''Roboski’de -çoğu çocuk- 34 insanımızın katledilişinin üzerinden 42 ay geçti. Bugün katliamın 1278. Günü. Devlet sessizliğini korumaya, sorumluları saklamaya devam ederken, bir eşiği daha, seçimleri geçmiş bulunmaktayız. Sıra yeni bir hükümetin kurulmasına geldi. Bu toprakların ve üzerinde yaşayan yurttaşlarımızın, devletin yalanlarını itiraf etmesine, yaşanan tüm katliamların adalet karşısında sorumlularının bulunmasına ihtiyacı vardır. Türkiye Cumhuriyeti kendisiyle barışmalıdır. Barışmanın tek yolu geçmişle yüzleşmek ve anlamaktan geçer. İşte adalet bunun için önemlidir. Roboski, Türkiye’nin kırılma noktalarından ve hesaplaşması gereken olaylardan sadece biridir. Artık, derin devletle barışan, katliamların üzerini örten, Roboski’yi hata olarak niteleyen, yolsuzluklarıyla halkı ve ülkeyi açlığa mahkum eden, halka zulm eden, kendi çocuklarını öldüren bir hükümet istemiyoruz… - Bu topraklarda yaşanan, -başta Roboski- tüm katliamları ve eksiksiz tüm katilleri adaletin karşısına çıkaracak bir hükümet, - Geçmişi şaibeli, ellerine kan bulaşmış bir kişi için üç gün yas ilan etmeyen, Roboski, Soma gibi katliamlara “kaza” demeyen bir hükümet, - Mecliste artık milletvekili olarak da yer alan Rum, Ermeni, Süryani, Ezidi, Kürt, Türk, Alevi, Hristiyan, Yahudi insanlarımızın Türkiye sınırları içinde ve dışında barış içinde yaşayabilmesini sağlayacak bir hükümet, - Halkının, yurttaşının emeğini yolsuzluklar ve hırsızlıklarla tüketmeyecek, halkının refah ve yaşama kalitesi ve hakkı için kullanacak bir hükümet, - Sınırların ötesinde savaş arayıp, bundan fayda elde etmek istemeyen bir hükümet, - Çocuğunu, gencini, kendi gibi düşünmeyenini öldürmeyen, katletmeyen, tam tersine ona yaşama alanı açan bir hükümet istiyoruz... Yaşananlar gösteriyor ki, adaletsizliklere sessiz kalmadığımız, seyirci kalmadığımız, yüzleşilinceye kadar hafızalardan silinmesine izin vermediğimiz sürece barışın inşası mümkün olacak..! Yeni milletvekillerimizle, yarattıkları çok seslilikle ve çok renklilikle bu gibi suçların artık gerçekten "karanlık dehlizler"de kalmaması için uğraşılacağına inanıyor, mecliste en hızlı şekilde “hakikatlar komisyonu” kurulmasını talep ediyor, artık ışığın göründüğüne inanıyoruz... Ve diyoruz ki, adalet yerini bulana kadar vazgeçmeyeceğiz. Talebimiz suçluların bulunmasıyla yerini bulacak olan vicdani sorumluluğumuz değildir sadece. Talebimiz, yüzleşmenin getireceği aydınlık anlayış ve barış içindir. Biz şunu çok iyi biliyoruz, adalet yüzleşmeyle başlar, yüzleşme olmadan adalet olmaz. Adalet duygusal, maddi veya fiziksel bir tazmin sürecinden ibaret değildir, asla olmamıştır ve bu ülke yüzleşmeyi ertelediği için bocalamaya da devam edecektir. Cizre jıtem davasındaki son gelişmeler bize gösteriyor ki devletin yüzleşmek gibi bir kaygısı hala yok. Biz de yeniden vurguluyoruz. Yüzleşme yoksa adalet de yok, adalet yoksa barış da yok. Bir tarafın sineye çekmesini ve unutmasını bekleyerek barış sağlanamayacağını onlarca tarihi olay göstermiştir. Roboski devletin adalet sınavıdır. Biz, Adalet arayışının, bir arada ve barış içerisinde yaşamanın tarafıyız ve her ayın 28’inde burada olmaya devam edeceğiz. Görmeye hazır gözlere, duymaya hazır kulaklara, sızlamaya hazır vicdanlara ve “İnsan olarak ne yapabilirim?” sorusunu soran herkese sesleneceğiz, gelin sesimizi birlikte yükseltelim diyerek… Biz, Devlet ve iktidar şiddetine karşı adalet talep etmeye devam edeceğiz. Hep birlikte adaleti talep etmek için bir araya geleceğimiz ve adaleti sağlayacağımız güne kadar da yataklarımızda rahat uyumayacağız, uyutmayacağız da. Biz, Her ayın 28.günü Roboski Katliamı’nı gündemde tutmak üzere bir araya gelmeye devam edeceğiz. Roboski, devletin ve iktidarın sınavıdır. Bu topraklarda “Barış ve Adalet”in yolu, mutlaka Roboski’den geçecektir. ADALET, ADALETSİZLİĞİN OLDUĞU YERDEN YÜKSELİR. “Katiller bulunsun, Roboski bir daha asla” diyoruz!''Denildi.
ARTUKLU HABER AJANSI-İZMİR