Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş’tan Cumhuriyet Bayramına denk gelen Cuma hutbesinde Atatürk’ten bahsetmeyen Diyanet’e tepki…
Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş partisinin Kocaeli il kongresine katıldı. Muharrem Can’ın yeniden il başkanı seçildiği kongrede coşkulu anlar yaşandı.
Partililerle birlikte söylenen marşlara eşlik eden BTP lideri, yaptığı konuşmaya Türk milleti üzerine oynanan oyunlara dikkat çekerek başladı.
“Türk milletinin tarihi ile barışık olmasını, Türk milletinin Türk olmaktan gurur duymasını engellemek istiyorlar” diyen Hüseyin Baş şöyle devam etti; “Türklük ve Müslümanlık çatısı altında birleşmesin ki bu Türk milletini çok kolay bir şekilde paramparça edip yutup yok edelim. İşte küresel güçler dediğimiz, global sermaye dediğimiz güçlerin temeldeki asıl amacı bu. Niye bu? Türk milleti her zaman İslam’ın koruyucusu olmuş, aynı zamanda sömürünün karşısında olmuş, ezilenin yanında olmuş, haksızlığı gördüğü her yerde müdahale etmiş ve buna son vermiş bir millet. Ama görüyoruz ki özellikle son 20 yılımızda biraz daha irdelersek on 50-60 yılımızda işte bu Türklük politikamızın uzağına itilmek istenen bir durumla karşı karşıyayız. O yüzden bizlere düşen geçmişimize sarılmak, geçmişimizi bugünle birleştirmek ve Prof. Dr. Haydar Baş'ın da dediği gibi, 'Korktukları şey olmak, Türk olmak' lazım. ”
“Bunların Atatürk ile ne dertleri var?”
Cuma gününe denk gelen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nda Diyanet İşleri Başkanlığı’nın hutbelerde Atatürk’ün adını anmamasına da dikkat çeken Hüseyin Baş, “Cuma hutbesinde yine Atatürk'ten bahsedilmedi. Atatürk ile ne dertleri var biz anlamış değiliz. Şimdi bunlar Müslüman desen Atatürk bunlardan daha Müslüman, bunlar vatanperver desen Atatürk bunlardan daha vatanperver, bunlar hakka hukuka dikkat eder desen Atatürk bunlardan daha çok hakka hukuka dikkat eder.” dedi.
“Atatürk'ün izinden gitmekten başka çaremiz yok”
“Bugün namusumuzu, şerefimizi haysiyetimizi, devletimizi, her şeyimizi borçlu olduğumuz ve babamın da dediği gibi, 'Sen olmasaydın bunların hiçbiri olmayacaktı' diyeceğimiz adam Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür.” diyen Hüseyin Baş konuşmasında şu ifadeleri de kullandı; “Bizim millet olarak Atatürk'ün izinden gitmekten başka hiçbir çözümümüz, hiçbir çaremiz yoktur. Şuna emin olun, Atatürk ne yaptıysa Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet yaşatmak için yapmıştır. Attığı bütün adımlar bu Cumhuriyeti ayakta tutacak adımlardır. Biz bu adımları takip etsek bize yeter. Bugünkü siyasete de söylüyorum; hiç Amerikalının dümen suyuna gitmemize gerek yok, hiçbir Almanın sanayisine ihtiyacımız yok. Bütün muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda. Bu bize yeter ve biz bunu başarabilecek güce sahibiz.”
“Her Cuma Atatürk ne yazdıysa onu okutacağız”
Kocaeli konuşmasında “Diyanet İşleri Başkanı'nın Alevi olması yönündeki teklifini tekrarlayan BTP lideri, “Bunlar Cemevlerini ibadethane yapmayı tartışırken ben Diyanet İşleri'nin başına Alevi getirelim diyorum. Farkımız bu! Siz Atatürk'ün günü kurtarmak için bir hamle yaptığını gördünüz mü? O’nun yaptığı bütün hamleler Cumhuriyeti ilelebet ayakta tutmak için yaptığı hamleler. O halde Atatürk'ün hamlelerini biz bugün hayata geçirirsek sorunu çözmüş oluruz. Biz Prof. Dr. Haydar Baş’ın Hoş Geldin Atatürk kitabını açıp okuduğumuzda Atatürk'ün yazdırdığı 52 tane hutbeyi görüyoruz. Bir yılda 52 tane Cuma var. Atatürk her Cuma namazında okunacak hutbeyi yazdırmış. Şimdi yeni Diyanet İşleri Başkanımıza, 'Senin Cuma hutbelerin Atatürk'ün yazdırdığı hutbelerin dışına çıkamaz' diyeceğiz. Hadi buna itiraz etsinler. Edemezler. Niye? Din değişmedi ki... Adamlar devamlı yeni bir şeyler üretiyor. Yahu bu din değişir mi? 1400 yıldır aynı kurallar var ama fetvalar başka, hutbeler başka, vaazlar başka... Buna gerek var mı? O zaman ne yapacağız? Biz iktidar olduğumuzda Diyanet İşleri'nin başına Alevi bir kardeşimizi getireceğiz ve her Cuma Atatürk ne yazdıysa onu okutacağız. Başka partilerden bunları görüyor musunuz diye bir soru gelebilir. Onlar niye bunları söylemiyorlar? Bilmiyorlar ki söylesinler. Ben 'zekatlarını açıklasınlar' dedim. Bir arkadaşım, 'Muhalefet yıllardır bunu hiç söylemedi' dedi. Ben de , 'muhalefetin de zekatla ilgili bir bilgisi yok ki' dedim. Şimdi ‘Asgari ücreti 10 bin lira yapacağız’ diyoruz gülüyorlar. Ne gülüyorsunuz, biz bunların zekatıyla asgari ücreti 10 bin lira yaparız.”
Yabancı ülke askerleri neden Türkiye’ye gelecek?
Geçtiğimiz hafta TBMM’den geçen Irak ve Suriye tezkereleri de BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş’ın gündemindeydi.
“Tezkerenin evetini, hayırını tartışmayacağım ama bilmeniz gereken çok önemli bir hususu söyleyeceğim.” diyen BTP lideri Baş şunları söyledi; “Bu tezkerede daha önceki hiçbir tezkerede olmayan bir madde var. Nedir bu madde? Diyor ki, '... aynı amaçla yabancı ülke askerleri de Türkiye Cumhuriyeti'ne gelip yerleşebilir' Yani ‘İngiliz’in, Yunan’ın, Amerikalı’nın, İtalyan’ın şunun bunun askerleri Türkiye Cumhuriyeti'ne gelip yerleşebilir’ diyor. Eskiden NATO'ya girdik Üs açmamız lazım diyorduk, şimdi tezkerelerle Üsse bile gerek yok. Adamlara, 'Gelin kardeşim istediğiniz gibi har vurun harman savurun' diyoruz. Binlerce, onbinlerce asker... Sen bu kadar askeri içeri aldın, nasıl çıkaracaksın? Sen tezkeredeki bu maddeye hiç bakmadın mı? Hani benim milliyetçi vekillerim, hani benim iyiliğin peşindeki vekillerim, hani benim adalet peşindeki vekillerim? Böyle birşey olabilir mi!”
Tezkere içindeki madde işgale zemin mi hazırlıyor?
Osmanlı’nın işgaline gerekçe olarak borçlarının gösterildiğini ifade eden Hüseyin Baş konuşmasında aynı tehlikenin bugün de söz konusu olduğunu belirtti. BTP lideri, “Osmanlı'nın işgalinin temelinde yatan borçlar bugün aynı şekilde var. Biz bu borçları ödeyemediğimiz için yarın yine işgal edilebiliriz. Bugün ‘evet’ denilen tezkerenin içindeki madde de bunun hazırlığı mıdır diye soruyorum. Yabancı milletlerin askerlerini kendi coğrafyamızda yerleştireceğiz. Bunu hiç kimse görmüyor mu?” şeklinde konuştu.
ARTUKLU HABER AJANSI-KOCAELİ