Dünya genelinde yılda ortalama 3.2 milyon ölüme sebep olan KOAH, geri dönüşü olmayan, önlem alınmadığında ilerleyen ve yüksek oranda ölümcül olan kronik bir akciğer hastalığı…
Ülkemizde 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH bulunduğunu belirten Türkiye İş Bankası grup şirketleri arasında yer alan Bayındır Sağlık Grubu, Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, hastalığın seyri iç karartıcı olsa da, önlenebilir ve erken dönemde tedavi edilebilir özellik taşıdığının unutulmaması gerektiğini söylüyor.
Kronik obstruktif akciğer hastalığı (KOAH), toplumda yüksek oranda görülen ve öldürücülüğü yüksek olan bir halk sağlığı problemi. Dünya genelinde bulaşıcı olmayan hastalık kaynaklı ölümlerin üçüncü sırasında solunum yolu hastalıkları (4.1 milyon) yer alırken, bu ölümlerin çok büyük kısmı (3.23) KOAH nedeni ile gerçekleşiyor.
Türkiye’de ise 40 yaş üstü her 5 kişiden birinde KOAH olduğu düşünülüyor ancak her 10 KOAH hastasının sadece 1’i doktora başvuruyor. Bu nedenle ülkemizde bulunduğu tahmin edilen 3-5 milyon KOAHlı hastanın sadece 300-500 bini doğru tanı alabiliyor.
KOAH’ın başta tütün ve tütün ürünleri kullanımı olmak üzere zararlı gaz ve tozlara uzun süre maruz kalmaya bağlı oluşan akciğer inflamasyonuyla birlikte seyrettiğini belirten Bayındır İçerenköy Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, hastalığın erken evrelerde hiçbir belirti göstermeyebileceğini bu nedenle düzenli kontrollerin kritik önem taşıdığını söyledi.
KOAH ATAĞI ÖLÜME YOL AÇABİLİYOR
Hastalık ilerledikçe öksürük, balgam çıkarma, nefes darlığı ve göğüste baskı şikayetlerinin ortaya çıkacağını ileten Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, ağır ve çok ağır evrelerdeki KOAH’lı hastaların mevcut şikayetlerinde artış yaşandığını belirterek, “Hastalarda bu dönemlerde öksürük, nefes darlığı ve balgam miktarında artış oluyor. Ayrıca balgam kıvamı ve rengi artıyor. Atakların oluşmasında en büyük sebep araya giren enfeksiyonlardır. Ataklarda kan oranındaki oksijen azlığı nedeniyle siyanoz, ajitasyon, morarma, huzursuzluk, uykusuzluk, terleme, nefes alıp verme sayısında artış, taşikardi ve kandaki karbondioksit artışına bağlı olarak bilinç kaybı, dalgınlık, uyuklama belitileri gelişebiliyor. Ataklar solunum yetmezliğine, yoğun bakım ihtiyacına, multi organ yetmezliğine ve hatta ölüme yol açabiliyor” dedi.
SİGARA ACİLEN BIRAKILMALI
KOAH tedavisinde öncelikle sigara içmenin bırakılması gerektiğini vurgulayan Uzm. Dr. Muharrem Tokmak, diğer tedavi yöntemleri hakkında şu açıklamalarda bulundu: “Nefes açısı ilaçların düzenli ve doğru şekilde kullanılması, grip ve zatürre aşılarının yapılması, zararlı gaz ve maddelerinin solunmaması, solunan ortam havasının temiz tutulması ve düzenli egzersiz yapılması başlıca tedavi yöntemleri arasında yer alıyor.”
SİGARA İÇEN ASTIM HASTALARINDA KOAH RİSKİ ÇOK YÜKSEK
Erken evre KOAH hastalarının tam olarak iyileşebildiğini vurgulayan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Muharrem Tokmak, konu hakkında sözlerine şu şekilde devam etti: “İleri evre KOAH hastalarında tamamen düzelme olmazsa da hastalık stabil hale gelebiliyor. Burada yaşam süresini KOAH evresi belirliyor. Ayrıca astım ve KOAH farklı hastalıklar olmasına rağmen kesişen ortak alanları bulunuyor. Ancak sigara içen astım hastalarının KOAH olma riski daha yüksek olarak görülüyor.”
40 YAŞ ÜSTÜ GÖĞÜS HASTALIKLARI MUAYENESİ OLMALI
KOAH’ın erken evrelerinde hastalara yapılan akciğer filminin normal olduğunu, geç evrede ise KOAH’a özgü belirtiler ile tanı konulabildiğini söyleyen Uzm. Dr. Muharrem Tokmak “Ancak her durumda akciğer filminin istenmesi gerekiyor. KOAH dışı bazı hastalıklar, KOAH gibi belirti verdiği için akciğer filmi ile hastalığa tanı konulması gerekiyor. Sigara içen her kişi yakınma olsun veya olmasın 40 yaş üstünde yılda bir kez göğüs hastalıkları muayenesi olmalı, akciğer grafisi çektirmeli ve solunum fonksiyon testi yaptırmalı. Erken evrede tanı konulan hastalar tamamen iyileşebiliyor” dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI