Halk arasında çalma hastalığı olarak bilinen “kleptomani” hastalığına ilişkin değerlendirmelerde bulunan uzmanlar, kleptomanin hırsızlık ile eş anlamlı olmadığının altını çiziyor.
Halk arasında çalma hastalığı olarak bilinen “kleptomani” yaşayan kişilerde, çocukluk döneminde yaşanan ruhsal travmaların etkili olduğunu belirten uzmanlar, kişide olumsuz ruh halini azaltmak veya bastırılmış öfkenin göstergesi olarak böyle bir semptom geliştiğini vurguluyor. Kleptomanin hırsızlık ile eş anlamlı olmadığının altını çizen uzmanlar, dürtü kontrol bozuklukları adı altında sınıflandırıldığını çalma dürtüsünü engelleyememe hali olduğunu belirtiyor.
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, NP Etiler Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Habib Erensoy, halk arasında “çalma hastalığı” olarak da bilinen kleptomaniye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kleptomaniyi, “maddi değeri çok yüksek olmayan değersiz ve pek işe yaramayan eşyayı çalmak” olarak tanımlayan Doç. Dr. Habib Erensoy, “Çocuklukta değersiz eşyayı çalmak, çocukluk hatası olarak algılanabilir ve genellikle bu davranış ilerleyen yaşlarda ortadan kalkar. Erişkin dönemde bu olumsuz davranışın (hırsızlık) hem ahlaki hem cezai sorumluluğu elbette ki fazladır.” dedi.
Kleptomani çalma dürtüsünü engelleyememe halidir
Kleptomaninin hırsızlık ile eş anlamlı olmayıp ruhsal bir hastalık olan dürtü kontrol bozuklukları adı altında sınıflandırıldığını kaydeden Doç. Dr. Habib Erensoy, “Hırsızlıktan farklı olarak kişinin sosyokültürel, dış görünüş ve ekonomik durumuyla uyumsuzdur. Kişi genelde çalma davranışına karşı aşırı istek duyar. İşine pek yaramayan, parasal değeri fazla olmayan ıvır zıvır nesneleri alım gücü olduğu halde çalar ve sadece çalma dürtüsünü engelleyememe halidir. Kişi, çalma davranışının olumsuz sonuçlarını farkında, bu davranışının sonucunda utanç, sıkıntı duyduğu halde dürtülerine karşı koyamamakta, benzer davranışı tekrarlamaktadır.” diye konuştu.
Alt benlik ve üst benlik denge sağlayamıyor
Kleptomaninin nedenlerine değinen Doç. Dr. Habib Erensoy, “Psikanalitik kurama göre, kleptomanide her an haz almayı isteyen alt benlik ve kişiye sınır koyan üst benlik arasında kalan benlik dengeyi sağlayamamaktadır. Üst benliğin acımasız etkisi artmış ve kişi, kendisini cezalandırmak, suçlamak için çalma eylemlerine başlamaktadır. Freud’a göre, bireyin bastırılmış çatışmaları rol oynamaktadır.” diye konuştu.
Kleptomani yaşayan kişilerde, çocukluk döneminde yaşanan ruhsal travmaların etkili olduğunu kaydeden Doç. Dr. Habib Erensoy, “Kişide olumsuz ruh halini azaltmak veya bastırılmış öfkenin göstergesi olarak böyle bir semptom geliştirmiştir.” dedi.
Psikoterapi belirtileri azaltıyor
Doç. Dr. Habib Erensoy, kleptomaninin depresyon, kişilik bozuklukları, Dissosiatif Bozukluk ve takıntı hastalıkları gibi psikiyatrik hastalıklarla beraber veya epilepsi, demans ve bazı beyin tümörleriyle görülebildiğini kaydetti. Doç. Dr. Habib Erensoy, “Kleptomani, dürtüselliği azaltmak ve eşlik eden psikiyatrik hastalıkları tedavi ederek kontrol altına alınır. Travmatik yaşantıları olanlarda psikoterapi, belirtileri azaltır.” diye konuştu.
ARTUKLU HABER AJANSI