IRAKLI HASTANIN OMURGASI 2 AŞAMALI AMELİYATLA DÜZELDİ

Irak'ta yaşayan 54 yaşındaki Ghadhban Ghalib Oglah Al Saedi, tıp dilinde Ankilozan Spondilit” adı verilen omurga hastalığı nedeniyle, 40 yaşından beri düzenli sokağa çıkamıyor, insanların arasında dolaşamıyordu. Çıktığında ise tek gördüğü insanların ayak

7.08.2013 08:09:14 0
IRAKLI HASTANIN OMURGASI 2 AŞAMALI AMELİYATLA DÜZELDİ

Irak’ta yaşayan 54 yaşındaki Ghadhban Ghalib Oglah Al Saedi, tıp dilinde “Ankilozan Spondilit” adı verilen omurga hastalığı nedeniyle, 40 yaşından beri düzenli sokağa çıkamıyor, insanların arasında dolaşamıyordu. Çıktığında ise tek gördüğü insanların ayakları ve ayakkabılarıydı. Konuştuğu kimsenin yüzünü göremiyor, sadece sesini duyabiliyordu. Ülkesinde çok doktor dolaştı. Derdinin çaresi aramak için Hindistan’a bile gitti. Tüm doktorların söylediği tek bir şey vardı: “Ameliyatla düzelirsiniz, ama hayati riskiniz var.”

Son bir umut diyerek soluğu Türkiye’de alan Ghalib Al Saedi, Acıbadem Ankara Hastanesi’ne başvurdu. Burada Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mehmet Binnet ve Dr. Tural Ahmad ve Prof. Dr. Ahmet Alanay tarafından ameliyat edildi. İki aşamalı bu ameliyat sırasında Al Saedi’nin önce sıkışan omurları gevşetildi, ardından omurga tekrar eğilip C şeklini almasın diye omurgasındaki önemli noktalara toplam 12 çivi ve 2 çubuk yerleştirildi.

Ameliyat hakkında bilgi veren doktorları Prof. Dr. Mehmet Binnet, Prof. Dr. Ahmet Alanay ve Dr. Tural Ahmad, hastanın dışarıdan bakıldığında sadece yeri görebildiğini, karşıya bakamadığını, bastonla yürüdüğünü belirterek ameliyatın risklerini kendisine anlattıklarını söyledi. Bu riskler arasında ölüm ve bacaklarda felç gibi ciddi sonuçların da bulunduğunu, ancak hastanın içinde bulunduğu durumdan kurtulmak amacıyla tüm riskleri kabul ettiğini ifade eden hekimler, ameliyat ve uygulanan tedavi hakkında şunları söyledi:

  • ·        Ankilozan Spondilit hastalığı kemik kalitesini düşüren, omurgayı tuttuğunda ise ciddi kamburluklara yol açan bir hastalık. Hastamızda da omurga tam anlamıyla tutulmuştu, C şeklini almıştı. Dışarı çıktığından insanların sadece ayakkabılarını görebildiğini anlatıp üzüntüsünü dile getiriyordu. İnsanların yüzünü görebilmek istiyordu. Yaklaşık 14 yıl boyunca eğik kaldığından dolayı karın, göğüs bölgesindeki kasları da kısalmıştı, akciğer kapasitesi azalmıştı.
  • ·        Kendisine iki aşamalı bir ameliyat yaptık, ameliyat yaklaşık 4-5 saat sürdü. Önce omurlarda sıkışmaya neden olan kemikleri çıkardık. Bu sayede omurgayı gevşetmiş olduk. “Osteotomi” adını verdiğimiz bu operasyonla omurgayı gevşettikten sonra, ikinci aşamaya geçtik.
  • ·        İkinci aşmada “Posterior Stabilizasyon” tekniğini kullanarak, hastanın omurgasının tekrar C şeklini almaması ve düzelebilmesi için çubuklar ve vidalar yardımıyla sabitledik.
  • ·        Ayrıca ameliyatın olası riskleri arasında yer alan bacaklarda felç gelişme riskine karşı, ameliyat sırasında kullandığımız ‘Nöromonitör’ cihazıyla, vida ve çubukların uygun ve doğru yerlere çakılıp çakılmadığını kontrol ettik. Bu cihaz felç gelişme riskine karşı ameliyat sırasında cerrahı uyaran, doğru yere yönlendiren bir sistemdir.
  • ·        Ameliyattan sonraki 3 gün çok önemliydi. Hastanın bacaklarında sinir hasarı olup olmadığını kontrol ettik. Bir sorun yoktu.
  • ·        Ayrıca bu tür ağır omurga ameliyatlarından sonra, omurgadaki yaranın enfeksiyon kapmaması da çok önemlidir. Hastamızı enfeksiyondan da koruduk.
  • ·        Hastamızın 6 ay boyunca kendisini travmalardan korumasını istiyoruz. Düşme, çarpmalara karşı kendini koruması gerekiyor. Omurgasında ciddi bir restorasyon yapıldı. Omurga yüzde 80 oranında düzeltildi. Daha fazla düzeltebilirdik, ancak hasta bu oranda bir düzeltmenin kendisi için yeterli olduğunu ifade etti. Sağlıklı bir şekilde kendisini taburcu ettik, ülkesine döndü. Kendisini 6 ay boyunca izleyeceğiz. Vücut 14 yıl C şeklinde kaldıktan sonra, yeni haline uyum sağlayacaktır. Bu süreci sorunsuz atlatabilmesi için hekim kontrolünde olması gerekiyor.
  • ·        Hastamız omurgasının durumu nedeniyle aniden bir beyin kanaması geçirse tomografi cihazına bile giremeyecek durumdaydı. Ameliyattan sonra kendisine tomografi çektik, sorunsuzca cihazın içine girebildi. Artık bastonundan kurtuldu, rahatça yürüyebiliyor.

AYAKKABI GÖRMEKTEN, YERE BAKMAKTAN KURTULDUM

Ameliyatın ardından bastonundan kurtulan ve insanların yüzüne bakabilen, sokakta rahatça dolaşabilen Ghalib Al Saedi, 40 yaşından beri hastalığı nedeniyle hiç karşıya bakamadan yaşamak zorunda kaldığını ve 14 yıldır adeta eve hapsolduğunu söyledi. Ameliyattın bütün risklerini göze aldığını söyleyen Ghalib Al Saedi, duygularını şöyle dile getirdi:

“Zaten yaşayan ölü gibiydim. Sokağa çıkamıyordum. Evime gelen insanların sadece ayaklarını, ayakkabılarını görebiliyordum. Bir insanın yüzüne bakamadan konuşmak, ne kadar acıdır bilemezsiniz. Ölsem de ameliyat olacaktım. Bundan kötü ne olabilir ki diye düşünüyordum. Doktorlarla tanıştım. Hepsine de çok güvendim. Beni Allah’ın izniyle kurtaracaklarına inandım, aklıma kötü şeyleri hiç getirmedim. Doktorlarım beni yere çökmüş bir dağ iken, yeniden başı bulutlara değen bir dağ gibi ayağa kaldırdı. Gözleri görmeyen bir kişi nasıl ışığa kavuşup yeniden renkleri görürse ben de öyleyim. Yeniden doğdum, yepyeni bir hayatım var. En kısa zamanda Türkiye’ye yeniden gelmek istiyorum. Bastonum olmadan, yeni bedenimle, dimdik yürüyerek, insanların yüzlerine bakarak, gökyüzünü seyrederek dolaşmak istiyorum. Doktorlarımdan Allah razı olsun, onların hakkını ödeyemem, ne kadar teşekkür etsem azdır. Hayatımı onlara borçluyum.” Dedi.

 

ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA


Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor