledi. Ünal “Buradan daha güçlü çıkacağız. Çünkü biz şimdiye kadar her krizi bir fırsata çevirdik. Her krizden sonra öğrenerek, deneyimleyerek daha iyi tecrübelerle çıktık. Emin olun Türkiye şu anda yaşadığı her sorunla yüzleştiğinde, o sorunu çözerek daha da güçleniyor” dedi.
Bakan Ünal, turizmcilere şöyle bir müjde de verdi: '2016’da Almanya, İngiltere, İrlanda, Hollanda, Belçika, Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya, Letonya, Estonya, Litvanya ve Polonya’dan turist getirecek olan tur operatörlerine yakıt desteği sağlama kararı aldık. Bu kapsamda, Antalya, Alanya-Gazipaşa, Dalaman, Bodrum-Milas ve İzmir Adnan Menderes Havalimanlarına turist getiren tarifesiz havayolu şirketlerine 1 Mart 2016-15 Haziran 2016 döneminde 6 bin dolar yakıt desteği sağlanacak.'
Konuşmasının sonunda yazılı olarak sunulan soruların tamamını bizzat okuyan Kültür ve Turizm Bakanı Ünal, sorulara mümkün olduğunca cevap verdi. Zaman zaman da bürokratların yardımına başvurdu.
Bakan Ünal'a verilen yazılı sorular yanında, benim de yazılı bir önerim oldu. Önerim şöyleydi: Avrupa Birliği'nin, Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya akışını yavaşlatmak için teklif ettiği 3 miyar euro başımıza dert olacak. Zira daha şimdiden Batı medyası bu konuyu pompalıyor. 'Türkiye 3 milyar aldı ama şunu yapmıyor, bunu yapmıyor' diye yaygara koparmaya başladılar. Hollanda Başbakanı Rutte, televizyonda yaptığı bir açıklamada, bu paranın direkt olarak Türk hükümetine değil, çalışmalarla ilgilenecek kurumlara verieceğini belirtti. Bu en doğru bir
Sektör temsilcilerinden sonra söz alan Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, 'Başkalarının sizinle ilgili algısından çok sizin kendinizle ilgili algınızın ne olduğuna bakmanız gerekir' diye başladığı konuşmasında, geçmişten günümüze algı operasyonlarını örnekler vererek katılımcılarla paylaştı.
13 yıllık iktidarları döneminde her alanda ciddi gelişmeler sağlandığını ve bölgedeki tüm olumsuzluklara rağmen Türkiye’nin bölgede bir istikrar adası olarak kaldığını söyleyen Ünal, Türkiye karşıtlarıyla birlikte içerideki bir takım muhaliflerin her olumsuzluğu iktidara bağlamaya çalıştıklarını, hatta 90 yılda yapılmayan bir çok şeyin sorumlusu olarak da kendilerinin sorumlu tutulduğunu belirtti.
Ünal, son yıllardaki olumsuz Türkiye algısının değiştirilmesinin kendi elimizde olduğunu söyledi. Ünal, Türkiye’ye en çok turist yollayan iki ülkeden birisinin Rusya, diğeri Almanya olduğunu, Rus uçağının düşürülmesi sonucu Rusya’dan gelecek turist sayısında büyük düşüş olacağını ve bu düşüşü telafi etmek için dünyanın diğer bölgelerine yönelik politiklarla uğraşırken Sultanahmet’te terör saldırısı yapıldığını ve bu saldırıyla sadece Almanlar değil aynı zamanda diğer Avrupa ülkelerinin vatandaşlarının da hedef alındığı Türk turizmine dönük stratejik ve taktik bir saldırı olduğunu söyledi.
Turizmin sadece deniz, kum, güneş konseptinden çıkarılması gerektini söyleyen Ünal, her türlü kültürel ve sanatsal etkinliklere, yapılan çalışmalara ayrım yapmaksızın destek vereceklerini belirtti. Bakanlık olarak Avrupa’daki STK’larla daha sıkı işbirliği içinde çalışarak oluşan bu olumsuz havayı en kısa zamanda bertaraf edeceğiz diyen Ünal, Türkiye’yle ilgili oluşmuş ön yargıları kırmak için çözüm ortaklarıyla işbirliği halinde, doğru iletişim kanallarını kullanarak yollarına devam edeceklerini söyledi. Ünal “Buradan daha güçlü çıkacağız. Çünkü biz şimdiye kadar her krizi bir fırsata çevirdik. Her krizden sonra öğrenerek, deneyimleyerek daha iyi tecrübelerle çıktık. Emin olun Türkiye şu anda yaşadığı her sorunla yüzleştiğinde, o sorunu çözerek daha da güçleniyor” dedi.
Bakan Ünal, turizmcilere şöyle bir müjde de verdi: '2016’da Almanya, İngiltere, İrlanda, Hollanda, Belçika, Danimarka, Norveç, İsveç, Finlandiya, Letonya, Estonya, Litvanya ve Polonya’dan turist getirecek olan tur operatörlerine yakıt desteği sağlama kararı aldık. Bu kapsamda, Antalya, Alanya-Gazipaşa, Dalaman, Bodrum-Milas ve İzmir Adnan Menderes Havalimanlarına turist getiren tarifesiz havayolu şirketlerine 1 Mart 2016-15 Haziran 2016 döneminde 6 bin dolar yakıt desteği sağlanacak.'
Konuşmasının sonunda yazılı olarak sunulan soruların tamamını bizzat okuyan Kültür ve Turizm Bakanı Ünal, sorulara mümkün olduğunca cevap verdi. Zaman zaman da bürokratların yardımına başvurdu.
Bakan Ünal'a verilen yazılı sorular yanında, benim de yazılı bir önerim oldu. Önerim şöyleydi: Avrupa Birliği'nin, Suriyeli mültecilerin Avrupa'ya akışını yavaşlatmak için teklif ettiği 3 miyar euro başımıza dert olacak. Zira daha şimdiden Batı medyası bu konuyu pompalıyor. 'Türkiye 3 milyar aldı ama şunu yapmıyor, bunu yapmıyor' diye yaygara koparmaya başladılar. Hollanda Başbakanı Rutte, televizyonda yaptığı bir açıklamada, bu paranın direkt olarak Türk hükümetine değil, çalışmalarla ilgilenecek kurumlara verieceğini belirtti. Bu en doğru bir açıklamadır. Siz de bu açıklamayı seslendirin lütfen.'
Bakan mahir Ünal bunun üzerine şunları söyledi: 'UNESCO, Suriye’den gelen mülteciler için yaptığımız ve onları barındırdığımız mülteci kamplarını dünyada en insani en yaşanabilir kamplar olarak gösterdi. Türkiye mülteciler için bugüne kadar 7 milyar dolar harcadı. AB’nin pazarlık malzemesi olarak sunduğu 3 miyar avroyu alma konusunda da henüz karar vermedik. Bu gidişle de ret etme düşüncemiz de var.'
Bakan Ünal'ın çok yoğun ve yorucu geçen gün ve akşamın ardından bir gece kaçamağı planlandı. Ne de olsa yer Amsterdam'dı. Plan Bakan'a anlatıldı. Bakan 'Kaçamak olmasın, bir yerde oturalım ve çay içelim' dedi. Bunun üzerine geceleri özellikle nargile içilen Meram Restaurant'ın Osdorp şubesine gidildi. Bakan burada tam 5 çay içti. İşte tam bu ortamda, yayınlamış olduğum kitabımı Bakan'a sunma fırsatı elime geçti. 'Türkiye-Hollanda Arasında 400 Yıllık Resmi İlişkiler ve Hollanda'ya Türk Göçünün 50'nci Yılı' adlı kitabımı uzunca inceleyen Bakan Ünal, 'Çok emek sarfetmişsiniz, tebrik ederim. Gerçekten kültürel bir eser olmuş' diyerek, yanındaki danışmanlarına, 'Siz de şu kitaba bir bakın lütfen' diye seslendi.
Nargileler hazırlanmadan da, 'Hadi kaçalım' dedi ve oteline gidilmek üzere yola çıkıldı.
ARTUKLU HABER AJANSI-HOLLANDA
HABER:İLHAN KARAÇAY
9367,77%3,72
34,47% 0,05
36,42% 0,21
2956,00% 0,72
4956,37% 0,55