Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sivil Toplum Kuruluşlarına Devlet Desteği Ajansı’nın davetlisi olarak Irak ve Suriye Türkmenlerinden oluşan Türkmen heyeti Azerbaycan'ın medeniyet beşiği, Karabağ'ın gözbebeği Şuşa’ya geldi. Şuşa tarihin en eski zamanlardan beri Azerbaycan için oldukça önemli, tarihsel, kültürel, kutsal ve türbe kadar değerli şehirlerinden biri, bu şehir uzun yıllar Azerbaycan’ın en eski topraklarından biri olan Karabağ’ın başkenti olmuştur. Tarihi ve kültürel zenginlikleri ve doğal güzellikleri nedeniyle Karabağ'ın incisi ve sembol şehri olarak kabul edilen Şuşa, ünlü besteci ve müzisyenleri nedeniyle "Azerbaycan müziğinin beşiği" diye de nitelendiriliyor.
Türkmen heyeti Şuşa’yı tanımaya, Bülbül, Hurşidbanu Natevan ve Üzeyir Hacıbeyli'nin kurşunlanmış heykellerinin bulunduğu Şuşa şehir merkezi meydanından başladı. Heyet, Karabağ'ın kalbi Şuşa’yı ziyaret kapsamında Şuşa kalesi, işgalden kurtuluşunun sembolü olan Yukarı Gövher Ağa Camii, İsa Bulağı, Molla Penah Vakıf Müzesi ve şehirdeki tarihi ve kültürel yerleri ziyaret etti. Şuşa'nın doğa harikası Cıdır Düzü’nü de gezen heyete, 2. Karabağ Savaşı ve Şuşa'nın işgalden kurtarılmasıyla ilgili bilgi verildi.
Şuşa, Azerbaycan’ın kültür, sanat, bilim ve müzik beşiği
Azerbaycan’ın tarihi kültür merkezi olan Şuşa ünlü bilim ve kültür insanlarının vatanı olarak biliniyor. Hurşidbanu Natevan, Molla Penah Vagif, Mir Muhsin Nevvab, Abdurahim Bey Hakverdiyev, Kasım Bey Zakir, Süleyman Sani Ahundov, Necef Bey Vezirov, Yusuf Vezir Çemenzeminli, Feridun Bey Köçerli, Hamide Hanım Cavanşir, Bedel Bey Bedelbeyli, Ahmet Bey Ağaoğlu, Ceyhun Hacıbeyli, Samed Bey Mihmandarov, Ferec Bey Ağayev, Yakup Guliyev ve onlarca dünyaca ünlü şahsiyetlerin yaşamında Şuşa’nın özel bir öneme sahip olması hiç de bir rastlantı değildir.
Şuşa 18. yüzyılın ikinci yarısından itibaren musiki merkezine dönüşmüş ve Azerbaycan musikisinin yükselişinde önemli rol oynamıştır. Hacı Hüsü, Meşedi İsi, Abdülbagi Zülalov (Bülbülcan), Cabbar Karyağdıoğlu, Meşedi Memmed Farzaliyev, Keçeci oğlu Muhammed, Sadıgcan, Meşedi Zeynal, Meşedi Cemil Emirov, Segah İslam, Zabul Kasım, Mütellim Mütellimov, Han Şuşinski, Gurban Pirimov, Seyit Şuşinski, Bülbül, Reşit Behbudov ve diğerleri Şuşa’nın yetiştirdiği ve tüm dünyada tanınan ünlü ses ve musiki sanatçılarıdır.
Şuşa dünyaca ünlü bestecilerin vatanı olarak da bilinmektedir. Azerbaycan musiki kültürü tarihinde yeni bir çağ başlatan Üzeyir Bey Hacıbeyov Şuşa’da doğmuştur. Üzeyir Hacıbeyov, dahi besteci ve Azerbaycan opera sanatının kurucusu olmanın yanı sıra, hem de yetenekli bir yazar ve toplumun kanaat önderi olarak da tanınmıştır.
Bunun dışında Şuşa’da doğumlu bestecilerden Fikret Emirov, Zülfikar Bey Hacıbeyov, Niyazi, Efrasiyab Bedelbeyli, Soltan Hacıbeyov, Eşref Abbasov, Zakir Bağırov, Mehdi Memmedov, Süleyman Elesgerov, keza ünlü ressam ve mimarlardan Latif Kerimov, Celal Karyağdı, Nadir Abdurrahmanov, Tuğrul Nerimanbeyov ve birçok şahsiyet Azerbaycan kültür tarihinde önemli bir yere sahiptir. (Prof. Dr. Elçin Ahmedov, “Azerbaycan’ın Tarihi Kültür Merkezi ve Karabağ’ın Baş Tacı Şuşa”.)
Zaferin simge yeri Cıdır Düzü
Deniz seviyesinden 1300 ile 1600 metre yükseklikte bulunan Şuşa, dağlar ve sarp kayalarla çevrelenmiş ve doğal güzellikleriyle de ön plana çıkıyor. Şuşa, çevresi ormanlarla kaplı, çok sayıda mesire alanına sahip şehrin güney kesiminde yer alan Cıdır Düzü’nün batı kısmında arka arkaya konuşlanmış üç yükselti bulunuyor. Bu tepeler “Üçmıh” olarak isimlendiriliyor. Cıdır Düzü, yıllardır Azerbaycanlıların at yarışı oyunlarına, festival ve spor etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Bugün Cıdır Düzü, Şuşa'nın özgürleşmesi ile sonuçlanan zaferin simge yeridir.
İkinci Karabağ Savaşı'nda 44 gün içerisinde topraklarını kurtaran Azerbaycan askerleri tarihi bir sızma harekatıyla, hafif silahlarla, patikaları, vadileri, tepeleri, sarp kayaları tırmanarak Cıdır Düzü’ne çıktı ve Ermanistan güçleri ile çarpışarak Şuşa şehir merkezine ilerdi. Azerbaycan askerleri, ağır silahlar ve zırhlı araçlarla donatılmış Ermeni ordusuna karşı hafif silah, tabanca, bıçak ve süngülerle yakın mesafeden şiddetli sokak çatışmalarına girdi.
Azerbaycan ordusu 4 Kasım'da Şuşa şehrinin 5 kilometre güneyinde, Cıdır Düzü’nün hemen dibinde (aşağısında) olan Daşaltı köyünü işgalden kurtardı ve ardından şehre batıdan yaklaşarak stratejik Şuşa-Laçın-Hankendi yolunun bir bölümünü ele geçirdi. Daşaltı köyünden, yüksek ve dik dağ üzerinde bulunan Şuşa görünüyordu. Bu dağın tepesinde bulunan şehir Azerbaycan askerlerinin kahramanlık destanının zirvesi olacaktır. Bir kartalın bile uçarken dikkat etmesi gereken sarp kayalık yamaca Azerbaycan’ın gözü pek askerleri tereddütsüz tırmandı.
7 Kasım’da hafif silahlarla donatılmış ve 100’er kişilik dört gruba ayrılan 400 kişilik Azerbaycan Özel Kuvvetleri (Azərbaycan Xüsusi Təyinatlı Qüvvələri), Şuşa’nın farklı yönlerinden sarp kayalıklarını tırmanarak şehre girdi, göğüs göğüse çarpışarak şehri ele geçirdi. Öğleden sonra Ermeni silahlı kuvvetleri şehirden çekildi ve 8 Kasım sabahı Azerbaycan askerleri, Şuşa’yı Ermenistan askerlerinden tamamen temizledi. 28 yıl sonra, 8 Kasım 2020’de zaptedilemez bir kale olarak görülen Şuşa’yı büyük bir fedakarlıkla kurtardı.
Dağın tepesindeki Şuşa, Azerbaycan Özel Kuvvetleri’nin akıl dolu operasyonuyla işgalden kurtarıldı
Şuşa muharebesi, şiddetli sokak çatışmaları ve şehir içi savaş taktiklerinin yoğun bir şekilde kullanıldığı bir savaştı. Azerbaycan Özel Kuvvetleri, Ermenistan birliklerinin hatlarını aşarak Şuşa şehir merkezine ilerledi ve şehirdeki Ermenistan askerleri ile göğüs göğüse şiddetli çarpışmalara girdi. Ermeniler, şehirde son bir direniş gösterse de Azerbaycan askerlerinin üstünlüğü karşısında direnemedi. Bu muharebe, 2. Karabağ Savaşı’nın seyrini değiştiren önemli bir dönüm noktasıydı.
Askeri açıdan konumu itibarıyla Şuşa, Karabağ'daki en yüksek bölgede yer aldığından, ele geçirilmesi en zor şehirlerden biri olarak kabul ediliyordu. Şuşa, her üç tarafı sarp kayalarla çevrili bir dağ platosunda yer almaktadır. Kayalık bir yükselti üzerine kurulmuş olan Şuşa, şehre tek girişi bulunuyor. Yüksek dağlar ve korkutucu arazisiyle Ermenilerin ‘alınamaz’ ilan ettiği Şuşa, Azerbaycan askerlerinin akıl dolu operasyonuyla kurtarıldı. Şuşa’nın kurtulmasının ardından ise destansı bir operasyon çıktı.
Şehre tek girişi olan ve dağ tepesinde bulunan Şuşa, tanklarla veya diğer ağır silahlarla girmek imkânsız gibi görünüyordu. Ermeniler hemen hemen tüm kuvvetlerini şehrin girişine yığmıştı. Şuşa'yı işgalcilerden geri almak için iki seçenek vardı. Birincisi, şehirdeki Ermeni güçlerini hava saldırıları ve topçu ateşiyle imha etmekti. Ancak Azerbaycan Ordusu komutanlığı buna yanaşmadı, çünkü şehri bombalamak büyük yıkıma yol açacaktı. Bu nedenle tek bir seçenek kalıyordu, düşmanla göğüs göğüse çarpışmaktı.
İlk olarak Azerbaycan Özel Kuvvetleri bu savunmasız arazide karanlığın örtüsü altında Şuşa’nın farklı yönlerinden sarp kayalıklara tırmanarak Şuşa savunmasını deldiler. Bu cesur ve gözü pek askerler, o kadar sessiz sızdı ki bazı mevzilerdeki Ermeni askerlerini bıçaklarla etkisiz hale getirdi. Ermeni askerleri bir anda şehrin içinde Azerbaycan askerlerini karşısında bulunca paniğe kapıldı. Azerbaycan Özel Kuvvetleri, Ermenistan askerlerine karşı tabanca, otomatik silah ve askeri bıcaklarla çatıştı. Sızma girişiminin başarıyla sonuçlanmasının hemen ardından Azerbaycan Özel Kuvvetleri sıcak çatışmaya girerek şehrin kontrolünü ele geçirdi. Şehir içinde şiddetli çatışmaların ardından 7 Kasım öğle saatlerinde Ermeni ordusunun direnişi kırıldı ve Azerbaycan Özel Kuvvetleri’nden Binbaşı Gündüz Seferli komutasındaki birlik tarafından Şuşa şehir yürütme kurulu binasına Azerbaycan bayrağı göndere çekildi. Daha sonra Ermenistan birlikleri karşı saldırıya geçti, Azerbaycan Özel Kuvvetleri üç karşı saldırıyı da püskürttü kanları ve canları pahasına Şuşa'yı savundu. Bu arada Nahçıvan Özel Kuvvetleri’nin de Şuşa’nın kurtuluşunda gösterdiği olağanüstü irade, cesaret, fedakarlık ve kahramanlıkları tarihe altın harflerle yazılmıştır.
Yaralı Ermeni askerlerinin tedavisi için o günlerde Hankendi'ye gelen Fransız doktorun, Şuşa'dan getirilen Ermeni askerlerinin hepsi otomatik silah veya bıcakla yaralanmıştı, sözleri de aslında Azerbaycan ordusunun 1300-1600 metre yükseklikteki Şuşa'yı nasıl kurtardığının kanıtıdır.
8-9 Kasım gecesi devam eden çatışmalar sırasında Azerbaycan birlikleri Şuşa civarındaki mevzilerini daha da güçlendirdi. Azerbaycan birlikleri, Şuşa'ya saldırıları püskürttükten sonra Hankendi'yi ele geçirmek için operasyon başlattı. Azerbaycan Ordusu aynı anda tüm cephe boyunca taarruza geçti. Bu taarruzun arifesinde Ermenistan ordusunun durumu kritik bir noktaya ulaşmıştı. Ermenistan ordusu, Azerbaycan birliklerinin Hocavend ve Hankendi yönündeki taarruzunu durdurması zordu, Ermenistan cephede ağır kayıplar vermeye devam ediyordu. Azerbaycan birliklerinin Hankendi'ye birkaç kilometre yaklaşmasıyla savaşın kaderi artık belli olmuştu. Bunun üzerine Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan, Arayik Harutyunyan'ın talebi üzerine 10 Kasım'da savaşı sona erdiren bildiriyi imzaladı ve yenilgiyi kabul etti.
Azerbaycan Ordusu alınamaz denilen Şuşa'yı sızma harekatıyla işgalden nasıl kurtardı?
Şuşa’nın kurtarılmasında Azerbaycan Ordusu Özel Kuvvetleri komutanı görevini yürüten Tuğgeneral Zaur Sabir Oğlu Cavanşir (Memmedov) Karabağ'a açılan kapı Şuşa'nın işgalden kurtarılmasını şöyle anlatıyor; “6 Kasım 2020 Cuma gecesi Şuşa'ya girdik, 7'sinde düşmanı temizledik ve ben 8'inde zaferi bildirdim. Ama bundan bir hafta önce zaten Şuşa civarındaydık. Ermeniler bunu biliyor ve bizim Şuşa'ya artık 5 kilometre uzaklıkta olmamızla ilgili bilgi aktarıyorlardı. Artık Çanakçı köyünü geçmiştik, Sığnak'taydık (köy) ve onun etrafında mevzilerimizi oluşturuyorduk. Operasyonların her anının düşmana karşı kazanacağımız zafer açısından ne kadar önemli olduğunu bildiğimden, her şeyi kişisel olarak denetlemem ve anında kararlar almam gerekiyordu. Operasyon planına göre tüm birimlerimizi konuşlandırdık ve 6-7 Kasım gecesi Şuşa çevresindeki sık ormanlık ve sert dağlık yüksekliklere ilerlemeye başladık. İlk olarak, emir gelir gelmez yolu kapatmak üzere birliklerimizi Zarıslı köyü yakınındaki Laçin- Hankendi yolu üzerine yerleştirdim. Daha sonra İsa Bulağı (Pınarı) civarındaki yükseklikleri aldık. Diğer birliklerimizi Hankendi-Şuşa arasındaki yola, ana birliklerimizi ise Cıdır Düzü yönündeki kayalara tırmanarak kayalıklara yerleştirdim. Düşmanın bütün yollarını kapattık ve böylece Şuşa civarında güçlenmeye başladık. 7 Kasım 2020 Cumartesi gece 03.00'ten itibaren Şuşa'ya saldırı emrini verdim ve emrimle birliklerimiz düşmanın tüm hareket yollarını kapatarak Şuşa'ya giden yolları 3 yönde – İsa Bulağı yönünden, Hankendi yönünden ve kayalıklara tırmanarak Cıdır Düzü yönünde hareket ederek düşmanı temizleyerek Şuşa'yı kurtarmaya başladık.
Her taraftan geldiğimizi gören düşman dağınık şekilde kaçtı. Hava bulutlu ve sisli olduğundan ne Bayraktar (Dronlar: İnsansız hava aracı (İHA)) ne de topçularımız çalışabiliyordu. Araçları getirmek imkansızdı. Yalnızca küçük silahlarla ve süngülerle savaştık. 7 Kasım düşmanın direnişini kırdık ve şehrin merkezi sokaklarını düşmandan temizlemeye başladık. Düşman Şuşa'yı top ateşiyle çılgınca bombalıyor, Şuşa'nın her metrekaresine mermi düşüyordu. Toz ve sis birbirine karışmıştı. Derhal şehrin dairesel savunmasına, tüm mahalle ve evlerin aranıp düşmandan temizlenmesine talimat verdim. Bu savunmayı organize ettikten sonra emrime verilmiş diğer birlikler de geldi. Düşmandan ganimet olarak bize kalan mühendislik ekipmanları Zarisli köyü yakınında Laçin-Hankendi yolunu ve Hankendi-Şuşa asfalt yolunu 3 m genişliğinde ve 3 m derinlikte kazdırdım. Artık Şuşa'ya giden bütün yollar düşman araçları açısından aşılmazdı. Dedelerimin tarih boyunca büyük bir kahramanlıkla koruduğu Şuşa gerçekten bir kaleydi ve bu avantajı kullanarak düşmanın 3 gün (11 Kasım 2020 saat 01:00'a kadar), günde 3 kez Laçin ve Hankendi istikametinde aynı zamanda olmak üzere tüm saldırılarını önledik. Onlara büyük bir kayıp verdirdik ve geri püskürttük" (Najafli, kişisel iletişim, 19 Aralık 2022)
Şuşa'nın işgalden kurtarılması, modern askeri bilimin ilkelerini altüst etti
Şuşa Muharebesi, dünya askeri tarihinde eşi benzeri olmayan bir harekât olarak değerlendiriliyor. Bu zafer Azerbaycan'ın savaş markası haline gelmiştir. İkinci Karabağ Savaşı'nda 44 gün içerisinde topraklarını kurtaran Azerbaycan ordusu, NATO başta olmak üzere dünyanın en güçlü ülkelerinden gelen uzmanlar tarafından dikkatle araştırılıyor. Askeri uzmanlar, Azerbaycan ordusunun Şuşa'yı kurtararak dünya askeri biliminde çığır açtığını söylüyor. NATO generalleri de Şuşa harekâtının askeri tarihte yepyeni bir dönem olduğunu itiraf ediyor. Dağın eteklerinden yapılan saldırıyla yüksek rakımlı şehir ele geçirildi. Azerbaycan ordusu bu operasyon sırasında savaş meydanında tek bir yaralı veya şehit bırakmadı. Azerbaycan Askerleri, yaralı ve şehit silah arkadaşını omuzunda taşayarak savaştı ve sarp kayalıklardan şehre doğru ilerledi.
Askeri uzmanlar Şuşa'nın kurtarılmasını, modern askeri bilimin ilkelerini altüst eden bir operasyon olarak niteliyor. Zira Şuşa aşağıdan yukarıya doğru kurtarılmıştır ve bu, çağdaş askeri bilimin tüm prensipleriyle uyuşmayan bir olaydır. Şimdi ise dünyanın dört bir yanındaki askeri merkezler, ağır toplar kullanılmadan, göğüs göğüse çarpışarak şehri kurtarmak için 400 kişilik bir kuvvetin taktiklerini inceliyor. Bu savaş yurtdışında askeri ders kitaplarına bile girmiştir. İkinci Karabağ Savaşı, bugün dünyanın önde gelen ülkelerinin askeri okullarında inceleniyor.
İşgalin ardından Şuşa gerçek sahiplerini ağırlıyor
İşgal döneminde Şuşa şehrindeki tarihi binalar, camiler ve anıtların Ermeni vandalizmine maruz kaldı, işgalden kurtarıldıktan sonra burada geniş çaplı imar, restorasyon ve alt yapı çalışmaları hızlı bir şekilde yürütülüyor. Özellikle; Şuşa Kalesi, Yukarı Gövher Ağa Cami, Aşağı Gövher Ağa Cami, Saatli Camii, Hanlık Sarayı gibi önemli kültür mirası alanların tahrip edildiği bilinmektedir. Şuşa işgalden kurtarıldıktan sonra ilk işlerden biri bu kültür mirası alanların tarihi özelliklerine uygun restore edilmesi oldu.
Ermenistan'ın işgalinden kurtarılan bölgelere aileleri yerleştirme projesi devam ediyor. Proje kapsamında yaklaşık 823 kişiden oluşan 220 aile Şuşa'ya yerleştirildi. Kültürel ve tarihi mirasının yanı sıra temiz havası ve doğasıyla öne çıkan Şuşa'nın sokakları, yıllar süren işgalin ardından artık gerçek sahiplerini ağırlıyor.
Karabağ'ın 30 yıla yakın işgal altında kalması sadece Azerbaycan açısından değil, Türk Dünyası açısından da ulusal bir travmaydı. Dolayısıyla Karabağ’ın özgürleşmesi hem Azerbaycan hem de Türk Dünyası için anlamı büyüktü. Karabağ Zaferi, sadece Azerbaycan'ın değil, tüm Türk Dünyası’nın zaferi oldu. Azerbaycan, işgalden kurtardığı topraklarını Azerbaycan'a ait olduğunu bütün dünyaya da göstermiş oldu
ARTUKLU HABER AJANSI
9321,64%0,05
38,19% 0,27
44,04% 1,43
4203,14% 3,11
6792,06% 2,66