Bir millet için 'tarihi eser' sahibi olmak, her şeyden evvel bir 'tarihe' sahip olmayı gerektirir. Bu topraklardaki geçmişimiz bin yılı aşıyor. Yani en azından bin yıllık bir tarihten söz ediyoruz. Bin yılı aşkın geçmişin tarih olabilmesi, tarih bilincine sahip olmayı ve bu süre içinde inşa edilen medeniyet ve tarihi eserlere sahip çıkmayı, o medeniyeti ve tarihi eserleri
yaşatmayı gerektirir.
Türk Dünyası Kültür Başkenti Eskişehir Sazova Parkı'nda Türk Dünyası Şaheserleri’nin sergilendiği 32 şaheseri görmek mümkün. Türk Dünyası Kültür Başkenti projesi kapsamında yapılan parka, Türk Dünyası’na ait şaheserlerin minyatürleri bulunuyor.
Türk Dünyası Şaheserleri Parkı’nda Kerkük’teki Gök Kümbet, Mimar Sinan’ın Selimiye Camisi, Divriği Ulu Camii, Anadolu’nun en eski camilerinden Diyarbakır Ulu Camii, Türk sanat ve zevkinin göstergesi Ahlat Ulu Kümbet, Çifte Minareli Medrese, Aşık Paşa Türbesi, Arnavutluk’taki Ethem Bey Camii ve Saat Kulesi, Azerbaycan’daki Mümine Hanım Türbesi, 1992’de Sırp ve Hırvatlar tarafından yıkılan Mostar Köprüsü, Alaca Camii, dünyanın en çok ziyaret edilen tarihi yapılarından olan Tac Mahal, Hümayun Türbesi, İran’ın 33 Gözlü Köprüsü, Kazakistan’daki Hoca Ahmed-i Yesevi Külliyesi, Rabia Sultan Türbesi, Kırım’dan Hansaray, Sultan Murat Türbesi, Priştine Fatih Camii, Gül Baba Türbesi, Mustafa Paşa Camii, Türk dil ve edebiyat tarihi için paha biçilmez şaheserler olan Moğolistan’daki Orhun Abideleri, Özbekistan’daki Uluğ Bey Medresesi, Bala Havuz Camii, Muhammed Emin Han Külliyesi, Çar Minare, İsmail Samani Türbesi, bir dönem Hac yolunu kolaylaştıran önemli duraklardan olan Şam’daki Osmanlı Tren Garı, Medine’deki Osmanlı Tren Garı, Türkmenistan Sultan Sencer Türbesi, Sultan Tekeş Kümbeti ve Selanik’teki Bey Hamamı minyatürleri yer alıyor.Eskişehir'de Kültür mirasımızı yaşatmaya el birliğiyle devam edilmektedir.
Türkiye'den Irak’a (Kerkük), Azerbaycan’a, Özbekistan'a, Kazakistan’a, İran’a, Arnavutluk'a kadar dünyanın pek çok Türk ilindeki önemli eserleri görülmeye değer. Bu parkta Uzak doğudan Balkanlara kadar 32 adet eserin minyatürleri özene bezene hazırlanarak ziyaretçilerin beğenisine sunulmuş. Asıllarına uygun yapılmış minyatürlerin bir kısmını gezdikçe şahit oluyorsunuz. Irak Türkleri adına parkın yapılmasında ve Gök Kümbet maketinin yapımında emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.
Kerkük Kalesi’nde Gök Kümbet
Türkmen şehri Kerkük’te Irak Türklerinin simgesi olan Kerkük kalesi ve bu kalenin içinde Türk tarihi eserlerden biri Gök Kümbettir. Gök Kümbet 1361 yılında Celayirliler döneminde 820 metre kare alan ve 17 metre yüksekliğinde yapılmıştır. Kale’nin içinde günümüze kadar ayakta kalabilen Türk mirasının bir şaheseridir. Selçuklu dönemine ait Gök Kümbet'in dış duvarlarıyla karşı karşıya geldiğimizde, üstündeki yazıttan da anlaşıldığı gibi kümbet 14. yüz yılda Selçuklu hanedanına mensup Buğday Hatun için yaptırılmıştır. Türk çadırından ilham alınarak yapılan Kümbet iki katlı, sekiz köşelidir, kemer ve pencere süslemeleri yeşil renk ağırlıklı pişmiş topraktandır, bu sebepten dolayı Türkmenler Gök kümbetin yanında yeşil kümbette derler. Selçuklular’a ait en önemli kümbetler Kerkük, Erzurum, Ahlat (Bitlis), Gevaş (Van), Kayseri, Sivas,Tunceli, Tokat, Konya, Niğde, Kırşehir, Amasya, Akşehir, Isparta, Nahçıvan gibi şehirler de çok güzel kümbetler bulunmaktadır. Kerkük’teki Gök Kümbet, Niğde’deki Hüdavent Hatun, Tokat’taki Ali Tusi, Kayseri’deki Döner Kümbet ve Sırçalı Kümbet ile Ahlat’taki Ulu Kümbet en güzel örneklerdendir.
Kerkük Kalesi’ndeki 700 yıllık Gök Kümbet’in sekizgen (Piramit) olan orijinal kubbesi (çatısı) yıkılıp yerine Selçuklu Türklerinin hiçbir dönemine rastlanmayan ve aslına benzemeyen şekilsiz, çirkin bir yapı oluşturuldu. Ayrıca ilkel çalışmalar sırasında Gök Kümbetin gövdesini oluşturan tuğlalar ve duvarlarını süsleyen Türk çini motifleri kırılmış ve dökülmüştür. Yapılan tahribatlar bugün tüm açıklığıyla ortada durmaktadır. Türk kültürünün izini taşıyan eserler yok ediliyor. Bazı güçler ve hain eller bölgede Türkmenlerden ve Türk tarihi eserlerinden rahatsızlar ve onları yok etmek istiyorlar. Tarihi eserlerimiz bizlere mirastır onları korumalıyız.
Geçmiş yıllarda en büyük kültürel kıyımına maruz kalan Kerkük Kalesi’nde tarihi eserler ve yüzlerce geleneksel Türk konutu bulunuyordu. Ancak dozerle yapılan ve uluslararası teamüle aykırı biçimde yapılan tarihi eser katliamına hiçbir uluslararası kuruluş ses çıkarmamıştır. Ne yazık ki bu tarihi eserler bugün Kerkük yerel yönetimi ve merkezi hükümet tarafından göz ardı edilerek ihmal edilmiş durumdadır.
ARTUKLU HABER AJANSI-
HABER:Kürşat Çavuşoğlu
Fotoğraf: Hüseyin Ahmet