Genel seçimlerde Irkçı Wilders’in partisi ‘En büyük parti’ oldu.
*Bir zamanlar ırkçı partilere hiç prim vermeyen Hollandalılar’ın,
şimdi ırkçılığa prim vermelerinin ardında, sosyoekonomik durum,
göçmenlik, güvenlik endişeleri, ve terör tehditleri gibi faktörler
yatıyor.
*Frans Timmermans’ın, PvdA/Yeşil Sol birleşimi ikinci oldu.
*Dilan Yeşilgöz’ün VVD partisi, birincilikten üçüncülüğe düştü.
*Favori olan Pieter Omtzigt’in S C partisi dördüncü oldu.
*Azınlıkların partisi DENK 3 olan sandalye sayısını korudu.
(Haberin Hollandacası en altta)
(Nederlandse versie van het nieuws onderaan)
İlhan KARAÇAY yazdı:
Hollanda, siyaset tarihinin en büyük utanç tablosu ile karşı karşıya. Dün yapılan genel seçimlerin sonucuna baktığımız zaman, böyle bir yorum yapmak zorunda kalırız.
Bir zamanlar, Glimmerveen ve Janmaat gibi ırkçı isimlere prim vermeyen Hollanda’da dün, bir başka ırkçı lider Wilders, seçimin en büyük kazananı oldu.
Bir zamanlar Hollanda için, “Sen neymişsin be Hollanda”, yani “Sen ne şahane bir ülkesin Hollanda” başlığı ile bir yorum yazmıştım. Bu yorumumda Hollanda için, “Çok küçük ama, kocaman bir kalbi var Hollanda’nın” diye eklemiştim.
Hollanda, demokrasi ve özgürlükler konusunda tarihsel olarak öne çıkan bir ülke. Yüksek özgürlükler, demokratik ilkeler ve hoşgörüye dayalı bir toplum yapısı ile bilinirler. Hollandalılar, çoğulculuğu ve farklılıkları kabul etme konusunda genellikle öncü olmuşlardır. Bu değerleri benimsemiş bir toplum olarak, farklı kültürlerin, inançların ve düşüncelerin bir arada barış içinde yaşamasına olanak tanıyan bir ortam oluşturmuşlardır.
Hollanda’nın demokratik yapısı ve özgürlükçü atmosferi, birçok insanın takdirini kazanmıştır. Bu değerleri korumak ve desteklemek, uluslararası düzeyde de önemli bir örnek teşkil edebilir. Eğer Hollanda halkına teşekkür etmek istiyorsanız, belki de paylaştığınız bu duygu ve düşünceleri doğrudan Hollandalılarla veya Hollanda’ya özgü platformlarda paylaşabilirsiniz. Herkesin anlayışına ve kültürel mirasına saygı duymak, küresel anlamda daha uyumlu bir dünya için önemli bir adım olabilir.
NEDEN WİLDERS?
Dünkü seçimlerin sonucunun şaşırtmadığını söyleyebilirim. Bunun gerekçesini de şöyle izah edebilirim:
Hollanda’daki siyasi tercihlerin değişmesi, genellikle karmaşık bir kombinasyonun sonucudur. Wilders’in PVV Partisi’nin yükselişi, birçok faktörün etkileşimiyle açıklanabilir. Siyasi atmosferdeki değişen dinamikler, sosyoekonomik durum, göçmenlik, güvenlik endişeleri, ve terör tehditleri gibi faktörler, seçmenlerin tercihlerini etkiler.
Örneğin, Hollanda’da göçmenlik ve entegrasyon konuları uzun süredir önemli bir tartışma konusu olmuştur. Bazı Hollandalılar, bu konularda daha sert politikaların savunulduğu partilere yönelebilirler. Ayrıca, güvenlik endişeleri ve terör tehditleri gibi konular da seçmenlerin tercihlerini etkileyebilir. Wilders, bu konularda daha katı politikaları savunan bir figür olarak öne çıkabilir.
Ancak, buna ek olarak, siyasi atmosferdeki değişiklikler, diğer partilerin performansı, seçim kampanyaları ve medyanın rolü gibi faktörler de etkili olabilir. Herhangi bir seçim sonucunu tek bir nedene bağlamak genellikle yetersiz kalır çünkü seçmenlerin tercihleri çok çeşitli ve karmaşıktır.
Sonuç olarak, Wilders’in PVV Partisi’nin yükselişi, çeşitli faktörlerin birleşimiyle açıklanabilir. Siyasi atmosferin sürekli değiştiği ve seçmenlerin tercihlerinin geniş bir yelpazeye yayıldığı bir ortamda, seçim sonuçları çok katmanlı olabilir.
OMTZİGT’İN HATALARI
Hollanda’da yapılan seçimlerde, partilerin ve liderlerinin hemen hemen tamamının hatalar yaptığını söyleyebilirim. Bir yıldız gibi parlayan Pieter Omtzigt’in yeni kurduğu NSC Partisi, ilk anketlere göre 36 sandalye kazanacaktı. Ne var ki Pieter Omtzigt, bir siyasi lidere yakışmayacak bir şekilde, “Birinci parti olursak, ben Başbakanlık yapmayacağım” gibi çok saçma bir açıklama yaptı. Bu açıklamasını daha sonra da tekrarlayan Omtzigt, haliyle seçmenlerin kafasını karıştırdı.
Omtzigt’in, corona salgını sırasında, Hollanda devletini dolandıran Van Lienden adlı kişiye aracılık yapması ve bu konuda Başbakan Rutte ile konuşması da, onun için bir dezavantaj oldu.
DİLAN YEŞİLGÖZ’ÜN HATALARI
Başbakan Rutte’nin VVD Partisi siyasi liderliğinden ayrılmasından sonra partinin siyasi lideri olarak seçilen Dilan Yeşilgöz, başlangıçta Başbakanlığın en büyük adayı idi. Ama ne yazık ki Yeşilgöz de Pieter Omtzigt gibi beyanatlarında yanlışlıklar yaptı. Yeşilgöz’ün en büyük yanlışı, Wilders gibi bir ırkçı ile koalisyon kurabileceğini açıklamasıydı. Daha sonra bu hatasını anlayan Yeşilgöz çark etti ama, çok geç kalmıştı. Siyasi deneyimsizliği nedeniyle, sorulara gerekli cevapları veremeyen Yeşilgöz, anketlerdeki düşüşünü seçim sonucuna da yansıttı.
SOLCU LİDER TİMMERMANS’IN HATALARI
İşçi Partisi ve Yeşil Sol Partisi oluşumunun lideri Frans Timmerman, kendisinden beklenen ‘Deneyimli politikacı’ algısını yaratamadı. Irkçı lider Wilders’in kurnaz beyanatlarına karşı zayıf beyanatlarla yetinen Timmermans, beklenenden çok oy aldı ama, seçimin en büyüğü olamadı.
WİLDERS’İN BAŞARISI
Geert Wilders, Hollanda’da önemli bir politik figürdür ve aşırı sağcı bir siyasi parti lideridir. Seçimlerdeki başarısının birkaç nedeni olabilir. Öncelikle, Wilders’in politik söylemi, göçmenlik, İslam ve ulusal kimlik gibi hassas konular üzerine odaklanması, bazı Hollandalıların endişe duyduğu konulara seslenmesini sağlamıştır.
Özellikle göçmenlik politikaları konusunda sert ve net tutumu, ülkenin göçmenlerle ilgili endişelerini paylaşan seçmenlerin desteğini kazanabilir. Ayrıca, Hollanda’da yaşayan bazı insanlar, kültürel değişimden duydukları rahatsızlık nedeniyle Wilders’in politikalarına ilgi göstermişlerdir.
Bununla birlikte, ekonomik belirsizlik, güvenlik endişeleri ve Hollanda’nın ulusal egemenlik meseleleri gibi faktörler de Wilders’in destek bulmasında rol oynamıştır. Ancak her seçimin farklı dinamikleri ve çok sayıda etkeni olduğunu unutmamak gerekir.
Wilders’in seçimlerdeki başarısının bazı nedenleri şunlar olabilir:
Göçmenlik ve Entegrasyon Politikaları: Wilders, göçmenlik konusundaki sert tutumuyla tanınır. Bazı Hollandalılar, göçmenlik politikaları üzerinden duydukları endişeleri paylaşmış ve bu politikaları desteklemiştir.
Güvenlik ve Terör Endişeleri: Terör saldırıları ve güvenlik endişeleri, Wilders’in sert politikalarına olan ilgiyi artırmıştır. Bu durum, bazı seçmenlerin daha sert güvenlik önlemleri istemesine neden olmuştur.
Ulusal Kimlik ve Egemenlik Meseleleri: Wilders, Hollanda’nın ulusal kimliğini korumak ve egemenliği vurgulamak isteyen bir söylem kullanıyor. Bu tür vurgular, bazı seçmenler için çekici olmuştur.
Ekonomik Belirsizlik: Ekonomik zorluklar, bazı Hollandalıların siyasi tercihlerinde etkili olmuştur. Wilders’in ekonomi politikaları hakkındaki söylemi, ekonomik belirsizlik dönemlerinde seçmenlerin dikkatini çekmiştir.
Ancak, her seçim kendi dinamiklerine sahiptir ve birçok faktörün bir araya gelmesiyle sonuçlar ortaya çıkar. Bu yorumlar, Wilders’in seçimlerdeki başarısının nedenlerinin sadece birkaçını temsil etmiştir.
AZINLIKLARIN PARTİSİ DENK YERİNDE SAYDI
Seçim öncesinde, şahsımın da olduğu gibi, pek çok STK tarafından desteklenen azınlıkların partisi DENK, beklenen kazancı elde edemedi ve 3 olan sandalye sayısını korudu. Fotoğrafta, DENK’in siyasi lideri Stefan van Baarle, seçim sonrasında Amsterdam’da yapılan kutlama şenliğinde Filistin bayrakları ile görülüyor.
SEÇİM SONUÇLARI (Küçük değişiklikler olabilir)
Partilerin kazandıklar koltuk sayıları:
PVV 37, 20 kazanç,
GL-PvdA 25, 8 kazanç,
VVD 24, 10 kayıp
NSC 20, 20 kazanç
D66 9, 15 kayıp
BBB 7, 6 kazanç
CDA 5, 10 kayıp
SP 5, 4 kayıp
FvD 3, 5 kayıp
PvdD 3, 3 kayıp
CU 3, 2 kayıp
SGP 3, korudu
DENK 3, korudu
VOLT 2, 1 kayıp
Ja21 1, 2 kayıp
ARTUKLU HABER AJANSI-HOLLANDA,
HABE;İLHAN KARAÇAY