Tarih: 21.05.2017 07:03

KADINLAR, OBEZİTEDE ERKEKLERİ SOLLADI

Facebook Twitter Linked-in

Dünya geneliyle birlikte Türkiye ’de de yaygınlaşan obezite, birçok sağlık sorununun da kaynağı. Alınan her fazla kilo, birçok hastalığa davetiye çıkarmak anlamına geliyor. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre tüm dünyada 2008 yılında obez birey sayısı 400 milyon iken, 2015 yılında bu sayı 700 milyona yükselmiş durumda.  Salgın bir hastalık gibi ilerleyen obezitenin çocukluk çağından itibaren tehlikeli bir seyir izlediğini belirten Lokman Hekim Hastaneleri Uzman Diyetisyeni Hazel Doğan, obezite ile ilgili bilinmesi gerekenleri anlattı:

 

KADINLAR, OBEZİTEDE ERKEKLERİ SOLLADI

 

Günlük alınan enerjinin harcanan enerjiden fazla olması durumunda, harcanamayan enerji vücutta yağ olarak depolanır ve obezite oluşumuna neden olur. Vücuttaki yağ oranının  erkeklerde  yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30'un üstüne çıkması obezitenin ortaya çıkmasına neden olur. Yapılan araştırmalara göre Türkiye'de obezitenin kadınlarda görülme sıklığı erkeklere göre daha yüksektir. En son araştırma rakamlarına göre Türk kadınlarında obezite oranı yüzde 24,5 olurken, erkeklerde bu oran yüzde 15,3 olarak belirlendi.  

 

TEKNOLOJİK GELİŞİM HAREKETİ KISITLADI

 

Günümüzde gelişmiş olsun ya da olmasın çoğu ülkenin en önemli sağlık sorunlarından biri obezitedir. Teknolojideki gelişmeler yaşamı kolaylaştırmakla birlikte, günlük hareketleri önemli ölçüde kısıtlamıştır. Bununla birlikte masa başı çalışma, yoğun iş ve okul temposu, ulaşım ağının yaygınlığı, aşırı ve yanlış beslenme alışkanlıkları, yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, hormonal, metabolik ve genetik etmenler, çok düşük enerjili diyet uygulanması, bazı ilaçlar obezite oluşumunu etkileyen önemli faktörlerdir.

 

OBEZİTE PSİKOLOJİYİ VE FİZYOLOJİYİ BOZUYOR

 

Psikolojik bozukluklar ve toplumsal uyumsuzluklar yaratır

Günümüzde şişmanlık estetik açıdan hoş karşılanmamakta, bu durum özellikle gençlerde ciddi psikolojik problemlere neden olmaktadır.

 

Solunum sistemini bozar: Şişmanlık mekanik bir yük oluşturarak solunumu zorlaştırır, kanda karbondioksit miktarını ileri derecede arttırarak uykuya eğilimi arttırır.

 

İskelet ve kas sistemi zayıflar: Ek ağırlık altında zorlanan iskelet ve kas sisteminde, düztabanlık, diz ve kalça artrozları (kireçlenme) şişmanlarda daha sık görülmekte, varisler ve varis yaraları kolay oluşmakta, karın kaslarında gelişen zayıflama sonucunda kolaylıkla fıtık oluşabilmektedir.

 

Endokrin ve Metabolik Hastalıklara neden olur: Bu grup bozuklukların başında şeker hastalığı gelir. Tip 2 (erişkin tipi) şeker hastalığının ortaya çıkmasına sebep olan en önemli neden şişmanlıktır. Şişmanlarda trigliserit düzeyi genel olarak yüksek seyreder. Bununla birlikte serbest yağ asitleri artarken, HDL dediğimiz iyi kolesterol düzeyi ise düşer. Bu üç etken damar sertliğine neden olur.

 

Kalp damar hastalıkları: Hipertansiyon sık görülür. Kalp krizi ve kalp yetmezliği şişmanlarda daha sık görülmekle beraber, bireyin zayıflaması ile bu hastalıklarda olumlu iyileşmeler yaşanır.

•Safra taşına ve taş komplikasyonlarına daha sık rastlanırken, ameliyat sonrası yara infeksiyonu, dikiş atma gibi komplikasyonlar daha sık yaşanır.  Bununla birlikte obez kadınlarda jenokolojik hastalıklar daha çok yaşanır. 

 

OBEZİTE NEDENLERİ ORTADAN KALDIRILMALI

 

Şişmanlığın tedavisi, öncelikle nedene yönelik olmalıdır.  Fakat en önemli nokta; verilen kiloların daha sonra alınmaması ve ideal kilonun korunmasının sağlanmasıdır. Obezite tedavisi farklı bölümlerden oluşur. Bunlar diyet tedavisi, davranış tedavisi, egzersiz, ilaç tedavisi ve cerrahi tedavidir. Tedavide, öncelikle sağlıklı beslenme yöntemleri ile kişiye uygun diyet ve beraberinde yaşam tarzı değişiklikleri denenmelidir. İlaç ve cerrahi tedaviler son seçenek olarak düşünülmelidir.

 

OBEZİTEDE RİSK FAKTÖRLERİ NELERDİR?

 

Aşağıdaki risk faktörlerinden birine sahipseniz;

 

• Ailede kalp hastalığı riski varsa

 

• 45 yaş üzeri erkek veya menapoz sonrası kadınsanız

 

• Sigara içiyorsanız

 

• Düzenli fiziksel aktivite yapmıyorsanız

 

• Yüksek tansiyonunuz varsa

 

• Yüksek LDL, düşük HDL, yüksek trigliserid düzeyine sahipseniz

 

• Ailenizde diyabet(şeker hastalığı) riski varsa

 

• BKİ değeriniz 25in üzerinde ise

 

• Yaşamınızın geri kalanında sağlık problemleri ile karşılaşmak istemiyorsanız

 

• Var olan sağlık problemlerinizin daha da ilerlemesini istemiyorsanız

 

• Daha aktif bir yaşam sürmek ve aynalarla barışık yaşamak istiyorsanız

 

Kilo vermeniz çok daha önemlidir. Mutlaka bir diyetisyen veya beslenme uzmanından yardım alarak uygun ağırlığa gelmeyi hedefleyin.

 
 
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —