İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Ankara Valisi Ercan Topaca, “Biz Anadolu’yuz Projesi” kapsamında Mardin’den gelen öğrencilerle sabah kahvaltısında buluştu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Anadolu medeniyetimizin en özellikli ve en güzel yerlerinden biri olan; faklı anlayışları, farklı yaşam biçimlerini ve farklı kültürleri bir arada bezeyen ama bütün bunlardan öte en önemli özelliği bir arada nasıl yaşanabileceğini en güzel şekilde gösteren şehirlerden biri olan Mardin’den gelen çocukları Ankara’da misafir etmekten büyük bir mutluluk duyduğunu belirterek başladığı konuşmasında “Buradan bakınca ne güzel göründüğünüzü belki oturduğunuz yerden tam olarak hayal edemiyorsunuzdur. Sizin bir arada olmanız, yüzünüzün gülmesi, neşeniz, sevinciniz aslında bizlere de yaşama sevinci veriyor. Hepimizin amacı, sizleri mutlu görebilmektir. Gelecek nesillerimizin daha sağlıklı bir yurtta, daha sağlıklı bir vatanda, daha güzel bir anlayış içinde olmasının temin edilmesidir. Eğer sizin neşeli görüntünüz olmasa, sizin bize vermiş olduğunuz mutluluk olmasa dünya yaşanabilir bir yer olmaz. Devlet, Valilik, İçişleri Bakanlığı, Kıymetli Cumhurbaşkanımızın Eşleri Emine Erdoğan’ın himayelerinde niçin böyle bir projeyi gerçekleştiriyoruz? Biz Anadolu’yuz Projesi’nin birçok nedeni var. Sizlere de buraya gelen kardeşlerimize de birçok faydası var. Ülkemizi tanıyorsunuz, yeni arkadaşlar ediniyorsunuz; ülkemizin tarihini, kültürünü, zenginliğini yerinde görüyorsunuz. Yeni yerler görüyorsunuz. Ama bu projenin en temel amacı biliniz ki sizlerin mutlu olmasıdır.” dedi.
Bakan Soylu, Adıyaman’dan Deniz Bayır adlı bir öğrencinin, Balıkesir gezisinden sonra Balıkesir Valisi’ne yazdığı mektuptan söz ederek şöyle devam etti: “Mektubunda şöyle diyor: ‘Uçağa bindiğim andan itibaren olan duygularım heyecan, mutluluk patlaması ve sevinç.’ İşte bizim aradığımız bu. Ülkemiz çocuklarımızın hatta bütün dünya çocuklarının, bu arkadaşımızın tabiriyle ‘mutluluk patlaması’ yaşamasını istiyoruz. Biz Anadolu’yuz Projesi’ni bunun için hayata geçirdik ve şu ana kadar da çok güzel geri dönüşler aldık. Bu vesileyle, katıldığınız için, bizlerle bir arada olduğunuz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.”
Öğrenmenin çok değişik yöntemleri olduğunu ifade eden Bakan Soylu şunları söyledi: “Bazı bilgiler kitap okuyarak öğrenilir. Bazı bilgiler laboratuvarlarda öğrenilir. Bazı bilgiler dinleyerek öğrenilir ve bazı bilgiler de gezip görerek öğrenilir. Şimdi artık İnternet var, artık televizyon var. İletişim çok gelişti ve esas itibariyle de bir yerden bir yere ulaşmak da daha kolaylaştı. Ama bunlar var diye sakın bunun değiştiğini düşünmeyin. Bir gezginin görüşüyle İnternet’ten okuyacaklarınız veya televizyonlarda görecekleriniz biliniz ki asla aynı değildir. Dolayısıyla gezileriniz hem küçük bir tatil hem bir eğlence aynı zamanda bir öğrenme gezisidir. Yalnız daha önce de ifade ettiğim bir konuyu burada size de söylemek istiyorum. Biz Anadolu’yuz Projesi sadece gittiğimiz yerlerin görülmesi için değil gittiğimiz yerdeki insanların görülmesi için de yapılması gerekir.
Geleceğe dair bir umut projesi. Evet, siz Mardin’den başka arkadaşlarımız mesela ta Bitlis’ten kalkıp Antalya’ya, Ankara’ya, Trabzon’a, Muğla’ya, Aydın’a buralara gidip seyahat ettiklerini görüyoruz. Oradaki zeytinlikleri, bu ülkenin kültür ve tarih hazinelerini görüyorsunuz. Ama oradaki insanlar da sizlerin ışıl ışıl gözlerinizi, bu ülkenin aydınlık yarınlarını, yarının doktorlarını, yarının mühendislerini, yarının avukatlarını, yarının öğretmenlerini, yarının polislerini, yarının bilim adamlarını görüyorlar. Bu geziler sizlerde izler bıraktığı gibi sizi görenlerde de farklı izler bırakıyor. Biz Anadolu’yuz Projesi’ne geçtiğimiz eylül ayında başladık. Belirlediğimiz yirmi bir ilden eşleştirdiğimiz yirmi beş ile elli bin çocuğumuzun en az üç gün sürecek geziler yapmasını planlıyoruz. Kıymetli Cumhurbaşkanımızın Eşi Emine Erdoğan Hanımefendi’nin himayelerinde ilk olarak Tunceli’den Afyon’a gelen bir grupla bugüne kadar sizler de dâhil 21.577 kardeşimiz bu gezilere iştirak etti. 15.509 katılımcımızın da ziyareti planlandı. Yani nisan sonu itibariyle 37 bin inşallah mayıs sonu itibariyle 50 bin kardeşimizi eylül ayında başladığımız Biz Anadolu’yuz Projemizle Anadolu’muzun çeşitli yerlerine götürülmüş olacaktır.
Hem mutluluk hem gezip görme hem öğrenme hem farklı insanlarla bir arda olma, farklı kültürleri tanıma ve bütün bunları kendi yaşamında önemli bir yere yerleştirme imkânını sağlamaya çalışıyoruz. Ve şu ana kadar 161 uçak seferi gerçekleştirdik. Bütün bunların gerek Bakanlığımızın merkezi birimlerinin, Strateji Başkanlığımızın, valilerimizin, belediye başkanlarımızın bazı yerlerde ticaret odalarımızın hassasiyeti ile herhangi bir sorun yaşamadan bunları gerçekleştirdik. Ulaşım noktasında THY bize çok önemli destekler sağladı. Burada tekrar sizlerin huzurunda emeği geçen herkese ayrı ayrı teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Birileri dünyayı kötü bir yer yapacak adımlar atmaya çalışıyor. Özellikle bunu bilerek, isteyerek gerçekten dünya daha kötü bir yer olsun mu diye yapıyorlar yoksa kendi menfaatlerini temin etmek için bilmeden mi yapıyorlar, buna da pek emin değilim.
Ama emin olduğum bir şey var: Yapılanlar doğru işler değil. Dünyanın her köşesine silah sevk etmek, insanları çalıştırmak, terörü, uyuşturucuyu desteklemek hiç doğru bir şey değil. Oysa bu dünyanın her köşesi zenginliklerle dolu. Gelecekte su savaşları olacak diye kehanette bulunuyorlar. Enerji savaşları olacak diye kehanette bulunuyorlar. Doğru, eğer böyle davranmaya devam edersek bunlar olur. Hâlbuki dünyanın enerjisi de suyu da herkese yetebilecek düzeydedir. Önemli olan açgözlü olmamaktır. Önemli olan dünyaya hatırlanabilir güzel işler ve izler bırakabilmektir. Bakınız Biz Anadolu’yuz Projesi kapsamında birçok evladımız Çanakkale Şehitliği’ne gitti. Çanakkale’ye dev gibi gemileriyle ve silahlarıyla gelen bizi yok etmeye gelen o ordulardan geriye hiçbir şey kalmadı. Bugün Ankara’ya geldiniz. Belki Hacı Bayram Veli’yi ziyaret edeceksiniz. Meclis binasını, bugün olduğu gibi bakanlıkları, Anıtkabir’i, Külliye’yi ve diğer tarihî yerleri, görülmesi gereken yerleri ziyaret edeceksiniz. İnsanlığın bıraktığı miras birilerinin düşündüğü gibi kötülük mirası değildir. İnsanlığın bıraktığı miras iyilik mirasıdır.”
Konuşmasını Şeyh Şaban-ı Veli’nin “Gelişiniz güle güle, gidişiniz güle güle olsun.” Sözüyle bitiren Bakan Soylu şunları ifade etti: “Anneleriniz, babalarınız, öğretmenleriniz size hep iyi insan olmayı öğretiyorlar. Hep tembih ediyorlar. ‘Aman iyilik yapın. Aman kimsenin hakkını yemeyin. Aman ailenize yakışır bir adım atın.’ Hep sizi gönüllendiriyorlar. İyi doktor olun. İyi avukat olun. Ama en sonunda ihmal etmedikleri, en önemlisi iyi insan olun. Bizim medeniyetimizin en önemli kök sütunlarından biri Mardin’dir. İyilik medeniyeti. Mardin’den geliyorsunuz. Derik’ten gelen arkadaşlarımız var. Orada bir kaymakamımız vardı. İsmi bizim salonlarımızda burada yaşıyor: Muhammet Fatih Safitürk. O da bir annenin babanın çocuğuydu ve o da bu iyilik medeniyetinin evladı olarak sizlerle buluşarak zihnindekileri, aslında bu dünyadaki karmaşayı ortadan kaldırmaya çalışan, sizi o karmaşanın içinden alıp yepyeni bir ufka, yepyeni bir aydınlığa götürmeye çalışmıştır.
Biz arkasından onun da iyi bir insan olduğunu biliyoruz. İyilikler içinde olduğunu biliyoruz. Sakın iyilikten vazgeçmeyin. Bizim Anadolu’muz güzel bir aşktır. Herkesi kollayan, herkesi koruyan, herkesi kucaklayan, herkese iyilik yükleyen ve herkesi kuşatan bir anlayıştadır. Anadolu büyük bir zenginlik içerisindedir. Siz Anadolu’nun bir köşesinden bu zenginliklerinden birkaçını dün, bugün, yarın göreceksiniz. Bir tarafta Karadeniz’i var. Bir taraftan Akdeniz’i var. Bir taraftan Ege’si var. Doğu Anadolu’su, Güneydoğu Anadolu’su var. Her yerinde farklılıklar var. Her yerinin yemekleri, her yerinin giysileri, her yerinin oyunları, her yerinin çocuklarının oynadığı oyunları bile farklı. Çok büyük, çok zengin, çok tarihî birikimleri olan, herkesin imrendiği bir memleketin hep birlikte sahipleriyiz. İstanbul’u başka, İzmir’i bir başka güzel. Serhat şehri Edirne’si, bir başka yine serhat şehri Kars’ı bir başka güzel. Hepimiz bu güzellikleri aynen bize bırakılan miras gibi yarına taşımakla sorumluyuz.
Çok çalışmalıyız ve yarına ait bizden sonra gelecek nesilleri aynı sizler gibi mutluluğun, sevincin ve iyiliklerin nesilleri yapabilmek için verdiğimiz bayrağı sizler devam ettirmeye çalışacaksınız. En çok ihtimam göstereceğiniz iş, birbirimize muhabbet duymak ve sevgi duymaktır. İnşallah bunu hayatınız boyunca hep birlikte devam ettireceğinize inanıyorum. İnanın bu salonun içerisinde büyük bir enerji var. Bu enerjinin kaynağı sizlersiniz. Temiz yürekleriniz bu enerjinin kaynağı sizlersiniz. Dün İslam âlemi için insanlık için güzel bir geceyi hep beraber geçirdik. Dinimiz bize kardeşliği öğretiyor, dinimiz bize iyiliği öğretiyor, dinimiz bize birbirimize yardım etmeyi ve birbirimizi anlamayı öğretiyor. Eğer bunları yaparsak Allah’a daha iyi kul oluruz.
Dikkat edin, işlerimizi daha iyi yapmamız bundan sonra olur. İnsanlar, yaratılmışların en şereflisidir topraklar ve kâinat üzerinde. Yani biz hepimiz Allah’ın şerefli olarak nitelendirdiği yaratıklarız. Ona göre birbirimize davranmalıyız ve birbirimizin hep iyi taraflarını görmeliyiz. Geleceklerinizin hayrına hep dua edin. Hepimiz zihnimizdeki o ulaşmak istediğiniz hedeflediğiniz güzel noktalara ulaşın diye dua ediyorum. Burada gördüklerinizi oraya gittiğinizde arkadaşlarınızla paylaşın, ailelerinizle paylaşın, aile sohbetlerinizde paylaşın. Öncelikle öğretmenlerinize çok selamlarımızı iletiyoruz. Ailelerinize ayrı ayrı sevgi ve selamlarımızı iletiyoruz. Tüm Mardin halkına orada tüm ilçelerdeki yaşayan kardeşlerimize selamlarımızı ve muhabbetlerimizi iletiyoruz.”
ARTUKLU HABER AJANSI-ANKARA