Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Parlamento ile İlişkiler Komisyonu (PİK) koordinasyonunda organize edilen “Türkiye’ye Yön Verenler” toplantısına CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu katıldı.
Ankara Swiss Otel`de saat 09.30`da başlayan toplantıda TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen iktidar ve iktisat formülü istedi; Kılıçdaroğlu ekonomi için demokrasinin önemine değindi...
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Parlamento ile İlişkiler Komisyonu tarafından düzenlenen Türkiye`ye yön verenler toplantısına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve ekonomi kurmayları, genç işadamlarının sorularını yanıtladı. Açılış konuşmalarında TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen ekonomik sorunların çözümü için iktidar ve iktisat formüllerini sordu. Türkiye`nin en önemli sorununun demokrasi olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ekonomi, iş dünyası ve teşebbüs hürriyeti için de demokrasinin önemini anlattı.
Türkiye Genç İşadamları Derneği (TÜGİAD) Parlamento ile İlişkiler Komisyonu (PİK) koordinasyonunda organize edilen “Türkiye’ye Yön Verenler” toplantısına katılan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak ve Selin Sayek Böke genç işadamlarının ekonomi ve siyaset ile ilgili sorularını yanıtladılar.
Hükümetin Avrupa Birliği üyeliğini gündemden düşürmeye çalıştığını dile getiren CHP lideri Kılıçdaroğlu,genç işadamlarının saptamalarını; sorunlarını ve çözüm önerilerini dinledi. TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen, aralarında her siyasla görüş, etnik kimlik ve inançtan insanlar olduğunu belirterek; "Hiçbir siyasal parti ile yakınlığımız yok; biz sadece Türkiye için doğru bildiğimizi anlatıyoruz. Böyle bir kadro içinden her parti için çok değerli isimler çıkartıyoruz. Üyelerimize siyasal partileri beğenmemezlik yapmayın, şikayet etmeyin; gidin elinizi taşın altına koyun diyoruz." dedi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan TÜGİAD Ankara Şube Başkanı Türker Naslı, TÜGİAD`ın Ankara`daki 220 üyesinin Türkiye ekonomisine 15 milyar doların üzerinde katkı sağladığını belirtti. TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen`in, G20 zirvesi kapsamında gerçekleştirilecek olan Genç Girişimciler İttifakı Başkanı olduğunu da belirten Naslı, 2015 yılında tüm dünyadan bine yakın genç işadamının TÜGİAD`ın evsahipliğinde Türkiye`de toplanacağını söyledi.
Yücelen: Özal`ın 3 hürriyet felsefesine sadığız
TÜGİAD`ın kuruluşunu destekleyen 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal`ın düşünce, inanç ve teşebbüs hürriyeti konusunda duyarlı olduklarını belirten TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen; dünyanın her köşesinde gelir dağılımındaki adaletsizliğe karşı girişimciliği teklif ettiklerini belirterek işadamlarına da önemli sorumluluk düştüğünü söyledi. Yıllardır Türkiye`de yaşanan ekonomik sorunlara ve çözüm önerilerine dikkat çekmeye çalıştıklarını belirten Yücelen, yatırım yapan, istihdam yaratan, ihracat için dünyayı kat eden ve düşük kar marjlarına rağmen direnen imalat sektörünün önemini anlattı. Mesajlarının sadece iktidara olmadığını vurgulayan Yücelen, muhalefet tarafından yönetilen yerel yönetimlerinin de payına düşeni almasını istedi. Ekonominin yıldızları olarak nitelendirilebilecek; istihdam yaratan, markalaşmaya çalışan ve TÜGİAD rekabetçilik çalışmasında belirtilen sektör mensuplarının muhalefetin iktidarda olduğu yerel yönetimlerden de zaman zaman baskı gördüğüne dikkat çeken Yücelen bu bağlamda CHP`li yerel yönetimlerin icraatlarının önem taşıdığını söyledi. Ekonomik sorunların aşılabilmesi için yapısal önlemlerin alınması gerektiğini dile getiren Yücelen; öncelikle iktidar olmak gerektiğini belirterek "Sayın Kılıçdaroğlu`ndan önce iktidar sonra da iktisat için nasıl formülleri var onu öğrenmek istiyoruz" sözleriyle CHP`den beklentilerini dile getirdi.
Toplantıda ilk konuşmayı TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen yaptı. Yücelen’den sonra kürsüye gelen Kılıçdaroğlu, Yücelen’in “teşebbüs hürriyeti”nden söz ettiğine dikkat çekerek şunları söyledi;
“Üreteceksiniz ama başınızda Demokles’in kılıcı olacak. Nasıl? Eğer iktidarı eleştirirseniz, ertesi gün kapınıza vergi müfettişi gelecek. Bunun adı demokrasi değildir. Bana sorarsanız şu anda Türkiye’nin en temel sorunu demokrasidir ve demokrasinin kan kaybetmesidir. Sorun o kadar büyük ki bizi aşmış durumda, bütün çağdaş ülkeler ve bütün aydınlar kaygıyla izliyor. Demokrasi sandığa gidip seçimlerde oy kullanmak değildir. Eğer demokrasiyi ona indirgersek o zaman vay bizim halimize. Demokrasi; sıcak siyasetin müdahale etmediği alanların büyümesi demektir. Veya sendikalar, meslek odaları… Eğer bu alanlara müdahale ederseniz, demokrasiyi yok edersiniz. Bütün dünyaya bakalım, kişi başına gelirin 25 bin 30 bin dolar olduğu ülkelerin tamamında birinci sınıf demokrasi var. Yoksulluğun kol gezdiği ülkelerin tamamında demokrasi yok.
Demokrasi, insan hakları ve özgürlüklerle at başı gider.
Birisi söyleyecek, parlamento ona göre yasa çıkaracak, bu demokrasi değildir. Demokrasi güçler ayrılığı ilkesini benimsemek demektir. Bana oy veren ‘milli irade’ vermeyen ‘milli irade değildir’ anlayışı demokrasi değildir. Süratle Türkiye bir dikta yönetimine doğru gidiyor”
Görüşlerini açıklarken, “Sermayenin özgürce çalışabileceği alanı yaratabilirseniz Türkiye büyür…” diyen Kılıçdaroğlu basını özgür olmayan bir ülkenin halkının da özgür olamayacağını vurguladı.
Kılıçdaroğlu, ”Sabah sabah kapınız çalınacak, alınıp götürüleceksiniz, polis marifetiyle ifadeniz alınacak. Neden böyle bir şey yapılıyor?
Hukuk evrenseldir. 17 Aralık operasyonlarından hemen sonra yasa değişiyor, ‘somut delile dayalı’ hukuk gidiyor, 17 Aralık, ‘makul şüpheye dayalı hukuk’ getiriliyor. Kişiye, duruma, inanca, kimliğe göre hukuk olmaz
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu görüşlerini açıkladıktan sonra, ”Nasıl iktidar olacaksınız?” sorusunu da şöyle yanıtladı.
“Eğer siz bütün bunların hepsine ‘evet’ diyorsanız, yani ‘yapılan yasal düzenlemeler doğru’ diyorsanız, ‘makul şüphe doğru’ diyorsanız, ‘üstünlerin hukuk olsun’ diyorsanız, ‘ne demek AB, bize Ortadoğu yeter’ diyen bir anlayışı benimsiyorsanız, bu düzen devam edecek demektir. ‘Biz hukukun üstünlüğüne inanıyoruz, biz sosyal devletten yanayız. Biz özgür medyadan yanayız’ diyorsanız onun da adresi belli. Tercih size ait, biz bize oy verseniz de vermeseniz de düşüncelerimizi her ortamda dile getireceğiz. CHP’nin temel felsefesi budur. Demokratik, laik, hukuk devletini savunmaktır. Biz bunu savunacağız. Bizim felsefemizde, genlerimizde vardır. Zorluk nedir? Türkiye son 10-15 yılda dar bir koridora sokuldu. Siyaset bu koridorda yapılıyor, etnik kimlik, yaşam tarzı, inanç…Siyaset bu üçü üzerinden yapılıyor. Bizim ülkemizde yapılıyor. Birileri çıkıp ‘etnik kimlik, inanç, yaşam tarzı üzerinden siyaset olmaz’ demiyor. Demokrasiden yeni yeni söz etmeye başladık. Demokrasi zor kazanılır ama kolay kaybedilir, aşama aşama kaybedilir. Birisi çıkıp ‘yasama ve yargı benim için ayak bağıdır’ dediğinde, işadamı, sanatçı çıkıp ‘demokrasi tehlikeye giriyor’ demediyse sorun vardır ülkede. Sadece Anamuhalefet partisinin bunu seslendirmesi doğru değil. Benim sorumluluğum var, sizin yok mu? Sizin de sorumluluğunuz var, mücadele edeceksek beraber edeceğiz. 2015′te seçimler geliyor, demokrasimizi yeniden birinci sınıf demokrasi haline getirmeliyiz.
Kılıçdaroğlu AB karşıtı söylemlere de dikkat çekerek şunları söyledi;
“Türkiye uygar dünyanın bir parçası olduğunu göstermek amacıyla, AB’ye girmek için 1963′te Ankara Anlaşmasını imzaladı. Şimdi ise AB dışlanıyor.
Şanghay Beşlisi’ne özlem duyulduğu anlaşılıyor. Bu ülkelerin hangisinde demokrasi var? Çin’de mi, Rusya’da mı var, hangisinde var? Demokrasiden vazgeçme gibi bir irade açıkça beyan ediliyor. Bu vahim tabloyu değiştirmek bizim elimizde. Sağ-sol, ileri-geri demeden demokrasi isteyen, özgürlük isteyen, kadın erkek eşitliği isteyen, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti isteyen, uygar toplumun bir parçası olmak isteyen bütün yurttaşlarımı CHP çatısı altına bekliyorum. Türkiye farklı bir rotanın içinde artık. Yolsuzluğun meşrulaştırıldığı bir sürecin içindeyiz. Bir toplumu çürütmek istiyorsanız, yolsuzluğu meşrulaştıracaksınız, ‘çalıyor ama iş yapıyor’ anlayışını egemen kılacaksınız. Yapılan bu. Türkiye üzerinde büyük bir oyun oynanıyor. Hepimizin gözleri önünde oynanıyor ama farkında değiliz. Söylenen her sözün bir amacı var, toplum bir yerlere aşama aşama götürülüyor. O nedenle hepimizin sorumluluğu var. Yeniden düşünmek zorundayız.”
Kılıçdaroğlu genç işadamlarıyla toplantıda Merkez Bankası’na müdahalenin kabul edilemeyeceğini belirtti ve bilgi toplumunu yakalamak için ise eğitime olağanüstü kaynak aktarılması gerektiğini söyledi.
“Demokrasi paydasında hepimiz birleşmek zorundayız” diyen Kılıçdaroğlu’nun konuşmasından sonra toplantı basına kapalı devam etti. Toplantıda, CHP Genel Başkan Yardımcıları Faik Öztrak ile Selin Sayek Böke de katılımcıların sorularını yanıtladı.
Daha sonra basın kapalı kısa bir toplantıda TÜGİAD üyelerinin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu toplantı sonunda TÜGİAD Başkanı Ali Yücelen, Ankara Şube Başkanı Türker Naslı ve Parlamento İle İlişkiler Komisyonu Başkanı Seda Özbulut`dan bir teşekkür plaketi aldı.
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA
HABER:ABDULLAH ORTAÇ/*ÖZEL HABER