KILIÇDAROĞLU:``UTANÇ DUVARI KABUL EDİLEMEZ``

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.Kılıçdaroğlu,Mardin`de Türkiye`nin Suriye sınırına örülmesi planlanan güvenlik duvarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, iktidarın duvarın örülmesine gerekçe olarak sınırı kontrol edemediğini gösterdiğini, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu belirtti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın dış politikasını eleştirerek, "AKP, CHP`yi izlediği sürece, projelerini uyguladığı sürece Türkiye`nin alnı tertemiz olur. Türkiye`nin sorunları çözülmüş olur. Türkiye Ortadoğu`ya gerçekten de rol model olur. Ama bizi izlerseniz. Biraz geriden geliyorlar ama izlemeye başladılar" " dedi. 

Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısında yaptığı konuşmada, gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Büyük Önder Atatürk`ü vefatının 75. yılında saygıyla andıklarını belirten Kılıçdaroğlu, onun düşünce ve ideallerinin yollarını aydınlattığını belirtti. 

Özgürlük mücadelesi verenlerin mutlaka bir lider yetiştirdiğini, böyle bir lider olan Atatürk`ün başlattığı mücadelenin tüm mazlum halklara örnek olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, Atatürk`ün bu ülkeyi gençlere emanet ettiğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Şimdi birileri gençlerin önünü kapatmaya çalışıyor, onlar Mehmet Akif`in lafıyla haykırıyorlar, `Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım` O gençlerimiz bizi bütün dünyada tanıttılar, saygınlık kazanmamıza yol açtılar. Verdikleri mücadele çok önemli bir mücadeleydi" diye konuştu. 

Sosyalist Enternasyonal`in İstanbul`da gerçekleştirilen iki günlük konsey toplantısına değinen Kılıçdaroğlu, toplantının dün gerçekleştirilen açılışında ağırlıklı olarak Gezi Parkı olaylarının görüşüldüğünü ifade etti. Kılıçdaroğlu, "Görüldü ki Mustafa Kemal`in Türkiyesi özgürlük, bağımsızlık ve demokrasi konusunda önemli adımlar atmaya devam ediyor. Birileri engel olmaya çalışıyor. Ama ne yaparlarsa yapsınlar biz inandığımız yolda kararlılıkla yürümeye devam edeceğiz" değerlendirmesinde bulundu. 

Atatürk`ün yüzyılın kahramanı olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Onu unutmayacağız, unutturmayacağız. O sadece bizim değildir, bir dünya kahramanı, bir dünya lideridir" dedi. 

Konuşmasında kıdem tazminatına ilişkin tartışmalara da değinen Kılıçdaroğlu, basında sınırlı yer verilen bu konunun çok önemli ve çok sayıda vatandaşı ilgilendiren bir konu olduğunu vurguladı. Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: 

"Zaman zaman haberler geliyor, `CHP neden bu konuda konuşmuyor?` diye. Onlara şunu söylüyorum, işçi kardeşlerime açıklıkla ifade ediyorum; önce siz kendi sorununuza sahip çıkacaksınız sonra göreceksiniz ki bütün CHP`liler kapı gibi arkanızda. Korkmayacaksınız. `İktidar baskı yapabilir`, yılmayacaksınız. Korkuyorsanız, sesinizini çıkarmayın. Yılıyorsanız, sesinizi çıkarmayın. Bize de gelmeyin. Biz bu ülkede korkmayan insanlar istiyoruz. Bir diktatörün önünde diz çöküyorsanız, kusura bakmayın sizin sorunlarınıza kimse sahip çıkmaz. Biz emeğin sorunlarına sahip çıkarız. Alın terine sahip çıkarız. Çünkü biz Bülent Ecevit`in sosyal demokrasi geleneğinden geliyoruz." 

İşçilerin örgütlü olmasının en çok CHP`yi mutlu edeceğini, taşeronlaşmaya karşı çıkan, bu sorunu ele alan partinin de CHP olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Kusura bakmayın ama sizler de biraz gözlerinizi çevirin CHP`ye. CHP`ye açık yüreklilikle destek verin. Kalkar hala AKP`nin kuyruğuna takılır giderseniz, kimse sizi işçi sendikası olarak da görmez" ifadelerini kullandı. 

İktidarın Türkiye`yi yarı açık cezaevine çevirdiğini ileri süren Kılıçdaroğlu, şu anda cezaevlerindeki tutuklu sayısının 132 bini geçtiğini, 2005 yılında bu sayının ise 56 bin olduğunu söyledi. "Bunlar hep geçmişle övünüyorlar ya şimdi merak ediyorum bununla da övünecekler mi?" diye soran Kılıçdaroğlu, 162 ağır hastanın da halen cezaevinde olduğuna dikkati çekti. Kılıçdaroğlu,"Önümüzdeki süreçte cezaevlerinden yeni cenazeler çıkarsa bunun bir tek sorumlusu var; ülkeyi yöneten diktatördür" dedi. 

Mardin`de Türkiye`nin Suriye sınırına örülmesi planlanan güvenlik duvarına ilişkin de değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, iktidarın duvarın örülmesine gerekçe olarak sınırı kontrol edemediğini gösterdiğini, bunun kabul edilemez bir durum olduğunu belirtti. 

Bu bölgede, Türkiye ve Suriye arasında hayatın günlük akışında gözlemlenebilen akrabalık ilişkileri olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, "En son duvar ne zaman yıkıldı? Berlin Duvarı, 1989`da. 21. yüzyılın Türkiye`sinde siz duvar inşa ediyorsunuz. Neden? Türkiye`yi daha büyük bir hapishaneye dönüştürmek için. Bunu kabul etmiyoruz, doğru bulmuyoruz, şiddetle de reddediyoruz" dedi. 

Konuşmasında dış politika konusuna da değinen Kılıçdaroğlu, AK Parti`nin bu alandaki uygulamalarını eleştirdi. "Ortadoğu`nun, belki de dünyanın en çapsız kişisi bu ülkeye dışişleri bakanı yapıldı" diyen Kılıçdaroğlu, ülkenin "komşularla sıfır sorun" politikasından, "sıfır komşu" politikasına geçtiğini savundu. 

CHP`nin her zaman ülkenin çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini, bu kapsamda Irak ve Mısır gibi ülkelere ziyaretler gerçekleştirdiklerini aktaran Kılıçdaroğlu, Hükümetin önce CHP`yi eleştirdiğini, şimdi ise onların açtığı yoldan gittiğini ileri sürdü. Kılıçdaroğlu, "AKP, CHP`yi izlediği sürece, projelerini uyguladığı sürece Türkiye`nin alnı tertemiz olur. Türkiye`nin sorunları çözülmüş olur. Türkiye Ortadoğu`ya gerçekten de rol model olur. Ama bizi izlerseniz. Biraz geriden geliyorlar ama izlemeye başladılar" şeklinde konuştu. 

Kılıçdaroğlu, AK Parti iktidarının Suriye politikasının da yanlış olduğunu savunarak, "El Kaide, El Nusra militanlarının eğitildiği, eline silah verilerek gönderildiği ülkedir Türkiye şu anda. Türkiye büyük bir itibar kaybıyla karşı karşıyadır" ifadelerini kullandı. 

Bir süre önce Suriye`ye Sarin gazı götürüldüğü iddiasıyla gözaltına alınan kişilerin tamamının serbest bıkarıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, bunun birilerinin talimatı ile gerçekleştiğini iddia etti. Uyuşturucu taşıdığı iddiasıyla Hatay`da ele geçirilen bir TIR`da da havantopu mermisi ve rampası ele geçirildiğini aktaran Kılıçdaroğlu, "Nereye gidiyor? Suriye`ye. Nerede üretilmiş? Konya`da. Burası bir devlet mi? Sen kalkıp sabah akşam benim telefonlarımı dinleyeceğine, CHP`lilerin telefonlarını dinleyeceğine, vatandaşın telefonlarını dinleyeceğine bunları dinlesene" değerlendirmesinde bulundu. 

Bunların çok önemli ve Türkiye`nin uluslararası meşruiyetini tartışma konusu yapacak gelişmeler olduğunu ileri süren Kılıçdaroğlu, bir devletin yasadışı örgütlerle içli dışlı olmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, öğrenci evlerine ilişkin tartışmaları değerlendirirken, kimsenin gençliğe ahlak bekçiliği yapmasına gerek olmadığını söyledi. Yurt sıkıntısına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, CHP`li belediyelere, öğrenci yurtları yapmaları için çağrıda bulundu. 

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın, Finlandiya`da kendisine soru soran gazeteciyle olan diyaloğunu anımsattı. Erdoğan`ın, söz konusu gazeteciye, "Sizi herhalde buraya özel olarak birisi görevlendirdi" dediğini belirten Kılıçdaroğlu, "Türkiye sanıyor. Gazetecinin Finli olduğunu öğrenince, `Sen Türkiye`de olacaktın ben sana gösterirdim gününü` demiştir" diye konuştu. 

Gençliğin, geleceği ifade ettiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, bu nedenle her ülkenin, her anne ve babanın, gençlerin en iyi şekilde eğitim alabilmeleri için çaba harcadığını söyledi. 

Bir gencin üniversite sınavını kazanmasının, çevresindeki herkesi mutlu ettiğini, ancak bir süre sonra bazı soru işaretlerinin belirmeye başladığını anlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 

"Soru işareti, `çocuğum nerede kalacak?` Son günlerde bir tartışma var. Tartışmayı başlatan kişi, bu ülkenin Başbakanı. `Öğrenciler kızlı erkekli nasıl aynı yerde kalırlar?` Peki sen bu öğrencilerin kalabileceği kapasitede yurt yaptın mı? Yapmadın. Neden kendine bu soruyu sormuyorsun? Cumhuriyet tarihinde en kolay çözülmesi gereken sorundur yurt. Neden çözmedin? 11 yıldır iktidardasın, ne yaptın sen? O çocuklara yazık değil mi tamamını suçlu konuma getirdin. Anne babaların kafasına kuşku tohumları ekmeye başladın. Günah değil mi? 

Önce, `kız ve erkek öğrenci yurtları ayrı değil, beraber` dedi. Sonra biri uyardı, `böyle bir şey yok` dedi. Sonra, `aynı yerlerde kalıyorlar` dedi. 

Gençliğimize güveneceğiz. Kimsenin gençliğe ahlak bekçiliği yapmasına gerek yoktur. Bizim gençliğimize kimsenin ahlak dersi vermeye haddi de yetkisi de yoktur. Gençler zaten zor koşullarda yaşıyorlar. Benim öğrenciliğimdeki koşullar aynen devam ediyor." 

Öğrencilik dönemine ilişkin bir anıyı paylaşan Kılıçdaroğlu, "Öğrenciliğimde, 3 arkadaş birlikte yurtta kalıyorduk. Peder parayı gönderdi ama postadan gelmedi. Akşama kadar aç kaldık. Hukuk fakültesinden bir arkadaşımızın yanına gittik. O da `bende de para yok ama Elazığ`dan gelirken bulgur getirdim` dedi. Bulgur yaptık yedik" diye konuştu. 

Bu anıları sempatiyle andıklarını, benzer durumların yüzbinlerce üniversite öğrencisinin başından geçtiğini belirten Kılıçdaroğlu, Erdoğan`a yönelik, "Sen öğrenciye yurt yaptın da öğrenci yurtta mı kalmadı? Birer, ikişer kişilik odalarda sıcak su, internet erişimi olan yurt yaptın mı? Yapmadın. Kimi suçluyorsun? Ahlak adına gençleri suçluyorsun" dedi. 

Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: 

"O zaman sana ahlakı anlatayım: Ahlaklı adam Deniz Feneri`ne sahip çıkmaz, yolsuzluklara göz yummaz, devletin malını yandaşlarla peşkeş çekmez, alın teriyle ekmek kazanan gazetecinin ekmeği ile uğraşmaz, milletin oyu ile seçilmiş vekilleri hapishanede tutmaz, kadının kılık kıyafeti ile uğraşmaz, milletin inancıyla uğraşmaz, zekat paralarını yiyenlerin sırtını sıvazlamaz. Ahlaklı adam, kul hakkı yemez. 

Ahlaklı adamın başka özelliği de kendi vatandaşını muhbirlik yapmaya teşvik etmez. Bu, komşulara diyor ki `gençler nerede kalıyorsa muhbirlik görevi yapın.` Böyle bir anlayış olur mu? Burada bütün CHP belediyelerine açık çağrı yapıyorum: İlk işiniz, ilk göreviniz öğrenci yurdu yapmak olsun. 

Gençlere ahlak dersi veriyor. Sen kim gençlere ahlak dersi vermek kim. Önce sen ahlakın ne olduğunu bir öğren. Ahlaklı adam siyasete yırtık ayakkabı ile girip şimdi dünyanın en zengin başbakanlarından biri olmaz. Ahlaklı adam bu ülkenin 76 milyonundan toplanan vergilerin nerelere harcandığının hesabını TBMM`de verir. 

Neymiş, `meşru hayat ve gayrimeşru hayat` varmış. Kusura bakma ama sen gayrimeşru bir Başbakansın. 

Daha dün Zonguldak`ta üniversitede kız öğrenciler `su yok, kalorifer yanmıyor` diye alkışlarla, sloganlarla protesto ettiler. Sen bu öğrencilerin sorununu çözdün de sana bir şey mi dedik?" 

Kılıçdaroğlu, pırıl pırıl bir gençliğin bulunduğunu dile getirerek, "Gençliğimize güveniyoruz. Gençlere, anne ve babalarına sesleniyorum: Bir diktötörün söylediği sizi asla üzmesin. Çocuklarınızla övünün ve onlarla gurur duyun. Neden kızıyor gençlere? Gezi olaylarında bu diktatöre diz çöktürdüler, hazmedemiyor. Bunu bir türlü üstünden atamadı" dedi. 

Kemal Kılıçdaroğlu, Adana Valisi Hüseyin Avni Coş`un sözlerine ilişkin tartışmalara da değindi. Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 

"Tam Başbakan`a göre bir Vali. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Devletin dili küfürleştiği andan itibaren, valinin de dili küfürleşir. Artık bu konuştuğu zaman `artı 18` yazmak durumundayız. Böyle bir anlayış olablir mi? 

Benim bir önerim var: İyi yerdesin, muhbirlik dahil her türlü şeyde kimse eline su dökemez. Ahlak dersi veriyorsun, kızıyorsun. Bence Bülent Arınç`ı o görevden al yerine bu valiyi getir, hükümet sözcüsü yap. Yolsuzluk yapanlar va halka küfredenler yükseliyor. Böylece AKP`nin gerçek yüzünü bütün dünya da öğrenmiş olur. 

Vali, `devletin değil iktidarın valisiyim ben` diyor. O valinin arabasına Türk bayrağı asaması ağrıma gidiyor. Devletin valisi değil, iktidarın valisi." 

Partililerine seslenen Kılıçdaroğlu, "Ayrışma lüksümüz yok. Beraber olmalıyız. Eski demokratlara, Doğru Yol, ANAP`lılara sesleniyorum: Ülkenin nereye gittiğini görüyoruz. Hepimizin sorumluluğu var. Beraber olacağız, beraber mücadele edeceğiz" dedi 

ABDULLAH ORTAÇ-ANKARA/ARTUKLU HABER