Tarih: 27.08.2015 10:21

MARDİN`DE TURİZM`E TERÖR DARBESİ

Facebook Twitter Linked-in

Tarihi taş evleri ve dümdüz ovasıyla açık hava müzesi görünümünde olan Mardin, yerli ve yabacı turistler için gittikçe daha çekici hale gelen. İnanç ve kültür turizminin önemli merkezleri arasında da yer alan Mardin, Terörün son günlerde artması ile birlikte,adeta hayalet şehir konumuna geldi.

Umudunu Turizme bağlayan Mardin esnafı ve Turizmciler adeta şok olmuş durumda.Terörün bir önce sona ermesi ve çözüm sürecinin yeniden hayata geçirilmesini isteyen vatandaşlar.Her dilden,Her dinden insanın yaşadığı bu cağrafyada yeniden Barış'ın yeşermesini ve Höş görü ortamının  tesisini sabırsızlıkla bekliyor.

Çözüm Süreci ile silahların sustuğu ve huzurun hakim olduğu Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'da son dönemde artan terör saldırıları, bölgedeki illerde sosyal ve ekonomik yaşamı olumsuz etkileri vatandaşı tedirgin ediyor.

Bölgede sağlanan huzur ortamında güvenlik endişesinden uzak, gecenin geç saatlerine kadar iş yerlerini açık tutan esnaf, son günlerde yeniden artan terör saldırıları nedeniyle güvenlik endişesiyle belirli bir saatten sonra kepenk kapatırken vatandaşlar da erkenden evlerine kapanmaya başladı.
Evlerinde günlük gelişmeleri televizyonları başında takip eden bölge insanı, yörenin her alanda gelişmesini sağlayan Çözüm Süreci'nin devam etmesini, terör saldırılarının ise son bulmasını diliyor.

Bölgenin gözde turizm kentlerinden Mardin de de artan terör saldırılarının etkisi hissediliyor.

Mardin Öncü Kadınlar Platformu Sözcüsü Zeynep Alkış, terör olayları nedeniyle sosyal alanda son 10 yılda elde edilen kazanımların tamamının yok edildiğini söyledi.

Başta bölgedeki kadınlar olmak üzere tüm insanlarda endişe ve kaygının hakim olduğunu ifade eden Alkış, geçmişte farklı illere dahi rahatlıkla güven içinde gitmek mümkünken artık yan mahalleye geçerken bile insanların kaygı duyduğunu belirtti.

Alkış, aile bireylerinden biri eve geç kaldığında tedirginlik duyulduğuna işaret ederek, bölge insanının sosyal yaşamının son dönemde tümüyle değiştiğinin farkında olduğunu aktardı.

"Geçmişteki kazanımlara tekrar sahip olmak için herkesin haykırması gerekir" ifadesini kullanan Alkış, şunları kaydetti:

"Bir ay öncesinde, ramazan ayında insanlar sabah ezanına kadar cadde ve sokaklarda gezip dolaşıyordu. Sosyal hayat tüm hızıyla devam ediyordu. Son bir ayda hava karardıktan sonra özellikle gençlerin, kadınların ve çocukların dışarıya çıkma imkanlarının olmadığını olsa da kısıtlı hale geldiğini gördük. Bir nevi insanlar evlerinde tutsak. Olaylar Mardin'de de sosyal yaşantıyı, istikrarı, güveni, huzuru ve refahı etkilemiş durumda."

Simit ve çayevi işleten Sultan Eksik ise terör olaylarından ekonomik olarak etkilendiklerini söyledi.

Daha önce iş yerinde oturacak yer bulunmadığını ancak şimdi dükkanının boş olduğunu ifade eden Eksik, son olaylardan sonra insanların dışarıya çıkamaz hale geldiğini aktardı.

Eksik, "Yerli ve yabancı turistler de artık güvenli görmedikleri için bölgeyi tercih etmiyor. İnsanlar gece yarısına kadar sokaklarda yaz mevsiminin tadını çıkarırken artık saat 18.00'de herkes evinin yolunu tutuyor" şeklinde konuştu.

Esnaf Cesur Paşaoğlu da Mardin'in turizm kenti olduğunu vurgulayarak, son olaylardan sonra kentte sosyal yaşamın bitme noktasına geldiğini ifade etti.

İnsanların bir ay öncesine kadar yemekten sonra evinden çıkıp gece yarısına kadar çay bahçelerinde, parklarda vakit geçirdiklerini belirten Paşaoğlu, artık insanların korktuklarını, bu nedenle evlerinden çıkmak istemediğini anlattı.

Esnaf Gabi Yerli ise gümüş takı satışı yaptığını ancak müşterilerin olaylar nedeniyle her geçen gün azaldığını kaydetti.

"Olaylardan dolayı turist bölgeye gelmiyor, yöre halkı da evinden dışarı çıkmak istemiyor. 3 gündür siftah yapamadım" ifadelerini kullanan Yerli, insanların kalabalık ortamlara girmekten çekindiğini söyledi.

Yerli, en büyük temennilerinin güven ortamının sağlanması ve Çözüm Süreci'nin yeniden hissedilmesi olduğunu aktardı.
Mardinli Hüseyin Arslan ise bölgede son günlerde acı, gözyaşı ve kanın hakim olduğunu, bunu kimsenin hak etmediğini dile getirerek, özellikle silahlı eylem ve hendek kazma gibi olayların bölgeyi olumsuz etkilediğini, bu olayların Kürt halkına zarar verdiğini söyledi.

Güneydoğu'da insanların dükkanlarını, evlerini satıp bölgeyi terk etmek durumunda kaldığını aktaran Arslan, "Kürt hakları adı altında Kürt halkına zarar veriliyor çünkü ciddi manada işler durmuş burada. Millet artık göç etmeye başlıyor. Tıpkı 90'lı yıllar gibi. Her sene Mardin'e yüz binlerce turist geliyordu. Bu olaylardan sonra artık turist de gelmiyor. Bir tedirginlik var. Bu da Güneydoğu halkı için büyük bir zarardır" değerlendirmesinde bulundu.

Barışın ve kardeşliğin hakim olduğu, Kürt, Türk ve Arapların birlikte yaşadığı bu topraklarda, acı kan ve gözyaşı istemediklerini vurgulayan Arslan, "Müslüman Kürt halkının yakasından düşün. Bu yapının artık silahlarını bırakması gerekiyor. Bundan vazgeçsinler. Yasal yollarla siyasetlerini yapsınlar. Kimse ölmesin. Kandan nemalanan zihniyet, Kürt halkının yakasından düşsün artık" şeklinde konuştu.

İbrahim Atılca da özellikle son 2 ayda yaşanan olaylardan son derece rahatsız olduklarını aktardı.

Hendek kazma gibi eylemlerin de sadece bir ilçeyi değil, bütün bölgeyi olumsuz etkilediğini belirten Atılca "Bütün terör örgütleri kınanmalı. Yaptıkları eylemlere herkesin tepki göstermesi gerekir. Halkımız da bu önemli süreçten geçerken birbirine kenetlenmeli" ifadesini kullandı.

 

 

 




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —