"Bu çözüm veya barış süreci dediğimiz süreç, kardeşlik hukukunun gelişmesinin önünü açtı. Şükürler olsun o mevcut birikim peyder pey artarak gün yüzüne çıkıyor." Diyen Hedbi, “Bu süreçte, Kürtçenin önündeki engellerin kaldırılması için yapılan yasal düzenlemeler ile yavaş yavaş Kürtçenin hayatın her alanında kullanılmasına imkân sağlamaya devam ediyor.
" 90’lı yıllarda çevirisine başlamıştım”
Çeşitli medreselerde eğitim gördüğünü, daha sonra ilahiyat ve sosyoloji fakültelerinde de eğitim aldığını belirten Hedbi, “1990'lı yıllarda İmam Şafi'nin Arapça divanını Kürtçeye çevirdiğini fakat onu saklamak zorunda kaldığını, sağa sola saklayarak bugünlere getirdik. Gelişmeler ve yasaklar kalkınca rabbim nasip etti. İlk eserimiz imam şafinin divanını Kürtçeye kazandırdık. Artık piyasa da var. Bunun yanında akdemdik bir şekilde bir mevlit yazmayı da rabbim nasip eyledi. Ayrıca "Eqîde û Fiqha Zelal" adıyla akide ve fıkıh alanında da Kürtçe bir kitap yazdık." diye konuştu.
"Kürt tarihi Prehistorya dönemini atlattı"
"Çözüm süreci ve yasakların kalkması ile Kür tarihinde yaşanan gelişmelerin önemli olduğunu aktaran Hedbi, Devletin vatandaşının dilinin sahiplenmesinin mutluluk verdiğini söyledi. Bu yaklaşım biçiminin Kürt coğrafyasında yitirilen aidiyet duygusunu yeniden oluşturduğunu, tarihte yazı öncesi döneme 'Prehistorya' denildiğini ve maalesef yasaklardan ötürü tabiri caizse günümüze kadar Prehistorya dönemini yaşayan Kürt tarihi bugünlerde prehistorya dönemini atlattığını söyleyebiliriz. Bunun için de herkesin bu fırsatı değerlendirip eserler yazması gerektiğini" söyleyen Hedbi şöyle konuştu:
"Günümüzde kadar Kürt tarihi prehistorya dönemini yaşıyordu tabiri caizse. Çünkü yazı yoktu, yasaktı. Çözüm süreci veya kardeşlik projesi dediğimiz bu gelişme birçok şeyin önünü açtı. Örneğin Şimdi TRT Kurdi ve özel kanalların açılmasıyla Kürtçe konuşmanın üzerindeki yasaklar kalktığı gibi Kürtçe yazmanın önünü de açtı. Anadolu Ajansının da Kürtçe yayın yapan bir bölümü oldu. Bu çok önemli! Devletin bunu sahiplenmesi, vatandaşının dilini sahiplenmesi üzerindeki baskıyı kaldırıyor. Kürtçe önceden de vardı. Yasaklardan ötürü yapılmıyordu. Bu çözüm süreci dediğimiz kardeşlik hukukunun gelişimi bunun önünü açtı. Şükürler olsun o mevcut birikim peyder pey artarak gün yüzüne çıkıyor. Hem halk olarak, hem yazar olarak bunu sevinicini ve mutluluğunu yaşıyoruz."
Şuanda çevrilen kitapların dünyanın birçok noktasına artık ulaşabildiğini, çevirdiği bazı kitaplarını Diyanet İşleri Başkanlığına da gönderdiğini kaydeden Hedbi, Diyanetin bunları sahiplenmesi talebinde bulunduklarını, bu konuyu DİB başkanı Sayın Mehmet Görmez'e aktardıklarını ve kendilerinin de bu gelişmelerden memnuniyet duyduklarını belirttiğini söyledi.
Ülkenin yıllarca bir kaç kelimeye ve harfe takıldığı için nice insanların kaybedildiğini belirten Hedbi, şunları söyledi:
"En büyük devlet vatandaşına en çok değer veren, en çok hizmet edendir.
Geri kalmış toplumların veya kısa ömürlü yönetimlerin/devletlerin anlayışlarını irdelediğiniz zaman, iktidarını korumak için, vatandaşını ‘gözü açılmasın diye’ ezen bir anlayışla karşı karşıya kalıyorsunuz. Yıllarca bazı isimler üzerinden ve yasaklar olmasından nice insanlarımız kaybettik. Sayın Erdoğan Başbakan iken Barzaniy'i Diyarbakır'a getirdiğinde "Kürdistan'ın başbakanı" dedi. Ama devlet bölünmedi, parçalanmadı. TRT Kürtçe yayın yapıyor, hiç bir bölünme çözülme parçalanma olmadı. Aksına aidiyet duygusu gelişti. Dolayısıyla bu tür eserlerin olması kazanımdır. Problem değildir."
"Geniş adalet anlayışıyla gerçek büyük devlet olunur."
İki defa aynı hataya düşülmemesi gerektiğine inanan bir kültürden gelen bizlerin, yaşadığımız acılardan ders çıkarmış olması, artık daha da güzel bir istikbali inşa etmek için yaşanan bunca acıların bizlere bir şeyler katmış olması gerekir diye düşünüyorum. Bu gelişmelerde hükümetin rolünün büyük olduğunu, Kürtlerin de buna katkı sunduğunu" dile getiren Hedbi, "Toplumu oluşturan ailelerin kendi dillerinde kendi dinlerini öğrenmelerinin şiddet, kan davası, kadın ve töre cinayetleri gibi birçok olumsuzluğu da azaltacağına inanıyoruz. Aileler kendi içerisinde İslami eserleri okurlarsa elbette ki ıslah olma ihtimalleri daha yüksek olur. Aileler ıslah olursa, aile içi şiddet, Kadın ve töre cinayetleri azalır ki bunun yansıması topluma da olacaktır. Madame Curie; 'Bireyleri geliştirmeksizin daha iyi bir dünya kuramayız.' demektedir. Bu gerçeklik, devletler için de geçerlidir. Vatandaşlarının gelişmesini sağlayamayan devletler hiçbir alanda ilerleme sağlayamaz. Toplumu ve devleti geliştirmek, bireyi geliştirmekle doğru orantılı olduğuna göre devlet, toplum ve bireyin birbirini iyi anlaması gelişmenin ilk ve en vazgeçilmez unsurudur. Artık doğru iletişim olmaksızın değişimin mümkün olamayacağı gerçeği anlaşılmalıdır. Devlet, yurttaşıyla anlayacağı veya anlaşacağı dil ile sağlıklı bir iletişim kurmalıdır. Unutulmamalıdır ki; sadece geniş sınırlarla değil, geniş adalet anlayışıyla gerçek büyük devlet olunur." şeklinde konuştu.
"Küçük İnsanlardan Büyük Hayaller beklenmemeli"
Dar düşünceli insanlardan geniş ufuklu hayaller kurmaları beklenilmemeli! İyiyi, güzeli ve doğruyu söylemek veya övmek kolaydır. Gerekli olan bunları uygulamaktır. Zor olan ise, bu konuda irade gösterebilmektir. Bunun için de aydın sayılan insanlara çok iş düşmektedir. Bireyin haklarını önemsemeyen milletler gerçek manada devletleşemeyeceği gibi, milletinin isteklerini önemsemeyen devletler de dünya iktidarı arenasında söz sahibi olmayacak ve küçük kalmaya mahkûm olacaktır. "Küçük İnsanlardan Büyük Hayaller beklenmemeli. Bu, devlet adamları için de geçerlidir. Herkes hayaline bağlı ve sadık olduğu kadar büyür ve o denli bir hayat yaşar…
"Kürtçenin Okullarda Seçmeli Ders Olması"
Yasaklandığından dolayı yeni nesillerin Kürtçeyi pek okuyamadığını, ancak seçmeli de olsa okullarda Kürtçe eğitimin verilmesine başlanması bunu değiştirdiğini, özellikle yetkililerin buna biraz daha EĞILIM göstermesi gerektiğini belirten Hedbi, Kürt aydın ve yazarlarına da çağrıda bulundu:"90lı yıllarda yazdığımız eserleri bir kaç yıl önce yayımlamaya başladık. Bugün bir imkân oluşmuş" diyen Hedbi, "Kürt dilini Prehistorya döneminden çıkarmamız için çok önemli imkânlar sağlanmış. Kürt yazar ve çizerlerin ayrım yapmadan her kesimden herkesin katkı sunması lazım. Bunların çoğalması lazım! Yasaklar kalkmıştır kimin torbasında ne varsa dökmesi lazım." dedi.
ARTUKLU HABER AJANSI-MARDİN