Hollanda'nın üçüncü büyük gazetesi Trouw’un kıdemli yorumcularının ortak kararı, siyaset dünyasını sarstı.
Hollanda'nın üçüncü büyük gazetesi Trouw’un kıdemli yorumcularının ortak kararı, siyaset dünyasını sarstı.
Dünya’nın önde gelen demokratik ülkelerinden Hollanda’da, bir siyasi partinin kapatılması tartışmaya açıldı. Hem de, ülkenin en büyük üçüncü gazetesi olan, Hitler işgali sırasında isyan bayrağını açarak yayın yaptığı için 200 elemanı idam edilen vekahramanlaşan TROUW gazetesinin, başta Genel Yayın Yönetmenliği elemanları olmak üzere, kıdemli yorumcular tarafından ortak bir şekilde kaleme alınan bir yorum ile…
‘PVV Anayasayı ihlal ediyor, azınlıklar korunmalıdır’ başlığı ile yayınlanan ortak yorum, Hollanda siyaset dünyasını sarstı.
Yorumda şöyle deniliyor:
‘Son yıllarda meydana gelen polarizasyon (kutuplaşma) hareketlerinde görüldüğü gibi, insanların ve kuruluşların birbirlerini aşırı dil kullanarak suçlamaları ve rencide etmeleri, ABD eski Başkanı Trump’a da bulaşmıştı.
’20.000 yalan’ ile, insanları etnik ve dini açıdan aşağılaması da cabasıydı…
Bu durum ülkemiz politika dünyasında da geçerli hale geldi.
Son günlerde meydana gelen protesto yürüyüşleri hakkında fikir beyan ederken, aşırı ırkçı söylemler sarfeden Geert Wilders ve Thierry Baudet’i görmediğimiz gibi…
Bu kişileri uyarmaya kalkışıldığı zaman da, ‘Fikir özgürlüğümüz kısıtlanıyor’ feryatları atılıyor.
Irkçılık ve ayrımcılık hiçbir zaman normal sayılmamalı.
Anayasamızın birinci maddesinde, ‘Hollanda’da yaşayan herkes eşit şartlarda eşit muameleye tabidir. Dini inanç, yaşam şekli, politik görüşü, ırkı, cinsiyeti nedeniyle ayrımcılığa izin verilmez.’ yazıyor.
Popülist partilerin seçim programlarında bu anayasa maddesi ihlal ediliyor. Özellikle PVV Partisi’nin programında, islam dinine bağlı insanlar aşırı bir şekilde aşağılanıyor.
Anketlerde başarılı görülen PVV, Hollanda’yı islamlardan kurtaracağını söylüyor.
Aynı PVV, Kuran’ın dağıtılmasını yasaklayacağını, islam okullarını ve camileri kapatacağını söylüyor. Başörtüsünün açık alanlarda bile yasaklanmasını isteyen PVV, çifte tabiyetlilerin oy kullanmamalarını ve siyasette yer almamalarını söylüyor.
Bunlar, PVV’nin seçim programında yazılı olanların bazıları…
Tüm bu ayrımcı görüşlere rağmen, insanların hep sessiz kalması ve yaygara koparmaması, düşündürücü olduğu gibi, sanki yeni bir ‘normal’ gibi algılanıyor.
Ama bu hiçbir zaman gerçekleşmemeli.
Hıristiyan Demokratlar Birliği CDA’nın siyasi lideri Wopke Hoekstra, hiç utanmadan PVV ile ortaklık yapabileceklerini ima ederken, onları içeri sokabilmek için bir fare deliği açtı.
Bundan önce düşünülmesi gereken, PVV’nin birinci maddeyi ihlal ettiği için yasaklanmasıdır.
Bu tabii ki mümkündür. Bu konuda Devlet Bakanlığı inisiyatifi ele alabilir. Geçmişte de partiler kapanmıştır. PVV’den önceki ünlü yabancı düşmanı parti CP’86, ayrımcılık nefreti nedeniyle yasaklanmıştı.
Demokrasilerde seçimler, çoğunluğu elde ederek, gücü eşit şekilde paylaşmak için yapılır.
Demokrasilerde, azınlıklar, çoğunluğun gazabından korunur.
Sadece bu nedenlerden ötürü, PVV gibi bir parti ile işbirliği yapmak mümkün olmamalıdır.
Bu yorum, TROW’un Genel Yayın Yönetmenliği elemanları ile kıdemli yorumcular tarafından kaleme alınmıştır.
Yarısı Trump, diğer yarısı da Wilders Trouw Genel yayın Yönetmeni Van der Laan
Yukarıdaki açıklamanın yayınlanmasından hemen sonra, Facebook’uma Geert Wilders’den bir mesaj düştü. Toruw gazetesi Genel Yayın Yönetmeni tarafından çirkin bir saldırıya uğradığını belirten Wilders, ‘Partimi yasaklatmak ile, ideolojimi söndüremezsiniz’ diye yazdı.
İşte, dünyanın en demokratik ülkelerinden biri olan Hollanda’da, siyasi parti kapatılması konusundaki gelişmeler böyle. Bakalım, haftasonu tatili sonrasında Hollanda’da neler yaşanacak?
ARTUKLU HABER AJANSI-HOLLANDA
HABER;İLHAN KARAÇAY