M.EMİN DEĞER 2.TÜRKİYE-İRAN FORUMUNA KATILDI

2. Türkiye - İran Forumu 26 - 27 Aralık 2015 tarihlerinde Tahran?da icra edildi.İran Dışişleri Bakanlığı Politik ve Uluslararası Araştırma Merkezi (IPIS) ile Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM)?nin ev sahipliğinde İran?da gerçekleştirildi.

30.12.2015 14:05:31 0
M.EMİN DEĞER  2.TÜRKİYE-İRAN FORUMUNA KATILDI

2. Türkiye - İran Forumu 26 - 27 Aralık 2015 tarihlerinde Tahran’da icra edildi.İran Dışişleri Bakanlığı Politik ve Uluslararası Araştırma Merkezi (IPIS) ile Türk Asya Stratejik Araştırmalar Merkezi (TASAM)’nin ev sahipliğinde İran’da gerçekleştirildi. Foruma Katılan Türkiye - İran İş Konseyi Yürütme Kurulu üyesi ve Değer Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Değer yaptığı konuşmasında Türkiye ve İran hem ekonomik hem siyasi hem de stratejik ortaklığı kurması gerektiğini söyledi.

Yoğunluklu olarak iş adamları ve iş dünyasının temsilcileri ile, Türkiye ve İran’dan uzman, araştırmacı, akademisyen, yerel yönetim temsilcileri, gazeteci, bürokrat ve diplomatların izleyici veya müzakereci olarak katıldıkları Forum üç gün sürdü Türkçe ve Farsça simultane çeviri hizmetinin de verildiği Forum’da sunulan tebliğler TASAM Yayınları tarafından kitaplaştırılacak. Türkiye için İran ile birlikte tüm Orta Asya, Güney Asya ve Kafkasya ülkelerine çıkış kapısı; İran için ise Türkiye ile birlikte tüm Avrupa ülkelerine erişim noktası konumunda olan Van’da; nükleer anlaşma öncesi stratejik ve proaktif bir yaklaşımla “Türkiye - İran Van Forumu”nun ilki Sektörel ve Finansal Derinleşme ana teması ile 23-25 Ekim 2014 tarihlerinde yapılmıştı.

2.kez olarak  düzenlenen Türkiye - İran Forumu 26 - 27 Aralık 2015 tarihlerinde Tahran’da icra edildi.

İran’da icra edilen 2.Türkiye-İran Forumuna Davetli olarak katılan Türkiye - İran İş Konseyi Yürütme Kurulu üyesi ve Değer Grup Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Emin Değer Forumda yaptığı  ve Türk-İran İlişkilerini Değerlendirdiği konuşması  katılımcılardan  büyük ilgi gördü.

Mehmet Emin Değer Konuşmasında Şunları söyledi:

''Hepinizi saygı, muhabbet ve sevgi ile selamlıyorum.

Ben akademisyen ve diplomat değilim. Bilim ve diplomatik lisanı bilmem. Kalpten ne hakikat çıkarsa samimiyet ve ihlâsladır. Lütfen kabul buyurun.

Ben iş adamı olarak elbette ki ekonomik meseleleri dile getirmeye çalışacağım. Ancak ondan önce bir mukaddime yapmak istiyorum. Gençliğimden beri kafamı kurcalayan, beni ve benim gibi eminim sizleri de kahreden İslam Dünyasının bu paramparça halidir. Dünya herkese terakki dünyası olsunda bize niye tedenni dünyası olsun. Beşyüz-altıyüz senedir İslam coğrafyası üretemiyor. Üretememenin bedelini bize ödetiyorlar. İlimde, fende, teknolojide, iktisatta, edebiyat ve sanatta üretemedik. Onun sıkıntılarını ve tembelliğimizin acısını çekiyoruz.

Bizim en büyük üç düşmanımız vardır.

1 - cehalet

2 – zaruret fakirlik

3 – ihtilaftır ( lüzumsuz ihtilaflar )

Aslında ittifak ve dayanışma için bin tane sebep alt alta yaza birsiniz. Bütün bu sebepler bizi birliğe vahdete ittifaka ve dayanışmaya götürüyor.

Allah’ımız bir

Peygamberimiz bir

Kıblemiz bir

Kitabımız bir, bine kadar bir bir sayabiliriz.

İhtilaf ve nifaka düşmek için üç tane zaif sebep sayamazsınız. Ne hikmetse bu üç zaif sebebe sarılmış ve asırlardır bu üç zaif sebep için birbirimizi yiyoruz. Şuurlanmanın ve bir diriliş yapmanın zamanı gelmedi mi?

Peygamber efendimiz veda hutbesi ile evrensel insan hakları beyannamesinin niha-i hududunu çiziyor. Beşeri ideolojiler hep iflas etti. Sosyalizm, Komünizm, Faşizm şu anda dünyayı tanzim eden Liberalizm adı altında vahşi kapitalizm hüküm sürüyor. Oda insanların yüzde onuna geçici bir saadet temin ediyor. Yüzde doksanını sefalete sürüklemiştir. Yeni ve adil bir dünya düzenine ihtiyaç vardır. Kültürel, tarihi, dini ve genç neslimizle yeni dünya düzenini inşa edebiliriz.

Hem İslam coğrafyasını hem de dünyanın geri kalanına katkı sunabiliriz.

İran halkının refahı huzuru iktisaden kalkınmışlığı Türk milleti olarak bize zevk ve şevk verecektir. Ben firma olarak 1990 yılında İsfahan’dan Bender Abbas’a petrol taşımacılığı yaptım. 2005 yılında İran Gaz’dan ve özel iki şirketten geçici ithalatla LPG tanklarını bir yıllığına kiraladım. Birbirimizden çok memnun olduk. Hiçbir ihtilaf yaşamadık. Dürüstçe ve helal kazanç peşinde koşmamız lazım. Önemli bir hususu zikretmek istiyorum. Bütün İslam coğrafyasının en önemli hastalığıdır. Zamanı iyi kullanamıyoruz. Bürokratik işlemleri çoğaltıyoruz. Bu hususlar hem kazancın hem kalkınmanın önündeki en önemli engellerdir.

Bölgenin iki önemli ülkesi Türkiye ve İran hem ekonomik hem siyasi hem de stratejik ortaklığı kurmak mecburiyetindirler. Türkiye ve İran işadamları bir araya gelip İslam coğrafyasında, Avrupa’nın ve Dünya’nın diğer ülkeleri ile müşterek işbirliğine gitmeliler. Bir AR-GE merkezi kurup dünya’nın hangi ülkesinde hangi sektörde işbirliği yapabilirizi araştırmak ve icraya koymak zorundayız. Bunu yaparken taassubi ideolojilerden arınmış olarak müştereklerimizi ön plana çıkararak yapmalıyız. Müslümanların ve islamiyetin tealisi, yükselişi iktisaden yükselmekle mümkündür. Asırlardır ihtilafa düştüğümüz veya düşürüldüğümüz konularda bir tek İslam ülkesi karlı çıkmış mıdır? Hal böyle iken bugün başlayıp yeni bir tarih ve gelecek ortaya koyabiliriz. Herkes benim fikrim benim mezhebim benim düşüncem haktır, daha güzeldir demeye hakkı var. Diyebilir. Ama yalnız hak benimdir demeye kimsenin hakkı yoktur. Bu insaf prensibine herkes uymalıdır.

İhtiyarlanmış, tefessüh etmiş batı dünyasının insanlığa sunacağı bir modeli kalmamıştır. Gelin hep birlikte yenidünyayı geçmişte olduğu gibi yeniden adalet, hukuk, refah, iktisadi ve ahlaki kalkınmayı birlikte inşa edelim. Hem İslam coğrafyasına hem de tüm insanlığa katkı sunalım.

 Beni sabırla dinlediğiniz için teşekkür ederim. ‘’Dedi.

 

  ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA

   HABER:ABDULLAH ORTAÇ

 

 

 


17.9° / 9.4°
  • BIST 100

    9367,77%3,72
  • DOLAR

    34,58% 0,33
  • EURO

    36,23% 0,01
  • GRAM ALTIN

    2987,83% 0,88
  • Ç. ALTIN

    4956,37% 0,00