Hollanda’nın Amsterdam kemtinde yapılan ve tam bir hafta süren ‘Herkes İçin Eşit Şartlarda Yaşanabilir Kent Festivali‘ne, dünyanın dört bir yanından 450 konuşmacı davet edilirken, Türkiye’den sadece bir Beldiye Başkanı davet edildi. Bu da, Mersin’in Mezitli İlçesi Belediye Başkanı Neşet Tarhan’dan başkası değildi.
Evet, Neşet Tarhan, festivaldeki etkinlikleri takip etmek ve de konuşmak için geldiği Amsterdam’da adeta fırtına gibi esti. Tarhan’ın burada fırtına gibi esmesine katkıda bulunan iki kadınımız da vardı.
Amsterdam’daki organizasyonun ortaklarından Pakhuis De Zwijgers’in, ‘WeMakeThe.City’ projesinin beyni olan Ekim Tan ile Mersin Üniversitesi’nden Nida Naycı, tüm etkinliklerde Neşet Tarhan’ın yanında oldular.
Festivalin doğuşu 2016 yılına dayanıyor. Avrupa Birliği Komisyonu Jurisi, şehri daha yaşanır hale getirmek için, firmalar, girişimciler, sosyal yardım kuruluşları, ilim dünyası ve halka, yenilikler ve değişimler üzerinde hizmet veren ve eşitsizliğe karşı mücadele yapan Amsterdam Belediyesi’ni birinci seçmişti. Amsterdam belediyesi de, bu seçimden iki yıl sonra 2018’de, belediyeciliği dünyaya öğretmek için festival yapma kararı aldı.
İlki geçen yıl yapılan festivalin ikincisi bu yıl 17-23 Haziran’da yapıldı.
Amsterdam’daki festival etkinlikleri çerçevesinde, kentin, eşit şartlarda yaşanabilir hale gelmesi için, insanların yaşamlarındaki sosyal, kültürel, sağlık, eğitim, iş yaşamı gibi konulardaki yenilikler gösterilirken, kentin imarı, su ve enerji sorunlarının da nasıl çözümlendiği gösterildi ve anlatıldı.
Örneğin, Amsterdam’da binlerce Türk’ün de çalışmış olduğu NDSM tersanesi ve Türkler’in barındığı Atatürk Kampı’nın kapanışından sonra, bu yerlerdeki toprağın zehirlenmiş olduğu anlaşılmış. Zehirlenmiş toprakların temizlenmesi için özel bitkiler yetiştirilmiş ve oralara yerleştirilen gemiden bozulmuş evlerin toprakla bağlantısı da, yüksek teraslarla kesilmiş.
Bu yöntem ile toprak 5 yıl içinde zehirden arındırılmış oluyor.
Aynı bölgede, evlerde harcanan sular da yeni yöntemlerle değerlendiriliyor. Yağmur suları, mutfak suları ve tuvalet suları ayrı ayrı depolanıyor ve bunlar heba edilmeden arındırılarak yeniden kullanılıyor. Enerji konusu da güneş panelleri ile çözümleniyor.
Su içinde inşa edilen evlerde de iklim şartlarına göre ucuz ve konforlu bir yaşamın nasıl gerçekleştirildiğine şahit olduğumuz gün, balık yetiştirilen özel konteyner-akvaryumlardan alınan sular ile daha yararlı bir bitki yetiştiriciliğini gördük.
Yukarıda anlattığım konular üzerinde uzman olan Mersin Üniversitesi’nden Nida Naycı, Neşet Tarhan’a bu konuda teknik biligier verdi. Nida Naycı, bunların aynı şekilde uygulanması için, Mersin’de bir labaratuvar kuracaklarını belirtti. Bu konuda bir çalışma var bile. Play City ve CityLab olarak adlandırılan bu çalışma sonunda, Play City, çeşitli kuruluşların ve bireylerin ayrılmaz ve işbirliğine dayalı planlama alanı olmak için, Mersin Üniversitesi ile işbirliği içinde Mersin CityLab’ı kurulmuştur. Proje, mevcut kentsel planlama gündeminde acil iki konuya değinmektedir: Birincisi, şehir planlamada işbirlikçi karar vermeye yönelik uzun vadeli kültürel değişim yaratmayı amaçlamaktadır . İkincisi, Citylab kentsel dönüşümdeki mevcut kısa vadeli yaklaşıma bir alternatif olarak düşünen dairesel sistemlere odaklanmayı önermektedir . Bu proje, Yaratıcı Endüstriler için Hollanda Uyarım Fonu tarafından kolaylaştırılan uluslararasılaşma programı çerçevesinde ortaya çıkmıştır.
(Haberin sonunda, Bulut Bagatır’ın, Hollanda’nın İstanbul Başkonsolosu Bart van Bolhuis ile yapmış olduğu bir söyleşiyi ekleyeceğim. Hollanda’nın, kent yaşamında harikalar yaratan bir ülke olduğu vurgulanan bu söyleşiyi okumak isteyenler, haberin sonundaki bölüme baksınlar lütfen)
Neşet Tarhan, Amsterdam’daki etkinliklerin tamamını görebilmek için yoğun bir çaba sarfetti.
O tiyatrodan bu tiyatroya, o etkinlikten bu etkinliğe koşarken çok yoruluyordu tabii.
Kendilerine eşlik ettiğim Tarhan, bahçesine yerleştirmiş olduğu uçak sayesinde dünyaca ünlü olan Corendon Oteli’nde arada bir dinleniyordu.
Neşet Tarhan’ın, Amsterdam festivalindeki en önemli günü, konuşma yaptığı gün oldu.
Dünya envanterlerinde kayıtlara geçen festivalin iki saat süren bir tartışma bölümünde, Mersin için 45 dakika ayrıldı. Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, Mersin Üniversitesi’nden Nida Naycı, Amsterdam’daki organizasyon bürosundan Ekim Tan ve Mersin’de daha önce çalışmalar yapan uzman Frank Alsema’dan kurulu bir panel, program moderatörün sorularına yanıtlar verdi.
Amsterdam dışında Berlin, Londra, Anvers, Roterdam, Milano gibi farklı kentlerde, sürdürülebilir kentler, sağlıklı kentler, katılımcı kentler, ıklim duyarlı kentler, döngüsel kentler gibi geleceğe ilişkin vizyonların tartışıldığı oturumlarda, Mersin’den ilgili projeler tam 45 dakika tanıtıldı.
Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, kadın üretici pazarı, gönüllü serası gibi kentsel ekonomiye ilişkin deneyimli projelerini aktarırken, Avrupalılar’a adeta ders verdi.
Aşağıda, Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan’ın yapmış olduğu konuşmayı sunuyorum.
İşte, Neşet Tarhan’ın dikkatle dinlenen ve zaman zaman alkışlanan slayt gösterimli konuşması:
”Değerli Konuklar, Ben Türkiye’nin güneyinde, Kıbrıs’a bakan bir sahil kentinde Belediye Başkanlığı yapıyorum.
Başkanlık yaptığım yer Mersin-Mezitli.
Mezitli, Hollanda’da denizin doldurulmasından sonra kazanılan toprak parçasına kurulan Almere kenti ile aynı kaderi paylaşır sayılır.
Mezitli, 50 yıl önce, içinde bir tek binası olmayan bir köy idi. Bu fotoğrafı, işte bu salonda şimdi fotoğraf çekerken gördüğünüz gazeteci İlhan Karaçay tam 50 yıl önce çekmişti. Fotoğrafta değil bina ev bile göremiyorsunuz.
Bu fotoğraf da, yine İlhan Karaçay tarafından 50 yıl sonra, geçen hafta çekildi. Görüldüğü gibi, 50 yıl sonra Mezitli, 200 bin nüfusuyla adeta Mersin’in Satelit (uydu-peyk) şehri oldu.
Almere de 1976 yılında teslim edilen ilk ev sonrasında, Amsterdam’ın Satelit kenti sayılabilecek 208 bin nüfuslu bir yer oldu.
Mezitli’nin nüfusu, yaz aylarında yarım milyonu geçmektedir. Zira burada kurulan yüzme havuzlu ve sosyal tesisli binlerce siteye, yüzbinlerce insan yerleşiyor.
İlçemizin güneyinde 15 km. deniz ve kumsal, kuzeyinde ise 2 bin metre yüksekliğe ulaşan Toros Dağları vardır. İlçemizin kuzey bölgesinde narenciye ve diğer tarım ürünleri yetiştiriciliği vardır. Deniz yönündeki yerleşim alanları ise Mersinliler’in ikamet için tercih ettiği yerlerdir.
Mezitli 2500 yıllık tarihi olan ve hâlâ arkeolojik kazı çalışmalarının devam ettiği bir yerdir. İlçemiz, kültür ve sanatsal kimliği ile öne çıkmaktadır. Bu kent kimliğinin, uluslararası boyutta da öne çıkarılması, Kent Labaratuarı’nda bir çalışma konusu olmalıdır.
Mezitli, kadın dostu bir belediyeye sahiptir. Özellikle 90’nı kırsal alanda, 10’u da kent merkezinde olmak üzere 650 kadın, 9 yerdeki üretici merkezlerinde ürettikleri ürünleri doğrudan tüketicilere sunmaktadır. Bu projemiz, 2018 yılı sonunda Çin’de gerçekleştirilen Kentsel İnovasyon Yarışması’nda birincilik kazanmıştır.
İlçemizde kadın nüfusu daha fazladır. Mezitli, yalnız yaşayan kadınların tercih ettikleri bir bölgedir.
Kent planlaması ve plan değişikliklerinde de, Birleşmiş Milletler’in 2030 yılına kadar öngördüğü 17 hedeften bazılarının öne çıkarılması, sürdürülebilir kalkınma için önemlidir.
Son olarak ifade edeceğim önemli bir konu da şudur: Mezitli’de 200 binlik nüfusun yanında, sayısı tam olarak bilinmemekle birlikte, kayıt dışı olanlarla beraber 40 bin Suriyeli Mülteci bulunmaktadır. Bir milyon nüfuslu Mersin kentinde ise Suriyeli sayısının 350 bin olduğu bilinmektedir. Uluslararası kurumlar, bu bağlamda ülkemize yapacaklarını öngördükleri sözleri tam olarak yerine getirmemişlerdir. Bütün bu olumsuzluklara karşın Belediyemiz, Mezitli’deki Suriye dernekleri ile iletişim içerisinde ortak çalışmalarını sürdürmektedir.
Belediyemiz, Suriyeli gençlere ücretsiz spor sahaları tahsis etmekte, Suriyeli kadınların ürettiklerini doğrudan pazarlamaları için yer tahsisi yapmaktadır.
Entellektüel düzeyi yüksek, sosyal yaşam olarak yerleşik nüfus ile, Suriyeliler arasında önemli doku yumuşaklığı aşılamamıştır. Bu durum potansiyel sosyal çatışma ortamına zemin hazırlayabilmektedir. Bu sorunun çözümünde tüm gelişmiş ülkeler ve AB gibi uluslararası kurumların harekete geçmelerinin grektiği kanısındayım.
Sürdürülebilir kalkınma için, Birleşmiş Milletlerin öngördüğü 2030 hedeflerinden öncelikli olanların etap etap desteklenmesi, gerçekleştirilmesi gerekir.
Bütün bunlar için, yeniliğe açık, entellektüel birikimi yüksek, yılın 325 günü güneşli Mezitli ilçemizde, (tabii ki destekleriniz ile) Mezitli Kent Labaratuvarını, Mersin Büyükşehir Belediyesi, Mersin’deki üniversitelerimizle ve diğer kent dinamikleri ile gerçekleştirmek arzusundayız.”
Amsterdam’da festival boyunca yoğun çalışmalar yapan ve Mersin’i tüm dünyaya tanıtan Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan, festivalin sonunda dostlarla buluştu ve sonra da Hollanda’ya veda etti.
Amsterdam’ın göl kenarındaki Meram Restaurant’ta, Mezitli’de evleri bulunan ve Lahey’de balıkçılık yapan Birol ve Hülya Tekin çifti, eğitimci ve politikacı Cezmi Doğaner, Kraliyet ailesinin terzisi İbrahim Özcan, gazeteciler Coşkun Yeğenoğlu, Deniz Erkoçu ve İlhan Karaçay ile yenilen yemekten sonra, gölbaşı hatırası görüntülenen Tarhan, bu buluşmadan duyduğu memnuniyet ile Hollanda’ya veda etti.
Dünya nüfusunun yarısından fazlasına, yakın gelecekte ev sahipliği yapacak olan kentler, bazılarına göre iklim değişikliği ile mücadelede geleceğimizi belirleyecek ana faktör olacak. “İklim değişikliği ve iklim adaptasyonuna baktığınızda kentlerde ve yönetimlerinde büyük bir enerji görüyorsunuz. Ulusal düzeyde harekete geçmek çok daha zor” diyen Hollanda’nın İstanbul Başkonsolosu Bart Van Bolhuis de aynı fikre sahip. Ancak Van Bolhuis’a göre birbirimizin başarılarından ve hatalarından öğrenmemiz gerekiyor. Çünkü “Aşırı iklim olaylarını daha fazla yaşayacağımızı hepimiz biliyoruz”.
Van Bolhuis ile akıllı, esnek ve döngüsel kent kavramlarını tartıştık, kentlerin iklim değişikliği kapsamındaki rolünü konuştuk…
Hollanda Kent Yaklaşımı kent kimliği yaratmakta harika bir örnek olarak karşımızda duruyor. Bu girişimin içerisinde yer almış biri olarak yaklaşımı nasıl tanımlarsınız?
”Bu yaklaşımın harika bir girişim olduğunu düşünüyorum. Ben de kişisel olarak içerisinde bulundum ve bu süre zarfında güzel işler yaptığımızı söyleyebilirim. Hollanda’da kurumların birlikte çalışması gerektiği düşüncesine oldukça fazla inanıyoruz. STK’lar, hükümet ve özel girişimler büyük inovasyonlarda bir araya gelerek çalışıyorlar. Kentlerin çevre ile ilgili büyük problemler yaşadığını biliyoruz. Biz de Hollanda’daki üniversitelerle ve kent tasarımı konusunda aktif çalışmalar yürüten şirketlerle toplanıp, kentlerin bu problemlerine nasıl çözümler getirebileceğimizi tartışıyorduk. Ana odak noktamızı da yaşanabilir kentler yaratmak adına kentlerin dokusunu nasıl tasarlayabiliriz sorusu oluşturuyordu.”
ARTUKLU HABER AJANSIHOLLANDA
HABER:İLHAN KARAÇAY