Tarih: 12.12.2017 11:56

İBB ULUSLARARASI İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KONGRESİ?NE EV SAHİPLİĞİ YAPTI

Facebook Twitter Linked-in

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi'nde dünyanın farklı ülkelerinden akademisyenler ve uzmanlar İstanbul’da buluştu.

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından “Öncü Dünya Metropolü Vizyonu”yla gerçekleştirilen İBB 1.Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi’nde; “İş Sağlığı Ve Güvenliği Yönetim Sistemleri”, “Kamu - Özel ve Yerel Yönetimlerde İş Sağlığı Ve Güvenliği”, “İş Sağlığı ve Güvenliğinde Kültür ve Farkındalık”, “Çalışan Güvenliği” İle “Çalışan Sağlığı” konularını ana başlıklar ve alt başlıklar olmak kaydıyla mevcut yerel-küresel sorunları kısa ve uzun vadede çözme, iyileştirme ve sürdürülebilir çözümler çerçevesinde ele aldı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi Hilton İstanbul Bosphorus Oteli’nde yoğun katılımlı bir açılışa sahne oldu. Uluslararası İş Sağlığı ve Güvenliği Kongresi’nin açılışına İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Daire Başkanı Ahmet Minder, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Orhan Koç, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Nihat Macit ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sağlık Daire Başkanı Dr. Muzaffer Saraç katıldı. Baraçlı; İstanbul Gelecek Yıl Daha Büyük Bir Organizasyona Ev Sahipliği Yapacak

 

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, gelecek yıl Sağlık Bakanlığı’nın da katkısı, üniversite ile sivil toplum kuruluşların katılımıyla İş Sağlığı ve Güvenliği konusunda daha geniş kapsamlı bir organizasyona ev sahipliği yaparak hem fuar hem kongre yapacaklarını söyledi. Günümüzde İş sağlığı ve güvenliğinin küresel boyutta ele alındığına dikkat çeken Hayri Baraçlı, “İş sağlığı ve güvenliğinin her yönüyle sağlanabilmesi için birinci önceliğimiz insan odaklı bir iş ortamının oluşturulmasıdır. Sıfır kaza ilkesiyle çalışma ortamları oluşturarak sistemler kurarak gelecek odaklı bir iş ortamını oluşturma gayretindeyiz. Bunları yaparken yönetim verimlilik ve etkinlik gibi kavramları da göz önünde bulunduruyoruz. 4852 Sayılı İş Kanunu’nda yapılan düzenlemelerle ki, bu Kanunla bizler açısından da çok önemli değişiklik getirdi. Bu kanunla proaktif bir yaklaşıma geçmiş olduk. Kaza ve hastalığa sebep olacak olaylar karşısında sadece tedbir alacağımıza olayların önlenmesine yönelik bir iş ortamını ve altyapıyı da kurmuş olduk. Bu kanunla sıfır hata prensibinin ortaya çıkmış olduğunun düşüncesindeyiz” diye konuştu.

 

Çalışma ortamlarının sürekli olarak iyileştirmesi ilkesinin benimsediklerini vurgulayan Baraçlı, “Çünkü üretim ve hizmeti ortaya çıkaran ögelerden, faktörlerden en önemlisinden biri de insandır. Bu noktayı da göz ardı etmeden faaliyetlerimizi yerine getirmemiz gerekiyor. İş Sağlığı ve Güvenliğinde çalışanları korumak, aynı zamanda üretim güvenliği ve hizmet güvenliğini sağlamak ve bunun ötesinde işletme güvenliğini sağlayarak gelecek odaklı kurumsal bir ilke kurumsal bir yapıyı da ortaya koymamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın pek çok çalışmada işçilere ve onların çalışma koşullarına ilişkin açıklamalar yaptığına değinen Baraçlı, “Bizler de bu noktada işçi haklarını koruyabilecek bir yönetim anlayışıyla faaliyetlerimizi daha sıkı ve yoğun bir şekilde gerçekleştirmeliyiz. Dünyada her yıl 270 milyon iş kazası meydana geliyor. Bu iş kazaları hakikaten bizler için çok üzücü sonuçları da doğurabiliyor. Bunun ötesinde yılda ortalama 160 milyon meslek hastalığı vakası ortaya çıkıyor. Bunlarla ilgili tedbirleri almamız ve hastalık oluşturabilecek ortamları ortadan kaldırabilecek bir iş sağlığı ve güvenliği yapısını daha hızlı bir şekilde kurmamız gerekiyor” şeklinde konuştu. Orhan Koç; “Mevzuatımız Avrupa Ülkelerine Denk Bir Seviyeye Geldi” Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Orhan Koç da 2012 yılında İş Sağlığı ve Güvenliği yasasının çıkmasıyla yönetmelik, tebliğ ve uygulama rehberleriyle mevzuat altyapısını tamamladıklarını ve Avrupa Ülkelerinin mevzuatına denk bir seviyeye geldiğini söyledi.

 

Orhan Koç, “Türkiye son 15 yılda, özellikle sağlıkta dönüşüm alanında yapmış olduğu çalışmalarla başarılmaz gibi görülen hedefleri başarmış bir ülkedir. Ülkemiz sağlık alanında anne ölümleri ve bebek ölümlerinin önüne geçilmesinde son yıllarda çok ciddi başarılar elde etmiştir. Anne ve bebek ölümleri ile iş kazaları benzerlik göstermektedir. Ülkemiz aynı başarıyı iş kazalarının ve meslek hastalıklarının önlenmesinde kurumlar arası koordinasyon, mevzuat, uygulama ve kültür alanında gerçekleştireceği faaliyetlerle gösterebilir” diye konuştu. Ahmet Minder; İş Sağlığı ve Güvenliğinin Kültür Haline Gelmesi İçin Çalışıyoruz Kongrenin ikinci konuşmasını gerçekleştiren Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Daire Başkanı Ahmet Minder ise, insanı merkeze alan anlayışla çalışmalar gerçekleştirdiklerini ifade ederek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışma hakkının insanın en temel haklarından biri olduğunu her ortamda dile getirdiğine dikkat çekti. 2012 yılında yürürlüğe giren 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile iş sağlığı ve güvenliğinin yeni bir zemine kavuşmasını sağladığını, bu kapsamda insanı merkeze alan bir iş anlayışıyla Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı arasında İş Sağlığı ve Güvenliği İşbirliği Protokolü gerçekleştirdiklerini belirtti.

 

Kongrenin açılış konuşmalarının ardından akademisyenlerin ve çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla gerçekleştirilen oturumlarda iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin temel konular masaya yatırıldı. Dünyanın farklı coğrafyalarında yer alan ülkelerden sivil toplum kuruluşu temsilcileri, iş sağlığı ve güvenliği uzmanları, akademisyenler, sektör profesyonelleri ve bürokratların takip ettiği “Uluslararası İş Sağlığı Ve Güvenliği Kongresi?ni 2 bin uzman takip etti.

 

 

ARTUKLU HABER AJANSI




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —