Bir milleti ayakta tutan, o milletin kültürüdür; insanların konuştukları ortak dildir, dinledikleri müziktir, söyledikleri türkülerdir. Kültür ve sanat bir toplumun sezgi ve anlatım birliğinin yansımasıdır, yani o toplumların dününü, bugününü, yarınını anlatan en iyi unsurdur. Bu nedenle, bir toplumu anlamaya çalışırken o toplumun kültür ve sanat geçmişine de bakmak gerekir. Çünkü insanların hüzünleri, sevinçleri, acıları, hayalleri orada gizlidir; bazen kulaktan kulağa yayılarak asırları geride bırakmış bir türküde, bazen bir deyimde ya da atasözünde… Irak Türkmenlerinin yaşadıkları onca zulme rağmen ayakta duran Türkmenlerin kültür ve sanatıdır. Türkiye’de söylenen 50’ye yakın Türkmen türküsü var. Repertuvara girmiş türkülerin başında “Kerkük Zindanı, Altın Hızma Mülayim, Beyaz Gül Kırmızı Gül, Sen Bir Yana Ben Bir Yana, Kalk Gidelim Şıh Bağına” geliyor.
Araştırmacı yazar, müzikolog, müzisyen, akademisyen, gazeteci Doç. Dr. Yalçın Çetinkaya’nın “Altın Hızma Mülayim, Seni Hak’tan Dileyim” adlı yazısında; “Kerkük ve Musul, bağrımızdan koparılmış bir parça gibidir. Adeta yüreğimizin bir parçasıdır. Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra bölgede emperyalist güçler ve bunların başını çeken İngilizlere adeta terkedilen vatan toprağıdır. Kerkük ve Musul'da derin ve silinmesi mümkün olmayacak izlerimiz, hatıralarımız, hüzünlerimiz vardır… hasretimiz vardır… gözyaşımız vardır. Oradaki Türkmen kardeşlerimize özlemimiz vardır. Kerkük ve Musul'da sazımız, sözümüz vardır… gönülden söylenmiş, yanık yüreklerin yanık türküleri vardır.
Kerkük halk edebiyatında ve müziğinde hoyratların çok önemli bir yeri olduğunu, Hoyrat - halk edebiyatında mânînin bir türüdür. “Kesik Mânî, Cinaslı Mânî” adlarıyla geleneksel halk edebiyatımızda yer almaktadır. Bu tür mânîlere, Azerbaycan Türkleri, “Bayatî”, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile Irak Türkleri “Hoyrat” demektedir.”
Araştırmacı, gazeteci, şair, yazar Şemsettin Küzeci bir makalesinde; “Hoyrat demek Kerkük demektir” diyerek hoyratın Kerkük için taşıdığı önemi bu sözleriyle özetliyor. Hoyratlar, cinaslı ve cinassız olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Yine Şemsettin Küzeci hoyrat hakkında şunları söylüyor: “Irak Türkmen Edebiyatında, şiirin başlangıcı sayılan Hoyrat–Horyat–Koyrat–Koryat bir duygu ve düşünceyi özgün yollarıyla dile getiren, yedi heceli, dört ve ya da fazla mısralı bir halk şiiri türüdür.”
Bir de siyasi nitelikte muhalif hoyratlar vardır ve bu hoyrat türleri Osmanlı'ndan koparıldıktan sonra, Irak Türkmenlerinin yaşadıkları sıkıntılı günlerinin, günlük hayatlarının bir parçası haline gelmiştir. Bu sebeple Türkmenler, kendilerini çok güçlü bir şekilde ifade eden ve acılarını dile getiren siyası hoyratları yazmışlardır. Meselâ “Mum kimin yanan Kerkük” bu tür hoyratlardandır. Irak Türkmenleri, Irak rejimleri tarafından baskı, zulüm, işkence, asimilasyon, etnik temizlik, katliamlar ve zorla göçe tabi tutulmuşlardır. Irak Türkmenleri o kadar baskıya rağmen kültürlerini, türkülerini, hoyratlarını devam ettirerek ayakta kalmaya çalıştılar. Evde, yolda, kahvehanede türkü ve hoyrat çalıp söylediler.
“Irak Türklerinin sesi, aydınlık yüzü ve kültür elçisi”
Kerkük türkülerinin usta ismi Irak Türklerinin sesi, Kerkük’ün yetiştirdiği, Türk dünyasının yakından tanıdığı Türk’ün Türk bayrağını, türkü bayrağını 58 yıldır taşıyan İbrahim Rauf Terzi, Ulusal ve uluslararası arenada Irak Türklerinin sesi, aydınlık yüzü ve elçisi olmuştur. İbrahim Rauf Terzi Irak Türklerinin yaşadığı sıkıntıların dünyaya duyurulması ve Irak Türklerinin milli bilince kavuşmasında da önemli bir rol üstlenmiştir. Yurt dışında verdiği konserlerle de Irak Türklerinin yaşadığı sorunları ve varlıklarını duyurmayı başarmıştır.
İbrahim Rauf Terzi 1945 yılında Kerkük’ün Avcılar mahallesinde doğdu. 1962 yılında amatör olarak Kerkük'te türkü söylemeye başladı. 1966’da Bağdat Türkmence Radyosu'nun sınavını kazanarak profesyonel sanat hayatına adım attı. 1981 yılında Kerkük’ten Kıbrıs’a gitti. Kıbrıs'tan Türkiye’ye göç etti. 10 sene Türkiye’de yaşadı. 1991 yılında Danimarka’ya yerleşti. 15 Mart 1998 tarihinde Danimarka, Århus şehrinde Århus Türkmen Radyosu’nu kurdu, o günden beride kesintisiz olarak çocukları Turan, Güneş ve Murat ile radyoda programın yapımcılığını ve sunuculuğunu yürütüyor. 22 yıldan beri Århus Türkmen Radyosu Avrupa kıtasından dünyanın pek çok yerinde yaşayan Türklere yönelik yayın yapıyor.
Kerkük’ün usta sanatçılardan Reşit Küle Rıza, İzzettin Nimet, Mustafa Alik, Şevket Sait, Mehmet Rauf, Erbilli Hacı Cemil Kapkapçı ve Faik Bezirgan’dan etkilemiş ve yararlanmıştır.
Kerkük’ün tanınmış makamşinası Molla Abdullah Lobyacıoğlu, Topal Molla Mehmet, Molla Abbud Bostancıoğlu, Nurettin Bakkaloğlu’ndan makam ve hoyrat usûllerinin inceliklerini öğrenmiştir.
Bağdat Radyosu, Ankara Radyosu, İstanbul Radyosu ve Kıbrıs Bayrak Radyosu‘nda onlarca türkü kaydı bulunan İbrahim Rauf Terzi’nin, Irak, Türkiye, Kıbrıs, İran, Azerbaycan, Hollanda, Almanya, Danimarka, İsveç ve birçok ülke radyo ve TV'lerde türkü ve hoyratlar okudu ve konserlere katıldı. Onlarca kaset ve CD yaptı. Konserlerde Nuri Sesigüzel, İbrahim Tatlıses, Mehmet Özbek, Abdurrahman Kızılay, İclal Akkaplan, Güler Işık, Eyüp Uyanıkoğlu, Hüsamettin Subaşı, İzzet Altınmeşe, Yıldız Tezcan ve birçok usta isimle sahne aldı.
Esat Naip, Salah Nevres, Mehmet İzzet Hattat, Felek Oğlu, Reşit Ali Dakuklu, Nesrin Erbil, Necmettin Esin, Ali Marufoğlu, Fahri Ersavaş, Mehmet Hulusi, Sirvan Saçıuzun, Sabır Demirci, Esat Erbil, Hayrullah Kazım, Abdüllatif Benderoğlu, Ahmet Otrakçı, Cemil Oğuz Yücel, Yavuz Türkcan gibi değerli şairlerin şiirlerinden bestelediği ve bestelenen türküleri seslendirdi. Bunun yanında çok sayıda bestesi de yaygın bir şekilde okunmaktadır, “Yakar Beni Bu Ayrılık Kül Eder”, “Yar Adına Adına ”, “Seni Düşmanlara Terkettik Diye”, “Can Azerbaycan”, “Gül ve Diken”, “Gurbet”, “Dicle”, “Yaşa Türkmen Cephesi Marşı” bunların birkaç tanesidir. Irak’ta yaşayan Türkmen toplumu ve Türk Dünyası’na kadar İbrahim Rauf Terzi geniş bir dinleyici kitlesi üzerinde unutulmaz etkiler bıraktı.
Bir toplumun kalitesi yetiştirdiği gerçek sanatçılarla ölçülmektedir. Irak Türklerinin hoyrat ve türkülerini tüm dünya tanıtılmasını ve sevilmesini sağlayarak, Türkmen kültürünün yaşatılmasına büyük katkılarından dolayı Irak Türkleri tarafından her zaman hatırlanacak ve saygıyla yâd edilecektir. Irak Türklerinin aydınlık yüzü değerli sanatçımıza bu katkılarından dolayı minnettarız, ayrıca kendisine sağlık dolu uzun bir ömür dileriz.
Irak Türkmen Gazeteciler Cemiyeti Dış İlişkiler Sorumlusu Dr. Kürşat Çavuşoğlu
KAYNAKÇA
Bünyamin Aygün, Milliyet Gazetesi , “Kerkük Zindanı” Kapanmayan Türkmen Dosyası, 5 Kasım 2017.
ARTUKLU HABER AJANSI