Hollanda’nın turist akınına uğrayan cennet köyü Giethoorn’da bir Türk aileye yapılan ırkçı saldırılara göz yuman polisten hesap soruluyor.
Türkler İçin Danışma Kurulu İOT, Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz’ü göreve davet etti. İOT, Bakan’a sunulacak rapor için yurttaşlara çağrıda bulundu (Altta)
Irkçılıkla Mücadele Koordinatörlüğü, polisin vurdumduymaz davranışlarından örnekler vererek,
‘Bu konuda bekçi köpeği olmak istiyoruz ama henüz plan yok’ dedi.
Üstteki kartpostalda ‘Giethoorn’dan selamlar’ yazılı ama, Giethoornluların sadece para akıtan yabancılara selam verdikleri anlaşılıyor.
İlhan KARAÇAY’ın haberi:
Hollanda’nın turistik cenneti Githoorn köyünde bir Türk ailenin başından geçen ırkçı olayların TV’de yayınlanmasından sonra yaptığı yankı, giderek artıyor. Özellikle, şikâyetler karşısında vurdumduyma davranan polis ile, hâlâ sesi çıkmayan Belediye Başkanı topa tutuluyor. Irkçı gençler, Yılmaz ailesinin evinin önünde toplanıp ‘Defolup gidin’ naraları atarken, komşulardan hiçbir itiraz sesi çıkmıyordu.
Pek çok ünlü eleştirmenin dile getirdiği Giethoorn’daki olay ile ilgili olarak, Türkler İçin Danışma Kurulu (Inspraak Orgaan Turken IOT) da harekete geçti ve yayınlanan bir deklarasyonda, Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz göreve davet edildi.
Giethoornlu ırkçı gençler, Yılmaz ailesine ait bu otomobile de saldırıp hasara uğrattılar.
Hatırlanacağı gibi, Hollanda’nın kanalları ve evleri ile milyonlarca turist çeken köyü Giethoorn’da ikamet eden Hatice Yılmaz ve 15 yaşındaki oğlu Yusuf, uzun bir zamandır ırkçılığa maruz kalıyordu. Özellikle köy gençlerinin, Yılmaz ailesinin evlerini taşlamaları, evin önündeki otomobillerine saldırmaları ve sürekli olarak ‘Defolun gidin pis Türkler’ diye bağırmaları, defalarca şikâyet edildiği halde polis tarafından ciddiye alınmadı.
Irkçı gençler 21 Ağustos 2021 gecesi saat 01.07’de, bisikletleri ile Yılmaz ailesinin evi önünden geçerken ‘Giethoorn’dan defolun pis Türkler’ diye bağırırlarken, bu durumu kameralar tespit ediyordu.
Geçtiğimiz eylül ayında olayın Türk medyası tarafından ele alınması da fayda etmedi.
Konu, geçtiğimiz Perşembe akşamı Zembla adlı TV programında yayınlanınca durum değişti ve medya da dahil olmak üzere Hollanda kamuoyu ayağa kalktı. Bizim de yeniden devreye girmemiz üzerine Türk kuruluşları da hareketlendi ve bildiri arkasına bildiri yayınlanmaya başlandı.
Türkler İçin Danışma Kurulu (Inspraak Orgaan Turken IOT) Başkanı Zeki Baran
Bildirilerin en etkilisi, Hollanda İçişleri Bakanlığı himayesinde olan Türkler İçin Danışma Kurulu’ndan çıktı. Kurul’un Başkanı Zeki Baran imzası ile yayınlanan bildiride, Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz’ün devreye girmesi ve ihmal suçu işleyenlerin cezalandırılması istendi.
Polisin, Savcılığın ve Belediye’nin seyirci kaldıkları son bir yıldaki saldırılarda, maddi ve manevi zarara uğrayan Yılmaz ailesinin haklarını sonuna kadar takip edeceklerini belirten Zeki Baran, polis teşkilatındaki vurdumduymaz olayların kabardığını söylerken, Rotterdam’da öldürülen 16 yaşındaki Türk kızı Hümeyra’nın ardından, ‘Bir Türk eksildi’ diyen polisi örnek olarak gösterdi.
Yılmaz ailesine hiçbir makamın sahip çıkmaması ve tek çözümün ‘başka yere taşınmak’ olduğunu söyleyen Belediye Başkanı Rob Bat’ın tutumunun kabul edilemez olduğunu belirten Baran, Irkçılıkla Mücadele Koordinatörlüğünü de göreve çağırdı.
Lahey Belediye Başkan Yardımcılığı görevini bırakıp, Irkçılıkla Mücadele Koordinatörü olan Rabin Baldewsingh, eski görevine veda ederken.
Görevi yeni devralan Irkçılıkla Mücade Koordinatörü Rabin Baldewsingh yaptığı açıklamada, görevde henüz çok yeni olduğunu, eski ihmalkârlıkları düzeltmek için üç aya ihtiyacı olduğunu belirtirken, ‘Bu konuda bekçi köpeği olmak istiyoruz ama henüz plan yok’ dedi.
Lahey Belediyesi Başkan Yardımcılığı görevini bırakarak yeni görevine başlayan Baldewsingh,
ırkçılıkla mücadele için, aralarında Adalet Bakanı Dilan Yeşilgöz ve Kültür Bakanı Günay Uslu olmak üzere, beş Bakanlık ile iç içe çalışacaklarını ve 10 kişilik ekibiyle başarılı olacaklarını söylerken, ‘Giethoorn konusu da bizim için bir imtihan olacaktır’ dedi.
Son gelişme
TÜRKLER İÇİN DANIŞMA KURULU BAKANA SUNMAK İÇİN DOSYA HAZIRLIYOR: YAŞADIĞINIZ AYRIMCI OLAYLARI IOT’YE BİLDİRİN!
Türkler İçin Danışma Kurulu İOT’den son anda gelen bildiriyi aşağıda sunuyorum:
Geçen hafta Giethoorn’da oturan bir Türk ailenin maruz kaldığı insanlık dışı ayrımcı ve ırkçı nitelikli saldırılar sonunda nasıl evlerini terk etmeye zorlandıklarıyla ilgili gelişmeleri büyük bir üzüntü ve şaşkınlıkla izledik. Ailenin yardım için başvurduğu polis görevlileri hiç bir girişimde bulunmadığı gibi, saldırıları ırkçılık olarak tanımlamamak için nasıl çaba sarfettiklerine televizyon ekranlarında şahit olduk. Polis ve diğer adli makamların ırkçı saldırı ve olayları görmezden gelmeleri ve hatta haklı göstermeye çalışmaları maalesef sıkça görülmeye başlandı. Geçen sene basına yansıyan, Rotterdam Polis teşkilatında görevli polis memurlarının kendi aralarındaki whatsapp konuşmalarındaki ırkçı görüşleri hepimiz biliyoruz. Yine Rotterdam’da 16 yaşındaki Hümeyra’nın öldürülmesinden sonra aynı polis memurları arasındaki mesajlarda “Bir Türk daha azaldı” şeklinde görüşler dile getiriliyordu. Olayın ortaya çıkmasından sonra adı geçen polis memurlarına sadece kınama cezası verildi.
Hollanda’da Türkler İçin Danışma Kurulu (IOT) olarak, konuyu Adalet ve Güvenlik Bakanlığı ile görüşerek bu tür olayların son bulması için etkin önlemler alınmasını isteyeceğiz. Bu görüşme öncesinde bir dosya hazırlamak istiyoruz. Bu konuyla ilgili olarak polisin, ayrımcı ve ırkçı saldırılarına duyarsız kaldığı veya bizzat kendilerinin bu davranışları sergilediği olayları bize bildirmenizi rica ediyoruz.
Bu konudada yaşadığınız olayları, deneyimlerinizi mail (info@iot.nl )
veya telefonla da (030-2343625) bize bildirebilirsiniz.
Zeki Baran IOT Başkanı
BUGÜN MECLİSTE TARTIŞILACAK
Giethoorn’daki ırkçı olaylar, DENK Partisi Milletvekili Stephan van Baarle tarafından millet meclisine taşınacak. Bakalım Stephan van Baarle, seçildiği günlerde yaptığı açıklamada verdiği ırkçılıkla mücadele sözünü nasıl yerine getirecek.
Aşağıda Van baarle’nin tanıtım yazısını bulacaksınız.
STEPHAN VAN BAARLE’Yİ TANIYALIM
*Stephan van Baarle’nin, zorluklarla dolu hazin yaşam öyküsü…
*Annesi, gezgin bir Türk iş adamına aşık olmuştu.
Rize-Rotterdam arasında mekik dokuyan iş adamından evlilik dışı hamile kalan anne, oğluna Stephan adını koymuş.
*Komşu çocukları, evlilik dışı doğduğu için Stephan’ı hep dışlamışlar. 19 yaşına geldiği zaman kökenini araştırmak için Türkiye’ye giden Stephan, kendisine neden ‘Türk’ denildiğini öğrenebilmiş.
İlhan KARAÇAY’ın haberi:
Hollanda‘da geçen hafta yapılan genel seçimlerde oy kaybına uğradığı sanılan ve sadece iki milletvekilliği kazandığı açıklanan, ne var ki sıkı bir sayımdan sonra üçüncü milletvekilliğini de kazanmış olduğu anlaşılan DENK Partisi’nin, üçüncü sıradaki adayı Stephan van Baarle’nin de Türk kökenli olduğu anlaşıldı.
Hazin hikâye
Rize-Rotterdam arasında mekik dokuyan gezgin bir Türk iş adamı ile tanışan Hollandalı bir kız, evlenme vaadi ile aşk hayatı yaşadığı adamdan hamile kalmış. 1992 yılında doğum yaptığı zaman, çocuğun babası olan Türk iş adamı yakınlarda olmadığı gibi, uzun süre uzaklarda kalmış. Oğluna Stephan adını koyan anne, komşuların bildiği gerçeği, oğluna yıllarca söylememiş.
Stephan, okul çağıdayken arkadaş edinemediği gibi, çocuklar kendisinden hep uzak durmuş.
Stephan, hem evlilik dışı doğduğu ve hem de Türk kökenli olduğu için dışlandığını 19 yaşında öğrenebilmiş. Bu durum karşısında şoke olan Stephan, 2011 yılında, 19 yaşındayken Türkiye’ye gitmiş ve kökenini araştırmış.
Babasını bulup bulamadığı hakkında bilgi sahibi olamadığım Stephan, ayrımcılığın verdiği hırs ile tahsiline devam etmiş ve Rotterdam Erasmus Üniversitesi’nden sosyolog olarak mezun olmuş.
Azınlıklara destek olan DENK Partisi’nin yaşama geçmesinden sonra bu partiye üye olan Stephan, ilk seçimlerde Rotterdam Belediye Meclisi’ne girmiş. Daha sonra kurduğu Bilimsel Araştırma Bürosu ile DENK Partisi’nin işlerine bakmış. Daha sonra partinin Parlamentodaki işlerine bakan Stephan, geçen hafta yapılan genel seçimlerde, aday listesinin üçüncü sırasında yer almıştı.
Stephan van Baarle, Rotterdam Belediye Meclisi’nde, Belediye Başkanı Ahmet Ebutaleb’i en çok zorlayan üyelerden biriydi.
Oylar açıklandığı zaman, seçilememiş olduğu görülen Stephan’ın, sıkı bir oy sayımından sonra seçildiği anlaşıldı.
Stephan van Baarle, partisinin sadece müslümanlara ve azınlıklara değil, mağduriyete uğrayacak tüm vatandaşları temsil edeceğini belirterek, ‘Sadece etnik gruplara hizmet etmek de ayrımcılıktır. Bu nedenle biz, etnik grup, cinsiyet, din, dil ayrımı yapmadan hizmet edeceğiz.’ diyor.
ARTUKLU HABER AJANSI-HOLLANDA
HABER;İLHAN KARAÇAY