Meme kanserine yakalanmak, kadınların korkulu rüyası. Bu hastalığın isminden dahi korkan kadınlar, en çok da memelerini kaybetme kaygısı yaşıyor. Günümüzde meme kanserinin tanı ve tedavisindeki yeni yaklaşımlar ise bu korkunun ortadan kalkmasını sağlıyor
Meme kanserine yakalanmak, kadınların korkulu rüyası. Bu hastalığın isminden dahi korkan kadınlar, en çok da memelerini kaybetme kaygısı yaşıyor. Günümüzde meme kanserinin tanı ve tedavisindeki yeni yaklaşımlar ise bu korkunun ortadan kalkmasını sağlıyor. Ama unutulmamalı ki hastalığın erken evrede teşhis edilmesi çok önemli.
Meme kanseriyle ilgili farkındalık yaratmak amacıyla Adana Rotary Kulübü tarafından “Erken Tanı Hayat Kurtarır” sloganıyla sürdürülen “Meme Kanseri Bilgilendirme” toplantılarının bir yenisi, Çukurova Üniversitesi (ÇÜ)İletişim Fakültesi’nde gerçekleştirildi.
ÇÜ İletişim Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Hatice Çubukçu’nun açılış konuşmasıyla başlayan ve Dr. İdil Boyar’ın konuşmacı olarak katıldığı bilgilendirme toplantısına, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler yoğun ilgi gösterdi.Toplumun yüzde 52’sini kadınların oluşturduğu Türkiye’de,her 8 kadından birinde meme kanseri görüldüğüne dikkat çekerek konuşmasına başlayan Dr. İdil Boyar,meme kanserinden korunmanın en etkin yolunun kadının farkındalığını arttırmak olduğunu söyledi.Dr. Boyar, "Erken tanı ile kişi sosyal yaşamdan kopmadan, büyük olumsuzluklara maruz kalmadan kötü hücrelerden kolayca kurtulabiliyor." dedi.
“Elle Muayene Önemsenmeli.”
Meme kanserinin kişinin kendini muayene etmesiyle ortaya çıkarılabileceğini ifade eden Dr. Boyar,"Meme içerisinde süt bezleri ve kanalları var. Bu süt bezleri ve kanalların içerisinde farklılaşan hücrenin kontrolsüz çoğalmasıyla bu hastalık ortaya çıkıyor. Giderek büyüyen kitle, kadının kendini kontrolü sırasında eline geliyor. Büyüyen, ele gelen kitle,meme kanserinin en önemli belirtisidir. Bir hücreden çıkıyor ve geometrik dizi şeklinde artarak o hâle geliyor." dedi. Dr. İdil Boyar, memede bulunan her on kitleden sadece ikisinin meme kanseri riski taşıdığını, buna karşın her kitlenin mutlaka meme cerrahisi uzmanı tarafından değerlendirilmesi gerektiğini söyleyerek,”Elle muayenede kitlenin yapısı önemlidir. Sert, sınırları düzensiz, şekil bozukluğu olan, meme cildinde değişikliğe yol açan kitleler, meme kanseri olma olasılığı yüksek oluşumlardır.”diye konuştu.
Memeden Gelen Akıntı, Bir Uyarı Sinyali
Meme kanserinde en önemli belirtilerden birinin memeden gelen akıntı olduğunu hatırlatan Dr. Boyar, ”Çoğu zaman memeden gelen akıntı meme iltihabıyla karıştırıldığı için yanlış teşhis konulabildiğinden kanser tedavisi için geç kalınabiliyor.” dedi.
“Meme Kanseri Evreleri Olan Bir Hastalık.”
Meme kanserinin evreleri olan bir hastalık olduğuna da dikkat çeken Dr. İdil Boyar, bu evreleri:
“Erken evre (Kitle küçük bir operasyonla meme kaybı olmadan alınıyor, kişi sosyal yaşamdan kopmadan tedavi olabiliyor.)”, “Bölgesel ilerlemiş evre (İlaç verip, küçültülen kitle sonra ameliyatla alınıyor.)” ve “Vücuda yayılmış evre(Ağırlıklı olarak ilaç tedavisi yapılıyor.)”şeklinde sıraladı.
Meme Kanserinde Risk Faktörleri
Dr. Boyar, ‘kadın’ olmanın meme kanserinde en büyük risk olduğuna dikkat çekerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
Erken Tanı ve Kanserden Korunmanın Yol Haritası
Erken Tanı Hayat Kurtarır
Dr. İdil Boyar konuşmasının sonunda, meme kanserinden korunmanın yolunun erken tanı olduğunu bir kez daha vurgulayarak, "Erken tanı konulan hastada çok geniş ameliyatlara gerek kalmıyor. Daha küçük ameliyatlarla, daha küçük tedavilerle sosyal yaşamdan kopmadan kaliteli bir yaşam sürdürebiliyorlar. İşte en önemli şey meme kanseri riskinin farkında olmak ve kendilerinin yol haritalarını takip etmek. Zaman geçtiğinde, hastalık ilerlediğinde zor bir süreç başlıyor." dedi.
Toplantı Dr. Boyar’ın, insan bedenine benzer maket üzerine elle muayene ile ilgili uygulamalı anlatımının ardından, katılımcılardan gelen soruların yanıtlanmasıyla sona erdi.
ARTUKLU HABER AJANSI-ADANA