Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan?ın, ?çay-simit? hesabı yaparak iktidara geldiğine dikkat çeken Refah Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, eleştirilerde bulanarak, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: ?Ama ne hikmetse iktidara gelince unuttu. İki ihtimal
Karamollaoğlu, Kudüs’ün ümmetin izzeti, onuru olduğunu ifade ederek, siyasi iktidara da somut adım atılması çağrısında bulundu. Karamollaoğlu, Mavi Marmara Anlaşmasını hatırlatarak, “Ancak laf değil, icraat istiyoruz. Gelinen noktada biz hükümetten ilk somut adım olarak Mavi Marmara anlaşmasını iptal etmesini istiyoruz. Çünkü o anlaşmanın altında İsrail'in başkenti olarak Kudüs gösterilmiştir, bu kabul edilemez bir durumdur. Bu uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyoruz” diye konuştu.
ABD’nin Zarrab üzerinden Türkiye’ye bir kumpas kurmaya çalıştığını da söyleyen Karamollaoğlu, “Bizim bu konuda söylediğimiz net. Biz Zarrab üzerinden Türkiye'ye ekonomik ve siyasi bir kumpas kurulmasına asla rıza göstermeyiz. ABD'nin hesabı Zarrab’la değil Türkiye iledir. Bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır” diye tepki gösterdi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, partisinin ‘Seçime Hazırlık İlçe Toplantıları’nda gündeme ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu. Balgat Eğitim Merkezi'nde düzenlenen toplantıda Karamollaoğlu, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımaya yönelik girişimlerine sert tepki göstererek, “Trump çılgın ve tutarsız bir insan. Ancak Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi atacağı en çılgın adım olur. Kudüs bizim onurumuzdur, namusumuzdur, izzetimizdir ve kıblemizdir” dedi.
ASGARİ ÜCRET 10 YILDA 3 KATINA ÇIKARILABİLİR
Karamollaoğlu, iktidarın 15 yılda asgari ücreti açlık sınırına bile yaklaştıramadığına dikkat çekerek, “Oysa sadece yüzde 7 oranında yapılacak bir reel artış asgari ücreti 10 yılda bugün ki rakamın 2 katına 15 yılda ise 3 katına çıkarabilir. Nasıl yapacaksınız? Biz geçmişte yaptık oldu! Refah-Yol hükümetinde bir yılda yüzde 132 arttırdık. Öyle enflasyonda azmadı, ülkede batmadı. Yapmanız gereken kaynakları doğru kullanmak ve milletin lehine harcamak” değerlendirmesinde bulundu.
İKTİDARIN KENDİSİ FEDAKÂRLIK YAPMALI
Karamollaoğlu, asgari ücret tespit komisyonunu ilk toplantısını yaptığını değinerek, “İkinci toplantıda önümüzdeki hafta gerçekleştirilecek. Öncelikle, açlık sınırının 1.567 TL, bir kişinin aylık asgari geçim maliyetinin 1.899 lira olduğu bir ülkede asgari ücretin 1404 lira olması tek kelimeyle zulümdür. Emeğe zülümdür, emekçiye zulümdür, insana zulümdür. Bu rakamlara rağmen hala, ‘çalışandan fedakârlık istemek’ ise bir trajedidir. Bu millet yeterince fedakarlık yaptı. Asıl fedakârlık yapması gereken iktidarın ta kendisidir. Sadece israf politikalarından vazgeçseler asgari ücretli abat olur” diye uyardı.
İKTİDARA GELİNCE SİMİT VE ÇAY HESABINI UNUTTULAR
Ak Parti Genel Başkanı Erdoğan’ın, ‘çay-simit’ hesabı yaparak iktidara geldiğine dikkat çeken Karamollaoğlu, eleştirilerde bulanarak, konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “Ama ne hikmetse iktidara gelince unuttu. İki ihtimal var; ya hesap yapmayı bıraktı ya da simit yemeyi. 15 yıl sonra biz hatırlatalım; hesapta, bir değişiklik yok. Şu anda 4 kişilik bir aile, üç öğün simit yese bu asgari ücret yetmiyor. Ama iktidara bakarsak ekonomi büyüyor. İyi de, o zaman garibanın simidi niye küçülüyor. Sayın Erdoğan 2002 yılında diyordu ki; ‘Asgari ücretliye bir çay ve simidi bile çok gören bu zalim düzen daha nereye kadar gidecek.’ Bizde şimdi 2017’de soruyoruz; ‘Asgari ücretliye bir çay ve bir simidi bile çok gören bu zihniyet daha nereye kadar gidecek.”
NOHUT KIRGIZİSTAN’DAN, SARIMSAK ÇİN’DEN
Bakanlar Kurulu’nun sesiz sedasız bir icraata imza attığını söyleyen Karamollaoğlu, kuru, fasulye, nohut, barbunya gibi bazı temel gıda maddelerinde gümrük vergisi sıfırlandığını ifade etti. Hükümetin ekonomi anlayışında üretimin olmadığını vurgu yapan Karamollaoğlu, “Para lazım; vergi koy. Gıda lazım ithal et. Dünyanın en verimli arazilerine sahip Türkiye, nohutu Kırgızistan’dan, kuru fasulyeyi Meksika’dan, sarımsağı Çin’den, mercimeği Kanada’dan alır hale geldi. Peki sonuç? Esnaf icralıktı, işadamı icralıktı. Sonunda çiftçiyi de icralık hale getirdiler. Bugün bankalara ve kredi kooperatiflerine borcunu ödeyemediği için on binlerce çiftçi icralık. Traktörünü satıyor, tarlasını satıyor yine de borcunu ödeyemiyor. Çünkü bu ithal kafa yüzünden ürünü para etmiyor. Hükümete sesleniyoruz; yanlış yapıyorsunuz. Bu politikalarla belki günü kurtarabilirsiniz, ama Türkiye’nin geleceğini yok edersiniz. Yüreğiniz yetiyorsa, fasulyedeki gümrüğü değil, asgari ücretten aldığınız vergiyi sıfırlayın” diye çağrıda bulundu.
BU DAVA HUKUKİ DEĞİL, SİYASİ BİR DAVADIR
ABD’de devam eden Zarrab davasının Türkiye'nin gündemini meşgul etmeye devam ettiğini belirten Karamollaoğlu, şunları kaydetti: “Bizim bu konuda söylediğimiz net. Biz Zarrab üzerinden Türkiye'ye ekonomik ve siyasi bir kumpas kurulmasına asla rıza göstermeyiz. ABD'nin hesabı Zarrabla değil Türkiye iledir. Bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır. Ancak bizim bu söylediklerimizi kimse çarpıtmaya ve iç siyaset malzemesi yapmaya kalkmasın. Biz ABD'nin Türkiye üzerindeki planlarına karşı olduğumuz kadar, rüşvet ve yolsuzluğa da karşıyız. Rüşvet ve yolsuzluk iddialarının Türk adaleti önünde aydınlatılması; bu iktidarın Türkiye'ye ve Türk milletine karşı sorumluluğudur. Bunu bir vatan müdafaası gibi gösterip yolsuzlukların üzerine örtemezsiniz.”
İKTİDAR ŞİKÂYET YERİ DEĞİL ÇÖZÜM YERİDİR
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın varlıklarını yurt dışına taşıyan iş adamaları ile ilgili sözlerine de değinen Karamollaoğlu, “Biz bu açıklamayı şaşkınlık ve hayretle dinledik, Ertesi gün çark etmiş olması, ben öyle demedim demesi sonucu değiştirmez. Burada asıl sorulması gereken soru şudur? Neden kaçıyorlar? Türkiye’deki ekonomik ve siyasi ortamın güvensizliğinden korkuyor olabilirler mi? Türkiye’de adaletin işleyişinden çekiniyor olabilirler mi? Ticari geleceklerinin, bir-iki kişinin iki dudağının arasında olmasından endişe ediyor olabilirler mi? Türkiye’ye yabancı sermaye girişini büyük bir başarı, büyük bir zafer olarak sunanlar, sermaye yurtdışına kaçarken neden suçu hemen başkasına atıyorlar. İktidar tehdit ve şikâyet yeri değil, çözüm ve icraat yeridir. Bu işler ‘bankalara talimat verdim’ demekle olmaz. Yapmanız gereken güven, istikrar, huzur ve barış ortamını tesis etmektir” diye uyarılarda bulundu.
KUDÜS İZZETİMİZDİR, ONURUMUZDUR
Karamollaoğlu, ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanımaya yönelik girişimlerine sert tepki gösterdi. İslam coğrafyasına önemli uyarılarda bulunan Karamollaoğlu, “Şüphesiz ki Trump çılgın ve tutarsız bir insan. Ancak Kudüs'ü İsrail'in başkenti ilan etmesi atacağı en çılgın adım olur. Böyle bir kararın ardından yaşanacak olayların hesabını ne tarih önünde ne de insanlık vicdanında veremez. Ne yazık ki Müslümanların birbirine düşmüş halinden en çok yararlanan ülke İsrail. İslam ülkeleri birbirleriyle ve kendi iç problemleriyle boğuşurken, İsrail adım adım Arz-ı Mev’ud hedefine yürüyor. Kudüs bizim onurumuzdur, namusumuzdur, izzetimizdir ve kıblemizdir. Kudüs bir İslam şehridir ve böyle kalmaya devam edecektir. Bugün İslam dünyasının içinde bulunduğu duruma bakıp kimse ellerini ovuşturmasın. Bu coğrafya Moğol istilalarını, Haçlı seferlerini bertaraf etmeyi nasıl başarmışsa, İsrail’in ABD’nin planlarını da öyle boşa çıkaracak ve tarihin çöplüğüne atacaktır” diye konuştu.
MAVİ MARMARA ANLAŞMASINI İPTAL EDİN
İslam İşbirliği Teşkilatı Dönem Başkanı olan Türkiye'nin ABD ve İsrail’e karşı atacağı adımların arkasında olacaklarını vurgulayan Karamollaoğlu, şunları ifade etti: Ancak laf değil, icraat istiyoruz. Siz Mavi Marmara anlaşmasında, zımmen de olsa Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanırsanız, maalesef bugün söylediklerinizle çelişkiye düşmüş olursunuz. Gelinen noktada biz hükümetten ilk somut adım olarak Mavi Marmara anlaşmasını iptal etmesini istiyoruz. Çünkü o anlaşmanın altında İsrail'in başkenti olarak Kudüs gösterilmiştir, bu kabul edilemez bir durumdur. Bu uyarılarımızı bir kardeşlik vazifesi olarak yapıyoruz.”
ARTUKLU HABER AJANSI